- 06-04-2025 07:07
- 1579

'SIFIR KARBON' YALANI
“Karbonsuz bir yaratılış kanunların kapsamında değil (olamaz), biyolojinin ve metafiziğin konusu.”
?!
“İklim kanunları karbonu sıfırlamaya çalışıyor fakat yaşamın kendisi karbona dayalı. Bu bir çelişki mi?”
?!
Bunlar, az öncesinde hevesle 'iklim kanunu' slogan ve maddelerinin savunmasını yapmış yapay zekalarının ters köşeye gelişleri.
Tarihin en utanmaz, en arsız, en izansız, en sahtekâr, en pervasız, en büyük yalanı!
'Sıfır Karbon' sloganıyla yapılanlar aslında aşırı doz komik de,
Hiç mi hiç gülemiyoruz!
Milletvekilleri,
Devletin BAĞIMSIZLIĞINI ve
MİLLETİN EGEMENLİĞİNİ KORUYACAĞINA,
TOPLUMUN HUZUR ve REFAHI,
ADALET anlayışı içinde HERKESİN İNSAN HAKLARINDAN ve
TEMEL HÜRRİYETLERDEN YARARLANMASI ÜLKÜSÜNDEN AYRILMAYACAĞINA,
Büyük TÜRK Milleti önünde namus ve şeref üzerine yemin ettiyse,
BU 'İKLİM' SAHTEKARLIĞINA KANUN BİLE DİYEMEZ!
BUNU OYLAYAMAZ!
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, değiştirilemez, değiştirilmesi teklif edilemez ilk 4 maddesi ve içeriğindeki;
"TOPLUMUN HUZURUNU, MİLLİ DAYANIŞMA ve ADALET ANLAYIŞI İÇİNDE, İNSAN HAKLARINA SAYGILI...
SOSYAL BİR HUKUK DEVLETİDİR." ifadeleri çok açık ise;
Millet olarak,
Ben de BU KANUNSUZ 'KANUNU' SAYMAMA,
KANIMIN SON DAMLASINA KADAR REDDETME HAKKIMI SAKLI TUTUYORUM.
Bu da, olağan sonucu olarak görülmeli, madem.
Bol bol “Sıfır Karbon” sloganı atıyorlardı.
Bu alemde karbonsuz varoluş olmadığı yüzlerine vurulunca,
Bu saçmalığın daniskası slogandan az çark etmişler sanki.
Yapay zeka, sona sakladığım soruyu birkaç farklı şekilde ifade ettiğimde de anlamadı.
Olmayan kafası buna basmadı:
“Karbonsuz 3. boyuta şekillenme var mı?”
Bu sorudan kaçış yok. Beynelmilel temel bilimsel gerçek.
CANLI veya CANSIZ; KARBONSUZ, ÜÇÜNCÜ BOYUTA ŞEKİLLENME YOK!
Sözde salgın sürecinde de olduğu gibi, kimse bana varoluş haklarımı ihlal eden yaptırımlar dayatamaz.
Açık havada maske takmıyormuş diye, geziyormuş diye, fakat bir tek de vatandaşın peşine polis takmak nedir ya?!
Takmadım, taktırmadım. Cezalar da hükümsüz ilan edildi neticede.
Fakat ben, bir vatandaş olarak, hiçbir şey yapmadığım için, açık havada nefes hakkı için, maske takmadığım için,
Bu devletin milletini korumaya yeminli polisiyle karşı karşıya getirildim.
EN TEMEL VAROLUŞ HAKKI İÇİN!
Buna iştirak eden, susan herkesten davacıyım.
Hiçbirine hakkımı helal etmiyorum.
Elbirliğiyle yaptığınız şu 'duble encoy' meselesini de hatırlayın. Adınızı tarihe böyle yazdırdınız. Unutulmayacak.
Şahsen, bir tek hes kodunu aşamadım.
Toplu taşıma sebebiyle, aslında yine TEMEL BİR HAK için, buna mecbur edildiğim an itibariyle, tarafların hepsine ayrıca kinliyim.
'Kişiselleştirilmiş kart' cicilemesine de.
Sıfır hakla 'iklim kanunu' deyip, “Bu kanun ve kaçınılmaz.” algısını peşinen yapıştırmış,
Gelmiş-geçmiş en pervasız saçmalık projesinin ahtapot ayağını,
Truva atı zihin kontrolünü,
Orantısız Şirki,
Uçana-kaçana despotluğu,
Varoluş HAKları ihlalini,
Bilimsiz, ilimsiz, izansız olmasına rağmen pazarlanan insanlık dışı, halk ve memleket düşmanı projeleri
REDDEDİYORUM!
Alenen ifşa olmuş el-it sahtekarlığı,
Halen gözümüzün içine baka baka savunsanız da,
Kurulmuş gibi şapşahane anlaşsanız da,
“KANUN” DA DESENİZ,
BUNU OYLAYABİLECEĞİNİZİ DE SANSANIZ,
REDDEDİYORUM!
Bu,
“Kanun” denmesi dahi gayrimeşru, dış tahakküm yalan-dolanı,
Düpedüz İNSANLIK ONURUNA KÜFRÜ
REDDEDİYORUM!
İnsanlık onurunu ve varoluş haklarımızı oylama yetkisini, oyla veya başka bir yol ile, kimseye vermediğimizi de hatırlatalım.
Mevcut yasalar huzurunda aday olmuş,
Milletvekili veya devlet görevlisi olmuş herkes de bu yasalara uymakla mükellef.
Onun dışında bir yaptırıma hak kazanıldığının düşünülmesi tamamen mesnetsiz.
BU KONU İÇİN İNANILMAZ YÜKSEK BİR DÖVİZ KREDİSİ ALINDIĞI VEYA ALINACAĞI DA DOĞRU MU?
Kim aldıysa o ödesin;
Bunu hepten REDDEDİYORUM!
En temel varoluş haklarım için kısıtlanmayı, vergi ödemeyi
REDDEDİYORUM!
Tarım, hayvancılık ve sularımızın zaptedilmesini
REDDEDİYORUM!
Dış tahakkümlü gereksiz sözleşmeleri ve yaptırımlarını, toptan REDDEDİYORUM.
DSÖ diktasını ve sanki elçilikmişcesine verilmiş akıllara zarar imtiyazları da!
Adında “Dünya”, “Birleşmiş”, “Milletler”, “Uluslararası” gibi havalı tanımlar geçen,
Adı-alanı her neyse, TAM TERSİNİ yapan!
'Birleşmiş' yalanlarıyla sinsi hakimiyetler kuran,
Hayalet imparatorluk bakanlıklarını, uyduruk sözleşme ve yasalarıyla beraber
REDDEDİYORUM!
Ve özellikle bu konuda çok şaşkınım.
Kendi yasalarımıza uyulmuyor daha, neyin peşindeyiz?!
Yasalarımıza uygun davranılırsa yetmiyor mu?
Eksiklerimizi kendi içimizde tartışıp gidermemiz yetemiyor mu?
Kendi aklımız var mı?
Oturduğunuz yerden, önünüze konulan yaldızlı paket yabancı anlaşmaları imzalayasınız ve hizmetlerine giresiniz, halkı bozuk para gibi harcayasınız diye vekil kılmıyoruz.
Hiçbir devlet görevlisinin böyle bir yetkisi olamaz.
Azılı suçlu sürüler sokağa salınırken,
Toruna peluş terlikle vurmuş diye, 80 yaşındaki kadına dört küsür ay ceza verilen yerde,
Kanunla sözleşmeyle neyi kurtarıyorsunuz?
Kimin neyin hukukunu konuşuyoruz?
Terlik geliyor terlik!
ANA Terliği!
Ana dolu!
Ana, çok fena dolu!
Önce bir; kendi kanunlarımıza uyulduğuna,
Bunların devleti ve milleti adamakıllı güvence altında aldığına emin olalım da,
NELER MÜMKÜN?!
Ve ayrı bi acayip gizemliler bu konuda değil mi?
Sıfır şeffaflık.
Sırf slogan, laf kalabalığı, ünlü şovu, siyasi pazarlamalar ve grafik tasarım.
Bunlarla dalga geçen çok sayıda bilim adamı var.
“Nobel ödülü aldıktan sonra inkarcı oldu” dedikleri dahil.
Vicdanlı çıkıp beklentiyi karşılamamış, fena bozulmuşlar.
Öte yandan,
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası öncülüğünde, Dijital Türk Lirası Projesi ilk faz çalışmaları yürürlükteymiş.
Nakiti yasaklamak, attığın adımı kontrol etme takıntılı bir sistemde, tüm ipleri bankalara tutturmak nedir?
Herkes algılayabiliyor mu acaba?
Bankalar diktasını,
ezelden REDDEDİYORUM!
Karmaşanın içinde, her yönden sessiz-sedasız, danışık-dövüş yol almaları ne tatlış.
Ve ilginçtir, tescilli terör örgütü elebaşı ortalığa atıldığından bu yana,
Türkiye Cumhuriyeti devlet görevlilerinin ağzından TÜRK Milleti çıkamaması kadar dikkat çekici bir 'gizem' hepsi.
Eleştirenlere: “Bu memlekette çok sayıda millet var, bölücülük yapmayın” denmesine yol verilmesi de boş.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 66. maddesi açık ve net:
“Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür.”
Ve sanıyor musun ki kardeşim,
Bizi böyle etnik çarpma-bölmeyle ayıracaklar?
Aşağıdakiler-Yukardakiler meselesi.
İmtiyazlılar ve kanunlara tabi olanlar olarak ayıracaklar.
Hayalleri, efendiler ve hizmetkarları.
Kendini el-it külte satanlar da artık 'elit' olamıyor halbuki.
El-it, maşayı eldivenle tutar.
Yüzünü, yüzüğü göstermez.
Ve, ilk maşalar yanar. Tarih bunlarla doludur.
Tarihi okuyamayanlar, içinde iklim olmayan iklimin yasasını okumuş-muş;
Memleketi-Milleti emanet ettiklerimizin ne derece fantastik takıldıklarını çok güzel vurgulayan şu cümle, başka bir açıklamaya gerek bırakmamıştı aslında:
KARBONSUZ BİR YARATILIŞ KANUNLARI HİÇ Mİ HİÇ İLGİLENDİRMEZ, ALANI DA OLAMAZ!
Olsa olsa biyolojinin ve METAFİZİĞİN konusu olabilir.
Şov çok profesyonel.
Pandemi masalıyla nabız yoklayan despotluğa edebimizden sustuk, ahmaklığımızdan değil.
“Açık havada nefesine çökülmesine ses çıkarmayanlara neler yapmazlar?!” denilmesin.
Bir tek TÜRK Milletine yapılanlar,
Dış tahakküm dikta despotluk,
Sözde kanunla kalıcı hale getirilebilir sanılmasın.
Biz yemedik, vekillerimiz niye yer?!
Siz gerçek misiniz?
Gözümüze çok fantastik görünmeye başladınız.
Memleket genel olarak fantastik bir paralel evren gibi geliyor insana artık.
O kadar çılgınca bi süreç.
Türkiye Büyük Millet Meclisi,
Türk Milletinin sesi geliyor mu?!
İmtiyazlı 'haklılığınız' da sizin olsun,
Bizim konumuz HAK zaten!
HAK!
EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR
.
“Allah yaratmış” demeyip, uçanı kaçanı ıslah etmeye kalkıştığınız,
Fakat azılı suçlulara hiç dokunmadığınız,
“Bu gizemlere henüz ermedik” demeyip, birkaç sloganı 'billim' saydığınız,
Fakat gerçek bilim adamlarını, alimleri hiç mi hiç dinlemediğiniz,
Satılmış tekel dogmadan başka herkesi 'tehdit' 'billen',
Hatta,
Durup duran, hiçbir şey yapmamış insana canlıya 'mikrop' muamelesi bile yapmış,
Birbirine böyle baktırmış,
Şu izana-edebe muhtaç zorba düzende,
Bizi, uyduruk gayrimeşru kanunlarla sınarken,
Kendinize hak-hukuk lazım olduğunda,
Adalet dilendiğiniz gün,
Bunları da hatırlarsınız.
**
.
Sümeyya Demirel, dikGAZETE.com
- Grok Karbon 1
- Grok Karbon 2
- Grok Karbon 3
- Grok Karbon 4
- Grok CO2.