Unutulan Kuzey Makedonya kahramanları Yücelciler
Kuzey Makedonya topraklarında yaşayan Müslüman Türk aydınları, 1937 yılında Şuayb Aziz Efendi önderliğinde, Komünist Yugoslav idaresi tarafından Türklere yapılan haksızlıklara karşı, millî ve dinî varlıklarını korumak ve yaşatmak için bir araya gelerek toplumsal bir hareket başlattılar.
Bu kahramanlar, Türk toplumunu daha aydınlık bir geleceğe hazırlamak ve gelecek nesillere köprü olmak adına büyük cesaretle bir araya gelip, merkezi Üsküp’te olan “Yücel” adlı bir teşkilat kurdular.
“Yücelciler Hareketi” Balkanlarda Türk milli kültürü, edebiyatı ve sanatının tohumlarını atan entelektüel bir hareketti.
Bu hareketin, iki dünya savaşı sonrasında bitme noktasına gelmiş olan Balkan Türk edebiyatının canlanmasında, hemen hemen hepsi öğretmen olan “Yücel” mensuplarının yetiştirdikleri öğrencilerin çıkardıkları gazete ve dergiler etrafında milli bir edebiyatın şekillenmesinde büyük katkıları vardır.
Teşkilatın Başkanı Şuayb Aziz Efendi, 1930 yılında Üsküp Meddah Medresesi’ne, ardından Mısır El Ezher Üniversitesi’ne giderek fıkıh ve kelam konularında ders görmüştür.
Teşkilatın diğer önemli ismi olan Nazmi Ömer ise Belgrad Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunudur.
Gizlilik ilkesine son derece riayet eden teşkilat üyeleri, 1944 yılında ilk Türk gazetesi olan Birlik Gazetesi’ni çıkarırlar. Ayrıca Üsküp radyosunda ilk Türkçe yayınını gerçekleştirirler, Türkçe dersleri vererek öğretmen yetiştirmeye başlarlar.
Türklerin yaşadığı köylere giderek Türk alfabeli okuma kitapları dağıtıp, Türkçe eğitim vermek üzere ilk Türk okulu “Tefeyyüz”ün açılmasını sağlarlar.
Sahnelenmek üzere tiyatro eserleri yazarak, insanların dinlerini unutmamaları için dini ulema yapılanması ve dini programlar oluşturarak Türk toplumunun manevi ve kültürel ihtiyaçlarını karşılarlar.
Yücelciler, 1943 yılında Üsküp Türk Konsolosluğu ve 1945 yılında Belgrad Büyükelçisi Kemal Koperler tarafından desteklenirler.
Teşkilat gün geçtikçe genişleyerek bütün Makedonya’ya yayılır. Yücelciler’in son derece ihlaslı, gizli, samimi çalışmalarının genişlemesi, etkili ve söz sahibi olması komünistlerin dikkatini çeker.
Bu teşkilatın devamlı büyümesi karşısında endişe duymaya başlarlar.
Türklerin milli ve manevi dava prensiplerine bağlanarak birlik haline gelmesi iktidarı çok rahatsız etmektedir.
Yugoslavya’nın Tito rejimi, bu sürece daha fazla dayanamayarak Yücelcileri tutuklamaya başlar.
Makedonya’da Müslüman Türk kardeşlerimize baskılar artınca bölge halkı, Türkiye’den, dönemin cumhurbaşkanı İsmet İnönü’den yardım ister. İsmet Paşa’nın bu yardım talebine cevabı, “Misak-ı Milli Hudutları dışında Türk ve Müslüman unsuru diye bir şey kabul etmiyorum. Zaman çok vahimdir. Türkiye, dışarı ile uğraşmamalıdır. Türkiye’nin başını ağrıtmayın” uyarısı olur.
19 Eylül 1947 tarihinde çok sayıda önde gelen Yücelci aydın soruşturma, tutuklama ve infazlarla çok ağır işkencelere maruz kalır.
19 Ocak 1948’de yargılamaların başlamasıyla Makedonya Müslüman Türkleri, psikolojik baskı altına alınır.
1947 yılında gerçekleşen ilk tutuklamalarda 4 kişi idam, 13 kişi ise toplamda 195 sene hapis cezası alır.
1948 yılındaki ikinci ve üçüncü tutuklamalarda, Yücel davasında toplam 63 kişi hüküm giyer.
Göstermelik yargı neticesinde dört kişi (Şuayb Aziz İshak, Ali Abdurrahman Ali, Nazmi Ömer Yakup ve Ali Adem Ali) medeni ve siyasi haklarından mahrumiyete, mallarının müsadere edilmesine ve idama mahkum edilir.
İdam kararı 27 Şubat 1948’de kurşuna dizilerek gerçekleştirilir, diğerleri ise ağır hapis cezalarına çarptırılır.
Bir hatırata göre, idam cezasına çarptırılan Yücelciler, İdrizova Hapishanesi’nden bir kamyona bindirilerek Suşitsa Köyü’ne götürülmüş ve köyün girişinde bir kayanın önünde kurşuna dizilmişlerdir.
4 kahraman Yücelci’nin mezarının nerede olduğu maalesef hâlâ bilinmemektedir.
Zamanın iktidarı, bu ayıbı ve haksızlığı örtbas etmek için tutuklamaları kamuoyundan 4 ay gizli tutar. Basında tutuklamalarla ilgili hiçbir habere yer verilmez.
Yüzyıllardır aileden gelen mal-mülkün sahibi insanlar, müsadere sonucu bir gecede dilenci haline getirilirler.
Büyük sürgünlerin kapısı açılır.
Tutuklamalardan birkaç yıl sonra ağır baskıya maruz kalan ve mallarına el konulan yüz binlerce insan, asırlarca yaşadıkları toprakları bir daha geri dönmemek şartıyla terk etmeye zorlanır.
Din ve vicdan hürriyetinin kısıtlanmasının yanı sıra, yüzlerce cami yıkılırken çok sayıda mezarlık, hamam, tekke, çeşme ve diğer tarihi eserler yerle bir edilir.
İdamlar, yıldırma ve göçe zorlama politikaları neticesinde 1953 yılından Türkiye ile imzalanan “Serbest Göç Anlaşması”yla 1967 yılına kadar 200 bin Makedonya Türkü, Anadolu topraklarına göç etmek zorunda kalır.
69 yıl önce milli, dini ve kültürel inançlarının mücadelesinde şehit olan Balkanlar’ın gizli kahramanlarını, bugün hayır ve rahmetle anmanın ötesinde sorumluluklarımızı da unutmayalım.
Türkiye, Yücelciler’e olan vefa borcunu ödeyerek elinden gelen gayreti göstermelidir.
Unutulmuş milli tarihi, kültürel ve manevi değerlerimizi inşa ederek gün yüzüne çıkartmak, siyaset hukuk ve sivil toplum kurumlarımızın başlıca görevleri arasında yer almalıdır.
Bu coğrafyada geçmişte yaşanmış trajedilerden dersler çıkararak bugün, toplumsal barışa, dayanışmaya ve örneklik teşkil edecek somut üretkenliğe daha çok ihtiyacımız var.
Balkanlar’ın unutulan kahramanları Yücelciler, Komünist Yugoslavya döneminin en baskıcı zamanında hayatlarını ortaya koymuş, fedakâr ve idealist insanlardır.
Yücelcilerin bu destansı mücadelesini yeni jenerasyona yazılı ve görsel argümanlar ile aktarmamız gerekiyor.
Öte yandan, idam edilen “4 Yücelci”nin mezar yerlerinin belirlenmesi için Sırbistan ve Kuzey Makedonya ile özel bir çalışma yapılması, tarihi bir görev ve sorumluluktur.
Böyle bir çalışma, toplumsal dayanışma ve barışa büyük katkı sağlamış olacaktır.
-Yücelcilerin aziz hatırası için yaptırılan anıt
-73 yıldır mezar yerleri meçhul olan aziz şehitlerimizi rahmet ve minnet ile anmak, hatırlarını canlı tutmak için yaptırılan “ANIT” açılışını, 27 Şubat Cumartesi günü, saat 10.00’da Kuzey Makedonya’nın Üsküp şehri Tefeyyüz İlköğretim Okulu’nda İHH ve MATÜSİTEB derneği işbirliği ile gerçekleştirdik.-