- 12-03-2022 05:06
- 7833
Amerikalılar, Ukrayna’yı biyolojik silah laboratuvarları ile donatmışlar. Gözümüzün önünde insan sağlığına biyolojik suikast düzenleniyor. Belki de Avrupa’yı ve ülkemizi kasıp kavuran bu lanet olası korona virüsü bu laboratuvarlardan bulaştırıldı.
Ukrayna’yı gezdim gördüm az çok biliyorum. Vatandaşların kamuyu denetleme kültürü sıfır. Eğer öyle olsaydı yani bu kültüre sahip olsalardı, ABD ve Avrupa Birliği’nden gelen hibeleri yöneticilerin “indiragandi yapmalarına” itiraz ederlerdi. Yolları köstebek yuvası gibi. Halkı yoksul, gelir düzeyleri düşük. Bununla birlikte yaşam konforları Türk insanından yüksek. Temizler.
Biyolojik silah ne biliyor musunuz?
Ölümcül veya basitçe etkisiz hale getirilebilen hastalıkların yayılmasıyla orduları veya düşman popülasyonlarını zayıflatmak amacıyla organizmaları (patojenik mikroplar veya diğerleri) kullanan bir silahtır.
Rahatsızlık potansiyeli, kitle imha silahları olarak sınıflandırılmış olmalarıdır. Biyolojik silahlar, bakteriyolojik silahları ve virolojik silahları içerir.
Şimdi jeton düştü mü?
Biyolojik silahlar, zararlı etkiler yaratmak amacıyla kullanılan bakteri, virüs vb. bulaşıcı ajanlardır. Biyolojik olarak elde edilen toksinleri ve zehirleri de kapsar. Biyolojik savaş araçları, yaşayan mikroorganizmaları bakteri, protozoa, riketsia, virüs ve mantarları içerdiği gibi bitkiler ve hayvanlar tarafından üretilen toksinlerde bulunur.
Kırım Kongo kenesi başımızın belası değil mi?
Her yıl bu kene onlarca insanımızın ölümüne sebep olmuyor mu? Bir ara kuş gribi icat ettiler, tüm kanatlı hayvanlarımız bir gecede katledildi. Allah’tan, deli dana hastalığı ülkemizi teğet geçti. Yoksa memlekette tırnaklı hayvan bırakmazlardı.
Biyolojik silahların geçmişi…
Biyolojik silah kullanımına ilişkin tarihsel kayıtlara göre 1756-1763 yılları arasında İngiltere ve Fransa arasında yapılan Yedi Yıl Savaşlarında çiçek virüsünün kullanımıdır. Amerika’da ise İngilizler çiçek virüsü bulaştırılmış battaniyeleri Kızılderililere dağıtarak bir salgın oluşturmuş ve bu şekilde Kızılderili kabilelerinin İngiliz yerleşimcilere karşı mücadele etmelerini engellemişlerdir. Bu metot, Amerikan İç Savaşı’nda da kullanılmıştır. Konfederasyonu destekleme amacıyla çiçek ve sarıhumma bulaştırılmış elbiseler Birlik Kuvvetlerine satılmıştır.
Birinci Dünya Savaşı’nda Almanlar, müttefiklerinin at ve sığırlarına gizlice şarbon ve ruam hastalıklarını bulaştırmışlar. Almanların Ruslara karşı 1915 yılında veba kullandıklarına ve İtalya’ya karşı kolera kullanma girişimde bulunduklarına dair raporlar mevcut.
1932 ve 1945 yılları arasında Japonya, 731. Birim adı verilen biyolojik silah araştırmaları gerçekleştirmiş ve üzerinde araştırma yaptığı on binin üstünde savaş esirinin şarbon, menenjit, kolera ve vebadan ölmesine sebep olmuştur.
İkinci Dünya Savaşı’nı ve Japonya’nın biyolojik savaş programını takiben Amerika Birleşik Devletleri de kendi biyolojik silah programını başlattı. Programda ilk olarak tahıl ürünlerine karşı kullanılacak bitki yok edici patojenler üstüne çalışıldı, sonrada geliştirilen tarım ilaçları piyasaya sürüldü.
Bu Kapitalistlerin mantığı böyle çalışıyor işte. İster inanın ister inanmayın eğer bir gün Türkiye’de tahıl tarımının yapıldığı topraklarda zirai hastalıklar tüm ürünleri yok ederse bu işte Amerikalıların parmağı var demektir.
ABD biyolojik silah programını illegal sürdürüyor!..
ABD tarafından insanlara karşı kullanılmak üzere silaha dönüştürülen ilk ajan; hayvanları da enfekte eden Brusella bakterisiydi. Amerikan ordusu tarafından silahlaştırılan ve stoklanan diğer ajanlar; antraks, botulizm, tularemi, Q ateşi, stafilokokal enterotoksin B (SEB), Venezuella At Ensefaliti olmuştur.
1969 yılında ABD biyolojik silah programını durdurduğunu ilan etse de bu projelerin gizlice devam ettirildiği farklı ülkelerin istihbarat raporlarında yer almıştı. Sonuçta belki ABD topraklarında bu çalışmalar yapılmıyor ama “çöplük” tabir edilen Ukrayna gibi ülkelerde bu programlar gizlilikle devam ettiriliyor.
Toplumlar ve hükümetlerin biyolojik silahlara karşı gösterdikleri tepkiler uluslararası bir anlaşmayı ortaya çıkardı. 1972 yılında, genelde Biyolojik Silahlar Anlaşması olarak adlandırılan “Bakteriyolojik ve Toksin Silahlarının Geliştirilmesi, Üretimi ve Depolanması ve İmhası”na dair anlaşma, 79 ülke tarafından imzalanarak 1975 yılında yürürlüğe girdi.
Günümüzde 170’den fazla ülkenin taraf olduğu bu anlaşma, sözde biyolojik ajanların saldırı amaçlı geliştirilmesi, üretilmesi, stoklanması, temin edilmesi ve kullanılmasını yasaklamaktadır. Ancak bu anlaşmaya rağmen dünyamızda biyolojik silahların üretimi, kullanımı hızla devam ediyor.
Biyolojik silahların özellikleri…
Biyolojik silahlar canlılara zarar veren en tehlikeli silahlardandır. Çok küçük miktarları bile öldürücüdür. Genellikle etkileri ani olarak ortaya çıkmaz. Belirtilerin ortaya çıkışı günler, bazen de haftalar alabilir.
Beş duyuyla varlıkları anlaşılmaz ancak özel cihazlarla tespit edilirler. Belirtileri belli bir kuluçka döneminden sonra ortaya çıkacağı için geç fark edilirler. Laboratuvar ortamında ya da yapay koşullarda kolay ve ucuz yöntemlerle üretilebilirler.
Hastalık yapma kabiliyetlerini arttırmak, mevcut ilaçlara dirençli hale getirmek ya da çevrede yayılma yeteneklerini arttırmak üzere laboratuvarlarda değişikliğe uğratılabilirler. Vücuda solunum, sindirim sistemi ve deri yoluyla girerek hastalık yaparlar.
Yaşayan organizmalar olduklarından uygun ortamlarda hızla çoğalma ve kalıcı hale gelme özelliğine sahiptirler. Koruyucu önlemlerden etkilenmeyecek şekilde ortama uyum sağlayabilirler.
Örneğin şarbona sebep olan bakterinin kendisi yüksek ısıda kolayca öldüğü halde zorlu fiziksel ve kimyasal çevre koşullara son derece dayanıklı “spor” denilen yapılar oluşturarak bu zorlu koşullarda on yıllarca hayatta kalabilmektedir. Bulaşıcı olanları da mevcuttur.
İnsandan insana ya da hayvandan insana bulaşanları çok geniş kitleleri etkileyebilir. Biyolojik ajanların etrafa yayılmaları; havaya püskürtülmeleri, insanlara hastalık taşıyan hayvanların enfekte edilmeleri veya gıdaların ve suların kirletilmesi ile sağlanabilir.
ABD Ukrayna’da 26 biyoloji laboratuvarını neden kurmuş olabilir?..
ABD'nin Ukrayna'daki biyo-askeri faaliyetleri gündemde. ABD fonlarıyla Ukrayna’nın bazı kentlerinde yasaklı biyolojik ve kimyasal laboratuvarlar kurulduğu, Ukrayna ve ABD'nin Biyolojik Silahlar Sözleşmesi’ni ihlal ettiği deşifre oldu.
Ukrayna’nın işgali ile birlikte biyolojik silah tartışmaları yeniden alevlendi. Rusya, ABD’nin Ukrayna’da askeri-biyolojik bir program yürüttüğüne dair kanıtlara askeri operasyon sırasında erişildiğini öne sürüyor.
Rus yetkililer ABD’nin bu konuyu açıklamasını istiyor.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, ABD’nin biyolojik askeri programı kapsamında Ukrayna’da ölümcül patojenler olan veba ve şarbon bulundurduğunu iddiasını dillendirdi.
Hatta Ukrayna Sağlık Bakanlığı’nın veba, kolera, şarbon patojenlerinin 24 Şubat’tan sonra imha edilmesi talimatını verdiğini söylüyorlar.
ABD'nin kendi yayımladığı verilere göre, Ukrayna'da 26 biyoloji laboratuvarı kurduğunu ve bunların tamamının Savunma Bakanlığı kontrolünde olduğu iddia edilmişti. Ukrayna'daki tüm tehlikeli virüsler, bu laboratuvarda saklanıyor.
Bu laboratuvarlar sadece Ukrayna’ya özgü değil. ABD Savunma Bakanlığı, 'biyo-güvenlik risklerini gidermek ve küresel kamu sağlığını güçlendirmek' adı altında 30 ülkede 336 biyoloji laboratuvarını kontrol ediyor.
ABD’nin, 20 yıl boyunca Biyolojik Silahlar Sözleşmesi'nin doğrulama mekanizmasının oluşturulmasına tek başına engel olması ve sınırları içindeki ve dışındaki biyolojik tesislerinin varlığını doğrulamayı reddetmesi, uluslararası toplumun endişelerini daha fazla artırıyor.
Bu kapsamda ABD eski Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) Direktörü Robert Redfield, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının laboratuvar kaynaklı olduğu teorisini dile getirdiği için ölüm tehditleri aldığını belirtmişti.
Çin, Rusya'nın “ABD ordusunun Ukrayna'da biyolojik silah laboratuvarları kurduğuna” ilişkin açıklamasına atıfla, ABD'ye bu faaliyetlerini açıklama çağrısında bulundu.
ABD’ye destek BM’den geldi. Birleşmiş Milletler (BM) Sözcüsü Stephane Dujarric, Ukrayna’da kitle imha silahı üretildiğine dair BM’nin bir kanıt bulamadığını, Ukrayna hükümetinin kimyasal veya biyolojik silahlar da dahil olmak üzere uluslararası anlaşmaları ihlal ettiğine dair bir çalışması olmadığını söylemesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “dünya beşten büyüktür” sözünün ne kadar bir haklı çıkış olduğunu gündeme taşıdı.
Rus askeri güçlerine bağlı Radyasyon, Kimyasal ve Biyolojik Savunma Kuvvetleri Komutanı İgor Kirillov, laboratuvarların Lviv, Harkov ve Poltava kentlerinde kurulduğunu ve bunların imha edildiğini söylemişti.
Lviv'de veba, şarbon ve bruselloz patojenleri ile araştırma çalışmaları yürütüyorlardı. Kharkiv ve Poltava'da difteri, salmonelloz ve dizanteri patojenleri üzerinde çalışılıyordu.
Washington önce kıvırdı “dezenformasyon” şeklinde nitelediği iddiaların ‘‘saçma’’ olduğunu kaydetti. Ancak Ruslar, iddialarından vazgeçmeyince ABD, dünya kamuoyunun baskılarına fazla dayanamadı ve Ukrayna’daki biyolojik tesislerinin varlığını kabul etti.
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Victoria Nuland yaptığı açıklamada "Ukrayna'da biyolojik araştırma tesisleri var" dedi.
BM açığa çıktı.
Bir kez daha görüldü ki, BM, ABD’nin yalancı şahidi.
Körler sağırlar birbirlerini ağırlar.
Ukrayna savaşı ile Avrupa'nın jeopolitik haritası yeniden güncelleniyor.
Savaşın ekonomik boyutu…
Rusya’nın, Donbas bölgesinden sonra, bütün Ukrayna’yı işgale başlamasıyla savaş farklı bir boyuta taşındı.
ABD, bölgeye uzak olduğu gibi Rusya ile doğal gaz alış verişi de yok. Rusya ile bir sıcak çatışma eğilimi de göstermiyor. Ayrıca Rusya ile karşılıklı ticaretin kesilmesinden de ABD zararlı çıkmadığı için Dolar Endeksi değer kazanıyor.
Avrupa ise Rusya ile ticaret ilişkilerinin sekteye uğramasından Rusya’nın tutumuna göre oldukça zararlı çıkabilir. Çünkü Avrupa ülkeleri, doğalgazı büyük ölçüde Rusya’dan alıyor Avrupa’nın 2021 yılında Rusya’dan aldığı doğalgazın toplam miktarı 155 milyar metreküp. Bu kadar yüksek miktarlı ithalatın başka üreticilere kaydırılması kolay mı sanıyorsunuz?
Göreceksiniz, ekonomik yaptırımları ilk önce uygulayıcılar delecek.
Karşılıklı ambargolar çerçevesinde Rusya’nın doğalgazı kesme olasılığı, Euro’ya değer kaybettiriyor. Altın, bu tür gerilimlerde ‘güvenli liman’ olarak öne çıktığından en fazla prim yapan yatırım aracı. Gram altın, Doların değer kazanması nedeniyle hızla yükseliyor.
Sadece dolar veya altın değil, dünyayı en çok ilgilendiren enerji kaynaklarının başında gelen Brent Petrolün değeri de inanılmaz bir yükseliş trendinde. Bu hızlı yükseliş, petrol üreticisi ülkeler dışında kalan bütün ekonomilerin aleyhine bir gelişmeyi işaret ediyor.
Türkiye’nin bu sürecin dışında kalması mümkün değil.
Türkiye’nin ekonomik sıkıntısı ve kriz süreci, bu gelişmelerden bağımsız değerlendirilemez. Türk Ekonomisinin kaptanı “John Maynard Keynes” bile olsa, bu durumda başarısızlığa mahkûm.
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Seçilmiş Kaynakça
https://www.afad.gov.tr/kbrn/biyolojik-silahlarin-tarihcesi
https://www.labmedya.com/tarihteki-olumcul-deneyler
https://english.pravda.ru/news/world/150628-biolabs/
https://english.pravda.ru/news/world/150616-biolabs_ukraine/
https://tr.sputniknews.com/20220308/cinden-abdye-ukraynadaki-laboratuvarlari-aciklayin-10
https://www.dengehaber.com/haber/9527717/rusyadan-biyolojik-silah-iddiasi-ortadan-kaldirmaya-calistilar
https://turkish.aawsat.com/home/article/3522491/birleşmiş-milletler-ukrayna’nın-kitle-imha-silahı-ürettiğine-dair-bir-kanıt-yok
https://www.amerikaninsesi.com/a/rusyadan-abd-ve-ukraynaya-biyolojik-silah-suclamasi/6476997.html
https://www.independentturkish.com/node/482211/dünya/abd-itiraf-etti-ukraynada-biyolojik-araştırma-tesislerimiz-var
https://www.mahfiegilmez.com/2022/03/ukrayna-savasnn-ekonomik-etkileri.html