Suriye’de elitlere mali operasyon

Suriye’de elitlere mali operasyon

Bu konuyu 19 Ağustos 2019 tarihli yazımızda anlatmıştık. Tekrar paylaşalım; 

Mühendis Mahmut El-Zoubi eski Suriye Başbakanıydı. 

Çiftçi, orta halli bir ailenin evladı olan, Kasım 1987’de Suriye eski Cumhurbaşkanı Hafız Esad tarafından Başbakan yapıldı. 

Başbakan Mahmud El-Zoubi ve Ulaştırma Bakanı Müfit Abdülkerim, Suriye devletini yüzlerce milyon dolar zarara uğratmak ve 400 milyon doları zimmetlerine geçirmekle suçlandılar. 

Fransa’dan alınacak Airbus uçaklarını direk Fransa Airbus şirketinden satın alacaklarına aracı bir şirket kullanmışlar ve o şirket üzerinden satın alınan uçakların fiyatı çok daha yüksek meblağda ödenmiş. 

Dönemin Fransa Başkanı Jacques Chirac, konudan Hafız Esad’ı haberdar etmiş. 

Yolsuzluk bu sayede öğrenilmiş. 

Aynı yıl, Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek, baba Esad’a çok önemli bir bilgi aktarmıştı. 

Buna binaen Başbakan’ın oğlu Muhammed, büyük bir serveti Mısır’da bulunduruyordu. 

Oğlu, annesinin bilgisi dahilinde babasının makamını suistimal ve istismar ederek çevresine devletten menfaat sağlamış ve buna karşılık aldığı komisyonlarla haksızca büyük bir servet inşa etmişti.

Ulaştırma Bakanı’nın evinde kamyon dolusu dolar bulundu. 

Başsavcılık emriyle Başbakan el-Zoubi’yi tutuklamaya gelen güvenlik görevlileri, kendisini çalışma odasında ölü bulmuşlardı. 

Görevinden azledildikten birkaç ay sonra Başbakan El-Zoubi, olaylar sebebiyle bunalıma girmiş ve Mart 2000’de, 62 yaşındayken evinde intihar etmişti. 

Müfit Abdülkerim tutuklandı ve hapsi boyladı. 

90’lı yılların sonunda Suriye’de başlatılan ‘yolsuzluk ve rüşvetle’ mücadele, toplum tarafından büyük bir destek gördü. 

Önemli başarılar elde edildi. 

10 Haziran 2000’de vefat eden Hafız Esad’ın yerine oğlu Beşşar Esad 10 Temmuz’da Devlet Başkanı seçildi.

ÜLKENİN ÖZELLEŞTİRME SONRASI ZENGİNLERİ

Suriye, 2000-2011 yılları arasında çok hızlı bir ekonomik büyüme yaşadı. 

Mali ve ticari yasaların düzenlenmesiyle yabancı sermaye akını yaşandı.

Zengin petro-dolar ülkelerinin yatırımları arttı. 

İletişim sektöründe internet ve mobil telefon patlaması yaşandı.

Özelleştirme politikaları benimsendi. 

Ülkenin birçok devlet sektörü, yerli ve yabancı özel sermayeye devredildi. 

Ülkenin mobil iletişim ağı, devlet mülkü olan Syriatell’in kontrolündeydi.

Syriatell özelleştirildi. 

Beşşar Esad’ın kuzeni henüz hayatının baharında ve Başkanın kuzeni olmak dışında bir vasfı olmayan Rami Mahluf, Syriatell’in en büyük hissedarı oldu.

Özelleştirmeye karşı çıkanlar medyada “vatan haini” olarak tedavüle sokuldu. 

Meseleyi meclise taşıyan parlamenterlerin dokunulmazlıkları kaldırıldı.

Milletvekili sıfatlarını kaybetti ve yargılandılar. 

Syriatell, Rami Mahluf ve henüz 20’li yaşlarda olan oğulları Muhammed ve Ali’yi ülkenin en zenginleri yaptı. 

Bazı eski ve yeni Bakanların, Başbakanların, generallerin, istihbarat şeflerinin, valilerin, parti üst yetkililerinin çocukları, yüzlerce milyon dolar servetin sahibi oldu.

SAVAŞ BEZİRGANLARI İLE MÜCADELE

Dubai, Katar ve Avrupa kentlerine yatırımlar yaptılar. 

Milyonlarca dolar değerindeki villaların, iş merkezlerinin ve en pahalı arabaların sahibi oldular. 

2011 sonrasında, Suriye’ye dayatılan savaş döneminde “savaş bezirgânları” türedi. 

İnşaat demiri, şeker, çimento, gıda ürünleri, hurda, ilaç, sigara ve daha birçok kalemin ithalat ve ihracatını tekelinde bulunduran, dışarıya sermaye kaçıranlara aracılık yapan “savaş ekonomisi Lordları” türedi.

Suriye halkı, savaşı kazanmak için büyük fedakârlıklar yaparken, yokluk içinde hayatta kalma mücadelesi verirken, bu elitler devleti, ülkeyi, halkı soymak ve zenginliklerine milyarlar katmakla meşguldü.

Suriye Devlet Başkanı Esad, savaşı sadece askeri olarak kazanmanın yeterli olmayacağını, savaş giderlerinin karşılanması, tahrip olmuş ekonominin yeniden inşası için rüşvetle, yolsuzlukla ve savaşı ekonomik kazanımları için fırsat olarak gören rahmet yoksunu harami tüccarlarla kararlı ve kapsamlı bir mücadelenin elzem olduğuna müdrik oldu. 

Bu mücadelenin güven telkin etmesi için, işe en yakınlarıyla başlaması gerektiğini de biliyordu. 

En nihayet Esad, müttefiki Putin’in de desteği ve telkiniyle, bu duruma müdahale etti. 

Zaman çok uygundu. 

Yoğun savaş dönemin esas evresi arkada kalmış ve ülke, imar için gerekli adımları atmıştı.

Başta kuzeni Rami Mahluf olmak üzere, Petrol, Elektrik, Eğitim, Ticaret Bakanlıkları ve savaş Lordlarına karşı harekete geçildi. 

Yapılan açıklamaya göre, bu isimler, yolsuzluktan 100 ile 200 milyar dolar haksız kazanç elde etmişler. 

Tutuklamalar en yakın aile efradı ve sırtını “devlete dayamış” birçok nüfuzlu isme ulaştı. 

Mal varlıklarına el konuldu. 

İçerde ve dışarıda Suriye halkından çalarak sahip oldukları bu muazzam servet, ülkeye iade edilebilirse, sadece savaşın tahrip ettiği ekonomiye merhem olmayacak ayrıca Suriye’nin yeniden imarına muazzam katkıda bulunacak. 

Bu hamle ile Esad hem iktidarını pekiştirebilecek hem de sırtında yük olan ve ülkenin hayrını ve geleceğini emen kenelerden kurtulmuş olacak.

.

Mehmet Yuva, Aydınlık

Bu konuyu 19 Ağustos 2019 tarihli yazımızda anlatmıştık. Tekrar paylaşalım; 

Mühendis Mahmut El-Zoubi eski Suriye Başbakanıydı. 

Çiftçi, orta halli bir ailenin evladı olan, Kasım 1987’de Suriye eski Cumhurbaşkanı Hafız Esad tarafından Başbakan yapıldı. 

Başbakan Mahmud El-Zoubi ve Ulaştırma Bakanı Müfit Abdülkerim, Suriye devletini yüzlerce milyon dolar zarara uğratmak ve 400 milyon doları zimmetlerine geçirmekle suçlandılar. 

Fransa’dan alınacak Airbus uçaklarını direk Fransa Airbus şirketinden satın alacaklarına aracı bir şirket kullanmışlar ve o şirket üzerinden satın alınan uçakların fiyatı çok daha yüksek meblağda ödenmiş. 

Dönemin Fransa Başkanı Jacques Chirac, konudan Hafız Esad’ı haberdar etmiş. 

Yolsuzluk bu sayede öğrenilmiş. 

Aynı yıl, Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek, baba Esad’a çok önemli bir bilgi aktarmıştı. 

Buna binaen Başbakan’ın oğlu Muhammed, büyük bir serveti Mısır’da bulunduruyordu. 

Oğlu, annesinin bilgisi dahilinde babasının makamını suistimal ve istismar ederek çevresine devletten menfaat sağlamış ve buna karşılık aldığı komisyonlarla haksızca büyük bir servet inşa etmişti.

Ulaştırma Bakanı’nın evinde kamyon dolusu dolar bulundu. 

Başsavcılık emriyle Başbakan el-Zoubi’yi tutuklamaya gelen güvenlik görevlileri, kendisini çalışma odasında ölü bulmuşlardı. 

Görevinden azledildikten birkaç ay sonra Başbakan El-Zoubi, olaylar sebebiyle bunalıma girmiş ve Mart 2000’de, 62 yaşındayken evinde intihar etmişti. 

Müfit Abdülkerim tutuklandı ve hapsi boyladı. 

90’lı yılların sonunda Suriye’de başlatılan ‘yolsuzluk ve rüşvetle’ mücadele, toplum tarafından büyük bir destek gördü. 

Önemli başarılar elde edildi. 

10 Haziran 2000’de vefat eden Hafız Esad’ın yerine oğlu Beşşar Esad 10 Temmuz’da Devlet Başkanı seçildi.

ÜLKENİN ÖZELLEŞTİRME SONRASI ZENGİNLERİ

Suriye, 2000-2011 yılları arasında çok hızlı bir ekonomik büyüme yaşadı. 

Mali ve ticari yasaların düzenlenmesiyle yabancı sermaye akını yaşandı.

Zengin petro-dolar ülkelerinin yatırımları arttı. 

İletişim sektöründe internet ve mobil telefon patlaması yaşandı.

Özelleştirme politikaları benimsendi. 

Ülkenin birçok devlet sektörü, yerli ve yabancı özel sermayeye devredildi. 

Ülkenin mobil iletişim ağı, devlet mülkü olan Syriatell’in kontrolündeydi.

Syriatell özelleştirildi. 

Beşşar Esad’ın kuzeni henüz hayatının baharında ve Başkanın kuzeni olmak dışında bir vasfı olmayan Rami Mahluf, Syriatell’in en büyük hissedarı oldu.

Özelleştirmeye karşı çıkanlar medyada “vatan haini” olarak tedavüle sokuldu. 

Meseleyi meclise taşıyan parlamenterlerin dokunulmazlıkları kaldırıldı.

Milletvekili sıfatlarını kaybetti ve yargılandılar. 

Syriatell, Rami Mahluf ve henüz 20’li yaşlarda olan oğulları Muhammed ve Ali’yi ülkenin en zenginleri yaptı. 

Bazı eski ve yeni Bakanların, Başbakanların, generallerin, istihbarat şeflerinin, valilerin, parti üst yetkililerinin çocukları, yüzlerce milyon dolar servetin sahibi oldu.

SAVAŞ BEZİRGANLARI İLE MÜCADELE

Dubai, Katar ve Avrupa kentlerine yatırımlar yaptılar. 

Milyonlarca dolar değerindeki villaların, iş merkezlerinin ve en pahalı arabaların sahibi oldular. 

2011 sonrasında, Suriye’ye dayatılan savaş döneminde “savaş bezirgânları” türedi. 

İnşaat demiri, şeker, çimento, gıda ürünleri, hurda, ilaç, sigara ve daha birçok kalemin ithalat ve ihracatını tekelinde bulunduran, dışarıya sermaye kaçıranlara aracılık yapan “savaş ekonomisi Lordları” türedi.

Suriye halkı, savaşı kazanmak için büyük fedakârlıklar yaparken, yokluk içinde hayatta kalma mücadelesi verirken, bu elitler devleti, ülkeyi, halkı soymak ve zenginliklerine milyarlar katmakla meşguldü.

Suriye Devlet Başkanı Esad, savaşı sadece askeri olarak kazanmanın yeterli olmayacağını, savaş giderlerinin karşılanması, tahrip olmuş ekonominin yeniden inşası için rüşvetle, yolsuzlukla ve savaşı ekonomik kazanımları için fırsat olarak gören rahmet yoksunu harami tüccarlarla kararlı ve kapsamlı bir mücadelenin elzem olduğuna müdrik oldu. 

Bu mücadelenin güven telkin etmesi için, işe en yakınlarıyla başlaması gerektiğini de biliyordu. 

En nihayet Esad, müttefiki Putin’in de desteği ve telkiniyle, bu duruma müdahale etti. 

Zaman çok uygundu. 

Yoğun savaş dönemin esas evresi arkada kalmış ve ülke, imar için gerekli adımları atmıştı.

Başta kuzeni Rami Mahluf olmak üzere, Petrol, Elektrik, Eğitim, Ticaret Bakanlıkları ve savaş Lordlarına karşı harekete geçildi. 

Yapılan açıklamaya göre, bu isimler, yolsuzluktan 100 ile 200 milyar dolar haksız kazanç elde etmişler. 

Tutuklamalar en yakın aile efradı ve sırtını “devlete dayamış” birçok nüfuzlu isme ulaştı. 

Mal varlıklarına el konuldu. 

İçerde ve dışarıda Suriye halkından çalarak sahip oldukları bu muazzam servet, ülkeye iade edilebilirse, sadece savaşın tahrip ettiği ekonomiye merhem olmayacak ayrıca Suriye’nin yeniden imarına muazzam katkıda bulunacak. 

Bu hamle ile Esad hem iktidarını pekiştirebilecek hem de sırtında yük olan ve ülkenin hayrını ve geleceğini emen kenelerden kurtulmuş olacak.

.

Mehmet Yuva, Aydınlık