Anayasa değişikliğine karşı çapsız iddia!
Anayasa değişikliğine karşı çapsız iddia!
- 10-01-2017 11:57
- 794
- 10-01-2017 11:57
- 794
“Anayasa değişikliği Erdoğan için mi?” diye başlıktan sorarak başladığı yazısında, Markar Eseyan, “reform karşıtları” tarafından hedef alınıp alınacak kesimlere, bel altı vuruşların rezilliğine dikkat çekti ve sürekli aynı yöntemi uygulayıp farklı sonuç bekleyen aklı-evvellerin en çapsız iddiası ile onların esas durumundan çok, getirilmek istenen yeni Cumhurbaşkanlığı Sisteminin neyi öngördüğünü özetledi. İşte yazısı
:
Önümüzdeki anayasa değişikliğinin hem Meclis hem de halkoylaması sürecinde reform karşıtlarının dört temel kesimi hedefleyecekleri açık.
Bunlar AK Parti, CHP ve MHP seçmenleri ile Kürt vatandaşlarımız olacak.
Üst yapılarda da AK Parti ve MHP vekilleri etkilenmek istenecek.
MHP’li vekillerin telefonlarının yayımlanması böyle bir baskı kurmanın en kabul edilemez biçimiydi.
BU ÜLKEDE, DARBELER TARİHİNDE HER TÜRLÜ REZİLLİK, VİCDANSIZLIK İZANSIZLIK GÖRÜLDÜ...
Bu bel altı vuruşların çeşitlenerek devam etmesini bekleyebiliriz.
Bu ülke darbeler tarihinde her türlü rezilliği, vicdansızlığı, izansızlığı görmüştür.
Esasen demokrasi mücadelesi dünyanın hiçbir yerinde dikensiz bir güç bahçesi olmamış, çok bedeller ödenmiştir.
AK Parti ve seçmeninin aklını karıştırmak için öne sürülecek ve küresel sermayenin de argümanı olan birkaç hususu dillendirmekle başlamak yerinde olacak.
ÖNE SÜRÜP-SÜRECEKLERİ İLK ARGÜMANLA TARTIŞMA BİTİYOR AMA...
CHP başta olmak üzere bu koronun ifade ettiği ve edeceği ilk argüman, bu değişikliğin Sayın Erdoğan için yapılan bir düzenleme olduğudur.
Yani eğer Sayın Erdoğan’ın 2019 ve sonrasında Cumhurbaşkanı seçilmesi “garanti” olmasaydı, AK Parti böyle bir değişikliği aklına bile getirmezdi.
Mesela Kılıçdaroğlu veya Sezer gibi birisinin seçilmesi söz konusu olsa, AK Parti hem böyle bir değişikliğe gitmez, gitse bile bunu tabanına anlatamazdı.
Bu iddia öncelikle AK Parti’nin bu ülkeye olan sevdasını, Sayın Erdoğan’ın böyle bir düzenlemeye ihtiyacı olmadığını yok saymak anlamına geliyor ki, aslında tartışma bu noktada bitiyor.
Bu çapsız iddia, AK Parti’nin ülke iktidarını sürekli elinde tutmak için bir düzenleme yaptığını ima ediyor. Yani bir tür mühendislik. Öyle bir sistem kurulsun ki, hep Erdoğan başta olsun.
ERDOĞAN, SİYASETE NEREDE DEVAM EDERSE...
Hatırlatalım; belki rakipleri/düşmanları unutmuş olabilir ama hepimiz gibi Sayın Erdoğan da bir fani.
Yarına siyasi dengelerin nasıl olacağını ise hiçbir sistem öngöremez.
Mesele Erdoğan ise, Külliye’den inip Güneysu’ya yerleşse, siyasetin merkezi Güneysu olur.
Kaldı ki, şu an sorumsuz ve geniş yetkilere sahip bir Cumhurbaşkanı.
Bu iddialarda bulunanların aklıyla söylüyorum, 2019’da da cumhurbaşkanı seçilmesi kesine yakındır.
Sonra iner partisinin başına geçer ve başbakanlığı sürdürür.
Meseleye bu kadar tamahkar bir noktadan bakılacak olsaydı, bunca çabaya gerek yoktu.
Küresel finans sisteminin ve büyük devletler dahil Türkiye’nin bağımsızlaşmasına engel olmaya çalışan ittifakın aynı argümanlarla Cumhurbaşkanlığı sistemine karşı çıkmaları, Türkiye’nin vesayet sisteminden kurtulacak olmasından.
AK Parti, devlet ve hükümet sisteminin halkın iradesinde tezahür etmesi için devrimsel bir girişimde bulunuyor.
Bunu gelecek kuşaklar için yapıyor.
Kendisi veya sadece AK Parti seçmeni için değil.
ÜLKEYİ YÖNETECEK OLANA, ARACILAR DEĞİL, HALKIN KARAR VERECEK OLMASI ÖNEMLİ...
Yarın millet Sezer tipi bir Cumhurbaşkanı seçebilir. Bu da başımız üzerinde olacaktır.
Kılıçdaroğlu veya bir başka kişi, hiç fark etmez.
Halkı ikna edip oyunu alan kişi Cumhurbaşkanı olur ve ülkeyi yönetir.
Başarılı olur devam eder, olamaz ise halk onu oradan ilk seçimde indirir.
Burada önemli olan buna aracıların değil, halkın karar verecek olmasıdır.
Değerli olan budur. Demokrasi budur.
Üstelik bu güçlü yürütme sistemi yüzyılda bir çıkacak liderleri beklemeyelim diyedir.
Önemli olan sistemin sağlıklı bir yönetim biçimi sunmasıdır. Takdiri halk yapacak.
Bu sistem Erdoğan için değil, Erdoğan sonrası için gerekli olan bir reformu ima ediyor.
Halkı merkeze alan bir yasama/yürütme ve yargı modeli, bizim gelecek kuşaklara bırakacağımız en değerli miras olacaktır.
AK Parti’nin ve seçmeninin kafasının böyle karışacağını düşünen aklıevvellerin kibri aslında iyi bir şey.
Einstein’ın dediği gibi, sürekli aynı yöntemi uygulayarak farklı sonuç bekliyorlar.
Markar Eseyan, Akşam -10 Ocak 2017, Salı-
:
Yazıda, bazı siyahlaştırma vurguları ve rahat okutma amaçlı bazı paragraf açmalar ile ara başlıklar bize aittir.
dikGAZETE.com
“Anayasa değişikliği Erdoğan için mi?” diye başlıktan sorarak başladığı yazısında, Markar Eseyan, “reform karşıtları” tarafından hedef alınıp alınacak kesimlere, bel altı vuruşların rezilliğine dikkat çekti ve sürekli aynı yöntemi uygulayıp farklı sonuç bekleyen aklı-evvellerin en çapsız iddiası ile onların esas durumundan çok, getirilmek istenen yeni Cumhurbaşkanlığı Sisteminin neyi öngördüğünü özetledi. İşte yazısı
:
Önümüzdeki anayasa değişikliğinin hem Meclis hem de halkoylaması sürecinde reform karşıtlarının dört temel kesimi hedefleyecekleri açık.
Bunlar AK Parti, CHP ve MHP seçmenleri ile Kürt vatandaşlarımız olacak.
Üst yapılarda da AK Parti ve MHP vekilleri etkilenmek istenecek.
MHP’li vekillerin telefonlarının yayımlanması böyle bir baskı kurmanın en kabul edilemez biçimiydi.
BU ÜLKEDE, DARBELER TARİHİNDE HER TÜRLÜ REZİLLİK, VİCDANSIZLIK İZANSIZLIK GÖRÜLDÜ...
Bu bel altı vuruşların çeşitlenerek devam etmesini bekleyebiliriz.
Bu ülke darbeler tarihinde her türlü rezilliği, vicdansızlığı, izansızlığı görmüştür.
Esasen demokrasi mücadelesi dünyanın hiçbir yerinde dikensiz bir güç bahçesi olmamış, çok bedeller ödenmiştir.
AK Parti ve seçmeninin aklını karıştırmak için öne sürülecek ve küresel sermayenin de argümanı olan birkaç hususu dillendirmekle başlamak yerinde olacak.
ÖNE SÜRÜP-SÜRECEKLERİ İLK ARGÜMANLA TARTIŞMA BİTİYOR AMA...
CHP başta olmak üzere bu koronun ifade ettiği ve edeceği ilk argüman, bu değişikliğin Sayın Erdoğan için yapılan bir düzenleme olduğudur.
Yani eğer Sayın Erdoğan’ın 2019 ve sonrasında Cumhurbaşkanı seçilmesi “garanti” olmasaydı, AK Parti böyle bir değişikliği aklına bile getirmezdi.
Mesela Kılıçdaroğlu veya Sezer gibi birisinin seçilmesi söz konusu olsa, AK Parti hem böyle bir değişikliğe gitmez, gitse bile bunu tabanına anlatamazdı.
Bu iddia öncelikle AK Parti’nin bu ülkeye olan sevdasını, Sayın Erdoğan’ın böyle bir düzenlemeye ihtiyacı olmadığını yok saymak anlamına geliyor ki, aslında tartışma bu noktada bitiyor.
Bu çapsız iddia, AK Parti’nin ülke iktidarını sürekli elinde tutmak için bir düzenleme yaptığını ima ediyor. Yani bir tür mühendislik. Öyle bir sistem kurulsun ki, hep Erdoğan başta olsun.
ERDOĞAN, SİYASETE NEREDE DEVAM EDERSE...
Hatırlatalım; belki rakipleri/düşmanları unutmuş olabilir ama hepimiz gibi Sayın Erdoğan da bir fani.
Yarına siyasi dengelerin nasıl olacağını ise hiçbir sistem öngöremez.
Mesele Erdoğan ise, Külliye’den inip Güneysu’ya yerleşse, siyasetin merkezi Güneysu olur.
Kaldı ki, şu an sorumsuz ve geniş yetkilere sahip bir Cumhurbaşkanı.
Bu iddialarda bulunanların aklıyla söylüyorum, 2019’da da cumhurbaşkanı seçilmesi kesine yakındır.
Sonra iner partisinin başına geçer ve başbakanlığı sürdürür.
Meseleye bu kadar tamahkar bir noktadan bakılacak olsaydı, bunca çabaya gerek yoktu.
Küresel finans sisteminin ve büyük devletler dahil Türkiye’nin bağımsızlaşmasına engel olmaya çalışan ittifakın aynı argümanlarla Cumhurbaşkanlığı sistemine karşı çıkmaları, Türkiye’nin vesayet sisteminden kurtulacak olmasından.
AK Parti, devlet ve hükümet sisteminin halkın iradesinde tezahür etmesi için devrimsel bir girişimde bulunuyor.
Bunu gelecek kuşaklar için yapıyor.
Kendisi veya sadece AK Parti seçmeni için değil.
ÜLKEYİ YÖNETECEK OLANA, ARACILAR DEĞİL, HALKIN KARAR VERECEK OLMASI ÖNEMLİ...
Yarın millet Sezer tipi bir Cumhurbaşkanı seçebilir. Bu da başımız üzerinde olacaktır.
Kılıçdaroğlu veya bir başka kişi, hiç fark etmez.
Halkı ikna edip oyunu alan kişi Cumhurbaşkanı olur ve ülkeyi yönetir.
Başarılı olur devam eder, olamaz ise halk onu oradan ilk seçimde indirir.
Burada önemli olan buna aracıların değil, halkın karar verecek olmasıdır.
Değerli olan budur. Demokrasi budur.
Üstelik bu güçlü yürütme sistemi yüzyılda bir çıkacak liderleri beklemeyelim diyedir.
Önemli olan sistemin sağlıklı bir yönetim biçimi sunmasıdır. Takdiri halk yapacak.
Bu sistem Erdoğan için değil, Erdoğan sonrası için gerekli olan bir reformu ima ediyor.
Halkı merkeze alan bir yasama/yürütme ve yargı modeli, bizim gelecek kuşaklara bırakacağımız en değerli miras olacaktır.
AK Parti’nin ve seçmeninin kafasının böyle karışacağını düşünen aklıevvellerin kibri aslında iyi bir şey.
Einstein’ın dediği gibi, sürekli aynı yöntemi uygulayarak farklı sonuç bekliyorlar.
Markar Eseyan, Akşam -10 Ocak 2017, Salı-
:
Yazıda, bazı siyahlaştırma vurguları ve rahat okutma amaçlı bazı paragraf açmalar ile ara başlıklar bize aittir.
dikGAZETE.com