Senin için ölürüm!..
Senin için ölürüm!..
- 17-12-2019 08:03
- 1001
- 17-12-2019 08:03
- 1001
-'sultan'a...-
İnsan kul olmak için yaratılmıştır.
Bütün mesele de bu; “Kulluk bilinci” ya da “Kul olma bilinci” veya “Bilinçli kulluk”...
Kul olmaksa gaye, ötesi boştur amma herkes de kaldıramaz bunu ve başka başka tanrıların, putların elinde oyuncak eder kendini.
“Nasıl bilirsiniz” sorusuna cenaze başındakilerin verdiği cevaptır; “İyi biliriz!..”
“İyi bilirsiniz de onunla ölür müsünüz!..” diye bir soru gelse o an aniden, susar herkes…
“Öyleyse madem; gömün artık!..” der imam ve yol alır cemaat; meyyiti toprağa bırakıp, kendi putlarına doğru.
O an o sorunun gereksizliği kadar, onunla birlikte ölen de vardır belki bir-iki orada.
Hal bu ise hayatta iken birlikte öle-bile-ceği biriyle yol almalı insan.
Ah teslimiyet!..
Ve...
“Kul olmak” demek, itaat etmektir. "Allah’a kul olmak” demek değildir her dem ve daima; direkt ona bağlı olmak, onun için her şeyi feda etmek, ölmek, öldürmek değil; O’na kul olana da kul olur insan!..
İdrak edebildiği kadar, iradesinin yettiği, ulaşabildiği yakınlaşabildiği kadar.
Her bir kul, çapı ne ise o kadarına kul.
"O’ndan başkasına ‘Kul' olmayacaksın” diye bir kaide yok!..
İnsan kendinden üstün/üstte gördüğüne, yakın hissettiğine, muhabbet beslediğine, dost edindiğine kul olabildiği gibi, şaşırmışa, haddi aşmışa, yoldan sapmışa, eşyaya değil amma nebata, hayvanata, hak bir maksada, bir icada da kul edebilir kendini ki bu vesilelerle de Allah’a olan kulluğunu yerine getirmiş ola!..
Uğrunda canını verebilir, bütün sermayesini de verebileceği gibi.
"Hak”tan ve hak olana Allah için kul olmak demek; Allah’ın indirdiğine de boyun eğmek değilse ne!..
Şaşırmışa değil, kendi başına değil, yanlışa, azaba götürene, puta değil; gereğin gereğine de vurulur ve yolunda, o yolda ölebilir insan…
"Sübhan Allah... Sultan Allah…" diye diye bağlandığı bir sultanı da olur insanın, nasibiyse eğer.
Sultan’a kurban olana da "Senin için ölmek, şehadete ermektir a sultanım” diyene de açık değil mi kapı.
Kimi leylayı ararken bulur Mevla’yı, kimi Mevla’dadır da Leylâ da der Mevlâ diye.
Beraber azaba-günaha değil, cennete gireceğiyle “BİR" olmalı insan.
Dahası yok!..
.
Yunus Fırat, dikGAZETE.com
-'sultan'a...-
İnsan kul olmak için yaratılmıştır.
Bütün mesele de bu; “Kulluk bilinci” ya da “Kul olma bilinci” veya “Bilinçli kulluk”...
Kul olmaksa gaye, ötesi boştur amma herkes de kaldıramaz bunu ve başka başka tanrıların, putların elinde oyuncak eder kendini.
“Nasıl bilirsiniz” sorusuna cenaze başındakilerin verdiği cevaptır; “İyi biliriz!..”
“İyi bilirsiniz de onunla ölür müsünüz!..” diye bir soru gelse o an aniden, susar herkes…
“Öyleyse madem; gömün artık!..” der imam ve yol alır cemaat; meyyiti toprağa bırakıp, kendi putlarına doğru.
O an o sorunun gereksizliği kadar, onunla birlikte ölen de vardır belki bir-iki orada.
Hal bu ise hayatta iken birlikte öle-bile-ceği biriyle yol almalı insan.
Ah teslimiyet!..
Ve...
“Kul olmak” demek, itaat etmektir. "Allah’a kul olmak” demek değildir her dem ve daima; direkt ona bağlı olmak, onun için her şeyi feda etmek, ölmek, öldürmek değil; O’na kul olana da kul olur insan!..
İdrak edebildiği kadar, iradesinin yettiği, ulaşabildiği yakınlaşabildiği kadar.
Her bir kul, çapı ne ise o kadarına kul.
"O’ndan başkasına ‘Kul' olmayacaksın” diye bir kaide yok!..
İnsan kendinden üstün/üstte gördüğüne, yakın hissettiğine, muhabbet beslediğine, dost edindiğine kul olabildiği gibi, şaşırmışa, haddi aşmışa, yoldan sapmışa, eşyaya değil amma nebata, hayvanata, hak bir maksada, bir icada da kul edebilir kendini ki bu vesilelerle de Allah’a olan kulluğunu yerine getirmiş ola!..
Uğrunda canını verebilir, bütün sermayesini de verebileceği gibi.
"Hak”tan ve hak olana Allah için kul olmak demek; Allah’ın indirdiğine de boyun eğmek değilse ne!..
Şaşırmışa değil, kendi başına değil, yanlışa, azaba götürene, puta değil; gereğin gereğine de vurulur ve yolunda, o yolda ölebilir insan…
"Sübhan Allah... Sultan Allah…" diye diye bağlandığı bir sultanı da olur insanın, nasibiyse eğer.
Sultan’a kurban olana da "Senin için ölmek, şehadete ermektir a sultanım” diyene de açık değil mi kapı.
Kimi leylayı ararken bulur Mevla’yı, kimi Mevla’dadır da Leylâ da der Mevlâ diye.
Beraber azaba-günaha değil, cennete gireceğiyle “BİR" olmalı insan.
Dahası yok!..
.
Yunus Fırat, dikGAZETE.com