Paris zirvesi Avrupa’da yükselen milliyetçiliği, “Vatanseverliğe İhanet”le eş tuttu!

Yaklaşık dokuz milyon asker ve altı milyonu aşkın sivilin can verdiği 1914-1918 yılları arasında süren Birinci Paylaşım Savaşı (Dünya Savaşı), 11 Kasım 1918’de Fransa'da, ateşkes ilan edildiğini duyurmak amacıyla çanların çalınmasıyla sona ermişti. 

Dünya liderleri Paris’te toplandı…

Dünya liderleri, 1. Dünya Savaşı'nı sona erdiren ateşkes anlaşmasının 100. yıldönümüParis'te düzenlenen törenlerle andı.

Birinci Dünya Savaşı’nın sona erişinin yüzüncü yıl dönümünde Avrupa ile ABD arasındaki ilişkilerin eskisi gibi olmadığı bir kez daha gözler önüne serildi.

Yükselmekte olan Avrupa milliyetçiliğinin barışı tehdit ettiğine dikkat  çekildi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan da Paris’teydi…

Paris'teki Zafer Takı'nın altında düzenlenen törene katılan 70 kadar dünya lideri arasında ABD Başkanı Donald Trump, Rusya lideri Vladimir Putin, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da vardı.

Trump'ın, Putin ve diğer dünya liderleriyle Washington'ın çıkaracağını açıkladığı Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması (INF), Suriye, Suudi Arabistan ve Kuzey Kore'yi konuştuğunu Beyaz Saray sözcüleri açıkladı.

Göstericiler Trump’ı yuhaladı…

Avrupalı liderlerin Trump’ın tozunu aldığı, anma törenleri kapsamında ABD Başkanı Donald Trump'ı taşıyan konvoya yönelik bir protesto gerçekleştirildi.

Paris'teki sendikaların desteğiyle organize edilen protesto gösterisinde ABD Başkanı Trump, Orta Doğu ve Afrika'daki ülkelerde sorun çıkarmak ve silah satarak birçok ülkenin huzurunu bozmakla itham edildi.

Filistin sorununun çözümlenmesine ABD'nin engel olduğunu, İsrail'e destek verdiğini belirten göstericiler, Yemen'e silah satışının durdurulması, Suriye'de katliamların durdurulması isteminde bulundu.

Karizmaları çizik iki lider Merkel ve Macron…

Birinci Dünya Savaşı’nın Fransa’da sona erişinin yıldönümü törenlerinde başrolü yara almış iki lider paylaştı.

Bu nedenle “bozacının şahidi şıracı” denilebilir. 

Bir yanda gücünü kaybetmekte olan bir Başbakan Merkel, diğer yanda icraatının doğruluğuna halkını ikna edemeyen bir Cumhurbaşkanı Macron.

Argo tabirle her iki liderin de karizması yerlerde. 

Her ne kadar Almanya ve  Fransa arasındaki sorunlar sözde Birinci Dünya  Savaşı’nda  ve sonrasında  İkinci Dünya Savaşında  çözülmüş olsa da rekabet devam ediyor; kavimler savaşı devam ediyor. 

Sırada kadim kavimlerin göçü var. 

Günümüz Almanya ile Fransa arasındaki ilişkileri de Angela Merkel ile Emmanuel Macron’un siyasi kariyerleri gibi zayıflamış bulunuyor. 

Paris’te kameralara sergilenen üzerinde çalışılmış uyumlu manzaranın bu gerçeğin üstünü örtmeye yetmediği söylenebilir. 

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron Paris zirvesinde milliyetçiliğe verdi veriştirdi…

Katolik olduğu kadar sosyal liberal görüşleriyle tanınan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ev sahibi olarak törende yaptığı konuşmada, dünya liderlerine milliyetçiliği reddetmeleri çağrısında bulundu.

Paris'te I. Dünya Savaşı'nı sona erdiren ateşkes anlaşmasının 100. yıl dönümü sırasında Avrupalı liderlerin milliyetçilik karşıtı mesajlar vermesi, ABD Başkanı Donald Trump'ın “müttefikleri tarafından yalnız bırakıldığı” yönünde yorumlandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da arasında olduğu dünya liderlerinin katıldığı törende ev sahibi Fransa Cumhurbaşkanı Macron, yaptığı konuşmada, dünya liderlerine milliyetçiliği reddetmeleri çağrısında bulundu. 

Milliyetçiliği "vatanseverliğe ihanet" diye tanımlayan Macron, "'Bizim çıkarlarımız önce gelir ve diğerlerine aldırmayız' diyerek, bir ulusun en değerli şeyini söküp atıyorsunuz, ahlaki değerlerini" dedi. Macron'un bu sözleri, "Önce Amerika" politikasını şiar olarak benimseyen Trump'a karşı olarak algılandı.

Macron, “İçeriden biri” ve Avrupalılar için doğru söylüyor…

Macron, Avrupalı bir lider ve Avrupa tarihini de çok iyi bildiği kesin.

İslam ülkelerine çullanan, hatta bırakın Müslüman olmayı “Hristiyan Bizans’ın başkenti İstanbul”u dahi yakıp-yıkıp yağmalayan Avrupalı ulusları yakından tanıyor, vandallıklarını çok iyi biliyor. 

30 yıl sürdüğü için “Otuz Yıl savaşları” olarak anılan Habsburglarla Borbonlar arasındaki Protestan-Katolik dini çatışmasının Avrupa'da yol açtığı felaketlerden haberdar.

Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’nın Avrupa’ya verdiği zararı göz önünde bulunduruyor.

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Twitter: @oc32oc32 

...