Sosyal medya çağında dikkat, ekonomik kaynağa ve dijital sermayeye dönüşüyor

Sosyal medya çağında dikkat, ekonomik kaynağa ve dijital sermayeye dönüşüyor

Çeşitli yöntemlerle kullanıcı dikkatini yönlendiren sosyal medya platformları, dikkati "ekonomik değere sahip dijital sermaye" ve "pazarlanabilir bir araç" haline getiriyor.

Ankara

Kullanıcıları anlık olarak bildirim yağmuruna tutan sosyal medya hesaplarından, bir parmak hareketiyle saniyeler içinde güncellenen sınırsız içeriklere, sosyal medya, dikkati çelen sonsuz bilgi ve içerik havuzuna evrildi.

????

"Beğen, paylaş, kaydır, tıkla" gibi komutlarla kişileri ekranlara hapseden dijital medya araçlarının günlük yaşamı şekillendirdiği dijital çağda "dikkat", sosyal medya mecraları tarafından bir tür "kaynak" olarak kullanılıyor.

Anadolu Ajansının (AA) "Dijital Girdaba Kapılanlar" başlıklı üç bölümlük dosya haberinin son bölümünde, sosyal medyanın kullanıcı dikkatini pazarlanabilir bir unsur haline getirerek "dikkati nasıl metalaştırdığı" mercek altına alındı.

Bilgiye erişimin ciddi oranda ivme ve kolaylık kazandığı bu çağda dikkat, "sınırlı ve pazarlanabilir bir kaynak" olarak görülerek, sosyal medya platformları için bir çeşit "para birimi ve kar unsuru" haline geliyor.

Bireylerin en çok ilgi gösterdiği ve odaklandığı içerikleri analiz eden sosyal medya algoritmaları, kullanıcıların dikkatini daha uzun süre yakalamak adına kişiselleştirilmiş içerik akışı gibi özellikler sunarak, dikkati dijital sermayeye çeviriyor.

Böylelikle platformda geçirilen süreyi en üst düzeye çıkarmayı hedefleyen sosyal medya firmaları, dikkati ekonomiye dönüştürüyor.

"Alınıp satılabilen bir ürün" olarak dikkat

"Dikkat ekonomisi" terimi, "Bilgi zenginliği dikkat yoksunluğu yaratır" ifadesinin sahibi Nobel ödüllü Amerikalı sosyal bilimci Herbert Simon tarafından 1971'de ortaya atıldı.

Bu terimde dikkatin "sınırlı ve değerli" bir kaynak olduğu, ekonomik kazanç elde etmek amacıyla kullanılabileceği öne sürülerek, "alınıp satılabilen bir ürün" olarak kullanılabileceğine işaret ediliyor.

"Dikkat bir meta çünkü bunun ticaretini yapabilirsiniz"

New York Üniversitesi (NYU) Stern İşletme Fakültesinden Profesör Arun Sundararajan,
gelecekte tek önemli kıt kaynağın dikkat olacağına dair bir inanç olduğunu belirtti.

Birkaç yüzyıl önce toprağın kıt bir kaynak olduğunu, ekonominin büyük bir kısmının ise toprak sahibi olmak üzerine kurulduğunu söyleyen Sundararajan, tarım arazilerinin verimli bir sermaye haline gelmesiyle Sanayi Devrimi'nin gerçekleştiğini, bunun sonucunda da sermayenin "kıt bir meta"ya dönüştüğünü dile getirdi.

Sundararajan, dijital çağın getirilerine değinerek "Yapay zeka ilerledikçe ve dijital teknolojiler giderek daha fazla şeyi kopyalanabilir hale getirdikçe, eskiden kıt olan pek çok şey artık bol miktarda mevcut, tıpkı sınırsız bilgi gibi." dedi.

Yapay zekanın da yakında meta haline geleceğinin altını çizen Sundararajan, ekonomide kıt olan tek şeyin dikkat olduğunu kaydetti.

Sundararajan, "Dikkat bir meta çünkü bunun ticaretini yapabilirsiniz, tıpkı bir reklam platformunun insanın dikkatini alıp onu diğer reklamcılara yeniden dağıtabileceği bir ürüne dönüştürmesi gibi." değerlendirmesinde bulundu.

Dikkatin metalaşması nedir?

Metalaşma kavramı, daha önce market değeri olmayan her türlü ürünün, hizmetin veya ilişkinin alınıp satılabilen, değiş-tokuş edilebilen bir unsura dönüşmesiyle bir tür ekonomik değer kazanması anlamına geliyor.

Sadece somut nesnelerin pazarlanmasıyla sınırlı kalmayan metalaşma kavramında kültür, sanat, eğitim veya fikir de ekonomik bir değer haline gelerek bir nevi piyasaya sürülebiliyor.

Bu bağlamda, "ticari değeri olan bir tür ürüne" dönüşen dikkat, sosyal medya aralığıyla pazarlanıyor ve ekonomik bir kaynağa dönüşerek kar unsuru haline geliyor.

Algoritmalar, beynin yapısındaki nörobiyolojik zayıflığı hedef alıyor

Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümü Öğretim Görevlisi James Kimmel, benzer şekilde sosyal medya mecralarının kullanıcı etkileşimini en üst düzeye çıkarmak için dikkati ekonomi olarak kullandığına değindi.

Bu platformların bireyleri durmadan bildirim yağmuruna tutarak dikkati yönlendirmeye çalıştığına dikkati çeken Kimmel, "İnsanlara şikayetlerini ve kendi mağduriyetlerini dile getirme ya da başkalarının mağduriyet deneyimlerini dinleme fırsatı sunarsanız, bu durum bireylerin dikkatini sosyal medya platformlarına çeker." değerlendirmesinde bulundu.

Sosyal medya mecralarının kullanıcıların belli bir "soruna veya haksızlığa" ilgi duydukları zaman kullanıcının dikkatini çekmek için bu tarz içeriklerle dikkati beslediklerini kaydeden Kimmel, ayrıca sosyal medya platformlarının, beynin yapısındaki nörobiyolojik zayıflığı hedef alan algoritmalarla tasarlandığını da sözlerine ekledi.​​​​​​​


Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
...