Sosyal medyanın amansız sağlık fenomenleri

Sosyal medyanın amansız sağlık fenomenleri

Sosyal medyanın bin tane zararlı yönünü arka arkaya sıralayabilsek de faydalı olduğu yönler de yok değil. 

Bu faydalardan en önemlisi de bütün alanlarda insanı köleleştirmek üzerine kurulmuş sisteme karşı duran ve bu sistemin öğretilerine karşı daha doğru ve hakkaniyetli kaynaklar ve bilgilerle mücadele etmeye çalışan yazarlar, çizerler, konuşmacılar elbette. 

Doğru olanı bulduğumuzda, resmi olarak dayatılan ama farkında olmadığımız birçok prangadan haberdar olup, onlardan kurtulmak için çareler bulabiliyoruz.

Tüm bunların yanında, art niyetli olmayan, alanını ve sınırlarını bilen, temelini bilmediği alanda uzmanlık ahkamı kesmeye çalışmayan bir grup yazar ve konuşmacıyı istisna ederek; tüm bu vasıfları olumsuz olarak üzerinde bulunduran büyük bir kitle var maalesef bu mecralarda at koşturan.

Şu hastalıkta şu bitkiyi kullan”, “bilmem kaç gün açlık yap; bir şeyin kalmaz”, “kesinlikle şu tedaviyi alma, şu zararı var gibi birçok yazıları ve beyanları umarsızca yaptıktan sonra hiçbir sorumluluk almadan devamında zarar gören insanları da umursamadan yoluna devam edenler… 

Uzmanlık alanı olmadığı halde insan sağlığına dair uygulamaları, etraftan gördüğü üç-beş hareket manevra ile yapmaya çalışan ve ahkam kesenlere sözüm. 

Hangi ilaç ne sürede nasıl kesilmeli” bilmeden pat diye kestirip hastaya kalıcı zarar verenlere…

Her şey, sosyal medyada üç-beş kelam karalamakla, bir yerlerden alıntı yapmakla, beslenmede ve yaşama tarzında mükemmeliyetçi olmakla yürümüyor. 

Hastanın karşısına oturduğunuz zaman işler değişiyor. 

Sigara içen birine “kan grubu diyeti” motamot uygulayamıyorsunuz. 

Uzun yol şöförü olan birine “geceleri erken yatacaksın” diyemiyorsunuz. 

Yani hasta ile yüz yüze bakınca işler değişiyor.

Bekara hanım boşamak kolay” derler ya, işler pratikte maalesef her zaman kitaptaki gibi olmuyor. 

Yeri geliyor, hastaya antibiyotik tavsiye ediyoruz, yeri geliyor “kortizonlu ilaca devam” ediyoruz. 

Yani ahkâm kesmek bir yere kadar.

Sağlığınızı, iyi niyet maskesi ile ahkam kesen herkese teslim etmeyin.

.

Dr. Bekir Tok, dikGAZETE.com

Sosyal medyanın bin tane zararlı yönünü arka arkaya sıralayabilsek de faydalı olduğu yönler de yok değil. 

Bu faydalardan en önemlisi de bütün alanlarda insanı köleleştirmek üzerine kurulmuş sisteme karşı duran ve bu sistemin öğretilerine karşı daha doğru ve hakkaniyetli kaynaklar ve bilgilerle mücadele etmeye çalışan yazarlar, çizerler, konuşmacılar elbette. 

Doğru olanı bulduğumuzda, resmi olarak dayatılan ama farkında olmadığımız birçok prangadan haberdar olup, onlardan kurtulmak için çareler bulabiliyoruz.

Tüm bunların yanında, art niyetli olmayan, alanını ve sınırlarını bilen, temelini bilmediği alanda uzmanlık ahkamı kesmeye çalışmayan bir grup yazar ve konuşmacıyı istisna ederek; tüm bu vasıfları olumsuz olarak üzerinde bulunduran büyük bir kitle var maalesef bu mecralarda at koşturan.

Şu hastalıkta şu bitkiyi kullan”, “bilmem kaç gün açlık yap; bir şeyin kalmaz”, “kesinlikle şu tedaviyi alma, şu zararı var gibi birçok yazıları ve beyanları umarsızca yaptıktan sonra hiçbir sorumluluk almadan devamında zarar gören insanları da umursamadan yoluna devam edenler… 

Uzmanlık alanı olmadığı halde insan sağlığına dair uygulamaları, etraftan gördüğü üç-beş hareket manevra ile yapmaya çalışan ve ahkam kesenlere sözüm. 

Hangi ilaç ne sürede nasıl kesilmeli” bilmeden pat diye kestirip hastaya kalıcı zarar verenlere…

Her şey, sosyal medyada üç-beş kelam karalamakla, bir yerlerden alıntı yapmakla, beslenmede ve yaşama tarzında mükemmeliyetçi olmakla yürümüyor. 

Hastanın karşısına oturduğunuz zaman işler değişiyor. 

Sigara içen birine “kan grubu diyeti” motamot uygulayamıyorsunuz. 

Uzun yol şöförü olan birine “geceleri erken yatacaksın” diyemiyorsunuz. 

Yani hasta ile yüz yüze bakınca işler değişiyor.

Bekara hanım boşamak kolay” derler ya, işler pratikte maalesef her zaman kitaptaki gibi olmuyor. 

Yeri geliyor, hastaya antibiyotik tavsiye ediyoruz, yeri geliyor “kortizonlu ilaca devam” ediyoruz. 

Yani ahkâm kesmek bir yere kadar.

Sağlığınızı, iyi niyet maskesi ile ahkam kesen herkese teslim etmeyin.

.

Dr. Bekir Tok, dikGAZETE.com