Uyanma Vaktimiz Gelmedi mi?
Hepimizin elinde silah var ama kimse kimseyi vurmuyor.
“Katil kim?” sesleri kalabalıklardan yükselirken, katilin kim olduğunu bilenler bile derin sessizlik içinde.
Terör de aslında bu değil mi?
Kaostan kaçan ve çaresizce huzur arayan insanların, korkuyla bastırılması.
Neye elini uzatsa görünmez bir el tarafından oyun dışı bırakılan insan, sürekli olarak yara alıyor.
Dengelerin neredeyse sürekli altüst olduğu günümüzde, dengelere hükmeden oyun kurucuların güdümünde, kuralları sürekli değişen bir oyunun parçası olmak istemiyoruz.
Tahammül ve sabır, son damlanın bardağı taşırdığı yere kadardır.
İnsan, “bu böyle gitmez” diyebildiği için insandır!
Gelişime ve yeniliğe tahammül edemediğimiz noktada güç kaybetmeye başlarız.
Bir insanın gücü, sarsıcı gerçeklere tahammül etmesiyle doğru orantılıdır.
FAKAT “yeni insan” modeli tasarımcıları, bize bildiklerimizi unutturup, insani değerlerimizi hiçe sayıyor.
Biz düşünce ve fikir üretmedikçe, toplumu inşaa edenler hep başkaları olacak.
Büyük karanlık binalar önümüzde dikilecek, güneşe olan özlemimizle gölgelerinde kalacağız.
Peki kurallarını koyduğun yeni bir oyun kurmaya cesaret edebilir misin?
Bu oyunda kurallara uyulmadıkça, referans noktası iyilik, doğruluk ve adalet olan birileri, her şeye rağmen korkusuzca “kral çıplak” diyecektir.
Düşünmeye, fikir üretmeye ve bu uykudan uyanmaya her şeyden çok ihtiyacımız var.
“Kral çıplak” diyen neden biz olmayalım?
İnsani değerlerimize sahip çıkmak için yaşıyoruz, YAZIYORUZ...