Paradigma: Bilinç üstü - Bilinç altı - Beden

Paradigma: Bilinç üstü - Bilinç altı - Beden

İnsan üç kere doğar.

Birinci doğuş; annemizden doğuşumuzdur ve biz bunu kontrol edemeyiz… Sorumluluğumuz yoktur…

İkinci doğuşumuz; ailemizin, okul çevremizin, sosyal çevremizin biz hayata hazırladığı, eğitim-öğretim sürecimiz ve hayata atıldığımız gündür… Bu da bizim kontrolümüzde değildir ve doğal olarak çok fazla sorumlu sayılmayız…

Üçüncü doğuşumuz ise, genelde 40’lı yaşlarda, kemale erdiğimiz yaştır (1). 

Bu yaşlara geldiğimizde, öğretimlerimizle hayat tecrübelerimizi, hissiyatımızı, aklımızı ortaya koyar, hayatı sorgularız…

Ve bir karar veririz…

O karadan artık biz SORUMLUYUZ ve inancımıza göre, hesap günü, biz bu kararımız ve ondan sonraki yaşantımızdan dolayı kimseye suç atma hakkımız yoktur.

Yüce Allah, bize diyecek ki;

Sana yeterince zaman verdim… bir sürü ibretlik olay yaşattım, ikaz edenler yolladım, AKIL verdim, kitap yolladım, peygamberler yolladım, hakikati bulabildin mi? (2)

Sen de, ya “buldum”, ya da “atalarımdan gördüğüme uydum” diyeceksin…

O’da sana; “ya atalarının aklı bir şeye ermemiş, doğru yolu bulamamışlarsa” (3) diyecek..

Bob Proctor (4) “gerçekte çok az insan düşünür” diyor… “İnsanlar düşünse, çoğunlukla söylediklerini söylemez, yaptıklarını da yapmazlar” diyor…

***

Siyasette, sosyal medyada yaşanan  çatışmaların özünde PARADİGMA farklılıkları yatmaktadır…

AKIL bize verilen en önemli nimettir..

İçimizde kaç kişi, paradigmasını kendisi belli bir yaşa geldiğinde, tüm öğrendiklerini bir kenara koyarak, bilgi, gözlem, hisleri ve araştırmaları ile kendi aklı ve özgür iradesi ile yeni baştan inşa etti?

Peki kaç kişi hiç kafa yormadı…

Aklını kullanmadı, atasından gördüğü şekliyle yaşantısına devam ediyor?

***

(1) Ahkâf Suresi - 15-16; 

(15) "İnsana, anne ve babasına iyi davranmasını emrettik. Annesi onu zahmete katlanarak taşıdı ve zorluk çekerek doğurdu. Karnında taşıması ve sütten kesmesinin süresi otuz aydır. Nihayet çocuk olgunluğuna ulaşıp kırk yaşına girince şöyle yakarır: “Rabbim! Bana ve anne babama lütfettiğin nimete şükretmeye, razı olacağın işleri yapmaya beni muvaffak kıl. Benden gelecek nesli hayırlı eyle. Dönüp kapına başvurdum ve ben şüphesiz sana boyun eğenlerdenim!” 

(16) "İşte cennetlikler arasında olan bu kimselerin yaptıkları güzel işleri kabul ederiz, kötülüklerini de görmezden geliriz. Bu kendilerine yapılagelen gerçek vaaddir."

(2) Ebû Hüreyre radıyallahu anh’ten nakledildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

Allah, altmış yıl ömür verdiği kişiye bahâne ileri sürme şansı bırakmamıştır.” (1)

1) Buhari, Rikak 5. Hadiste söz konusu edilen 60 yaş hicrî takvime göredir. Milâdî takvime göre 60 yıl, ay yılının güneş yılından 10 gün eksik olması sebebiyle, hicrî hesapta 62 yıla tekabül eder. İşin bu yönü dikkatten uzak tutulmamalıdır.

(3) Bakara Suresi – 170; “Onlara, “Allah’ın indirdiğine uyun” denildiğinde, “Hayır, atalarımızdan gördüğümüze uyarız” dediler. Ya atalarının aklı bir şeye ermemiş, doğru yolu bulamamışlarsa!”

(4) Bop Proctor, Bob Proctor, kendisini bir filozof olarak tanımlayan Kanadalı bir “kendi kendine yardım” yazarıdır. New York Times'ın en çok satan kitabı “You Were Born Rich “ve “The Secret” filmine katkıda bulunması ile tanınır.

.

Barbaros Nasün, dikGAZETE.com

İnsan üç kere doğar.

Birinci doğuş; annemizden doğuşumuzdur ve biz bunu kontrol edemeyiz… Sorumluluğumuz yoktur…

İkinci doğuşumuz; ailemizin, okul çevremizin, sosyal çevremizin biz hayata hazırladığı, eğitim-öğretim sürecimiz ve hayata atıldığımız gündür… Bu da bizim kontrolümüzde değildir ve doğal olarak çok fazla sorumlu sayılmayız…

Üçüncü doğuşumuz ise, genelde 40’lı yaşlarda, kemale erdiğimiz yaştır (1). 

Bu yaşlara geldiğimizde, öğretimlerimizle hayat tecrübelerimizi, hissiyatımızı, aklımızı ortaya koyar, hayatı sorgularız…

Ve bir karar veririz…

O karadan artık biz SORUMLUYUZ ve inancımıza göre, hesap günü, biz bu kararımız ve ondan sonraki yaşantımızdan dolayı kimseye suç atma hakkımız yoktur.

Yüce Allah, bize diyecek ki;

Sana yeterince zaman verdim… bir sürü ibretlik olay yaşattım, ikaz edenler yolladım, AKIL verdim, kitap yolladım, peygamberler yolladım, hakikati bulabildin mi? (2)

Sen de, ya “buldum”, ya da “atalarımdan gördüğüme uydum” diyeceksin…

O’da sana; “ya atalarının aklı bir şeye ermemiş, doğru yolu bulamamışlarsa” (3) diyecek..

Bob Proctor (4) “gerçekte çok az insan düşünür” diyor… “İnsanlar düşünse, çoğunlukla söylediklerini söylemez, yaptıklarını da yapmazlar” diyor…

***

Siyasette, sosyal medyada yaşanan  çatışmaların özünde PARADİGMA farklılıkları yatmaktadır…

AKIL bize verilen en önemli nimettir..

İçimizde kaç kişi, paradigmasını kendisi belli bir yaşa geldiğinde, tüm öğrendiklerini bir kenara koyarak, bilgi, gözlem, hisleri ve araştırmaları ile kendi aklı ve özgür iradesi ile yeni baştan inşa etti?

Peki kaç kişi hiç kafa yormadı…

Aklını kullanmadı, atasından gördüğü şekliyle yaşantısına devam ediyor?

***

(1) Ahkâf Suresi - 15-16; 

(15) "İnsana, anne ve babasına iyi davranmasını emrettik. Annesi onu zahmete katlanarak taşıdı ve zorluk çekerek doğurdu. Karnında taşıması ve sütten kesmesinin süresi otuz aydır. Nihayet çocuk olgunluğuna ulaşıp kırk yaşına girince şöyle yakarır: “Rabbim! Bana ve anne babama lütfettiğin nimete şükretmeye, razı olacağın işleri yapmaya beni muvaffak kıl. Benden gelecek nesli hayırlı eyle. Dönüp kapına başvurdum ve ben şüphesiz sana boyun eğenlerdenim!” 

(16) "İşte cennetlikler arasında olan bu kimselerin yaptıkları güzel işleri kabul ederiz, kötülüklerini de görmezden geliriz. Bu kendilerine yapılagelen gerçek vaaddir."

(2) Ebû Hüreyre radıyallahu anh’ten nakledildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

Allah, altmış yıl ömür verdiği kişiye bahâne ileri sürme şansı bırakmamıştır.” (1)

1) Buhari, Rikak 5. Hadiste söz konusu edilen 60 yaş hicrî takvime göredir. Milâdî takvime göre 60 yıl, ay yılının güneş yılından 10 gün eksik olması sebebiyle, hicrî hesapta 62 yıla tekabül eder. İşin bu yönü dikkatten uzak tutulmamalıdır.

(3) Bakara Suresi – 170; “Onlara, “Allah’ın indirdiğine uyun” denildiğinde, “Hayır, atalarımızdan gördüğümüze uyarız” dediler. Ya atalarının aklı bir şeye ermemiş, doğru yolu bulamamışlarsa!”

(4) Bop Proctor, Bob Proctor, kendisini bir filozof olarak tanımlayan Kanadalı bir “kendi kendine yardım” yazarıdır. New York Times'ın en çok satan kitabı “You Were Born Rich “ve “The Secret” filmine katkıda bulunması ile tanınır.

.

Barbaros Nasün, dikGAZETE.com