Kıyafetlerimiz fikirlerimizin nesi olur?
Kıyafetlerimiz fikirlerimizin nesi olur?
- 01-06-2023 21:12
- 2675
- 01-06-2023 21:12
- 2675
Kıyafetimiz kimseye ne siyasi ne sosyal bir mesaj içermemeli esasında.
Kimseye bulunduğu konumu sorgulatmamalı. Mesela ben, hiç çarşaf giymemiş biri olarak çarşaflı birini görünce “acaba…” deyip kendi tesettürümü sorgulamıyorum. Ya da açık birini görünce de kendi giydiklerim aklıma gelmiyor.
İnsanların kıyafetlerinin sembolik mesajlar içeren, inandığı tanrı ile iletişimi hakkında fikir veren mahiyette olarak değerlendirilmesine karşıyım.
Açık bir arkadaşım bana bir gün demişti ki; “bazı kapalılar öyle tavırlar sergiliyordu ki yanlarında kendimi çok kötü ahlaka sahip, kötü bir insan olarak hissediyordum”.
İnsanlara bunu hissettirmek de psikolojik zulümdür. Eğer siz kıyafetinize dini, ahlâkı ya da tanrıyı referans gösterirseniz karşı taraf da bu mesajı alır ve farklı karşılık verir.
Her iki taraf da gerilir ve üzülür. Hep yaşadığımız da bu değil mi?
Mesela ben çarşafın benim tesettürümü eksik hissettirmediğini düşünüyorum. Ama bir çarşaflı, “Allah’ın emri illâ ve ancak budur” dediğinde bir gerginlik başlıyor.
Bakın tesettürlü insanlar olarak bile kıyafetlerimiz ve bunlara bakış tarzımız kendi içimizde bile olumsuzluklara sebep olabiliyor.
Bundan kurtulmanın yolu en başta söylediğim öneride sanırım. Mesajı konuşmalarımızla verelim derim.
Ne demiş atalarımız; “insanlar konuşa konuşa...” giydiklerimizle olmamalı iletişim diye düşünüyorum naçizane…
Herkes giyinme gerekçesini kendine saklasın ve hiç kimse bu gerekçeyi sorgulayamasın.
İşte mahremiyet eğitiminin önemli bir parçası da bu.
Biz sadece anlatmakla yükümlüyüz, mümkünse sorulduğunda.
Bunun sonucu, değerlendirmesini herkes kendi yapmalı, sadece kendi adına.
Kimse mini eteğini de başörtüsünü de hükümet karşıtlığı olarak görmemeli.
Benim bu konudaki tavrım ayetleri okumak.
Bakın tesettürle ilgili yaygın düşünce nedir, “Allah, erkeği değil kadını kısıtlıyor”.
Halbuki Allah’ın, kadınların konuşma ve giyim kuşam konusundaki emirlerinin gerekçesi nedir, “kalplerinde eğrilik bulunanlar sizden ümitvar olmasın”.
Erkeği de en iyi tanıyan Rabbimiz.
Ve kalplerinin eğriliğinden bahsederken erkeğe de şu mesajı veriyor; “dikkat et kendine, bu konuda sorumluluk sadece kadının değil”.
Bana sorulunca tesettürlü olmanın bu ve benzeri gerekçelerle hayatımı çok daha kolaylaştırdığını anlatıyorum, yaşadığım bunca siyasi zulme rağmen, sosyal ve manevi dünyamda durum böyle.
Kadın - erkek fark etmez, insanları kıyafetleri üzerinden değerlendirme gibi bir sınırlama ve tanımlama olmadığında gerçek özgürlüğe de kavuşabiliriz.
.
Sevim Korkmaz, dikGAZETE.com
Kıyafetimiz kimseye ne siyasi ne sosyal bir mesaj içermemeli esasında.
Kimseye bulunduğu konumu sorgulatmamalı. Mesela ben, hiç çarşaf giymemiş biri olarak çarşaflı birini görünce “acaba…” deyip kendi tesettürümü sorgulamıyorum. Ya da açık birini görünce de kendi giydiklerim aklıma gelmiyor.
İnsanların kıyafetlerinin sembolik mesajlar içeren, inandığı tanrı ile iletişimi hakkında fikir veren mahiyette olarak değerlendirilmesine karşıyım.
Açık bir arkadaşım bana bir gün demişti ki; “bazı kapalılar öyle tavırlar sergiliyordu ki yanlarında kendimi çok kötü ahlaka sahip, kötü bir insan olarak hissediyordum”.
İnsanlara bunu hissettirmek de psikolojik zulümdür. Eğer siz kıyafetinize dini, ahlâkı ya da tanrıyı referans gösterirseniz karşı taraf da bu mesajı alır ve farklı karşılık verir.
Her iki taraf da gerilir ve üzülür. Hep yaşadığımız da bu değil mi?
Mesela ben çarşafın benim tesettürümü eksik hissettirmediğini düşünüyorum. Ama bir çarşaflı, “Allah’ın emri illâ ve ancak budur” dediğinde bir gerginlik başlıyor.
Bakın tesettürlü insanlar olarak bile kıyafetlerimiz ve bunlara bakış tarzımız kendi içimizde bile olumsuzluklara sebep olabiliyor.
Bundan kurtulmanın yolu en başta söylediğim öneride sanırım. Mesajı konuşmalarımızla verelim derim.
Ne demiş atalarımız; “insanlar konuşa konuşa...” giydiklerimizle olmamalı iletişim diye düşünüyorum naçizane…
Herkes giyinme gerekçesini kendine saklasın ve hiç kimse bu gerekçeyi sorgulayamasın.
İşte mahremiyet eğitiminin önemli bir parçası da bu.
Biz sadece anlatmakla yükümlüyüz, mümkünse sorulduğunda.
Bunun sonucu, değerlendirmesini herkes kendi yapmalı, sadece kendi adına.
Kimse mini eteğini de başörtüsünü de hükümet karşıtlığı olarak görmemeli.
Benim bu konudaki tavrım ayetleri okumak.
Bakın tesettürle ilgili yaygın düşünce nedir, “Allah, erkeği değil kadını kısıtlıyor”.
Halbuki Allah’ın, kadınların konuşma ve giyim kuşam konusundaki emirlerinin gerekçesi nedir, “kalplerinde eğrilik bulunanlar sizden ümitvar olmasın”.
Erkeği de en iyi tanıyan Rabbimiz.
Ve kalplerinin eğriliğinden bahsederken erkeğe de şu mesajı veriyor; “dikkat et kendine, bu konuda sorumluluk sadece kadının değil”.
Bana sorulunca tesettürlü olmanın bu ve benzeri gerekçelerle hayatımı çok daha kolaylaştırdığını anlatıyorum, yaşadığım bunca siyasi zulme rağmen, sosyal ve manevi dünyamda durum böyle.
Kadın - erkek fark etmez, insanları kıyafetleri üzerinden değerlendirme gibi bir sınırlama ve tanımlama olmadığında gerçek özgürlüğe de kavuşabiliriz.
.
Sevim Korkmaz, dikGAZETE.com