- 09-10-2019 23:33
- 1141
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Trump’ın, “Türkiye'nin 'sınırı aşan' bir hamlede bulunması durumunda ülke ekonomisini tamamen mahvedeceği” tehdidini ciddiye alanlara gülüp geçiyorum.
Halden anlayın biraz…
Donald Trump’ın Amerikan askerlerini Suriye’nin kuzeydoğusundan kısmen çekme kararından Kongre rahatsız. Karara hem Demokrat hem de Trump’ın partisi Cumhuriyetçilerden tepki geldi.
Adam tribünlere oynuyor görmüyor musunuz?
Türkiye’nin, yakın zamanda Suriye'nin kuzeyine uzun süredir planladığı operasyon için harekete geçmesi durumunda ABD Silahlı Kuvvetleri, bu operasyonu desteklemeyecek ya da bu operasyona dahil olmayacak.
Daha ne yapsın!..
ABD Nötr, Türkiye Nötrofil…
“Nötr”; tarafsız, yansız demek.
Kimyada turnusol gibi bir ayraç karşısında ne asit ne alkali tepkisi göstermeyen, yansız.
Fizikte, elektriğe karşı hiçbir tepkisi olmayan, yansız.
Turnusol gibi bir ayraç karşısında asit veya alkali tepkisi göstermeyen, yansız gibi anlamları da mevcut.
Nötr'ün tanımları, Türkiye'nin baskın operasyon kararlılığı karşısında ABD'nin Suriye’deki pozisyonuna tıpatıp uyuyor.
Pentagon/Amerikan Savunma Bakanlığı; Amerika Birleşik Devletleri'nin Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyine planladığı operasyonu hiçbir şekilde onaylamadığı ve Amerikan ordusunun da desteklemediğini belirtti.
Eğer doğru ise ABD ile sağlanan uzlaşmaya göre, operasyon ABD askerinin çekildiği derinliğe kadar sürdürülecek ve iki ordu karşı karşıya gelmeyecek.
ABD, nötrün de nötrü.
Gelelim Türkiye'nin Nötrofilliğine…
“Nötrofil”, bağışıklık sisteminin önemli parçası olan beyaz kan hücrelerinin bir türü. Oluşumları Türkler’in ‘Yaratılış ve Türeyiş’ destanına benziyor sanki.
Kemik iliğinde yapılırlar ve kan dolaşımına girerek, içerdikleri enzimler sayesinde bakteri ve mantarlarla savaşırlar.
Yahya Kemal'in “Akıncılar” şiirinin ilk beyitindeki "Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik / Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik" dizeleri gibi.
İşte bu beyaz kan hücreleri / beyaz hayaletler; bir enfeksiyonun varlığında mikropları öldürmek için bulundukları yere göç eden ilk hücrelerdir.
Türk Ordusu’nun gayri nizami savaş kabiliyeti ve Asimetrik savaş deneyimi, medikal literatürdeki Nötrofil ile benzeşiyor.
Sel gitti kumu kaldı…
Trump, ABD askerlerini çekmesine çekti ama IŞİD’liler konusunda Ankara'nın kucağına pimi çekilmiş bomba bıraktı.
Onlar öyle sanıyor!
Trump, Türkiye’nin uzun zamandır beklenen askeri operasyonuna üstü kapalı yeşil ışık yakarken, karşılığında Fırat’ın doğusundaki hapishanelerde tutulan IŞİD’liler ve onların sorumluluğu da Ankara’ya devredildi.
Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, “ABD hükümeti, hapisteki pek çok IŞİD savaşçısının geldiği Fransa, Almanya ve diğer Avrupa ülkelerine bunları geri almaları için baskı yaptı ancak onlar, esir IŞİD’lileri geri istemedi ve reddettiler.
Türkiye, artık bu bölgede ABD’nin ‘Halifeliği’ yendiği andan itibaren, son iki yıl içinde yakalanmış tüm IŞİD savaşlarından sorumludur” ifadelerine yer verildi.
IŞİD’lilerin tutulduğu hapishaneler ve söz konusu savaşçıların eşleri ve çocuklarının tutulduğu kampların sorumluluğu bundan böyle Türkiye’de.
IŞİD’li teröristlerin mensup oldukları Avrupalı ülkelerle Türkiye arasında yeni pazarlık konusu ortaya çıktı. Türkiye’nin elinde sadece göçmenler değil birde IŞİD’li teröristler kozu var.
Trump, Türkler’in çetin pazarlıkçı olduğunu dostu Ahmet Ertegün’den biliyor. O nedenle Avrupalılar’ın azı dişlerini bizim sökmemizi istiyor olmalı.
Türkler bu teröristleri, gönderildikleri ülkelere satar mı, asar mı, keser mi yoksa besler mi? Hep birlikte göreceğiz.
Amerikalı üfürükçülerin, bölgedeki IŞİD militanlarının sayısının on binleri bulduğu yönündeki abartılı rakamları, gerçeği yansıtmaktan çok uzak.
Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan da, "Rakamlar abartılı" demişti.
Trump, Erdoğan'a “Dostum.. Türkler müttefik” dedi… Hayırdır İnşallah!..
Washington’da esip gürleyen ABD Başkanı Donald Trump, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 13 Kasım’da davetlisi olarak Washington’a geleceğini söyledi.
Birçok insanın, Türkiye’nin ABD’nin büyük ticari bir partner olduğunu unuttuğunu ifade eden Trump, “Türkiye, F-35 savaş uçaklarının çelik gövdesini üretiyor. İdlib’te çok hayat kurtarmaya yardım etmemi sağladı” dedi.
Yıllarca hapis cezası alan Rahip Brunson’ın sağlıkla ülkesine dönmesi noktasında yardımcı olunduğunu kaydeden Trump, “-Türkiye, NATO’nun önemli bir üyesi. Erdoğan, 13 Kasım’da davetlim olarak Washington’a gelecek” dedi.
“Şeytan ayrıntıda gizli” sözü boşa değil. Trump’ın bu açıklamasında benim dikkatimi çeken iki husus var.
İlki; Türkiye’nin, NATO’nun önemli bir üyesi olduğu, diğeri de ABD’nin büyük ticari bir partneri ve Türkiye’nin F-35 savaş uçaklarının çelik gövdesini ürettiği bilgisi.
Hani Amerikalılar bizi F-35 projesinden çıkarmıştı?
Eğer Türkiye, kuru gürültüye pabuç bıraksaydı ne S-400 alabilirdi ne de Suriye’nin kuzeydoğusuna başlatılan operasyon konusunda Amerikalılara diklenebilirdi?
F-35 Krizi nasıl başladı?
Ankara’nın Moskova’dan S-400 alımı, Washington’u nasıl zıvanadan çıkarmıştı, bir hatırlayın!..
Küplere binen ABD Savunma Bakan Vekili Patrick Shanahan, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a mektup göndermiş, Türkiye’nin, 31 Temmuz’a kadar S-400 alması halinde, F-35 programının ‘tamamen iptal edileceğini’ bildirmişti.
Buna göre Türkiye’nin, ABD’ye eğitim için gönderdiği 42 F-35 savaş uçağı pilotu ve personelinin de, 31 Temmuz’a kadar ülkeden ayrılmaları isteniyordu.
Mektupta, Türkiye’nin 31 Temmuz’dan önce S-400 füze sistemlerini satın alması durumunda, söz konusu ‘ağır işleyen ve tartışmalı programın’ (F-35 savaş uçağı programı) ‘tamamen iptal edileceği’ de ifade edilmişti.
Sığır çobanlarının tahrik edici tavırları karşısında itidalini koruyan Milli Savunma Bakanlığı, F-35 programına ilişkin açıklamasında Türkiye'nin programdan çıkarıldığının netleşmediğini vurgulamış, "F-35'lerin güvenliği Türkiye için büyük önem taşıyor" denilmişti.
Ama aba altından sopa gösterenlere de onların anlayacağın dilde ‘biraz sıkar’ formatında, taraflı, adil olmayan bir karar, NATO'nun gücünü etkiler hatırlatması yapıldı.
Gelinen noktayı görüyorsunuz!
ABD Başkanı Trump çıkıp “-Yav Suriye’den neden çıktığımızı sorgulamayı bırakın, ezbere konuşuyorsunuz, işler bildiğiniz gibi değil.
Türkiye NATO’dan müttefikimiz, Türkiye NATO’dan çıkarsa NATO çöker. Hem Türkler sadece domates biber patlıcan yetiştirmiyor. Adamlar F-35 uçaklarının çelik gövdesini üretiyor” demek zorunda kalmadı mı?
F-35 Projesi ile ilgili ilk karar 1992 yılında verildi 1994 yılında projeye başlandı…
ABD’nin liderliğini yürüttüğü Müşterek Taarruz Uçağı Projesi’nin ortakları arasında; İngiltere, İtalya, Hollanda, Türkiye, Avustralya, Kanada, Danimarka ve Norveç bulunuyor.
ABD F-35 projesine katılabilecek müttefikleri, gizlilik derecesine uygunluk (security clearance) ve koalisyonlara katılma sicilini esas alarak belirledi.
* F-35’lerin geliştirilmesine 1992 yılında başlandı. Uçağın X-35 prototip modeli ilk kez 24 Ekim 2000’de havalandı.
* Türkiye, Lockheed Martin tarafından geliştirilen Müşterek Taarruz Programı kapsamındaki beşinci nesil savaş uçağı F-35 Lightning II JSF (Joint Strike Fighter) projesine 12 Temmuz 2002’de dahil oldu.
* F-35, dünyanın en pahalı ve en uzun süren askeri silah-teçhizat üretim projesi. Bu sebeple ABD Kongre'sinde büyük anlaşmazlıklar yaşandı.
* 2014 yılında projeye harcanan para 163 miyar Dolar olarak açıklandı. 2019 itibariyle teslimat tarihini 12 sene geçti.
* Türkiye'nin ilk F-35 teslimatını 2020 yılında alması bekleniyor.
* F-35'lerin geliştirilmesi için ABD dışında 3 seviye proje ortağı bulunuyor. Türkiye 3. seviye ortaklar arasında ve projenin geliştirilmesi için bugüne kadar 175 milyon Dolar ödeme yaptı.
F-35 Projesi, uçağın 19 ayrı noktasının parça üretimi Türkiye’de gerçekleştiriliyor…
Türkiye, F-35’e 800 parça üretiyor. Uçağın orta gövdesinde birçok parça TAI tarafından üretiliyor. ASELSAN ise F-35’lerin komünikasyon, navigasyon ve tespit (CNI) sistemine ait, Aviyonik Arayüz Kontrol (CAIC) modülünü hazırlıyor.
Gövde ve kanat parça üretimi Kale Aero tarafından, motor bölümündeki bazı parçaların üretimi ise Kale Pratt&Whitney tarafından üretiliyor.
Havelsan F-35'ler için mühendislik desteği sağlarken iniş takımları, fren sistemi ve yakıt pompası gibi parçalar Alp Havacılık tarafından üretiliyor. Ayesaş ise uçakların kokpit camlarının kart üretimini üstleniyor.
F-35’i destekleyen 8 Türk Şirketi:
* Alp Havacılık: 2004'ten beri programda. F-35 gövde yapısı ve montajları, iniş takımı bileşenleri ve titanyum entegre bıçak rotorlarını içeren 100'ün üzerinde F-35 motoru parçası yapıyor.
* Ayesaş: İki büyük F-35 bileşeni olan füze uzak arayüz ünitesi ve kokpit ekranı yapıyor.
* Fokker Elmo: (Hollandalı İzmir'de üretim yapıyor) F-35 Elektrik Kablolama ve Ara Bağlantı Sistemi'nin (EWIS) yüzde 40'ını üretiyor. Ayrıca tüm merkezi kesit kablolama sistemlerini TAI için üretiyor.
* Havelsan: 2005'ten beri F-35 eğitim sistemlerini destekliyor.
* Kale Havacılık (Aerospace): 2005'ten bu yana programda. Türk Havacılık ve Uzay Sanayi ile F-35 uçak yapı ve montajlarını üretiyor. Ayrıca, iniş takımı kilit tertibatının tamamında tek kaynak tedarikçisi. Kale, Pratt&Whitney ile İzmir'de F-35 motoru için üretim yapıyor.
* ROKETSAN ve TÜBİTAKSAGE: Güdümlü füze SOM-J'nin geliştirilmesi, entegrasyonu ve üretimini stratejik olarak yönetiyor.
* Turkish Aerospace Industries (TAI): Şirket şu anda her F-35 uçağına giren birçok donanımı tedarik ediyor. Northrup Grumman ile sigortaları üretiyor. İniş-kalkış sistemleri, uçağın en karmaşık bölümlerinden F-35A orta gövde parçalarını üretiyor. Kompozit kaplamalar, silah bölmesi kapıları ve fiber yerleştirme kompozit hava giriş kanallarını üretiyor.
Türkiye, F-35'e üretim yaparak Milli Muharip Uçağı (MMU) için deneyim kazandı…
Entel dantellerin anlayamadığı bir şey var.
Hani şu beyaz hayaletler var ya, işte onlar Trump’a çok önceden dokunmuşlardı.
Trump dediğiniz adam, Ahmet Ertegün’ün dizi dibinde büyüdü. Gerisini varın siz anlayın!
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete