ABD’nin iade için “Delil” istemesi en büyük delildir!
ABD’nin iade için “Delil” istemesi en büyük delildir!
- 20-07-2016 18:28
- 492
- 20-07-2016 18:28
- 492
Fetullah’ın son videolarındaki ayrıntılara fazla girmedi ama Ali İhsan Karahasanoğlu, “Tiyatro Türkiye'de değil ABD'de oynanıyor!” başlığı altındaki yazısında, Pensilvanya’da, bokunda boncuk bulunan herifin verilip verilmemesi noktasındaki iki ülkenin “Delil” tartışmalarına noktayı böyle koyarken Türkiye ile ABD arasındaki büyük farka da dikkat çekti. İşte yazısı
:
Paraleller...
Türkiye’deki kanlı darbe girişimini, “tiyatro” olarak yorumluyorlar.
Tepedeki isimleri ise..
Bir yandan, “Bir arının ölümünde, yarım saat ağladığımı siz bilirsiniz”derken..
208 şehidin verildiği darbeyi “Holywood filmleri”ne benzetiyor..
•
İngiliz gazetelerinden tutun.. Norveç gazetesinin.. Arap gazetesinin muhabirlerine röportaj verirken..
“Tiyatrocunun kralı işte bu!” dedim, kendi kendime..
Öyle ki..
“Bu fakir” derken..
İki günde iki ayrı sahnede röportaj verdi..
“Fakir”in koltuğu değişti..
“Fakir”in bulunduğu oda değişti..
Kostümü değişti..
Esas önemlisi..
Röportaj sırasında..
Muhabirlerin sorularını organize eden, cemaat mensubu görüntüsündeki zatın yüzüne, oturduğu alçak koltuktan bir bakışı vardı ki..
Görüşlerine başvurulan bir kişi değil..
Adeta sorgulanan bir sanık hüviyetinde idi..
Ara sıra dönüp, “Nasıl, iyi cevap verebildim mi?” şeklindeki çaresiz bakışlarının bende bıraktığı izlenim, “Pensilvanya’da bir tiyatro oynandığı”idi..
“Kainat imamı” rolü oynatılan..
Ancak..
Pensilvanya’dan dışarı çıkmasına izin verilmeyen..
O “kainat imamı”nın şahsında, dünyanın çok değişik ülkelerinde, ABD lehine karanlık işler organize edilen..
En önemlisi..
Türkiye’nin karıştırılmasında kullanılan..
Sıradan bir “figüran..”
Onun içindir ki..
Türkiye, “figüran”ı istediğinde..
Senarist itiraz ediyor: “Delil lazım!”
•
O zaman hemen söyleyelim..
Fetullah Gülen’i Türkiye’ye göndermek için..
“Delil” mi istiyorsunuz?
Buyrun size delil!
Bir yanda 78 milyonluk Türkiye..
Bir yanda, “Ben kıtmir..” diyen, sözde kendi halinde yaşayan, “iki ceketi”nden başka giysisi olmayan bir “fakir!”
Ama siz diyorsunuz ki: “İadesi için delil lazım!”
ABD vatandaşı bile olmayan..
Zaten Türkiye’nin vatandaşı olan..
ABD’de onun-bunun referansı ile sadece ikamet eden..
Basit bir “kıtmir” için..
Suçunu delillendirmede..
“İadesine delil lazım” demenizden daha büyük delil olur mu?
•
Düşünsenize..
Bir TC vatandaşı..
“Kalbimde rahatsızlık var.. Bir kontrol olayım” diye ABD’yle gitmiş..
Kendi anlatımına göre..
Sonrasında orada kalakalmış!
17 sene olmuş..
Anası ölmüş kılını kıpırdatmamış.
Kardeşi ölmüş. Başını kaldırmamış.
ABD, bu adam için..
78 milyonluk Türkiye’nin isteğine mırın kırın ediyorsa..
Kendi vatandaşı bile olmayan..
Zaten ABD’de, tartışmalı bir şekilde kalan bu adamın iadesi için “delil lazım” diye diretiyorsa..
İstediği gerçekte “delil” falan değildir..
Maraza çıkartmaktır..
•
Adam hakkında sıradan bir cinayet iddiası mı var?
Yoo.
Küçük bir hırsızlık falan mı?
Yoo..
Zekatı idi.. Sadakası idi.. Kurbanı idi..
Yüz milyarlarca dolarlık bir paraya hükmettiği iddia ediliyor..
Ardından..
Türkiye’deki meşru hükümeti devirmek için.. Emniyet güçleri ile bir darbe yapıyor..
Başaramıyor..
Sonrasında askeri darbeye kalkışıyor..
Yüzlerce insanın kanına giriyor..
Türkiye işin vahametini görüp..
O adamın başında olduğu örgüte bağlı olduğu iddiası ile..
İçişleri Bakanlığı’ndan 9 bin polis..
Adalet Bakanlığı’ndan 2 bin 900 hakim ve savcı.. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan 15 bin öğretmen.. Vs.. Vs.
Açığa alınıyor.. Soruşturma geçiriyor..
ABD ise..
“Ben bir kıtmir” diyen adama yapışmış..
“Vermem” diyor..
Hâlâ aynı sazı çalıyorlar: “Delil lazım..”
Sanki pisliğinde boncuk bulmuşlar..
Bu kadar vahim iddialara rağmen..
Hâlâ ayak diretiyorlar!
Hâlâ “Delil lazım” diyorlar..
İşte “Delil lazım” demeniz..
O adamın sizin maşanız olduğunun..
Ne kadar hain suçlara imza attığının, en büyük delilidir, emperyalist hainler!
•
Altı üstü, bir adamın oturma iznin iptal edip, yollayacaklar..
Onu “İdam edin” diyen yok..
“Verin, yargılayalım” diyoruz..
Ne olacak yani, verirseniz?
Adam mı yiyoruz burda?
Binlerce öğretmen.. Binlerce polis.. Binlerce hakim savcı..
Bu adama bağlı olduğu halde..
Türkiye’de oturmuyor mu?
Bir tek tepedeki adamın mı canı tatlı?
Kendisi ABD’de oturuyor..
Militanlarını burda ülke karıştırmakla görevlendiriyor..
On binlerce “Gülen militanı”nın canı Türkiye’ye emanet de..
Kendisi niye canını Türkiye’ye emanet etmiyor?
•
Bazıları diyecek ki.
“Siz ABD’yi, Türkiye mi zannettiniz? Onlar tabi delil isteyecekler..”
Cevabım çok basit.
Doğrudur.. ABD’de her gün.. Polis üç sivil insanı öldürüyor.
Hepsi de delilli, değil mi?
(İsterseniz, polis cinayetlerinde, Türkiye ile ABD’yi de bir karşılaştırın!)
Ali İhsan Karahasanoğlu, Yeni Akit -20 Temmuz 2016-
Fetullah’ın son videolarındaki ayrıntılara fazla girmedi ama Ali İhsan Karahasanoğlu, “Tiyatro Türkiye'de değil ABD'de oynanıyor!” başlığı altındaki yazısında, Pensilvanya’da, bokunda boncuk bulunan herifin verilip verilmemesi noktasındaki iki ülkenin “Delil” tartışmalarına noktayı böyle koyarken Türkiye ile ABD arasındaki büyük farka da dikkat çekti. İşte yazısı
:
Paraleller...
Türkiye’deki kanlı darbe girişimini, “tiyatro” olarak yorumluyorlar.
Tepedeki isimleri ise..
Bir yandan, “Bir arının ölümünde, yarım saat ağladığımı siz bilirsiniz”derken..
208 şehidin verildiği darbeyi “Holywood filmleri”ne benzetiyor..
•
İngiliz gazetelerinden tutun.. Norveç gazetesinin.. Arap gazetesinin muhabirlerine röportaj verirken..
“Tiyatrocunun kralı işte bu!” dedim, kendi kendime..
Öyle ki..
“Bu fakir” derken..
İki günde iki ayrı sahnede röportaj verdi..
“Fakir”in koltuğu değişti..
“Fakir”in bulunduğu oda değişti..
Kostümü değişti..
Esas önemlisi..
Röportaj sırasında..
Muhabirlerin sorularını organize eden, cemaat mensubu görüntüsündeki zatın yüzüne, oturduğu alçak koltuktan bir bakışı vardı ki..
Görüşlerine başvurulan bir kişi değil..
Adeta sorgulanan bir sanık hüviyetinde idi..
Ara sıra dönüp, “Nasıl, iyi cevap verebildim mi?” şeklindeki çaresiz bakışlarının bende bıraktığı izlenim, “Pensilvanya’da bir tiyatro oynandığı”idi..
“Kainat imamı” rolü oynatılan..
Ancak..
Pensilvanya’dan dışarı çıkmasına izin verilmeyen..
O “kainat imamı”nın şahsında, dünyanın çok değişik ülkelerinde, ABD lehine karanlık işler organize edilen..
En önemlisi..
Türkiye’nin karıştırılmasında kullanılan..
Sıradan bir “figüran..”
Onun içindir ki..
Türkiye, “figüran”ı istediğinde..
Senarist itiraz ediyor: “Delil lazım!”
•
O zaman hemen söyleyelim..
Fetullah Gülen’i Türkiye’ye göndermek için..
“Delil” mi istiyorsunuz?
Buyrun size delil!
Bir yanda 78 milyonluk Türkiye..
Bir yanda, “Ben kıtmir..” diyen, sözde kendi halinde yaşayan, “iki ceketi”nden başka giysisi olmayan bir “fakir!”
Ama siz diyorsunuz ki: “İadesi için delil lazım!”
ABD vatandaşı bile olmayan..
Zaten Türkiye’nin vatandaşı olan..
ABD’de onun-bunun referansı ile sadece ikamet eden..
Basit bir “kıtmir” için..
Suçunu delillendirmede..
“İadesine delil lazım” demenizden daha büyük delil olur mu?
•
Düşünsenize..
Bir TC vatandaşı..
“Kalbimde rahatsızlık var.. Bir kontrol olayım” diye ABD’yle gitmiş..
Kendi anlatımına göre..
Sonrasında orada kalakalmış!
17 sene olmuş..
Anası ölmüş kılını kıpırdatmamış.
Kardeşi ölmüş. Başını kaldırmamış.
ABD, bu adam için..
78 milyonluk Türkiye’nin isteğine mırın kırın ediyorsa..
Kendi vatandaşı bile olmayan..
Zaten ABD’de, tartışmalı bir şekilde kalan bu adamın iadesi için “delil lazım” diye diretiyorsa..
İstediği gerçekte “delil” falan değildir..
Maraza çıkartmaktır..
•
Adam hakkında sıradan bir cinayet iddiası mı var?
Yoo.
Küçük bir hırsızlık falan mı?
Yoo..
Zekatı idi.. Sadakası idi.. Kurbanı idi..
Yüz milyarlarca dolarlık bir paraya hükmettiği iddia ediliyor..
Ardından..
Türkiye’deki meşru hükümeti devirmek için.. Emniyet güçleri ile bir darbe yapıyor..
Başaramıyor..
Sonrasında askeri darbeye kalkışıyor..
Yüzlerce insanın kanına giriyor..
Türkiye işin vahametini görüp..
O adamın başında olduğu örgüte bağlı olduğu iddiası ile..
İçişleri Bakanlığı’ndan 9 bin polis..
Adalet Bakanlığı’ndan 2 bin 900 hakim ve savcı.. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan 15 bin öğretmen.. Vs.. Vs.
Açığa alınıyor.. Soruşturma geçiriyor..
ABD ise..
“Ben bir kıtmir” diyen adama yapışmış..
“Vermem” diyor..
Hâlâ aynı sazı çalıyorlar: “Delil lazım..”
Sanki pisliğinde boncuk bulmuşlar..
Bu kadar vahim iddialara rağmen..
Hâlâ ayak diretiyorlar!
Hâlâ “Delil lazım” diyorlar..
İşte “Delil lazım” demeniz..
O adamın sizin maşanız olduğunun..
Ne kadar hain suçlara imza attığının, en büyük delilidir, emperyalist hainler!
•
Altı üstü, bir adamın oturma iznin iptal edip, yollayacaklar..
Onu “İdam edin” diyen yok..
“Verin, yargılayalım” diyoruz..
Ne olacak yani, verirseniz?
Adam mı yiyoruz burda?
Binlerce öğretmen.. Binlerce polis.. Binlerce hakim savcı..
Bu adama bağlı olduğu halde..
Türkiye’de oturmuyor mu?
Bir tek tepedeki adamın mı canı tatlı?
Kendisi ABD’de oturuyor..
Militanlarını burda ülke karıştırmakla görevlendiriyor..
On binlerce “Gülen militanı”nın canı Türkiye’ye emanet de..
Kendisi niye canını Türkiye’ye emanet etmiyor?
•
Bazıları diyecek ki.
“Siz ABD’yi, Türkiye mi zannettiniz? Onlar tabi delil isteyecekler..”
Cevabım çok basit.
Doğrudur.. ABD’de her gün.. Polis üç sivil insanı öldürüyor.
Hepsi de delilli, değil mi?
(İsterseniz, polis cinayetlerinde, Türkiye ile ABD’yi de bir karşılaştırın!)
Ali İhsan Karahasanoğlu, Yeni Akit -20 Temmuz 2016-