Nurdan, nârdan ve topraktan

Nurdan, nârdan ve topraktan

Nurdan, nârdan ve topraktan Nurdan, nârdan ve topraktan

Allah'ın nurdan, nârdan ve topraktan yarattığı melekler, cinler ve insanlar, birbirini tanıyorlardı.

Allah, meleklere “Adem’i halife yarattım” demez, “halife olarak görevli kıldım” der (“halega” yani yaratma fiili yerine, “ceale” yani seçtim, uygun buldum fiilini kullanıyor ayette).

Halbuki kıssa bize nasıl anlatılır?

“Allah, Adem’i topraktan yarattı, ona ruhundan üfledi ve hemen diğer varlıklara onun önünde eğilme emri verdi.”

Bunun sonucu da melekler, gaybı bilemez ama dedikleri de çıktı, dolayısıyla bu diyalog, aslında “Allah’ın kendisi iledir” gibi bir sonuca varıyor.

Melekler, daha önceden bildiği için insanı diyorlar ki “bunları yapma potansiyeli olan bir varlığı mı halife seçtin? Biz dururken?

Aslında meleklerin itirazında “halife seçilmeye biz daha layığız” gibi bir düşünce de var. 

Allah,ben sizin bilmediklerinizi biliyorum” deyince güvenip  teslim oluyorlar.

İblis de aynı duyguyla fakat farklı gerekçelerle itiraz ediyor.

Belli ki halifelik makamına kendisinin seçilmemesi gururuna dokunuyor. Fakat o işte tam burada meleklerden ayrılır, melekler, Allah’a güvenir teslim olurlar; iblis, kibirlenir itiraz eder.

Demek ki “Allah’a güven”in karşıt davranışı kibir.

Fikri düşünce bazında kalmayıp, fiiliyata döküldüğü an cezayı da hakeder kul.

İblis’in isyan fikri  fiiliyata dökülmüş, Allah’a güvenmeyip isyan edince huzurdan kovulmuş, insanın isyan fikri de fiiliyata dökülmüş, “yasak ağaç”tan yiyince cennetten kovulmuştur.

İnsan da “yasak meyve”yi yiyerek hata eder fakat onun bu Allah’ın sözüne güvenmeyen iblisçe tavrı Allah’ın uyarısından sonra meleklerin tavrına yani Allah’a güvenip, ona teslim olmaya dönüşmüştür.

Tövbesinin kabulü sadece  sözleri ile pişmanlığa değil eylemlerindeki kararlılığa da bağlıdır. Bu yüzden Allah, ona tövbesinin kararlılığını gösterme fırsatı tanır, dünyaya gönderir.

İblis de bunu talep eder. Allah, ona da tanır bu fırsatı. Fakat iblis, fırsat değil mühlet ister.

Adem, tövbesinde kararlılığını ispat için fırsat isterken İblis kibrinde inatçılığını ispat için mühlet ister.

Ve melekler, bu tablo karşısında Allah’ın neden Adem!i halife seçtiğini anlar.

Allah’ın halifesi olma kriterleri arasında melekler gibi günah işleme potansiyeli olmayan bir varlık olma özelliği yoktur.

Aksine, İblis gibi inatçı ve kibirli olma potansiyeli olan fakat melekler gibi ona güvenip teslim olan bir varlık olmayı hedefleyen ve bunun için kararlı bir çaba sarf eden bir yapıda olmalıdır Allah'ın halifesi...

.

Sevim Korkmaz, dikGAZETE.com

Allah'ın nurdan, nârdan ve topraktan yarattığı melekler, cinler ve insanlar, birbirini tanıyorlardı.

Allah, meleklere “Adem’i halife yarattım” demez, “halife olarak görevli kıldım” der (“halega” yani yaratma fiili yerine, “ceale” yani seçtim, uygun buldum fiilini kullanıyor ayette).

Halbuki kıssa bize nasıl anlatılır?

“Allah, Adem’i topraktan yarattı, ona ruhundan üfledi ve hemen diğer varlıklara onun önünde eğilme emri verdi.”

Bunun sonucu da melekler, gaybı bilemez ama dedikleri de çıktı, dolayısıyla bu diyalog, aslında “Allah’ın kendisi iledir” gibi bir sonuca varıyor.

Melekler, daha önceden bildiği için insanı diyorlar ki “bunları yapma potansiyeli olan bir varlığı mı halife seçtin? Biz dururken?

Aslında meleklerin itirazında “halife seçilmeye biz daha layığız” gibi bir düşünce de var. 

Allah,ben sizin bilmediklerinizi biliyorum” deyince güvenip  teslim oluyorlar.

İblis de aynı duyguyla fakat farklı gerekçelerle itiraz ediyor.

Belli ki halifelik makamına kendisinin seçilmemesi gururuna dokunuyor. Fakat o işte tam burada meleklerden ayrılır, melekler, Allah’a güvenir teslim olurlar; iblis, kibirlenir itiraz eder.

Demek ki “Allah’a güven”in karşıt davranışı kibir.

Fikri düşünce bazında kalmayıp, fiiliyata döküldüğü an cezayı da hakeder kul.

İblis’in isyan fikri  fiiliyata dökülmüş, Allah’a güvenmeyip isyan edince huzurdan kovulmuş, insanın isyan fikri de fiiliyata dökülmüş, “yasak ağaç”tan yiyince cennetten kovulmuştur.

İnsan da “yasak meyve”yi yiyerek hata eder fakat onun bu Allah’ın sözüne güvenmeyen iblisçe tavrı Allah’ın uyarısından sonra meleklerin tavrına yani Allah’a güvenip, ona teslim olmaya dönüşmüştür.

Tövbesinin kabulü sadece  sözleri ile pişmanlığa değil eylemlerindeki kararlılığa da bağlıdır. Bu yüzden Allah, ona tövbesinin kararlılığını gösterme fırsatı tanır, dünyaya gönderir.

İblis de bunu talep eder. Allah, ona da tanır bu fırsatı. Fakat iblis, fırsat değil mühlet ister.

Adem, tövbesinde kararlılığını ispat için fırsat isterken İblis kibrinde inatçılığını ispat için mühlet ister.

Ve melekler, bu tablo karşısında Allah’ın neden Adem!i halife seçtiğini anlar.

Allah’ın halifesi olma kriterleri arasında melekler gibi günah işleme potansiyeli olmayan bir varlık olma özelliği yoktur.

Aksine, İblis gibi inatçı ve kibirli olma potansiyeli olan fakat melekler gibi ona güvenip teslim olan bir varlık olmayı hedefleyen ve bunun için kararlı bir çaba sarf eden bir yapıda olmalıdır Allah'ın halifesi...

.

Sevim Korkmaz, dikGAZETE.com