Dünyaya hükmetmek isteyenlerin ön aldığı, başkasına hükmederek dünyayı ele geçirmek isteyenlerin uluslararası düzlemde fink attığı sırada, bu fiili kullanmak üzüntü verici... Ama yönetmek diyebiliriz; yönetmek daha uygarca bir fiil... Dünyayı hangisi yönetiyor acaba? Para mı? Silah mı? Bilgi mi? Üçü de güç simgesi olarak kullanılıyor. Üçü üzerine de söylenmiş yığınla cümle bulmak imkân dâhilinde...
Ama silah için de paraya ihtiyacı var... Buna karşılık denebilir ki, dünya dolusu para olsa, ama o paranın satın alacağı silahın bulunmadığı bir ortamda paranın ne değeri kalır? "PARA İLE YÖNETMEK" YERİNE PARA İLE YÖNLENDİRMEK... Tabii ki paranın tek işlevi silah satın almak değil.
Silahla insanı baskı altında tutmak mümkün olabilir, ama onları silahla sürgit yönetmek hiç de imkân dâhilinde olmayabilir... Bu ikisi arasında bilginin yeri nedir? PARA VE SİLAH KARŞISINDAKİ BİLGİ... Bir başına bilgi para ve silah karşısında ne iş görür?
Ve silah ve para bilgisiz nasıl yönetilebilir? Onların da temelinde bilginin iş gördüğünü söylemiş oluyoruz. Ama üçünün eşit ölçüde egemen olduğu bir düzlemde hangisi ön alır? Bu sorunun cevabı olayın süreciyle bağlantılıdır.
Bir başına şu veya bu diye kestirmek imkân dâhilinde değil. Şöyle ki: Para ile silahı, dahası insanı satın alabileceğimizi farzetsek bile, onun etkisinin sürgit gideceği düşünülemez.
Bu süreç kendi içinde durmadan tekrarlanma ihtimalini barındırıyor bağrında... Demek ki, son tahlilde, gücü bilgiye atfedebiliyoruz.
O da paraya ve silaha gereksinim duyuyor. Bu üçünün koalisyonu iş görüyor.
Milletlerin egemenliği, egemenliklerini sürdürebilmesi bu işbirliğinin optimum düzeyde uzlaştırılmasıyla kaim görünüyor…