Diyarbakır F tipi bugün daha soğuk!
Diyarbakır F tipi bugün daha soğuk!
- 24-09-2020 08:26
- 867
- 24-09-2020 08:26
- 867
B Blok bugün ciğeri sızlatacak derece soğuktu.
Ciğere düşen nemsi rutubet de cabası.
Yakıcı cinsten fakat soğuğu çelikimsi derecede fibotermiyi andırıyor.
Dalga dalga gelen hava, sanki derin vadide yaşanacak olan fırtınayı andırıyor.
Bir kaya bulunsa, ağacımsı bir oyuk açılsa da sıcağı hissedecek, loş hoş ortamı dört gözletecek, bedeni ve ruhi rahmet okuyacak bir saate giriliyordu.
‘An’da ve ancı bir sancı, büyük kıyamete, büyük girdap açacaktı.
Doğacak çocuğun, sabırsız gelişi hal olunsa, ruhun bedeni, bedenin de ruhu mat etmesi gibiydi.
Bugün satranç kozu değil, şahı şah, matı mat edecek, net yönetim ve net tavrı gerektiriyordu.
Mekânsı ve odunsu.
Betonsu ve sinerjisel yıkıcı.
Mekana uzanalım, ruhların odunsu, davranışların sağlayıcısı kuvvetin felekle buluştuğu yere; betonun nece kaderi, kaderin bağladığı, yeri gelince de sarmaşık misali sarıp bırakmadığı bir o kadar da savaşçıyı “İlahi Matrix”de vahşi eden ve aynı zaman da hayatı kavgayla özleşmiş bir gladyatör.
Vahşi ve gladyatör.
Vahşice yaşanmış bir silsilede, gladyatör makinesi.
Karşıya çıktıkça gladyatör, haza haz sıfatını çelişki kılacak boyutta, vahşice bir dünya.
Ruhu ruhda boğulan, ölümü ölümde riyakarlığa sürükleten bir yüzeysel cezayı ödül, yarışması suça teşkil edişin sınırsızlığı.
Tüm bu betimlemeyi, betimde yetersiz bırakan Diyarbakır F Tipi Kapalı Cezaevi.
Yüksek güvenlikli hücreler ve koğuşlardan oluşmaktaydı bu yapı.
Üst ceza almış ve üst suç niteliğinde tehlikeli çehreler bu yapıda kalmaktaydı.
Güvenlik dizaynı açısından özel donanımlara sahipti ta ki C Blok ahalisi, epeydir cezaevi yapısını sarsacak aynı zamanda cezaevi yönetimine ders verecek cinsten uç boyutta bir kargaşa planı yapmaktaydı.
Amaç, cezaevi muhafızları üzerinden büyük bir kıyımdı.
Bunu yapmak istemeleri cezaevi savcısına ve müdürüne büyük ders olacaktı; çünkü bir süredir istekleri yerine getirilmiyordu.
Bu yüzden nefretizm ve illegalizm planı devreye sokulmuştu.
C bloğun önde gelen mahkumlarından “Beko” lakaplı suç makinesi, bir zaman önce cezaevine ciddi miktarda siyanür gazı ve amonyum nitrat maddesi sokmuştu.
Bunu yaparken hiç kimse farkına dahi varmadı.
O bir kimyasal, sentetik, yanıcı madde servisçisi idi.
Yakalanınca çok ciddi bir ceza almıştı.
Planı devreye sokan C blok, belirledikleri gün de harekete geçti. Epey zamandır bir isyan hareketi beklentisi vardı, bu beklentiyi öne çektiler eş güdümlü olarak bloklardan bloklara transfer geçişi sağlandı.
Büyük isyan başlamıştı.
Hat üzerinde bütün bloklar isyana durdu.
Gardiyanlar kontrolü kaybedince hatta bir kısmı tutsak alınınca özel donanımlı muhafızlar göreve çağrılmış.
“Vur” emri verilmişti ama unuttukları bir şey vardı; duvarları mahkumlar siyanür ile sıvamıştı.
Herhangi bir çekirdek mermisi ile ateşlenecekti.
Ve öyle de oldu.
Cezaevi muhafızları büyük gazda boğuldular.
Büyük yıkıma maruz kaldılar, Beko ve yandaşı ‘daltonlar’ yetmedi.
Büyük cezaevi hattını amonyum nitrat ile uçurdular.
Cezaevinde her şey kontrolden çıktığında her şey için çok geçti Diyarbakır mülkü idare için.
Bir çok mahkum kaçtı; Bekogil başta olmak üzere.
Cezaevi Müdürü en son şehrin valisine son durum kodunu geçerken, bu sözler tarihe geçecekti:
“İllegalizm, vandallık ve faşizm devletin kontrol mekanizmasını hiçe saydı efendim, geride tek bir şey kaldı:
Kontrolsüz gücü, kontrol edemedik.
Güç güçten çıktı.
İnfiale dönüştü.
İpi tutan değil, tutulmuşlar tutanları tutulmaya uğrattı!”
“B-C Planı” değil, “A”yı bile düşünmemiş bir realite, realist değildir!
Vesselam!
.
Muhittin Taha Çalık, dikGAZETE.com
B Blok bugün ciğeri sızlatacak derece soğuktu.
Ciğere düşen nemsi rutubet de cabası.
Yakıcı cinsten fakat soğuğu çelikimsi derecede fibotermiyi andırıyor.
Dalga dalga gelen hava, sanki derin vadide yaşanacak olan fırtınayı andırıyor.
Bir kaya bulunsa, ağacımsı bir oyuk açılsa da sıcağı hissedecek, loş hoş ortamı dört gözletecek, bedeni ve ruhi rahmet okuyacak bir saate giriliyordu.
‘An’da ve ancı bir sancı, büyük kıyamete, büyük girdap açacaktı.
Doğacak çocuğun, sabırsız gelişi hal olunsa, ruhun bedeni, bedenin de ruhu mat etmesi gibiydi.
Bugün satranç kozu değil, şahı şah, matı mat edecek, net yönetim ve net tavrı gerektiriyordu.
Mekânsı ve odunsu.
Betonsu ve sinerjisel yıkıcı.
Mekana uzanalım, ruhların odunsu, davranışların sağlayıcısı kuvvetin felekle buluştuğu yere; betonun nece kaderi, kaderin bağladığı, yeri gelince de sarmaşık misali sarıp bırakmadığı bir o kadar da savaşçıyı “İlahi Matrix”de vahşi eden ve aynı zaman da hayatı kavgayla özleşmiş bir gladyatör.
Vahşi ve gladyatör.
Vahşice yaşanmış bir silsilede, gladyatör makinesi.
Karşıya çıktıkça gladyatör, haza haz sıfatını çelişki kılacak boyutta, vahşice bir dünya.
Ruhu ruhda boğulan, ölümü ölümde riyakarlığa sürükleten bir yüzeysel cezayı ödül, yarışması suça teşkil edişin sınırsızlığı.
Tüm bu betimlemeyi, betimde yetersiz bırakan Diyarbakır F Tipi Kapalı Cezaevi.
Yüksek güvenlikli hücreler ve koğuşlardan oluşmaktaydı bu yapı.
Üst ceza almış ve üst suç niteliğinde tehlikeli çehreler bu yapıda kalmaktaydı.
Güvenlik dizaynı açısından özel donanımlara sahipti ta ki C Blok ahalisi, epeydir cezaevi yapısını sarsacak aynı zamanda cezaevi yönetimine ders verecek cinsten uç boyutta bir kargaşa planı yapmaktaydı.
Amaç, cezaevi muhafızları üzerinden büyük bir kıyımdı.
Bunu yapmak istemeleri cezaevi savcısına ve müdürüne büyük ders olacaktı; çünkü bir süredir istekleri yerine getirilmiyordu.
Bu yüzden nefretizm ve illegalizm planı devreye sokulmuştu.
C bloğun önde gelen mahkumlarından “Beko” lakaplı suç makinesi, bir zaman önce cezaevine ciddi miktarda siyanür gazı ve amonyum nitrat maddesi sokmuştu.
Bunu yaparken hiç kimse farkına dahi varmadı.
O bir kimyasal, sentetik, yanıcı madde servisçisi idi.
Yakalanınca çok ciddi bir ceza almıştı.
Planı devreye sokan C blok, belirledikleri gün de harekete geçti. Epey zamandır bir isyan hareketi beklentisi vardı, bu beklentiyi öne çektiler eş güdümlü olarak bloklardan bloklara transfer geçişi sağlandı.
Büyük isyan başlamıştı.
Hat üzerinde bütün bloklar isyana durdu.
Gardiyanlar kontrolü kaybedince hatta bir kısmı tutsak alınınca özel donanımlı muhafızlar göreve çağrılmış.
“Vur” emri verilmişti ama unuttukları bir şey vardı; duvarları mahkumlar siyanür ile sıvamıştı.
Herhangi bir çekirdek mermisi ile ateşlenecekti.
Ve öyle de oldu.
Cezaevi muhafızları büyük gazda boğuldular.
Büyük yıkıma maruz kaldılar, Beko ve yandaşı ‘daltonlar’ yetmedi.
Büyük cezaevi hattını amonyum nitrat ile uçurdular.
Cezaevinde her şey kontrolden çıktığında her şey için çok geçti Diyarbakır mülkü idare için.
Bir çok mahkum kaçtı; Bekogil başta olmak üzere.
Cezaevi Müdürü en son şehrin valisine son durum kodunu geçerken, bu sözler tarihe geçecekti:
“İllegalizm, vandallık ve faşizm devletin kontrol mekanizmasını hiçe saydı efendim, geride tek bir şey kaldı:
Kontrolsüz gücü, kontrol edemedik.
Güç güçten çıktı.
İnfiale dönüştü.
İpi tutan değil, tutulmuşlar tutanları tutulmaya uğrattı!”
“B-C Planı” değil, “A”yı bile düşünmemiş bir realite, realist değildir!
Vesselam!
.
Muhittin Taha Çalık, dikGAZETE.com