<h3><strong>GAZZE ve TÜRKİYE'YE ÖNERİLEN GÖREV!</strong> </h3> <h3><strong>-1-</strong></h3> <div><strong>5 Ekim 2023'de</strong> <strong>ABD</strong>, <strong>Suriye'de</strong> <strong>YPG</strong> terör örgütüne karşı operasyon yapan <strong>Türk</strong> <strong>SİHA'sını</strong> düşürdüğünü açıkladı.</div> <div><strong>Türkiye</strong> bunun bir <strong>Türk</strong> <strong>SİHA'sı</strong> olduğunu doğruladı ama “<strong>Türkiye'ye ait değil</strong>” dedi.</div> <div><strong>ABD</strong> ise “<strong>SİHA Türkiye'ye ait</strong>” açıklamasını, <strong>Pentagon</strong> <strong>Sözcüsü</strong> <strong>Tuğgeneral</strong> <strong>Patrick</strong> <strong>Ryder'in</strong> ağızından şöyle yaptı:</div> <div><strong>“ABD'li komutanlar</strong>, ABD birliklerine 500 metreden daha yakın olan insansız hava aracını (İHA) potansiyel bir tehdit olarak değerlendirdi ve ABD F-16 savaş uçakları daha sonra İHA'yı meşru müdafaa amacıyla düşürdü”</div> <div>“<strong>Gazze</strong> <strong>Şeridi</strong>”ni yöneten <strong>Hamas</strong>, <strong>7 Ekim 2023</strong> tarihinde sabah saatlerinde <strong>'Aksa Tufanı'</strong> ismi verilen bir operasyonla <strong>İsrail'e</strong> saldırı düzenledi.</div> <div>Bu saldırının <strong>İsrail'in</strong> <strong>bilgisi</strong> <strong>dahilinde</strong> gerçekleştiğini gösteren çok sayıda veri var.</div> <div>Öyle ki <strong>11</strong> <strong>Ekim</strong> <strong>2023'de</strong> <strong>ABD</strong> <strong>Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi Başkanı Michael McCaul</strong>, <strong>Mısır’ın</strong> <strong>Hamas’ın</strong> saldırılarından 3 gün önce <strong>İsrail’i</strong> ikaz ettiğini şöyle açıkladı; <strong>McCaul</strong>, “Mısır'ın 3 gün önce İsraillileri böyle bir olayın olabileceği konusunda uyardığını biliyoruz” dedi.</div> <div>Yani <strong>4 Ekim</strong> <strong>2023</strong>'de.</div> <div>Saldırı sonrası yaşananları gördük…</div> <div><strong>Gazze</strong> acımasızca bombalandı.</div> <div>Bu zaten tahmin edebileceğimiz bir şey. Fakat bu olayın sadece <strong>Gazze</strong> ile ilgisi olmadığını <strong>Lübnan</strong>, <strong>Suriye</strong>, <strong>İran'ın</strong> <strong>hedef</strong> tahtasına konmasıyla daha iyi anladık.</div> <div><strong>7 Ekim</strong> <strong>2023'de</strong>, <strong>Hamas</strong> saldırısı daha tazeyken yazdıklarımız şunlardı:</div> <div><strong>“İsrail'in Hamas'ın yaptığı hazırlığı bilmemesine imkan yok. IŞİD videoları gibi montajlı planörlü savaşçılar videosunda bunların planörleri çalıştırdıkları arazi ve güvenlik duvarını aşma görüntülerini gördükten sonra ileride hedefte Lübnan'ın olacağını düşünüyorum.”</strong></div> <div>Ne kadar enteresandır ki bu yazımızdan iki gün sonra <strong>9 Ekim 2023</strong>'de <strong>Netanyahu,</strong> <strong>Hamas'a</strong> <strong>IŞİD</strong> tanımlaması yaptı.</div> <div><strong>7 Ekim</strong> <strong>2023</strong> tarihli “Twitter” yazımızı okumaya devam edelim:</div> <div><strong>“Ayrıca bu işin bir de Suriye kısmı var ki, bu da hayati bir önemde. Mevzu Golan Tepeleri'nin de ötesinde. İsrail'in Suriye'ye karşı hava operasyonlarını zaten biliyoruz. Ancak bir kara operasyon gücü de hazırda tutuluyor.”</strong></div> <div><strong>12 Ekim 2023'de</strong>, yani biz bunları yazdıktan <strong>5 gün</strong> sonra</div> <div><strong>İsrail</strong> <strong>Savunma</strong> <strong>Kuvvetleri</strong> <strong>Genel</strong> <strong>Kurmay</strong> <strong>Başkanı</strong> <strong>Herzi</strong> <strong>Halevi,</strong> neden <strong>Suriye'nin</strong> en büyük iki havaalanına hava saldırısı düzenlediğini açıkladı ve şöyle dedi:</div> <div><strong>“İran ve Esad rejimini İsrail'e yanıt vermeye davet ediyoruz.”</strong></div> <div>Mesele sadece <strong>Gazze</strong> miydi?</div> <div>Bu sorunun cevabını da “<strong>Saldırı sonrası Ortadoğu haritası değişecek</strong>” diyen <strong>Netanyahu</strong> vermişti.</div> <div>Aslında <strong>İsrail</strong> <strong>Başbakanı</strong> <strong>Benjamin</strong> <strong>Netanyahu,</strong> esas şifreyi <strong>22 Eylül 2023'de</strong> <strong>Birleşmiş</strong> <strong>Milletler</strong> <strong>78. Genel Kurulu’nda</strong> yaptığı konuşmada vermişti.</div> <div><strong>Netanyahu,</strong> <strong>BM</strong> kürsüsüne “<strong>Yeni</strong> <strong>Ortadoğu</strong>” isimli <strong>Filistinsiz</strong> haritayla çıktı.</div> <div>Her ne kadar <strong>Netanyahu'nun</strong> haritası, <strong>Filistinsiz</strong> olması sebebiyle eleştirilse de çoğu kişinin atladığı çok önemli bir <strong>detay</strong> daha vardı.</div> <div></div> <div><strong>Netanyahu</strong> eline kırmızı bir işaretleme kalemi almıştı ve yeşile boyanmış “<strong>Yeni</strong> <strong>Ortadoğu</strong>” bölgesinde rejimleri <strong>İsrail'e</strong> <strong>dost</strong> olmuş devletlerle <strong>Asya'dan</strong> <strong>Avrupa'ya</strong> kadar uzanacak bir ticaret koridorunu çiziyordu.</div> <div>Bu koridor, <strong>yeşile</strong> boyanmamış olsa da <strong>Umman'dan</strong> başlıyor, <strong>Suudi</strong> <strong>Arabistan'ın</strong> üzerinden geçiyor <strong>İsrail'e</strong> uğruyor, <strong>Kıbrıs'ın</strong> güneyinden ve <strong>Türkiye'nin</strong> <strong>Doğu</strong> <strong>Akdeniz'de</strong> gaz aradığı bölgenin tam üzerinden geçerek <strong>Girit</strong> üzerinden <strong>Yunanistan'a</strong> bağlanıyordu.</div> <div>Pek çok kişi bunu anlamakta zorlanabilir ama aslında bu bir <strong>federasyon</strong> <strong>taslak</strong> haritasıydı.</div> <div><strong>İsrail</strong>, kafasında düşündüğü <strong>büyük</strong> <strong>federasyon</strong> için şu devletleri işaretlemişti: <strong>Ürdün</strong>, <strong>Suudi</strong> <strong>Arabistan</strong>, <strong>Bahreyn,</strong> <strong>Mısır</strong> ve <strong>Sudan</strong>.</div> <div>Yine <strong>Batı</strong> tarafından <strong>Ortadoğu</strong> <strong>Devleti</strong> olarak sayılan <strong>Türkiye</strong>, <strong>Katar</strong>, <strong>Umman</strong>, <strong>Yemen</strong>, <strong>Irak</strong>, <strong>İran</strong>, <strong>Suriye</strong> ve <strong>Lübnan</strong> bu taslağın içerisine alınmamıştı.</div> <h3><strong>-2-</strong></h3> <div>Bildiğiniz gibi <strong>Hamas'ın</strong> saldırısından sonra <strong>ABD</strong> bölgeye <strong>uçak</strong> <strong>gemisi</strong> gönderme kararı aldı.</div> <div>Neden?</div> <div>Bu soruya <strong>Cumhurbaşkanı</strong> <strong>Erdoğan</strong> da cevap aradı.</div> <div><strong>10 Ekim 2023</strong>'de;</div> <div>Cumhurbaşkanı <strong>Erdoğan</strong>, “<strong>ABD, uçak gemisini İsrail' gönderiyor. İsrail'de ne işi var? ne yapmaya geliyor, bunun etrafında ne yapacak?</strong>” diye sorarak sitem etti.</div> <div><strong>Erdoğan</strong> bunu dedikten iki gün sonra <strong>12 Ekim 2023'de</strong> <strong>ABD'nin</strong> <strong>İsrail'e</strong> destek için <strong>Doğu</strong> <strong>Akdeniz'e</strong> yolladığı <strong>USS</strong> <strong>Gerald R. Ford</strong> (CVN-78) <strong>Uçak Gemisi</strong>, <strong>Türkiye'nin</strong> <strong>Doğu</strong> <strong>Akdeniz'de</strong> gaz aradığı <strong>Abdülhamit</strong> <strong>Han</strong> <strong>Sondaj</strong> <strong>Gemisi'nin</strong> birkaç mil ötesine demirledi.</div> <div>Gerçekten de bu, <strong>Netanyahu'nun</strong> <strong>22 Eylül 2023'de</strong> <strong>BM 78. Genel Kurulu'nda</strong> yaptığı konuşmada üzerini <strong>kırmızı</strong> kalemle çizdiği <strong>güzergahın</strong> tam da üstüydü.</div> <div><strong></strong></div> <div><strong>USS Gerald R. Ford</strong> (CVN-78) <strong>Uçak</strong> <strong>Gemisi'nin</strong> <strong>Doğu</strong> <strong>Akdeniz'e</strong> gelir gelmez demir attığı ilk yerin <strong>Abdülhamit</strong> <strong>Han</strong> <strong>Sondaj</strong> <strong>Gemisi'nin</strong> hemen yanıbaşı olması <strong>Erdoğan'ın</strong> aradığı cevabı apaçık gösteriyordu.</div> <div>Çok geçmeden <strong>12</strong> <strong>Ekim</strong> <strong>2023'de</strong> <strong>İngiltere</strong> de <strong>İsrail'e</strong> yardım için <strong>savaş</strong> <strong>gemileri</strong> ve <strong>casus</strong> <strong>uçaklar</strong> gönderme kararı aldı.</div> <div>Sırada <strong>Fransa</strong> ve <strong>Yunanistan</strong> var.</div> <div><strong>Yeni ve Büyük Ortadoğu</strong> projesini destekleyen baş devletler eğer hükümetleri radikal bir şekilde değişmezse şimdilik <strong>ABD</strong>, <strong>İngiltere</strong>, <strong>Fransa</strong>, <strong>İtalya</strong> ve <strong>Almanya</strong>.</div> <div></div> <div>Bu devletlerin karşısına aldıkları baş devletler de <strong>İran</strong>, <strong>Türkiye</strong> ve <strong>Rusya</strong>.</div> <div>Tabii işin içerisine <strong>Çin</strong> ve <strong>Hindistan</strong> da dahil edilebilir. <strong>Hindistan</strong> açık açık <strong>İsrail'e</strong> destek vermiş olsa da <strong>Çin'in</strong> politikası şimdilik daha belirsiz.</div> <div>Ama daha önemlisi <strong>İsrail'in</strong> <strong>Hamas</strong> saldırısıyla başlattığı agresif politikasının zamanlaması.</div> <div><strong>İsrail</strong>, aralarında <strong>Suudi</strong> <strong>Arabistan</strong> ve <strong>Birleşik</strong> <strong>Arap</strong> <strong>Emirlikleri'nin</strong> de olduğu birçok <strong>Arap</strong> <strong>Devleti</strong> ile ilişkilerini normalleştirmişti.</div> <div>Peki neden böyle bir dönemde onları karşısına alabilecek bir <strong>operasyona</strong> girişti?</div> <div>Gayet önemli bir soru.</div> <div>Peki, <strong>Suudi</strong> <strong>Arabistan</strong> ve <strong>Birleşik</strong> <strong>Arap</strong> <strong>Emirlikleri'nin</strong> <strong>Gazze</strong> saldırısından sonra <strong>İsrail'in</strong> karşısında yer alacağını neden düşünelim ki?</div> <div>Meseleyi iyi anlamamız için <strong>odak</strong> <strong>noktamız</strong> <strong>İran</strong> ve <strong>Türkiye</strong> olmalı.</div> <div>Evet, <strong>İsrail</strong> ve <strong>Suudi</strong> <strong>Arabistan</strong> yıllar sonra açıktan barıştı barışmasına ama bunca senedir <strong>küsmüş</strong> <strong>gibi</strong> davranıp, bir arada olduklarını da gözden kaçırmayalım. En azından <strong>içlerinde tuttukları sırrı açığa vurdular</strong> diyebiliriz.</div> <div>Lakin unutmamamız gerekiyor ki <strong>İsrail'in</strong> <strong>Suudi</strong> <strong>Arabistan</strong> ile normalleştiğini ilan ettiği dönemde <strong>Suudi</strong> <strong>Arabistan,</strong> <strong>İran'la</strong> da normalleşme çabası içerisine girmişti.</div> <div>İşte bu, <strong>mayanın</strong> <strong>tutmayan</strong> ve <strong>istenmeyen</strong> kısmı.</div> <div>Hatırlayın: <strong>2009</strong> yılına gelindiğinde <strong>Suriye</strong> ve <strong>Türkiye</strong> mükemmel ilişkiler kurmuşlardı. Karşılıklı vizeler kalkmış, iki ülkenin ticaret hacmi artmıştı.</div> <div>Sonra bir el devreye girerek <strong>Suriye'yi</strong> mezhep çatışmasının merkezi yaptı.</div> <div><strong>Türkiye</strong> ise <strong>Suriye</strong> rejiminin baş düşmanı haline geldi.</div> <div>Öyle ki <strong>Erdoğan</strong>, <strong>Şam</strong> <strong>Emevi</strong> <strong>Camii'nde</strong> <strong>Cuma</strong> <strong>Namazı</strong> kılma hayalini açıkladı.</div> <div>Acaba <strong>İngiltere'den</strong> birileri, o namazın çok erken kılınacağını ve <strong>Esad</strong> rejiminin hemen devrileceğini mi söylemişti?</div> <div>Henüz <strong>Şam'da</strong> <strong>Türkiye'nin</strong> istediği bir zafer namazı kılınmadı. Resmi rakamlara göre <strong>Suriye</strong> <strong>İç</strong> <strong>Savaşı</strong> nedeniyle <strong>4 milyon Suriyeli sığınmacı Türkiye'de</strong> yaşıyor.</div> <div><strong>Suriye'nin</strong> <strong>2011'de</strong> başlayan <strong>Suriye</strong> <strong>İç</strong> <strong>Savaşı</strong> öncesi tahmini nüfusu, <strong>26 milyon</strong> idi. Tahminlere göre şu an <strong>15-17 milyon</strong> civarında.</div> <div><strong>Türkiye,</strong> <strong>Suriye'de</strong> kendine bir alan açmış olsa da esas alanı <strong>ABD</strong> ve <strong>Rusya</strong> kontrol ediyor. Diğer aktör de <strong>İran</strong>.</div> <div><strong>Türkiye'nin</strong> alanını genişletmek istediği <strong>5 Ekim 2023'de</strong> -7 Ekim Hamas saldırısından iki gün önce- <strong>ABD</strong> tarafından <strong>SİHA'sı</strong> düşürülerek <strong>ihtar</strong> aldığını unutmayalım.</div> <div>Elimizde <strong>Türkiye'yi</strong> önce <strong>Suriye</strong> ile barıştıran ve sonra <strong>2011'den</strong> sonra kavga ettiren süreç var.</div> <div>Şimdi ise elimizde <strong>Suudi</strong> <strong>Arabistan'ı</strong> önce <strong>İran</strong> ile barıştıran ve sonra <strong>2023'den</strong> sonra kavga ettirmek isteyen ikinci bir süreç daha var.</div> <div>Ve <strong>ABD</strong> <strong>Başkanı</strong> <strong>Biden</strong> <strong>12</strong> <strong>Ekim</strong> <strong>2023'de;</strong> “<strong>Türk hükümetinin Suriye'nin kuzeydoğusuna düzenlediği operasyonlar IŞİD ile mücadeleyi zorlaştırıyor. IŞİD tehdidi devam ediyor</strong>” dedi.</div> <div>Bu sefer <strong>IŞİD</strong> kim?</div> <div>Tanımı <strong>Netanyahu</strong> “<strong>Hamas</strong> <strong>IŞİD'dir</strong>” diyerek zaten yaptı. O halde onu destekleyen <strong>Hizbullah</strong> da <strong>IŞİD</strong> olmuş oluyor.</div> <div><strong>Hamas</strong> ve <strong>Hizbullah,</strong> <strong>IŞİD</strong> ise <strong>Türkiye</strong> ve <strong>İran</strong> <strong>IŞİD'de</strong> destek veren ülkeler suçlamasıyla karşı karşıya kalıyor.</div> <h3><strong>Türkiye’ye verilen mesaj:</strong> </h3> <div><strong>Biden'in</strong> mesajı şu anlama geliyor:</div> <div><strong>1- YPG</strong> benim yeni <strong>İŞID</strong> (Hamas ve Hizbullah) ile mücadelede partnerimdir.</div> <div><strong>2- İleride</strong> <strong>Avrupa</strong> ve <strong>ABD'de</strong> <strong>Hamas</strong> ve <strong>Hizbullah</strong> adına sivillere yönelik terör faaliyetleri düzenlenecek (aslında düzenleyeceğiz demek istiyor) tarafını şimdiden seç.</div> <div><strong>3- Esad Rejimi</strong> önümüzdeki süreçte “<strong>Yeni IŞİD'in partneri</strong>” ilan edilecek, istihbarat seviyesinde başlattığın görüşmeleri keseceksin.</div> <div><strong>4- Rusya'ya</strong> karşı kesin tavır alırsan <strong>Esad</strong> <strong>Rejimi</strong> sona erdikten sonra <strong>Şam'dan</strong> ve <strong>Rusya'nın</strong> kontrolünü kaybedeceği alandan pay alabilirsin.</div> <div><strong>5- İran</strong> ile diplomatik ilişkilerini minimum seviyeye çek. Bunun karşılığında <strong>Suudi</strong> <strong>Arabistan</strong> ile yakınlaş ve <strong>İran</strong> bölünürse <strong>Güney</strong> <strong>Azerbaycan'ın</strong> bağımsızlığından tam pay alabilirsin.</div> <div><strong>6- Lübnan'da</strong> kontrolü tam olarak senin eline bırakabilecek kadar sana güvenebilmemiz için isteklerimize uy.</div> <div>.</div> <div><strong>Erkan Trükten, dikGAZETE.com</strong></div> <div>https://www.youtube.com/watch?v=42ZhWlLW14w</div> <div><strong></strong></div>