Ayasofya’da Namaz, Saray’da Bayramlaşma!
Ayasofya’da Namaz, Saray’da Bayramlaşma!
- 03-07-2016 09:52
- 1089
- 03-07-2016 09:52
- 1089
Müslümanların Medine’ye Hicretinden sonra Miladi 624 yılında başlayan 3 gün Ramazan, 4 gün Kurban Bayramı ile ilgili olarak tarihçi Erhan Afyoncu, Osmanlı’daki Bayram törenleri, Padişahların ve devlet erkânının bayramlardaki düzeni hakkında özet bilgiler aktardı.
İşte, "Osmanlı döneminde padişahlar bayram namazını Ayasofya’da kılar, en büyük bayramlaşma da Topkapı Sarayı’nda yapılırdı.” diye yazan Erhan Afyoncu’nun
"Ayasofya’da Bayram Namazı” başlığı altındaki yazısı ve
"Osmanlı'da Bayram nasıl ilan edilir?..”,
"Padişah ile namaza nasıl gidilir?..”,
"Devlet büyükleri namazı nerede kılar?..”,
“Saray'da nasıl bayramlaşılır?..”,
“Osmanlı'da Bayram protokolü nasıldı?..”,
"Devlet ricali Padişahın huzuruna nasıl kabul edilir?..” gibi sorulara cevap bulabileceğiniz Tarihten “Nokta atışlar”la aktarılan bilgiler...
/…/
Osmanlı İmparatorluğu zamanında Ramazan Bayramı'na "Iyd-i Said-i Fıtr", Kurban Bayramı'na ise "Iyd-i Said-i Adha" denirdi.
BAYRAMIN TESPİTİ
Osmanlı döneminde, bayramların başlangıcı yeni ayın girmesiyle başlardı. Bunun için de hilal gözlenirdi.
Osmanlı İmparatorluğu'nda Ramazan ayında iken bayramın başlaması için Şevvâl ayının girdiğinin işareti olarak hilalin görülmesi beklenirdi.
Eğer Ramazan'ın 29'unda hilal görülmezse Ramazan'ın 30'unda top atılarak ertesi günün bayram olduğu ilan edilirdi. Hilal görülmediği takdirde bu şekilde bayram gününün tespitine "tekmil-i selasin" denilirdi.
Arife günü ikindiden itibaren Ramazan Bayramı'nın üçüncü günü, Kurban Bayramı'nın ise dördüncü günü akşamına kadar her gün top atılırdı. Bu toplar genellikle Tersane'den ve Donanma'dan ateşlenirdi.
BAYRAM PROTOKOLÜ
Bayramlarda, İstanbul'da en önem verilen hadise padişahların bayramlaşma törenleriydi.
Bayram törenlerinin hazırlıkları Teşrifat Kalemi'nin, yani Protokol Müdürlüğü'nün vazifesiydi.
Padişah için düzenlenecek tebrik töreninin teferruatı bu daire tarafından hazırlanır ve işlemler buna göre yürürdü.
Ramazan Bayramı namazı ve bayramlaşma merasimine katılacaklara davet tezkireleri dağıtılırdı.
Padişah, bayram sabahı namazını Hırka-i Saadet Dairesi'nde kıldıktan sonra, bu yerin önüne taht konulurdu.
Hükümdar tahta oturunca orada bulunan hocalar dualar okurlar, ardından görevliler bunlara hediyelerini verirlerdi.
Mehter çalmaya başlayınca bir taraftan da topluluk hep bir ağızdan "Bu gibi günlere yetişmek her zaman müyesser ola" diye bağırırlar ve dua ederlerdi.
EN BÜYÜK BAYRAMLAŞMA
Osmanlı padişahı ile bayramlaşma hakkı olanlar kanunnamede belirlenmişti.
Bu hakkı haiz olan kişiler, sabah namazını Ayasofya Camii'nde kıldıktan sonra saraya gidip Divân-ı Hümâyun'da toplanırlardı.
Topluluğun geldiği haberi padişaha iletilince, sultan da bunun üzerine Arz Odası'na geçerdi. Daha sonra da görevlilerin dizildiği yoldan tahtın bulunduğu yere gelirdi. Burada padişahı karşılayan nakibüleşraf dua ederdi.
Tören sırasında kimin nerede duracağı en ufak teferruatına kadar belliydi.
Örneğin padişahın oturduğu tahtın arkasında sağda harem ağası, solda da silahdar bulunurdu.
Buradaki tören sırasında mehter durmadan çalardı.
Padişah tahta oturduktan sonra devlet adamları rütbelerine göre sağ taraftan gelerek padişahın eteğini öperlerdi.
Veziriazam, kazasker gibi görevliler etek öperken padişah ayağa kalkardı.
Bu üst düzey ricalden sonra sıra defterdar, nişancı reisülküttap, defter emini gibi bürokratlarındı.
Ancak bunlar öncekiler gibi etek değil eşik öperlerdi.
Şeyhülislâm ise padişahın önünde eğilir ve elini öperdi. El etek öpme işlemini bitiren görevliler kendileri için belirlenmiş yere geçerek tören müddetince ayakta dururlardı.
Kapıkulu ocaklarının üst düzey subayları da bu bayramlaşmada bulunurdu.
AYASOFYA'DA BAYRAM NAMAZI
Törenin bitiminden sonra padişah, Hasoda'ya geçerek bayram namazı için üstünü değiştirirdi.
Bayram namazı büyük camilerden birisinde genellikle saraya yakın Ayasofya Camii'nde kılınırdı.
Bayramdan önce padişaha namazı nerede kılacağı sorulur, buna göre hazırlık yapılırdı.
Padişah, haremden çıkıp, özel olarak süslenmiş atına biner ve Babüsselam Kapısı önünde kendisini bekleyen devlet adamlarıyla birlikte camiye doğru yola çıkardı.
Devlet ileri gelenleri rütbelerine göre atlı veya yaya olarak padişahı takip ederlerdi.
Camiye gidilip, namaz kılındıktan sonra da aynı düzen içinde saraya geri dönülürdü.
Bayram namazı için yapılan bu gidiş ve dönüşe "bayram alayı" denilirdi.
Bayramın ikinci günü padişah Yenisaray'da, yani Topkapı Sarayı'nda bulunan Gülhane Köşkü'nde bulunurdu.
Buraya Kaymakam, Şeyhülislâm, Kaptanpaşa gibi görevliler maiyetleri ile birlikte gelirler ve bayram tebriği için bir tören düzenlenirdi.
Bayramın üçüncü günü ise padişahlar Eski Saray'da cirit oyunu seyrederlerdi.
Erhan Afyoncu, SABAH -3 Temmuz 2016, Pazar-
:
-Yazıda bazı yerlerdeki siyahlaştırma ile yapılan vurgulamalar ile yazının rahatlatılması için bazı paragraf açmalar bize aittir-
dikGAZETE.com
Müslümanların Medine’ye Hicretinden sonra Miladi 624 yılında başlayan 3 gün Ramazan, 4 gün Kurban Bayramı ile ilgili olarak tarihçi Erhan Afyoncu, Osmanlı’daki Bayram törenleri, Padişahların ve devlet erkânının bayramlardaki düzeni hakkında özet bilgiler aktardı.
İşte, "Osmanlı döneminde padişahlar bayram namazını Ayasofya’da kılar, en büyük bayramlaşma da Topkapı Sarayı’nda yapılırdı.” diye yazan Erhan Afyoncu’nun
"Ayasofya’da Bayram Namazı” başlığı altındaki yazısı ve
"Osmanlı'da Bayram nasıl ilan edilir?..”,
"Padişah ile namaza nasıl gidilir?..”,
"Devlet büyükleri namazı nerede kılar?..”,
“Saray'da nasıl bayramlaşılır?..”,
“Osmanlı'da Bayram protokolü nasıldı?..”,
"Devlet ricali Padişahın huzuruna nasıl kabul edilir?..” gibi sorulara cevap bulabileceğiniz Tarihten “Nokta atışlar”la aktarılan bilgiler...
/…/
Osmanlı İmparatorluğu zamanında Ramazan Bayramı'na "Iyd-i Said-i Fıtr", Kurban Bayramı'na ise "Iyd-i Said-i Adha" denirdi.
BAYRAMIN TESPİTİ
Osmanlı döneminde, bayramların başlangıcı yeni ayın girmesiyle başlardı. Bunun için de hilal gözlenirdi.
Osmanlı İmparatorluğu'nda Ramazan ayında iken bayramın başlaması için Şevvâl ayının girdiğinin işareti olarak hilalin görülmesi beklenirdi.
Eğer Ramazan'ın 29'unda hilal görülmezse Ramazan'ın 30'unda top atılarak ertesi günün bayram olduğu ilan edilirdi. Hilal görülmediği takdirde bu şekilde bayram gününün tespitine "tekmil-i selasin" denilirdi.
Arife günü ikindiden itibaren Ramazan Bayramı'nın üçüncü günü, Kurban Bayramı'nın ise dördüncü günü akşamına kadar her gün top atılırdı. Bu toplar genellikle Tersane'den ve Donanma'dan ateşlenirdi.
BAYRAM PROTOKOLÜ
Bayramlarda, İstanbul'da en önem verilen hadise padişahların bayramlaşma törenleriydi.
Bayram törenlerinin hazırlıkları Teşrifat Kalemi'nin, yani Protokol Müdürlüğü'nün vazifesiydi.
Padişah için düzenlenecek tebrik töreninin teferruatı bu daire tarafından hazırlanır ve işlemler buna göre yürürdü.
Ramazan Bayramı namazı ve bayramlaşma merasimine katılacaklara davet tezkireleri dağıtılırdı.
Padişah, bayram sabahı namazını Hırka-i Saadet Dairesi'nde kıldıktan sonra, bu yerin önüne taht konulurdu.
Hükümdar tahta oturunca orada bulunan hocalar dualar okurlar, ardından görevliler bunlara hediyelerini verirlerdi.
Mehter çalmaya başlayınca bir taraftan da topluluk hep bir ağızdan "Bu gibi günlere yetişmek her zaman müyesser ola" diye bağırırlar ve dua ederlerdi.
EN BÜYÜK BAYRAMLAŞMA
Osmanlı padişahı ile bayramlaşma hakkı olanlar kanunnamede belirlenmişti.
Bu hakkı haiz olan kişiler, sabah namazını Ayasofya Camii'nde kıldıktan sonra saraya gidip Divân-ı Hümâyun'da toplanırlardı.
Topluluğun geldiği haberi padişaha iletilince, sultan da bunun üzerine Arz Odası'na geçerdi. Daha sonra da görevlilerin dizildiği yoldan tahtın bulunduğu yere gelirdi. Burada padişahı karşılayan nakibüleşraf dua ederdi.
Tören sırasında kimin nerede duracağı en ufak teferruatına kadar belliydi.
Örneğin padişahın oturduğu tahtın arkasında sağda harem ağası, solda da silahdar bulunurdu.
Buradaki tören sırasında mehter durmadan çalardı.
Padişah tahta oturduktan sonra devlet adamları rütbelerine göre sağ taraftan gelerek padişahın eteğini öperlerdi.
Veziriazam, kazasker gibi görevliler etek öperken padişah ayağa kalkardı.
Bu üst düzey ricalden sonra sıra defterdar, nişancı reisülküttap, defter emini gibi bürokratlarındı.
Ancak bunlar öncekiler gibi etek değil eşik öperlerdi.
Şeyhülislâm ise padişahın önünde eğilir ve elini öperdi. El etek öpme işlemini bitiren görevliler kendileri için belirlenmiş yere geçerek tören müddetince ayakta dururlardı.
Kapıkulu ocaklarının üst düzey subayları da bu bayramlaşmada bulunurdu.
AYASOFYA'DA BAYRAM NAMAZI
Törenin bitiminden sonra padişah, Hasoda'ya geçerek bayram namazı için üstünü değiştirirdi.
Bayram namazı büyük camilerden birisinde genellikle saraya yakın Ayasofya Camii'nde kılınırdı.
Bayramdan önce padişaha namazı nerede kılacağı sorulur, buna göre hazırlık yapılırdı.
Padişah, haremden çıkıp, özel olarak süslenmiş atına biner ve Babüsselam Kapısı önünde kendisini bekleyen devlet adamlarıyla birlikte camiye doğru yola çıkardı.
Devlet ileri gelenleri rütbelerine göre atlı veya yaya olarak padişahı takip ederlerdi.
Camiye gidilip, namaz kılındıktan sonra da aynı düzen içinde saraya geri dönülürdü.
Bayram namazı için yapılan bu gidiş ve dönüşe "bayram alayı" denilirdi.
Bayramın ikinci günü padişah Yenisaray'da, yani Topkapı Sarayı'nda bulunan Gülhane Köşkü'nde bulunurdu.
Buraya Kaymakam, Şeyhülislâm, Kaptanpaşa gibi görevliler maiyetleri ile birlikte gelirler ve bayram tebriği için bir tören düzenlenirdi.
Bayramın üçüncü günü ise padişahlar Eski Saray'da cirit oyunu seyrederlerdi.
Erhan Afyoncu, SABAH -3 Temmuz 2016, Pazar-
:
-Yazıda bazı yerlerdeki siyahlaştırma ile yapılan vurgulamalar ile yazının rahatlatılması için bazı paragraf açmalar bize aittir-
dikGAZETE.com