Nasihat pek sevilmez.. Çoğu zaman da alıcısı çıkmaz.. Çıksa da ucuza gider.. Ama biz yine de elli yıla yakın siyaset takipçisi olarak meraklılarına birkaç kelâm edelim..
Siyasetin içinde olanlar hareketlerine dikkat etmeli..
"İş olsun, torba dolsun" misâli konuşmamalı..
Ağırbaşlı olmalı..
Siyasetin içinde olanlar gönül insanı olmalı..
Lisânı münasibe önem vermeli..
Her daim aklı selimle hareket etmeli..
Hayatlarının her safhasında makulu aramalı..
Siyasetin içinde olanlar öfkesine hakim olmalı..
İnsanları kaynaştıracak projeler geliştirmeli..
İnsanları ayrıştırmamalı..
Her işi meşveretle yapmayı hedeflemeli..
Siyasetin içinde olanlar somurtmamalı..
Gülen bir yüze sahip olmalı..
Sağa sola cevap yetiştirmek için çaba sarfetmemeli..
İşine bakmalı..
Siyasetin içinde olanlar, kiminle dostluk kuracaklarına, kimlerle yol yürüyeceklerine azami dikkat etmeli.. Özellikle de her devrin adamı olan medya mensubu yalaka bukalemunlara dikkat etmeli..
Siyasetin içinde olanlar liyâkata önem vermeli..
“Bizim oğlan, bizim uşak, bizim çocuk, bizim köylü, bizim ihvan…”dememeli..
İşini kim iyi yapıyorsa, o kişinin önü açılmalı..
Siyasetin içinde olanlar istişareye açık olmalı..
Yanlarındaki kişileri, şakşakçılardan değil, doğruculardan seçmeli..
"Ben neymişim be abi" kompleksinden kurtulmalı..
Yapacakları her işte alacakları her kararda millete danışmalı..
Siyasetin içinde olanlar, gerçek patronun kendileri değil, aziz milletimiz olduğunu asla akıllarından çıkartmamalı..
Milletin değerlerine saygılı olmalı, onlara savaş açmamalı..
Yoksa millet, seçim zamanı geldiğinde, kendisine tepeden bakanların, kendisiyle aynı dili konuşmayanların defterini sandıkta dürer..
Ezcümle;
Siyasetin içinde olanlar veya siyasete niyetlenenler, bu milletin hizmetkârı olmalı..
Artık eski politika yok, eski siyaset de yok..
Herkes herkesin kafa kağıdını koynunda okuyor..