Tedavi olun, ancak haramla tedavi olmayın!
Tedavi olun, ancak haramla tedavi olmayın!
- 08-06-2021 09:11
- 767
- 08-06-2021 09:11
- 767
Ebu Derdâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:
“Allah, hastalığı da şifayı da gönderdi ve her hastalık için bir şifa var etti. Tedavi olun, fakat haramla tedavi olmayın.” (Ebu Davud Tıbb, 11)
Peygamberimizden miras kalan en önemli Tıbbı Nebevi ilkelerinden birisi.
Hatta bu ilkeler ile ilgili bir kitabın bence giriş maddesi olacak önemde.
Anlıyoruz ki, iyileşmeyecek hiçbir hastalık yoktur.
Bir hastalığın tedavisini bizim bilmiyor oluşumuz, “asla tedavi olmayacağı” anlamına gelmez.
Bu anlamda bu hadis, birçok kronik hastalıkta suçu “genetik yapı”ya atarak, bu hastalıkların “ömür boyu iyileşmeyeceğini”, sadece “uyutulması” gerektiğini söyleyen modern tıp anlayışına bir reddiyedir.
Madem tüm hastalıkların tedavisi mevcut, aramaktan yorulmayacağız.
Şifa, ilahi bir mucizedir.
Vesile ise bazen çok basit olabilir.
Dünyanın en tecrübeli profesörlerinin çözemediği bir hastalığı, sıradan bir hekim çözebilir.
Bazen doktor doktor dolaşırız deva için ama çareyi hiç beklemediğimiz bir yerde bulabiliriz.
Çünkü şifayı veren bazen arayıştaki samimiyete bakabilir, bazen sadece imtihan etmek için haram bir vesile ile bile şifayı verebilir.
Ki en doğru zamanı ve sebebi yalnızca O bilir.
Bazen imtihan gereği şifayı kapımızda hissederiz. Ancak o yolda şifayı verecek olanın yasakladığı bir müşkil vardır.
Haram olan bir gıda, ilaca karışmıştır, haram olan bir yöntem vardır ya da Allah’tan başkasından yardım istemek, başkası için dua etmek vardır.
İşte burada imtihan başlar.
Bu yasaklarla şifa gelecek olsa bile, dünyada kazanılan afiyet, ahiretteki hüsrana değişilmez.
Uyarı 1:
- Şifayı bu hadis gereği iştahla ve inançla ararken, peygamberimizin uyardığı gibi haramlardan kaçarken bir yandan da mantıksız ve bir temele dayanmayan tedavilerden de uzak durulmalıdır.
Uyarı 2:
- Hayati tehlike söz konusu olduğunda, haramla tedavi mübah olur. Susuzluk, kişiyi ölüme götürecek noktaya geldi ise içkinin, ya da açlık son safhada ise domuz etinin ruhsata tabi olması ayetle sabittir.
Uyarı 3:
- Şifa, bazen basit yollarla elde edilmesine rağmen, tecrübe gözetmeden sadece helallik illeti ile beden rastgele kişilere emanet edilmemelidir.
-Tıbb-ı Nebevi’den öğütler, 5-
.
Dr. Bekir Tok, dikGAZETE.com
Ebu Derdâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:
“Allah, hastalığı da şifayı da gönderdi ve her hastalık için bir şifa var etti. Tedavi olun, fakat haramla tedavi olmayın.” (Ebu Davud Tıbb, 11)
Peygamberimizden miras kalan en önemli Tıbbı Nebevi ilkelerinden birisi.
Hatta bu ilkeler ile ilgili bir kitabın bence giriş maddesi olacak önemde.
Anlıyoruz ki, iyileşmeyecek hiçbir hastalık yoktur.
Bir hastalığın tedavisini bizim bilmiyor oluşumuz, “asla tedavi olmayacağı” anlamına gelmez.
Bu anlamda bu hadis, birçok kronik hastalıkta suçu “genetik yapı”ya atarak, bu hastalıkların “ömür boyu iyileşmeyeceğini”, sadece “uyutulması” gerektiğini söyleyen modern tıp anlayışına bir reddiyedir.
Madem tüm hastalıkların tedavisi mevcut, aramaktan yorulmayacağız.
Şifa, ilahi bir mucizedir.
Vesile ise bazen çok basit olabilir.
Dünyanın en tecrübeli profesörlerinin çözemediği bir hastalığı, sıradan bir hekim çözebilir.
Bazen doktor doktor dolaşırız deva için ama çareyi hiç beklemediğimiz bir yerde bulabiliriz.
Çünkü şifayı veren bazen arayıştaki samimiyete bakabilir, bazen sadece imtihan etmek için haram bir vesile ile bile şifayı verebilir.
Ki en doğru zamanı ve sebebi yalnızca O bilir.
Bazen imtihan gereği şifayı kapımızda hissederiz. Ancak o yolda şifayı verecek olanın yasakladığı bir müşkil vardır.
Haram olan bir gıda, ilaca karışmıştır, haram olan bir yöntem vardır ya da Allah’tan başkasından yardım istemek, başkası için dua etmek vardır.
İşte burada imtihan başlar.
Bu yasaklarla şifa gelecek olsa bile, dünyada kazanılan afiyet, ahiretteki hüsrana değişilmez.
Uyarı 1:
- Şifayı bu hadis gereği iştahla ve inançla ararken, peygamberimizin uyardığı gibi haramlardan kaçarken bir yandan da mantıksız ve bir temele dayanmayan tedavilerden de uzak durulmalıdır.
Uyarı 2:
- Hayati tehlike söz konusu olduğunda, haramla tedavi mübah olur. Susuzluk, kişiyi ölüme götürecek noktaya geldi ise içkinin, ya da açlık son safhada ise domuz etinin ruhsata tabi olması ayetle sabittir.
Uyarı 3:
- Şifa, bazen basit yollarla elde edilmesine rağmen, tecrübe gözetmeden sadece helallik illeti ile beden rastgele kişilere emanet edilmemelidir.
-Tıbb-ı Nebevi’den öğütler, 5-
.
Dr. Bekir Tok, dikGAZETE.com