- 10-01-2019 18:49
- 1205
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ve Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Ortadoğu’da, bir “çark etme turu" olarak tanımlanabilecek bir tura çıktılar.
Bu turun amacı, ABD’nin bölgesel müttefiklerine, Washington’ın Başkan Donald Trump’ın geçtiğimiz ay duyurduğu ABD askerlerinin Suriye’den hızlıca ve toptan çekilmesi kararı uygulamak üzere olmadığının güvencesini vermekti.
Bu ekibin görevi aşağıdaki fıkraya çok benziyor.
"Padişah, geri zekâlı oğlunu adam etsin diye bir hoca tutar ve bu oğlanı bir yıl içinde adam etmesini ister. Ne de olsa kendisinden sonra o padişah olacaktır.
Aradan bir yıl geçer padişah hocaya;
- hoca hoca, bir yıl geçti şu çocuğu divana getir de diyeceği bir laf varsa ben ve vezirler duyalar.
hoca korka korka peki padişahım demiş ve oğlanı divana getirmiş.
Orada devlet büyükleri ülke sorunlarını konuşuyorlarken oğlan birdenbire;
- bir ok attım kebap oldu. demiş.
Padişah ve vezirler şaşırmış. Hoca hemen padişaha hitaben;
- efendimiz, sizin oğlanla geçende ava gitmiştik. Oğlunuz bir ok attı ki, ok bir geyiği deldi geçti kayalara çarpınca kıvılcım çıktı oradaki otlar felan yandı ve geyik de o ateşte pişti. Oturduk yedik.
Padişah sevinmiş;
- vay beee ne kadar öz anlattı oğlum diye. Hocaya da aferin demiş.
Az zaman sonra oğlan yine durduk yerde;
- bir ok attım zerde oldu. deyince herkes hocanın yüzüne bakmış, "oğlan ne demek istedi" diye. Hocanın kan beynine sıçramış, kızgınlıkla oğlana dönmüş demiş ki;
- bre melun; dağda ateşi, eti bulup kebabı yedik. Ben şimdi sana dağın başında şekeri, pirinci, safranı nerden bulayım da senin ayıbını örteyim.
Trump’ın ve adamlarının işi de bu fıkradan farklı değil.
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, ABD'nin Suriye ve IŞİD'le Mücadele Uluslararası Koalisyonu Özel Temsilcisi James Jeffrey ve ABD Genelkurmay Başkanı General Joseph Dunford, Ankara’ya gelmeden önce İsrail’de yaptıkları konuşmalar, Türk medyasında çoktan tartışılmaya açılmıştı.
Ne demişlerdi?
John Bolton, Suriye'den askerlerini çekme kararı alan ABD'nin görevlerinin birisinin de Türklerin, Kürtleri "katletmemesini" sağlamak olduğunu belirtmişti.
Türkiye Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın başkanlığındaki Türk heyeti ile Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton başkanlığındaki ABD heyetin görüşmesi sonrasında Türk medyasına servis edilen fotoğraflarda; Sözcü Kalın’ın; hazır ol vaziyette görülen Güvenlik Danışmanı John Bolton’a el kol hareketleri çektiği betimleniyordu.
İçeride konuşulanları perdelemek için tam bir şark kurnazlığı.
Sosyal medyada “-eskiden tersi oluyordu şimdi gördünüz mü? Türkiye nasılda Amerika’ya posta koyuyor” türünden yorumlar havada uçuşmaya başladı.
Oysa görüşmelerin perde arkası tam da böyle değildi ve içeride konuşulanları yansıtmıyordu
Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD heyetini kabul etti mi?
Her iki tarafın resmi açıklamalarına bakılırsa Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD heyeti arasında herhangi resmi bir temas yani görüşme olmadı.
Hatta AK Parti grup toplantısı sonrası gazetecilere konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bolton'ın muhatabı İbrahim Kalın'dır. Gerekli olsa görüşecektik ama gerekli olmadı, bir tepki olarak değerlendirmemek gerekir" demişti.
Basında yer alanlara bakılırsa Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara'ya gelen John Bolton ile görüşmedi.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşemeyince Türkiye'den ayrıldı.
Oysa gerçek biraz farklı olabilir mi?
ABD heyeti belirlenen tarihten bir gün önce Ankara’ya geldi.
Türk tarafının talebi üzerine Erdoğan’la, Cumhurbaşkanlığında buluşan ABDli heyette bunu uygun gördü.
Görüşme akşam saatlerinde gerçekleştirildi.
Ancak ne Türkler ne de Amerikalılar kesinlikle bu görüşmeden söz etmediler.
Ta ki ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’ın Irak’taki açıklamalarına kadar…
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo; “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriyeli Kürtler konusunda güvence verdi”
Ortadoğu ve Körfez bölgesi turunun ikinci ayağı olan Irak’ın kuzeyindeki Erbil’de konuşan Pompeo’ın gündeminde ABD’nin Suriye’den çekilme kararı vardı.
“Başkan’ın çekilme kararı çok net” diyen Pompeo, sürecin Kürtlerin ve bölgede görev yapan ABD askerlerinin korunmasını sağlayacak şekilde yürütüleceği mesajını verdi.
Orta Doğu turu kapsamında sürpriz ziyaretle Irak'a giden ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Kürt müttefiklerine yönelik Türkiye'den gelen tehditlere rağmen Suriye'den çekilme kararının kesin olduğunu duyurdu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriyeli Kürtler konusunda güvence verdiğinin altını çizen Pompeo, "Bizimle birlikte savaşanların korunmasını sağlamak için elimizden gelen her şeyi yapmamız büyük önem taşıyor ve Erdoğan taahhütlerde bulundu, O da bunu anlıyor" diye konuştu.
Mike Pompeo’ın nasıl olur da "Gizli kalması gereken Erdoğan - Bolton görüşmesi"ni ifşa etti?
İfşa edilen sadece bu görüşme mi?
Ankara’nın ABD destekli Kürt örgütlerine yönelik askeri operasyonun da durdurulduğu anlaşılıyor.
Fırat’ın doğusu ve Mümbiç’e yönelik askeri harekâtın görev alanında olduğu 2. Ordu Komutanı Orgeneral İsmail Metin Temel’in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla yayımlanan atama kararıyla, Genelkurmay Denetleme ve Değerlendirme Başkanlığına atanmasının arka planı şimdi daha net ortaya çıkmıyor mu?
Washington yönetimi Ankara’ya Türkiye iki işin ihalesini vermiş görünüyor.
Birincisi IŞİD’in yeniden yükselmesinin önlenmesi...
İkincisi ABD ordusu ile birlikte hareket eden ve Ankara’nın terörist gruplar arasında değerlendirdiği Kürt örgütlerinin, Türk ordusunun saldırısından korunması.
Ben yazılanların açık istihbarat kaynaklarının yalancısıyım.
Ancak bir şeyin şüyuu vukuundan beterdir yani "bir şeyin dedikodusunun yapılması, onun gerçekleşmesinden daha kötüdür” bunun da unutulmaması gerekir.
Bolton uçtu!.. Dunford ile Jeffrey Ankara’da ayrıntıları görüşüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile gizlice görüşen Bolton, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın ile ortak toplantısı sonrası Ankara'dan ayrıldı.
Dunford ile Jeffrey bir süreliğine daha Ankara’da misafir.
Suriye, Irak, İran ve Doğu Akdeniz ‘deki gelişmelerle ilgili görüşmeleri sürdürüyorlar.
Amerikalılarla Türkler neyi konuşuyor?
Türk meslektaşları, Amerikalı yetkililere Suriye’de istikrar gücü kurulması teklifinde bulunuyor.
Ayrıntılara bakılırsa Ankara’nın bu ‘istikrar gücü’; ABD destekli YPG’nin kontrol ettiği bölgelerde Suriye’de toplumun her kesimini barındıran bir konsey yönetiminden ibaret gibi.
Türkiye’nin gözetimi altında YPG ya da IŞİD’in kontrolünde olan bölgelerin seçimle iş başına gelmiş konseyler tarafından yönetilmesini kapsıyor.
Ayrıca Ankara; ABD heyetiyle müzakereleri yürütürken ABD’nin YPG’ye verdiği tüm silahları toplamasını, 16 askeri üssü boşaltmasını ve Haziran 2018’deki Menbiç mutabakatının da uygulanmasını istiyor.
Trump’ın elçilerinin bu projeye sıcak baktığı söylenebilir.
Çünkü Amerikalılar için öncelik, kendi askerlerinin ve Pentagon’un başlıca vekil kara gücü YPG unsurlarının boşalttığı veya geri çekildiği yerleşim birimlerinin Rusların, İran paramiliter güçleri ile Suriye rejim ordusunun eline geçmemesi.
Bu nedenle Suriye'de istediğini alıncaya kadar bölgenin müttefik bir güç tarafından tutulmasını tercih eden ABD; YPG ve Türk ordusunu aynı amaç için paralel konuşlandırmayı gerçekten çok istiyor.
Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’ın; “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriyeli Kürtler konusunda güvence verdi” açıklaması yerli yerine oturuyor.
YPG isim değiştirecek... IŞİD parçalanacak... İngilizler ikna edilecek!
Amerikalılar kendi kontrolleri altındaki IŞİD unsurlarını çoktan Suriye’den tahliye etti.
Suriye’de kalanlar Fransız, İngiliz ve Alman istihbaratının kontörlü altındaki IŞİD unsurları. Bu nedenle Suriye’deki kendi kullandıkları IŞİD’in ortadan kaldırılmasına İngilizler pek sıcak bakmıyor.
Amerikalıların, İngilizleri ikna etmek için ilginç yöntemleri var.
ABD, Türkiye heyetleri Ankara’da bölgenin röntgenini çekerken, Suriye’nin Deyr ez-Zor bölgesinde, IŞİD’in füze saldırısında 5 İngiliz askeri hayatını kaybetti. Eş-Şaafa köyünde, IŞİD füzesinin isabet etmesi sonucu 5 İngiliz asker öldü, birkaç asker de yaralandı.
İngiliz askerlerinin uluslararası koalisyon güçlerinde görevli oldukları, yaralıların Haseke bölgesindeki eş-Şadadi hastanesine kaldırıldığı belirtiliyor.
IŞİD içindeki Türki Bin Ali'nin başını çektiği BİNALİCİ grup bölünmeyi hızlandırıyor…
IŞİD içindeki Binalici grup, IŞİD’in komuta konseyine kazan kaldırdı.
IŞİD’in içindeki muhalif kanat, müftüleri Ebu Yakub El Makdisi’nin, IŞİD’in emniyet birimleri tarafından öldürülmesiyle ilgili bildiri yayınladı.
Muhalifler tarafından yayınlanan bildiride IŞİD’in emniyet kolundan ‘tağutlar’ ifadesiyle söz edildi.
IŞİD’in literatüründe TAĞUT kavramı 1Allah’ın koyduğu hükümleri çiğneyen, Allaha isyan edenler1 için kullanılıyor.
IŞİD içindeki çatlak uzun süredir biliniyordu.
Türki Binali’nin başını çektiği muhalif kanadın örgütün emniyet birimleri gibi birçok farklı kurumu tarafından bitirilmek isteniliyordu. Ebu Yakub El Makdisi’nin ölüm sürecinin özetlendiği bildiride IŞİD emniyet birimlerinin itiraflarına da yer verildi.
Ebu Yakub El Makdisi, Ebu Muhammed El Makdisi’ye yakınlığıyla biliniyordu.
Ebu Yakub El Makdisi, Ebu Muhammed El Makdisi için casusluk faaliyetleri yürütmekle suçlanıyordu. IŞİD içindeki Türki Bin Ali taraftarları yeni bir grup oluşturmak için kollarını sıvadı.
‘Binaliciler’ olarak adlandırılan grub, Ebu Muhammed El Mısri, Ebu Yakub El Makdisi ve Ebu Hafs El Hamdani’nin örgüt içinde infaz edilmesinden sonra ayrılma noktasına gelmişti.
Türki Bin Ali ve Ebu Yakub El Makdisi; Ürdünlü yazar Ebu Muhammed El Makdisi’ye olan yakınlığıyla biliniyor.
Daha önce Nusret Cephesinde olan sonraları Hurras Ed Din’in kurucuları arasında ismi geçen Dr. Sami Ureydi de Ebu Muhammed El Makdisi’nin öğrencileri arasında.
Ebu Muhammed El Makdisi; daha önce Irak savaşında olduğu gibi Suriye savaşındaki gelişmelerde de etkin rol oynamıştı.
“Binali’ci üst düzey ve önde gelen alimler Ebu Muhammed El Mısri, Ebu Yakub El Makdisi ve Ebu Hafs El Hamdani’nin ölümünden sonra bir grubun, IŞİD’den kopuşunun çok yakın olduğu söylenebilir.
Amerikalılar neden ısrarcı?
Öncelikle arkalarına dönüp bakmak istemiyorlar.
Suriye'den ayrılmadan önce de tüm IŞİD unsurlarının temizlendiğinden emin olmak istediklerini zaten her platformda gündeme getiriyorlar.
Bir diğer neden de Trump’ın, Amerikan savaş makinesini ve silah sanayiini, ABD emperyalizminin çıplak ekonomik çıkarlarının peşinde, özellikle de başlıca küresel rakibi Çin’e karşı savaş hazırlığı yoluyla yeniden yönlendirmek için çok da zamanının kalmaması.
İşte bunun için gereksiz ve boşuna olduğuna inandığı askeri harekâtlara son vermek istiyor.
Ben size Trump’ın attığı okun nasıl kebap olduğunu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bolton’la görüşüp görüşmediğini, ABD müttefiki Kürt örgütlerine güvence verip vermediğini tüm gerçekliğiyle aktardım... Takdir sizin!
.
Ömür Çelikdönmez; dikGAZETE.com
Twitter: @oc32oc39