Lösemi, tüm çocukluk çağı kanserlerinin yaklaşık yüzde 30'unu oluşturuyor

Lösemi, tüm çocukluk çağı kanserlerinin yaklaşık yüzde 30'unu oluşturuyor

Kanserli Çocuklara Umut Vakfı (KAÇUV) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. İnci Yıldız, löseminin tüm çocukluk çağı kanserlerinin yaklaşık yüzde 30'unu oluşturduğunu bildirdi.

İstanbul

2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası kapsamında
konuşan Prof. Dr. Yıldız, her yıl dünyada yaklaşık 400 bin, Türkiye'de ise 3 bin 500'e yakın çocuğa kanser tanısı konulduğunu söyledi.

????

Tüm kanserler arasında çocukluk çağı kanserlerinin yüzde 2-4 civarında olduğunu belirten Yıldız, bu oranların erişkinlere göre oldukça düşük olmasına rağmen, çocukluk döneminde ortaya çıkan kanserlerin seyir hızının ve etkilerinin çok daha güçlü olabildiğini kaydetti.

Yıldız, çocukluk çağı kanserlerinin en sık görüldüğü yaşların 0-5 ve 10-15 arası olduğunu dile getirerek, "Bu dönemlerde hızlı hücre gelişimi ve vücut değişimleri, bazı kanser türlerinin daha sık görülmesine neden olabiliyor." dedi.

Çocuk kanserlerinin en önemli özelliklerinden birinin çok hızlı çoğalan ve büyüyen hücrelerden oluşmaları olduğunu ifade eden Yıldız, "Birkaç hafta içinde hızla büyüyüp belirgin hale gelirler. Hızlı büyüdükleri için de ilaç tedavisi ve ışın tedavisine duyarlıdırlar. Bu nedenle çocukluk çağı kanserlerinin önemli bir kısmı, tamamen iyileşebiliyor. Bugün geldiğimiz noktada çocuk kanserlerinin üçte ikisi tamamen iyileşme göstermektedir." diye konuştu.

Prof. Dr. Yıldız, çocuk kanserlerinde genellikle cerrahi, ışın ve ilaç tedavilerinin bir arada kullanıldığını, tedavinin uzun soluklu olmasına rağmen başarı oranlarının umut verici düzeye ulaştığını vurguladı.

Çocukluk çağında en sık görülen kanser türleri

Çocukluk çağında en sık rastlanan kanser türünün lösemi olduğunu vurgulayan Yıldız, "Lösemi tüm çocukluk çağı kanserlerinin yaklaşık yüzde 30'unu oluşturur. Lösemiyi beyin tümörleri, lenf bezi kanserleri ve yumuşak doku tümörleri izlemektedir." dedi.

Yıldız, kemik, deri, göz ve karaciğer tümörlerinin ise çocuklarda daha nadir görüldüğünü, bu türlerin tanı ve tedavi süreçlerinde erken farkındalığın hayati önem taşıdığını ifade etti.

Prof. Dr. Yıldız, löseminin genellikle hızlı seyreden bir hastalık olmasına rağmen tedaviye oldukça duyarlı olduğunu, en çok 3-5 yaş aralığında ortaya çıktığını ve erkek çocuklarda biraz daha sık rastlandığını belirtti.

Lösemide iyileşme oranı yüzde 75-80'lere ulaştı

1960'lı yıllarda lösemi hastalarının yalnızca yüzde 5'inin tedavi edilebildiğinin altını çizen Yıldız, "Günümüzde ise iyileşme oranı yüzde 75-80'lere ulaştı." dedi.

Yıldız, erken tanı, gelişmiş laboratuvar analizleri, hedefe yönelik ilaçlar ve destekleyici bakım hizmetlerinin çocukluk çağı kanseri tedavisinde başarı oranlarını artırdığını aktararak, "Artık lösemi tanısı almak eskisi kadar korkutucu değil, çünkü çocuklarımızın çok büyük kısmı tedaviyle yeniden sağlıklı bir yaşama kavuşabiliyor. Lösemi, tedaviye en iyi cevap veren kanserlerden biri." diye konuştu.

Kanser tedavisinin yalnızca tıbbi değil, psikososyal bir süreç olduğunu da vurgulayan Yıldız, şunları kaydetti:

"Lösemili çocuklarımızın ve ailelerinin bu süreçte yalnız olmadıklarını hissetmeleri çok önemli. Moral, motivasyon ve toplumsal dayanışma tedavi kadar etkili unsurlar arasında yer alıyor. Ailelerin ve toplumun verdiği destek, çocukların iyileşme sürecine doğrudan katkı sağlıyor."

Prof. Dr. Yıldız, KAÇUV ile tedavi sürecindeki çocukların konaklama, eğitim ve psikososyal destek ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik çalışmalar yürüttüklerini belirterek, her çocuğun yaşama hakkının olduğunu ve bu hakkı en iyi şekilde sunmaya çalıştıklarını dile getirdi.

Lösemili Çocuklar Haftası’nın toplumda farkındalık oluşturmak açısından büyük önem taşıdığını söyleyen Yıldız, "Erken tanı, düzenli kontroller ve farkındalık, çocukluk çağı kanserlerinde hayat kurtarır. Her bireyin bu konuda bilinçlenmesi, bir çocuğun hayatını değiştirebilir." şeklinde konuştu.


Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
...