Ukrayna madenleri için Avrupa’nın “Gönüllüler Koalisyonu” şantajı
MOSKOVA
Rusya’nın Ukrayna’da sürdürdüğü özel askeri operasyonlar aralıksız devam ederken Kiev rejimi ordusu zaten azalan askeri gücüne rağmen cephede tutunmaya devam ediyor. Hemen hemen herkes Rus ordusunun zayıflayan Kiev rejimi ordusuna karşı neden büyük bir taarruza girişmediğini de merak ederken bunun en temel gerekçesi ise Rusya’nın neden Donbass’ta askeri operasyonlara başladığıyla ilgilidir.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 24 Şubat 2022 tarihinde Rus ordusunun Donbass Bölgesi’nde geniş çaplı özel askeri operasyonlara başladığını duyurdu. Bu askeri operasyon ilan edilirken Rus ordusunun sadece Rusça konuşan nüfusun yoğunlukta olacağı Donbass Bölgesi’nde cephe açacağı ilan edildi. Zaten Rus ordusu da Donbass cephesinde kalıcı oldu. Ancak Rus ordusunun istisnai olarak Kiev Bölgesi de dahil olmak üzere bazı bölgelerde kara harekâtı gerçekleştirdiğini de hatırlayalım.
Bu kara harekâtı, Rus ordusunun özel askeri operasyonlarının ilk aylarında gerçekleşti. Muhtemelen buradaki amaç Kiev rejiminin dibine kadar yaklaşıp, Donbass Bölgesi için Kiev rejimini müzakerelere zorlamaktı. Rus ordusu bu Kiev Bölgesi’ne kadar ulaştıktan sonra İstanbul’da Rusya ve Ukrayna arasında müzakerelere (29 Mart, 2022) başlandı.
Aslında tam da bu sürece kadar her şey yolundaydı. Ta ki Kiev rejiminin başındaki Vladimir Zelenskiy’in Londra’dan emir almasıyla Ukrayna heyetinin müzakere masasından kalkmasına kadar. İşte tam da bu andan itibaren Ukrayna’da Rusya’nın özel askeri operasyonları uzadı ve Donbass Bölgesi’nin geleceği ile ilgili belirsizlik başlamıştı.
Daha sonralarda anlaşıldı ki aslında batılılar, Ukrayna tarafını müzakerelerden çekerek cephe savaşına kendileri dahil olmuştu. Donbass Bölgesi’nde artık batılıların askeri birliklerini ve batılıların ağır silahlarını gördük. Rus ordusu, sabırla operasyonlarını sürdürürken büyük çaplı batılı taarruzlar Rus ordusu tarafından bastırıldı. Daha sonra zaten Kiev rejiminin defalarca süren Rus kentlerine terör saldırılarına da şahit olduk. Aslında 24 Şubat 2022 tarihinden itibaren Donbass’taki çatışmaların özeti buydu.
Şimdi gelelim çatışmaların son haline ve Donbass’ın geleceği ile ilgili son siyasi çözüm manevralarına;
Öncelikle Ukrayna’da ateşkes ve müzakerelere Donald Trump yönetimindeki ABD tam teşekküllü olarak hazır. Trump’ın ekibi, doğrudan Rusya ile temas kurup Ukrayna’nın geleceğine dair planlarını sundu. Rusya ise taleplerini sundu. Rusya’nın talepleri oldukça basit. Ukrayna topraklarında üçüncü ülkelerin askeri varlığının olmaması, Ukrayna’nın Rusya’ya tehdit oluşturan stratejik silahlardan arındırılması, Ukrayna’nın NATO’ya katılımından vazgeçilmesi, Donbass ve Kırım’ın Rus topraklarına katılımının tanınması.
Teknik olarak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in özel askeri operasyonlarını duyurduğu andan itibaren Rusya’nın talepleri değişmedi.
Ukrayna’nın NATO’ya katılımının Rusya’ya tehdit oluşturduğunu hepimiz biliyoruz. Kaldı ki 24 Şubat 2022 tarihinden önce NATO askeri birimleri Kiev rejimi ile anlaşmalar yaparak Rusya sınırlarında ve Karadeniz’de askeri operasyonlar yapmadı mı? Rusya’ya karşı yapılan askeri gövde gösterileri Rusya’yı kışkırtmadı mı?
Peki nükleer santralleri bulunan Ukrayna tarafının nükleer silahlar üretebileceğine dair birçok açıklamasını duymadık mı? Kiev rejimi hala buna oldukça istekli.
Ukrayna, stratejik silahlarla Rus topraklarını işgale kalkışmadı mı? Rus topraklarındaki stratejik ve sivil alanlar, Ukrayna’nın elindeki stratejik silahlarla vurulmadı mı?
Kiev rejimi ordusu 24 Şubat 2022 tarihinden önce de Donbass Bölgesi’nde yaşayan Rus nüfusuna baskılar yapıp, sivil halk ve çocuklar katledilmedi mi?
Tüm bu olanlardan sonra Rusya’nın özel askeri operasyonlarını ‘işgal hareketi’ olarak yorumlayıp, durumu basitleştiremeyiz.
ABD, Ukrayna’daki çatışmaların son bulması için oldukça istekli ve siyasi çabaları sürüyor. Ancak karşımızda NATO’nun bir parçası olan Avrupa ülkeleri çıkıyor. Ukrayna’daki krizi kendi lehlerinde fırsata çevirmek isteyen Avrupa ülkeleri, Kiev rejimini cesaretlendirmeye devam ediyor.
Avrupa ülkeleri, Rusya’nın Ukrayna’yı ele geçirdikten sonra Romanya, Polonya gibi ülkelerden başlayarak kendi topraklarını işgal edeceği paranoyasının aslında bir manipülasyon olduğunu anlayalım.
Avrupa’nın Ukrayna’daki krizin çözümünü baltalamasının en temel sebebi, çözüm sürecinin ABD – Rusya ve Ukrayna arasında ilerlemesidir.
Bugüne kadar Kiev rejimine milyarlarca dolar yatırım yapan Avrupa, müzakerelerde koltuk edinip Ukrayna’daki yer altı kaynaklarından faydalanmak istiyor. Ancak bu konuda rakibi ABD. Çünkü Donald Trump, Ukrayna’daki madenlerle doğrudan ilgilendiklerini açıkça ilan etti.
ABD, Ukrayna’daki pastayı tek başına yemek istiyor.
İngiltere, Fransa ve Almanya’nın başını çektiği Avrupa ülkelerinin aslında itiraz ettiği şey tam da bu.
Dediğim gibi; Avrupa Birliği, Kiev rejimine milyarlarca dolar yatırım yaptı.
Ekonomik krizler yaşayan Avrupa Birliği ülkeleri, yatırımlarının karşılığını almadan amacından vazgeçer mi?
İşte tam da bu noktada İngiltere ve Fransa, Odessa merkezli askeri birlikler konuşlandırma planını duyurdu. “Gönüllüler Koalisyonu” adı verilen bu koalisyona göre İngiltere ve Fransa’nın başını çektiği Avrupa ülkeleri, Kiev rejimi kontrolü altındaki topraklara kendi askeri birliklerini yerleştirecek.
Bu aslında tamamen Ukrayna’yı işgal planından başka bir şey değil.
Vladimir Zelenskiy’e kapılarını kapatan ABD’ye karşı AB ülkelerinin kozu da elbette Vladimir Zelenskiy'in ta kendisi. Zaten siyasi kariyeri bitmek üzere olan Zelenskiy’in de AB liderlerine sarılmaktan başka çaresi kalmadı.
Gönüllüler Koalisyonu’nun misyonu için ise olası bir Ukrayna-Rusya ateşkesinden sonra bölgede çatışmaları önlemek gibi sunuluyor.
Ben hayatımda böyle amatör bir gerekçe daha duymadım.
Zaten Rusya, Ukrayna topraklarının yabancı askerden arındırılması gibi bir talep öne sürerken Avrupa Birliği ülkeleri, bu talep üzerinden bölgede olası bir barış sürecini baltalamak istiyor.
Batılılar, Rus ordusunun özel askeri operasyonlarının başından beri Vladimir Putin’in şartlarından geri adım atmadığını biliyor.
Rusya’nın Ukrayna üzerinde çekincelerini de biliyor.
İşte bu yüzden Fransa ve İngiltere’nin başını çektiği AB ülkeleri, süreci “Gönüllüler Koalisyonu” üzerinden baltalamak istiyor.
Aslında Gönüllüler Koalisyonu, tamamen Amerika ve Rusya’ya karşı oluşturulan “Şantaj birlikleri” misyonu edinecek.
Hatırlatmakta fayda var;
Avrupa Birliği ülkelerinin tek amacı Kiev rejimine verdiği desteğin ekonomik karşılığını almak ve Ukrayna topraklarındaki madenlerden pay almak.