- 09-06-2019 08:18
- 481
Yasa, kanun veya yönetmelik. Her biri vatandaşın ‘menfaatine’ olacak şekilde üzerinde titizlikle çalışılan yazılı metinler.
Uygulandığı ölçüde değeri artar. Aksi takdirde, hiçbir mana ifade etmez. Bu yazılı metinlerin bir özelliği de, muhatabına yararı dokunması.
Bir uzvu eksik veya işlevini yerine getiremeyen ve ‘engelli' olarak tanımlanan engelli vatandaşlar içinse, bu tür yazılı metinler daha da önem taşır. Yetkili mercilerce, hukuk kuralları çerçevesine dayandırılarak hazırlanan çalışmalar, kişisel tercihten öteye geçip, uygulanır hale getirildiği takdirde önem kazanacaktır.
Hareket ve egzersiz, diğer bir ifadeyle sportif faaliyetler, bu tür çalışmaların neresinde kalmaktadır?..
Ülkemizde sporun işleyiş süreci, resmi veya özel, kurum veya kuruluşlar tarafından hazırlanan yönerge/ yönetmelik/ kanunlarla farklı bir boyut kazanır ve uygulanır; engelli bireylerin hareket, egzersiz ve spor faaliyetleri de bu kapsamda önemli bir yere sahip.
Merkezi veya yerel yönetimlerde buna yönelik çalışmalar, gerek sosyal, gerekse sağlık açısından önemli kazanımları içerir.
Buna en bariz örnek, kamu kurumları veya belediyelerin kendi bölgelerinde açmış oldukları, sosyal belediyecilikte önemli bir yere sahip olan Engelli Yaşam Merkezi, Otizm Merkezi, Hidroterapi Havuzları.
Uygulama tamamen o merkezlerdeki kişilerin/ yönetimlerin tercihine bırakılmış durumda.
Örneğin ülkemizde kaç tane Büyükşehir, İl ve İlçe Belediyesi veya Belde Belediyesi var?
Bedensel ve ruhsal açıdan engelli bireylere yönelik bu tür merkezlerin aktif olması ve sayıları (toplasanız tahmini olarak yüzde on bile değil) yeterli görünmemektedir.
Engelli bireylerin, tedavi süreçlerine katkı sağlamak amacıyla çalışmaların önemi, sözle değil, kanun/ yasa/ yönetmelik olarak yazılı hale getirilerek, yaptırım uygulanması gerekmektedir…
Hayata geçirilmesi gereken projelerle ilgili, yönetim şekli kanunlara dayalı olan kurumlara yönelik, ilgili kararnameler çıkarmak.
Her partinin, partisine bağlı yerel yönetimlere, engelli vatandaşın yararlanabileceği merkezlerin açılması için yaptırım uygulatması gerekmekte.
Örneğin 10 yılı aşkın bir süredir Bağcılar Belediyesi’ne ait "Engelli Sarayı" gibi bir yapı, bir başka ilçede neden olmaz!
Bir diğer örnek Üsküdar Belediyesi’nin "Engelli Yaşam Merkezi” benzerinin bir başka ilçede olmamasının geçerli nedeni ne olabilir ki!..
Veya İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait Bakırköy/Florya sahilinde yer alan "Engelliler Yaz Kampı Merkezi”nin bir benzerinin diğer yerel yönetimlerde olmama sebebi ne olabilir ki!..
Olamaması, gerçeği algılamamaya/ görmezlikten gelmekten başka bir manaya gelmiyor. Bunun önüne geçilmesi hususunda alınacak yazılı (kanun, yönetmelik v.s.) kararlar devreye sokulmalı…
Yerel yönetimlerin, engelli vatandaşların hayata daha fazla katılımcı olmaları için yapılan çalışmalar yanında, onların katılımcı oldukları sportif faaliyetlerin sevk ve idaresi (her ne kadar özerk yapıya sahip olunsa da) devlete ait "Spor Federasyonları" tarafından gerçekleşmektedir.
Engelli sporunun öncüleri Bedensel, Özel (Zihinsel), İşitme ve Görme Engelliler Federasyonu çatısı altında yürütülmektedir.
Her bir branşın, aşamalı olarak diğer Spor Federasyonlarının da çatısı altında yer alması, büyük yarar sağlayacaktır.
Engelli sporuyla ilgili önemli ataklar yapan Tekvando ve Karate Spor Federasyonları'nın bu husustaki başarılı çalışmalarını görmekteyiz.
Engelli Futbolu’nun, Türkiye Futbol Federasyonu çatısı altında faaliyet gösterdikten sonra elde edilen başarılar, bu sürece en somut örnek.
Hal böyle iken vakit, ne hayal ne de maceraya atılma vakti!
Örnekleri görmek/ algılamak yeter de artar bile; bu doğrultuda yapılması gerekenler, kanun veya yönetmeliğe dayandırılsın, olsun bitsin!..
.
Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @ahmetgulumseyen , @dikgazete