Suudiler gidici! Önce Kâbe örtüsü yırtıldı şimdi de böcekler istila etti!

7 Kasım 2009’da gösterime giren, yönetmenliğini Roland Emmerich’in yaptığı ve 2012’de dünyanın sonunun geleceğine dair kehaneti konu alan "2012" adlı filmde, Hıristiyanlar için dini semboller olan neredeyse tüm yapıların yıkılmasına rağmen Kâbe ayakta kalıyor.

Filmde, St. Peter’s Katedrali, Vatikan, Notre Dame, Westmister Manastırı ve Rio de Janerio’ya tepeden bakan dev İsa heykeli gibi dini sembollerin yanı sıra, Beyaz Saray, Amerikan Kongre Binası, Big Ben ve Temsilciler Meclisi gibi politik ve tarihi yapılar da yerle bir oluyor.

Batı dünyasının önde gelen politik, tarihi ve dini yapılarının yok olmasına rağmen, Mekke ve Kâbe’nin filmde zarar görmemesi, Batı medyası tarafından “Sinema yapımcılarının İslam dünyasından gözü korktu” yorumlarına neden olmuştu. 

Kabe ile ilgili öngörüler/kehanetler…

Ağustos 2018’de sert rüzgârlar Kabe örtüsünün yırtılmasına yol açtı.

Kabe örtüsünün yırtılması ile ilgili farklı kehanetler var.

Bunların en yaygın olanına göre Kabe örtüsünün yırtıldığı her olayda o bölgeye hükmeden şahıs ve hanedanların tarih sahnesinden silindiği gelişmeler yaşanmış.

Bu kehanetlere temel teşkil bazı tarihi malumatları aktaran İbni Kesir, “El-Bidaye ven Nihaye” kitabında “Hicri 644 yılında Kâbe’nin örtüsü şiddetli bir rüzgâr vesilesiyle parçalandı ve Kâbe tüm çıplaklığıyla ortaya çıktı ve bu Abbasi Devletinin yıkılışının başlangıcı oldu ve bu olaydan kısa süre sonra yıkıldı.” bilgisini vermiş.

İbni Kesir, tek değil!

İbnu’l Hüseyin’in Kenaşetu’l İtibar kitabında da şöyle bir değerlendirme yer alıyor; “Bazı tarihçiler nakleder ki; 

Kabe’nin örtüsünün rüzgar vesilesiyle parçalanıp açılması sultanın veya hükümetin sonunun geldiğinin habercisidir.

Mansur zamanında da böyle birşey oldu ve çok geçmeden Mansur öldü.” 

Bu bilgi ve yorumlara göre şimdiki Suudi Kralı veya topyekûn hanedanı, yolcu yani gidici.

Kabe’yi hamam böcekleri istila etti!..

Suudi Arabistan’da Mescid-i Haram ve Kabe çevresi dahil Mekke kentini hamamböceği bastı. 

Suudi yetkililer halkın tepkisini bastırmak için hamam böceklerine  ‘Kara Çekirge’ dedi.

Mescid-i Haram ve Kabe çevresinde hamamböceği görülmesi yetkilileri harekete geçirdi.

Mekke'yi böcek istilasından kurtarmak için toplam 138 görevliden oluşan 22 takım çalıştırıyor. Temizlik çalışmaları, böceklerin üreme alanları tespit edilerek sürdürülüyor. 

Birleşik Arap Emirlikleri, Emirates Yaban Hayatı Derneği ile Dünya Doğa Fonu’nun (EWS-WWF) karasal biyoçeşitliliğinin yöneticisi ve bilimsel danışmanı Dr. Jacky Judas; Mekke’de hamamböceği istilasının bir ilk olduğunu söyleyenlerden. 

Dr. Judas, “Bu türleri büyük sayılarla ilk kez görüyorum, insanların aynı şeyi söylemesine şaşırmadım," dedi. 

“Bu türleri bu büyük sayılarda hiç görmedim” diyor. 

Olayla ilgili en iyi tahmin, Arap Yarımadası'ndaki bazı insanların kuş yemi için böcek yetiştirmesi ve böceklerin yetiştirildikleri yerden kaçması ve yayılması olabilir.

Rüyada hamam böceği görmek!.. 

İslami rüya tabirlerine göre hamam böceği görmek, “İnsana buğzettiği halde ona bir zarar vermeye güç yetiremeyen zayıf düşmana, sataşmasını sözden öteye geçiremeyen kimseye ve haram paraya…” delalet eder. 

“Kalbini kötülük kaplamış, tüm niyeti zarar vermek olan kimselere işaret eder. Bu kimseler, niyetlerini konuşarak belli eden, tüm zehri dillerinde biriktiren kimselerdir…”

Rüyada hamam böceği” sembolüyle anlatılmak istenen karakter günümüzde Suudi Rejimine ne kadar uygun düşüyor değil mi?

Eee boşuna dememişler, “Adam hacı mı olur ulaşmakla Mekke'ye, eşek derviş mi olur taş çekmekle tekkeye…”

Hamam böcekleri Mekke’ye nasıl ulaştı?..

Mekke ve çevresini istila eden haşarat, Doğu hamam böceği (Blatta orientalis) türü.

Bu hamam böceği türü Blatta lateralis Walker (Blattodea: Blattidae) (Türkistan hamam böceği) olarak ta tanınıyor.

Yapılan araştırmalar Orta Asya kökenli olan bu zararlının Kafkaslar ve Kuzeydoğu Afrika’ya kadar yayıldığını göstermekte. 

Bu zararlı tür, spesifik olarak Afganistan, Pakistan, Hindistan, Azerbaycan, İran, Irak, Ürdün, İsrail, Filistin, Keşmir, Suudi Arabistan ve Libya’da yaşama alanlarına sahip. 

Hamamböceği, allerjen yoğunluğuyla duyarlaşma, Suudi Arabistan Riyad’da yüzde 19.2 ve Umman’da yüzde 22.7 oranında tespit edildi.

Kuveyt ve Suudi Arabistan’da hayvan yemi olarak kullanılmaları dışında tüketilmezler.

Hamamböcekleri ABD Rabıta ortak yapımı!..

En büyük hamamböceği üreticisi ülke Çin Halk Cumhuriyeti. Çin'de, diğer Asya ülkelerinde de olduğu gibi, kızarmış hamamböcekleri gıda olarak tüketiliyor.

Üretici firma, tek bir eczacılık şirketi.

Ülkenin güneybatısındaki Xichang kentinde bulunan böcek çiftliğinde yılda 6 milyar hamam böceği üretiliyor.

Hamam böcekleri, geleneksel Çin tıbbında kullanılan bir ilacı üretmek için kullanılıyor. 

Kangfuxin olarak bilinen madde balık gibi kokuyor ve şekerli bir tadı var. Başta mide ve bağırsak iltihapları, ülser ve solunum sorunları olmak üzere birçok hastalığın tedavisinde kullanılıyor.

ABD ordusunun genetiği değiştirilmiş virüsleri yaymada böceklerin kullanılmasına yönelik Insect Allies (Böcek Müttefikler) isimli programı var.

ABD Savunma Bakanlığı'na bağlı İleri Teknoloji Araştırma Projeleri Departmanı'nın (DARPA) proje kapsamında yürüttüğü deneylerin amacı;  bitki kromozomlarının değiştirilmesiyle böceklerle yayılacak virüsler üretmek ve bu virüsleri tarım alanında kullanmak.

Bilim insanları, ABD'de tarıma katkısı olması konusunda şüpheli duydukları bu programın düşmanca amaçlar için biyolojik silah üretimi ve bunun yayılmasına yönelik bir adım olarak görülebileceği görüşünde.

ABD ordusunun Insect Allies (Böcek Müttefikler) projesinin en büyük ortağı kim dersiniz?..

Aklınızın ucundan bile geçiremezsiniz. Amerikalıların partneri sözde İslam’ı tebliğ ve irşat gayesiyle 1962’de kurulan RABITA (Dünya İslam Birliği).  

Kimsenin şüphe etmeyi düşünemeyeceği Rabıta, böcek projesinin Afrika ülkelerinde denekler üzerinde kullanılmasını  gerçekleştiriyor. 

Rabıta, Dünya Yardım, Bakım ve Kalkınma Kurumu aracılığıyla Afrika kıtasında çok sayıda sağlık alanında insani ve kültürel program başlatıyor.

Rabıta, Sudan’ın Kassala şehrinde de Chikungunya hastalığının yayılımını azaltmak için humma ile mücadele konusunda bir proje başlatmıştı. 

Program kapsamında şehre, 2 aylık bir plan için aşı, mikroskop, cibinlik ve böcek ilacı desteği sağlanmıştı. 

Gerçek yüzleri şimdi ortaya çıkıyor.

Fil suresinde ebabil kuşlarını gönderen Allah, şimdi de hamam böceklerini göndermiş olabilir mi?

Fil Suresini sık okuyun, Allah’ın zalimlere muamelesini hatırınızdan çıkarmamış olursunuz!

Surede ibret olsun diye, Kâbe’yi yıkmaya yeltenen Ebrehe ordusunu yere seren Ebabil kuşlarının, gagalarında taşıdıkları ‘Siccil’ adı verilen balçıktan pişirilmiş sert taşlar attıkları anlatılır.

Çağdaş Ebrehelerin “tadilat tamirat” adı altında mukaddes beldeye neler yaptığını görünce kim bilir kaçımız gönlümüzden “-Yarabbi nerede Ebabil kuşların?” diye hem aklımızdan hem gönlümüzden geçirmişizdir.

Fil Suresine konu olan tarihi olay, Habeşistan Kralı Necâşi Ashame'nin, Yemen'e hükümdar tâyin ettiği Ebrehe b. Sabbah el-Eşrem’in hikâyesini anlatır.

Ebrehe; Mekke'ye giden kervan ve Kâbe ziyaretçilerini çekmek ve San'a şehrini ticaret merkezi haline getirmek üzere burada Kulleys veya Kalis denilen bir tapınak (kilise) yaptırır.

 Ancak tapınağa gelen olmadığı gibi Fukaym kabilesine mensup bir Arap veya bir grup Arap, kiliseye girerek pislerler. 

Arapların bu pisliğinden haberdar edilen Ebrehe çok kızar; Kâbe'yi yıkacağına yemin eder. 

Büyük bir ordu ve gayet iri cüsseli "Mamud" adlı fili önde olduğu halde Mekke'ye yönelir.

Altmış bin asker ve on yahut dokuz fille, M.S. 570 veya 571 yılında yola çıkan Ebrehe, Mekke'ye ilerler. 

Mamud" denilen büyük fil, şehre yaklaşınca yere çöküverir, kalkması için çok uğraştıkları halde yerinden kıpırdamaz. 

Öteki fillerin de, Kâbe yönünde sürüldüklerinde yere çöktükleri, başka bir yöne yöneltildiklerinde koşarak kaçmaya çalışırlar. 

Ebrehe ordusu, Mekke'ye girerken deniz tarafından, daha önce o bölgede hiç görülmemiş, kırlangıca benzer kuş sürüleri bir anda ortaya çıkarak Ebrehe ordusuna saldırır.

Gaga ve pençelerinde taşıdıkları taşları ve çamurdan balçıkları askerlerin üzerine bıraktıklarında onlar, kurumuş, paramparça olmuş ağaç yaprakları gibi dağılırlar.

Ebâbil, Arapça'da "bölükler, sürü, sürüler" demektir; Fil Suresi’nde geçen “Ebabil” sözcüğü ile sürüler halinde uçan kuşlar anlatılmıştır.

Kur’an-ı Kerim’de Fil Suresi’nde geçtiği üzere Kabe’yi yıkmak için gelen Ebrehe’nin filler ordusunu, gagalarında taşıdığı taşlarla çekilmek zorunda bırakan ve doğada nadir görülen ‘Ebabil kuşu’, kırlangıçlara göre kanatları daha uzun ve kavisli bir kuş türüdür.

Gece-gündüz havada kalır ve uçarken uyurlar. Geceleri gören bir türdür.

Yalnızca üreme dönemlerinde yere inip, kayalıklardaki ve yüksek binaların çatılarındaki yuvalarında uyurlar. Sürüler halinde, tiz çığlıklar atarak uçarlar.

Ayaklarının üstünde diğer kuşlar gibi dik bir şekilde duramazlar. Türkiye’de ilkbaharda görülmeye başlar, sonbaharda güneye göç ederler. 

Dediğim o ki Kabe’yi yıkmak için yola çıkan Ebrehe’nin ordusuna Ebabil kuşlarını musallat eden Allah, Yemen’de, Suriye’de binlerce masum insanın kanını döken, emperyalizmin yardakçısı Suudi rejimine hamam böceklerini musallat etmiş olabilir mi?

.

Ömür Çelikdönmez; dikGAZETE.com

Twitter: @oc32oc39

...