Globalleşmenin karanlık yüzü: Köleleştirilmiş toplumlar!
Globalleşmenin karanlık yüzü: Köleleştirilmiş toplumlar!
- 11-02-2019 10:37
- 1176
- 11-02-2019 10:37
- 1176
Toplumlar üzerinden halkları, halklar üzerinden milletleri, milletler üzerinden ulusları, uluslar üzerinden dünyayı dizayn etmek isteyen “Habis ruhlu beyinler” milletlere özgü etnik değer asimilasyonu ile ulusların temelini oluşturan kavramların içini boşaltarak, milletlerin tarihi dokularını yok ediyor; ülkeler arasındaki sınırları önemsizleştirip Global Village (Küresel köy) kavramı gerçekliği ve tehlikesi ile karşı karşıya bırakıyor insanlığı.
Bilindiği üzere “Global Köy” kavramı ilk olarak aynı zamanda “iletişim kuramcısı” olan Kanadalı yazar Marshall McLuhan'la birlikte girdi hayatımıza.
“Global iletişim devrimi” hakkında ilginç tespitleriyle dikkatleri üzerine çeken McLuhan'ın ilginçliği, aslında tarihsel süreci yorumlayarak iletişimle kurduğu bağlantıdır.
Tarihi süreçleri; "Alfabe öncesi dönem", "Alfabenin keşfedildiği dönem”, “Elektrik ve elektroniğin keşfedildiği dönem" olarak üç döneme ayıran McLuhan'a göre, iletişim teknolojilerinin gelişmesi ve yayılmasıyla birlikte, insanların bir arada yaşayabileceği bir köye evrilmiştir dünyamız.
Kitle iletişim araçları üzerinden yaptığı çalışmalar sonucu Luhan, içinde bulunduğumuz dönemi, “Teknolojik ve elektronik gelişmelerin kitle iletişim araçları üzerindeki değişimiyle dünyanın dört bir yanına zaman ve mekan kısıtlaması olmadan sesli ve görüntülü olarak saniyeler içinde ulaşabildiğimiz bir dönem" olarak özetliyor.
Sınırları kaldırılmış bir dünyada insanlığın bir arada yaşadığı düşüncesi, kimileri için bir anlam ya da anlamsızlık barındırmasa da en basit haliyle her gün hayatımıza sokulan yeni bir aplikasyon ile düşünme eksenli insan modelinden gittikçe uzaklaştırılıp, iyice hazıra ve rahata alıştırılarak köreltiliyor ve köleleştiriliyoruz.
İnsanoğlunun küçük topluluklardan uygarlıklara uzanan tarihsel yolculuğunu irdelediğimiz zaman, bir milletin en önemli değerlerinden birinin de o millete ait alfabe olduğunu görüyoruz.
Alfabe, özgün dilin temel taşını oluşturmakla kalmamış, milletlerden medeniyetler yaratmıştır.
Yazının tarihte bıraktığı izler ile dünümüz ve bugünümüz arasında köprü kurarak yarınımızı tahlil edebilmişizdir.
"Global köy" kavramı bünyesinde birçok tehlike bekliyor insanlığı.
Dilin önemini kaybetmesi bunların en başında gelirken “emojiler" de çoktandır hayatımızın bir parçası oldu bile.
Toplumları istedikleri gibi yönetebilmenin yolu, önce hafızalarını ele geçirmekle başlar!
İnsana şahsiyet kazandıran karekteristik kişilik değerlerini silersiniz ve istediğiniz insan modeli sürümünü yükler, yönetirsiniz.
"Anadil propagandadır. Ortam mesajdır" diyen McLuhan, iletişim teknolojisinin asıl niyet ve hedefinin de altını çizmiştir.
Ulus devletlerin miadını doldurması projesinin bir parçası olan küresel köy kavramının aslında kölesel köye giden yolun başlangıcı olduğu inancındayım.
Bütün insanlığın yararına olabilecek iletişim ve teknolojiyi, şeytani emellerine alet ederek, toplumların tüm değer yargılarını erozyona uğratarak, ruhsuz ve maneviyatsız ve de onursuz kölelerden müteşekkil toplumlar ve ülkeler kurguluyorlar.
Anonim ırklar ile insanlığı teknolojinin ve yapaylığın yedeğine almak isteyen o güç için çoktan birer denek olduk bile..
.
Elif Rana, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @ElfRana_ , @dikgazete
Toplumlar üzerinden halkları, halklar üzerinden milletleri, milletler üzerinden ulusları, uluslar üzerinden dünyayı dizayn etmek isteyen “Habis ruhlu beyinler” milletlere özgü etnik değer asimilasyonu ile ulusların temelini oluşturan kavramların içini boşaltarak, milletlerin tarihi dokularını yok ediyor; ülkeler arasındaki sınırları önemsizleştirip Global Village (Küresel köy) kavramı gerçekliği ve tehlikesi ile karşı karşıya bırakıyor insanlığı.
Bilindiği üzere “Global Köy” kavramı ilk olarak aynı zamanda “iletişim kuramcısı” olan Kanadalı yazar Marshall McLuhan'la birlikte girdi hayatımıza.
“Global iletişim devrimi” hakkında ilginç tespitleriyle dikkatleri üzerine çeken McLuhan'ın ilginçliği, aslında tarihsel süreci yorumlayarak iletişimle kurduğu bağlantıdır.
Tarihi süreçleri; "Alfabe öncesi dönem", "Alfabenin keşfedildiği dönem”, “Elektrik ve elektroniğin keşfedildiği dönem" olarak üç döneme ayıran McLuhan'a göre, iletişim teknolojilerinin gelişmesi ve yayılmasıyla birlikte, insanların bir arada yaşayabileceği bir köye evrilmiştir dünyamız.
Kitle iletişim araçları üzerinden yaptığı çalışmalar sonucu Luhan, içinde bulunduğumuz dönemi, “Teknolojik ve elektronik gelişmelerin kitle iletişim araçları üzerindeki değişimiyle dünyanın dört bir yanına zaman ve mekan kısıtlaması olmadan sesli ve görüntülü olarak saniyeler içinde ulaşabildiğimiz bir dönem" olarak özetliyor.
Sınırları kaldırılmış bir dünyada insanlığın bir arada yaşadığı düşüncesi, kimileri için bir anlam ya da anlamsızlık barındırmasa da en basit haliyle her gün hayatımıza sokulan yeni bir aplikasyon ile düşünme eksenli insan modelinden gittikçe uzaklaştırılıp, iyice hazıra ve rahata alıştırılarak köreltiliyor ve köleleştiriliyoruz.
İnsanoğlunun küçük topluluklardan uygarlıklara uzanan tarihsel yolculuğunu irdelediğimiz zaman, bir milletin en önemli değerlerinden birinin de o millete ait alfabe olduğunu görüyoruz.
Alfabe, özgün dilin temel taşını oluşturmakla kalmamış, milletlerden medeniyetler yaratmıştır.
Yazının tarihte bıraktığı izler ile dünümüz ve bugünümüz arasında köprü kurarak yarınımızı tahlil edebilmişizdir.
"Global köy" kavramı bünyesinde birçok tehlike bekliyor insanlığı.
Dilin önemini kaybetmesi bunların en başında gelirken “emojiler" de çoktandır hayatımızın bir parçası oldu bile.
Toplumları istedikleri gibi yönetebilmenin yolu, önce hafızalarını ele geçirmekle başlar!
İnsana şahsiyet kazandıran karekteristik kişilik değerlerini silersiniz ve istediğiniz insan modeli sürümünü yükler, yönetirsiniz.
"Anadil propagandadır. Ortam mesajdır" diyen McLuhan, iletişim teknolojisinin asıl niyet ve hedefinin de altını çizmiştir.
Ulus devletlerin miadını doldurması projesinin bir parçası olan küresel köy kavramının aslında kölesel köye giden yolun başlangıcı olduğu inancındayım.
Bütün insanlığın yararına olabilecek iletişim ve teknolojiyi, şeytani emellerine alet ederek, toplumların tüm değer yargılarını erozyona uğratarak, ruhsuz ve maneviyatsız ve de onursuz kölelerden müteşekkil toplumlar ve ülkeler kurguluyorlar.
Anonim ırklar ile insanlığı teknolojinin ve yapaylığın yedeğine almak isteyen o güç için çoktan birer denek olduk bile..
.
Elif Rana, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @ElfRana_ , @dikgazete