- 22-03-2025 01:12
- 468

TÜRK İSTİHBARATI ‘SIR’RI GÖNÜLE YAZAR
Yeni Dünya Düzeni ile farklı kutupların oluşması ve teknolojinin gelişmesi, bilgiye erişimin tekelden kurtulmasını sağladı. Tekelden kurtulan bilgi tekrar tek bir noktada birleştirilmek istenmektedir. Çeşitli teknolojik araçlarla bilgi saniyeler içerisinde elimizin altına ulaşmaktadır. Bilgi merkezleri ise oluşturdukları bilgiyi burada manipüle edebilirler ve bilgiye erişimin yanında bilginin kurgulanması da mümkün hale gelir.
21. yüzyılda Elon Musk bilgiye erişim noktasında çeşitli araştırmalara girişti. Gerek uzaydaki çalışmalar gerek prototip çalışmaları ve en önemlisi beşere ulaşma çabası göz ardı edilemeyecek düzeyde ileri bir noktaya ulaştı. Musk, çalışmalarında o kadar ileri bir düzeye ulaştı ki beyin frekans dalgalarını formüle etti. İnsan beyninden çıkan dalgalar, elektronik ortamlara aktarılarak, kişinin o an ne düşündüğünün anlaşılması sağlanmaktadır. Geleneksel algı yöntemlerinin üstüne çıkan bir çerçeveden bahsetmek mümkündür. Geleneksel algı yöntemlerinden birey davranışı üzerinden etkilenmeye çalışılır. Kendisine seçenekler sunulur, istenilen seçeneğe yönlendirilmesi için çaba sarf edilir. Başka bir yol ise sunulan seçeneklerin çoğaltılmasıdır. Bireye etki edecek unsur çokluğu, sonucu yakın kılabilir.
Yeniden kurgulanan bu yapıda ise durum öyle değildir. Beynimizden alınan frekans dalgaları kodlanarak ne hissettiğimize kadar açık referanslar sunulmaktadır. Bir adım daha tehlikelisi olan ise beyne gönderilen frekanslarla kişinin yönlendirilmesi olacaktır. Hedefe gönderilen dalgalar, sonucu etkileyecek ölçüde gelişmiştir. Beyin kendi diliyle konuşur ve araştırmacılar da bunu anlamaya çalışır. Beynin dilinin tam anlamıyla çözüldüğüne dair çalışmalar için ise henüz erkendir denilebilir.
Beynimiz çeşitli dalgalar yayar. Bunlar arasında beta dalgaları, zihinsel yoğunluğu ve dikkat gerektiren görevlerle ilişkilendirilir, yani uyanıklık hali de denilebilir. Gözler kapatılıp biraz rahatlamaya başlandığında Alfa frekansına geçiş yapılmaktadır. Teta beyin dalgası ise genellikle zihinsel rahatlama, gevşeme ve uykuya doğru geçiş halinde olunan zamanlarda ortaya çıkar. Delta dalgalar genellikle derin uyku aşamalarında ortaya çıkar. Beyin, hayatın her anında kendine özgü diliyle konuşmaya devam eder.
Yeni teknoloji ile beyne yollanacak frekans dalgalarıyla ne yapacağımıza karar verecek düzeye ulaşabilirler. Bir örnek olarak akıllı telefonların karşımıza çıkardığı reklam ve önerilerin kesinlikle bir temas yokken oluşmasını nasıl karşılamamız gerekmektedir?
Sesli veya başka bir komut ya da araştırma olmadan beynimizden geçenlerin bildirim olarak bize iletilmesi hangi kategoride tartışılmalıdır?
Bazı seçenekler bunun henüz bir iddiadan öteye geçemediğini, kişinin davranışlarından o bildirimlerin karşısına çıktığı söylense de yakın dönemde bu ana tanıklık eden insan sayısı oldukça çoktur. Adem, ‘Yasak Elma’yı yiyerek bilince ulaşıp tekrar insan olma evresiyle karşı karşıya mı kalacaktır?
Tekrar frekans dalgalarının insan üzerindeki etkisini ele alırsak; birey kendi mahremini dışa vurmuş olmaktadır. Bunu isteyerek yapmamaktadır. Kısa süre içerisinde tüm insanlığın zihinlerinden geçenlerin okunabileceği bir dönem bizleri beklemektedir. Peki mahremin korunamadığı bir beşer, kusurlu yaratılmış olmaz mı?
İnsan konuşmadan sırrına vakıf olamıyorsa bundan muaf tutulmalı mı yoksa tutulmamalı mı?
Düşünceler bireylerin uygulamaya koymadıkları niyetler şekliyle ele alınırsa, adım atılmadan da potansiyel suçlu olunabilmenin önü açılacaktır. “Ameller niyetlere göredir” Hadis-i Şerif'i de rafa kaldırılacaktır. Çünkü niyet, ölçülebilecek düzeye indirgenecektir; burada devreye giren Hüküm ise Fatır Suresi’nin 38. Ayetinde gizlidir.
Ayette, “Şüphesiz ki, Allah göklerin ve yerin bütün sırlarını, (insanların göremediklerini ve bilemediklerini) bilir (ve) doğrusu O, (insanların) kalplerindekini de tam bilendir.” meali ile mutlak iradenin yalnızca Allah’ta olduğu bilgisi verilmektedir. Yani yarın için düşünme organımız kalp olarak değişebilir mi? Kısacası yeryüzünün tüm istihbarat servisleri dahi teknolojik imkanları kullansa Allah’ın ortaya koyduğu mahrem alan kendi yerini koruyacaktır.
Erenler Türk İstihbaratında belge kullanmazlar, gönüle yazılanları da Allah’tan başka kimse bilemez! Oluşan dil Hace Ahmed Yesevi ve Yûnus Emre’de Türkçe diğerlerinde ise kendi hallerincedir.
.
Mahmut Muslihan, dikGAZETE.com