UAD, UNRWA'nın yasaklanması hakkındaki danışma görüşünü yarın açıklayacak

UAD, UNRWA'nın yasaklanması hakkındaki danışma görüşünü yarın açıklayacak

Uluslararası Adalet Divanı (UAD), İsrail'in Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşlarına yönelik kısıtlamalarının hukuki sonuçlarını değerlendiren danışma görüşünü yarın açıklayacak.

Lahey

UAD, İsrail'in BM kuruluşlarına yönelik kısıtlamalarının hukuki sonuçlarını değerlendiren danışma görüşünü yarın TSİ 16.00'da açıklayacak.

İsrail Meclisi, UNRWA'nın faaliyetlerini yasaklayan yasa tasarısını onayladı

İsrail Meclisinin 28 Ekim 2024'te BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) faaliyetlerini kısıtlayan yasaları kabul etmesi ve 31 Ocak 2025'te Doğu Kudüs'teki UNRWA operasyonlarını sonlandırması üzerine, Türkiye'nin Norveç'le eş sunucusu olduğu karar tasarısı ve BM Genel Kurulu üzerinden başlatılan danışma görüşü sürecinin önemli ayağı yarın gerçekleşecek.

BM Genel Kurulunun 19 Aralık 2024'te kabul ettiği kararla UAD'den İsrail'in işgali altındaki Filistin topraklarında BM kuruluşları ve uluslararası örgütlerin varlığı ve faaliyetlerine ilişkin yükümlülüklerini incelediği görüş, yarın kamuna duyurulacak.

????

AA muhabiri danışma görüşü talebini, beyan sunan devletlerin taleplerini ve iddialarını ele alan bir haber derledi.

Danışma görüşünde her ne kadar doğrudan adı zikredilmese de bu girişimin özünde Filistin'deki en kritik kurum olan UNRWA'nın dokunulmazlığını, tarafsızlığı ve insani yardım görevini yeniden teyit etmesi bekleniyor.

Görüşün ayrıca, devletlerin sözlü sunumlarında dile getirdikleri Filistin halkının hayatta kalması için acilen gereken temel malzemelerin ve insani yardımların engelsiz sağlanması ve Filistinlilerin kendi kaderini tayin hakkını destekleme hususlarında İsrail'in sorumluluklarına değinmesi öngörülüyor.

Gazze’de yaklaşık 13 bin yerel çalışanıyla sahada görev yapan ve bölgenin en geniş ölçekli insani yardım ağına sahip olan UNRWA, Mayıs 1948’de zorla yerinden edilen, yağma ve katliamlarla göçe zorlanan Filistinlilerin isim, adres, mülk ve diğer tüm bilgilerinin arşivlerini tutarak, geri dönüş hakkının korunmasında en hayati kurumlardan biri olarak görev yapıyor.

39 devlet ve 4 uluslararası kuruluş duruşmalara katıldı

Nisan ayında yapılan duruşmalarda İsrail'in UNRWA'yı yasaklamasına ilişkin, 39 ülkenin yanı sıra BM, Arap Ligi, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Afrika Birliği sunumlar yapmıştı.

İsrail sürece katılmazken ABD ve İngiltere’nin İsrail’in desteklediği tezleri dile getirmesi dikkati çekmişti.

Buna karşın katılımcı diğer devletlerin ve uluslararası kuruluşların neredeyse tamamı İsrail'in UNRWA'ya yönelik eylemlerini uluslararası hukuka aykırı bulduğunu, işgal altındaki Filistin topraklarında yürütülen insani yardım faaliyetlerinin engellenmesini, uluslararası hukukun ve insancıl hukukun açık ihlali olarak değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürmüştü.

BM adına sunum yapan Hukuk İşleri Genel Sekreter Yardımcısı Elinor Hammarskjöld, İsrail'in işgalci güç ve BM üyesi olarak çeşitli yükümlülükleri bulunduğu, bunları yerine getirmediği ve UNRWA'ya yönelik kısıtlamaların uluslararası hukuka aykırı olduğu vurgulamıştı.

Ocak ayından bu yana BM’ye bağlı okullara izinsiz girişler, personeline vize kısıtlamaları getirilmesi ve tesislerine yönelik saldırılar dahil olmak üzere UNRWA’ya karşı artan sayıda ihlalin kaydedildiğini belirten Hammarskjöld, BM’nin ve personelinin ayrıcalıklarının ve dokunulmazlıklarının korunması gerektiğinin altını çizdi.

Türkiye 27 Şubat 2025 tarihinde yazılı beyanını sunmuş, ardından 30 Nisan 2025'te Lahey'de sözlü sunumunu yapmıştı.

Türkiye'nin sunumunda, İsrail'in de taraf olduğu 1946 tarihli BM Ayrıcalıkları ve Dokunulmazlıkları Sözleşmesi hatırlatılarak, bu korumaların BM kuruluşlarının bağımsız çalışabilmesi için vazgeçilmez olduğu ifade edilmişti.

Türkiye'nin beyanında, İsrail'in UNRWA'yı yasaklama kararının hukuki dayanaktan yoksun olduğu ve uluslararası yükümlülüklerin ihmalinin açık bir hukuk ihlali olduğu vurgulandı. Özellikle insani yardımların engellenmesi, BM tesislerinin hedef alınması ve uluslararası personelin taciz edilmesinin uluslararası hukuk düzenini zedelediği aktarılmıştı.

Danışma görüşü İsrail için bağlayıcı etkiye sahip olacak

Kural olarak UAD'nin verdiği danışma görüşleri bağlayıcı olmamakla birlikte, 1946 tarihli BM Ayrıcalık ve Muafiyetlerine Dair Sözleşme'nin 8. maddesi, bu danışma görüşünün İsrail ve muhtemelen diğer ülkeler için bağlayıcı etki doğuracağı anlamına geliyor.

1946 tarihli Sözleşme'nin 8. maddesi, "Bir üye devletle BM arasında uyuşmazlık çıkması halinde, UAD'den danışma görüşü isteneceğini ve bu görüşün taraflarca kesin olarak kabul edileceği" ifadesini içeriyor.

İsrail, bu sözleşmeye taraf olarak ve bu maddeye çekince koymayarak, verilecek danışma görüşünün kendisi için bağlayıcı etki doğuracağına rıza göstermiş oluyor.

UAD, 29 Nisan 1999 tarihli danışma görüşünde Malezya vatandaşı olan BM İnsan Hakları Komisyonu Özel Raportörü Dato' Param Cumaraswamy davasında, 1946 tarihli Sözleşme'nin 8. maddesi uyarınca verilen danışma görüşünün Malezya açısından "kesin netice teşkil ettiğini" açıkça belirtmişti. Benzer şekilde, 15 Aralık 1989'da verdiği danışma görüşünde de Rumen BM Özel Raportörü Dumitru Mazilu'nun BM'nin sahip olduğu ayrıcalıklardan yararlandığını ve bu görüşün kesin netice teşkil ettiğini kaydetmişti.

Görüşün olası etkileri

Danışma görüşü, İsrail'in UNRWA'ya yönelik kısıtlamalarının kaldırılmasını ve Filistinlilere yönelik insani yardımın yeniden sağlanmasını zorunlu kılabilir. Ayrıca, İsrail'in UNRWA ve personeline verdiği zararların tazmin edilmesinin de önünü açabilir.

Görüş ayrıca, UNRWA'nın Filistinli mültecilerin temel haklarının korunmasındaki hayati rolünü vurgulayarak kısıtlamalar yoluyla geri dönüş hakkının engellenmemesi gerektiğini de ortaya koyabilir.

İsrail daha önce de 2008-2009 yıllarındaki Dökme Kurşun Operasyonu sırasında UNRWA binalarına verdiği zararı tazmin etmiş ve 23 Şubat 2010'da BM'ye 10,5 milyon dolar tazminat ödemişti.


Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
...