Zatürre aşısının hikâyesi
Zatürre aşısının hikâyesi
- 21-10-2020 08:06
- 1608
- 21-10-2020 08:06
- 1608
Koronavirüs pandemisi sürecinde; koronavirüsün kabul görmüş aşısı bulunana kadar, ciro hedeflerini düşürmek istemeyen ilaç firmaları eksenli küresel sağlık örgütlerinin, grip aşısından sonraki ikinci önerisi “pnömokok aşısı”, yani namı meşhur "zatürre aşısı" oldu.
Öneriye göre, koronavirüs enfeksiyonu üzerine zatürre etkeni pnömokok enfeksiyonunun da aynı anda görülmesi, ölüm riskini artırmaktadır.
Bu yüzden zatürre aşısı uygulaması yaygınlaştırılarak bu riski azaltmak gerekir.
Pnömokok bakterisinin bilinen 90'dan fazla alt tipi bulunmaktadır.
Pnömokok, zatürre yanında menenjit gibi ciddi enfeksiyonlara da yol açar.
İlk defa 2000 yılında, ABD'de bu 90 tipin 7'sini içeren aşı üretilmiş, sonra onlarca çalışma ile gösterilmiş ki, bu 7 en tehlikeli türe karşı aşı üretilince diğer tipler harekete geçmiş ve onlar ciddi enfeksiyon yapmaya başlamış.
Ya da bunlar hiç yoktu, 7'sine karşı aşı üretilince ortaya çıktılar.
Yayınlar üzerine aşı güncellenerek 13 alttür içeren şekli piyasaya sürüldü.
Bu sefer, daha piyasaya çıkmadan beklenti; yeni subtiplerin bu mikropların da yerini alacağı idi.
Ki kısa sürede beklenen oldu, şiddetli zatürre enfeksiyonlarında aşıdaki alt türlerin dışındaki türler sahneye çıkmıştı.
Yapılan çalışmalar, aşının ilk çıktığı zamanlarda pnömokok enfeksiyonu oranlarının düştüğü, ancak kısa süre içinde tekrar eski oranları yakaladığını gösterdi.
Hatta, çocuklara yapılan aşılarla daha sert zarar veren yeni alt türlerin oluşması, yaşlılarda ölümcül zatürre enfeksiyonlarını artırdı.
Yeni ortaya çıkan türlere, enfeksiyon geliştikten sonra uygulanan antibiyotikler de işlemiyor.
Kendi ayağımıza sıkmaktan başka bir şey yapmıyoruz anlayacağınız.
Daha önce yazdığımız antibiyotikler ile mikropların savaşı hikayesinde, her üretilen antibiyotiğe direnç göstererek daha tehlikeli türler geliştiren bakterilerin, artık insanoğlu neslini tehdit edecek düzeyde sıkıntılı bir hal aldığını vurgulamıştık.
Tıpta meşru ve usule uygun alınmayan her önlem insanoğlunun başını yakmaya devam ediyor.
Koronavirüs pandemisi, gerçek bir pandemi ise, bilim bile itiraf ediyor ki zatürre aşısı ile iş; içinden çıkılmaz bir hale sokuluyor.
.
Dr. Bekir Tok, dikGAZETE.com
---
Cumartesi günü canlı yayın programımıza davetlisiniz.
24 Ekim 2020 Saat: 22.00
Farkındalık için hikayelerde paylaşır ve etiketleme yaparsanız seviniriz.
Programı kaçırmamak için şimdiden Dr. Bekir Tok YouTube kanalına abone olmanızı tavsiye ederiz.
Koronavirüs pandemisi sürecinde; koronavirüsün kabul görmüş aşısı bulunana kadar, ciro hedeflerini düşürmek istemeyen ilaç firmaları eksenli küresel sağlık örgütlerinin, grip aşısından sonraki ikinci önerisi “pnömokok aşısı”, yani namı meşhur "zatürre aşısı" oldu.
Öneriye göre, koronavirüs enfeksiyonu üzerine zatürre etkeni pnömokok enfeksiyonunun da aynı anda görülmesi, ölüm riskini artırmaktadır.
Bu yüzden zatürre aşısı uygulaması yaygınlaştırılarak bu riski azaltmak gerekir.
Pnömokok bakterisinin bilinen 90'dan fazla alt tipi bulunmaktadır.
Pnömokok, zatürre yanında menenjit gibi ciddi enfeksiyonlara da yol açar.
İlk defa 2000 yılında, ABD'de bu 90 tipin 7'sini içeren aşı üretilmiş, sonra onlarca çalışma ile gösterilmiş ki, bu 7 en tehlikeli türe karşı aşı üretilince diğer tipler harekete geçmiş ve onlar ciddi enfeksiyon yapmaya başlamış.
Ya da bunlar hiç yoktu, 7'sine karşı aşı üretilince ortaya çıktılar.
Yayınlar üzerine aşı güncellenerek 13 alttür içeren şekli piyasaya sürüldü.
Bu sefer, daha piyasaya çıkmadan beklenti; yeni subtiplerin bu mikropların da yerini alacağı idi.
Ki kısa sürede beklenen oldu, şiddetli zatürre enfeksiyonlarında aşıdaki alt türlerin dışındaki türler sahneye çıkmıştı.
Yapılan çalışmalar, aşının ilk çıktığı zamanlarda pnömokok enfeksiyonu oranlarının düştüğü, ancak kısa süre içinde tekrar eski oranları yakaladığını gösterdi.
Hatta, çocuklara yapılan aşılarla daha sert zarar veren yeni alt türlerin oluşması, yaşlılarda ölümcül zatürre enfeksiyonlarını artırdı.
Yeni ortaya çıkan türlere, enfeksiyon geliştikten sonra uygulanan antibiyotikler de işlemiyor.
Kendi ayağımıza sıkmaktan başka bir şey yapmıyoruz anlayacağınız.
Daha önce yazdığımız antibiyotikler ile mikropların savaşı hikayesinde, her üretilen antibiyotiğe direnç göstererek daha tehlikeli türler geliştiren bakterilerin, artık insanoğlu neslini tehdit edecek düzeyde sıkıntılı bir hal aldığını vurgulamıştık.
Tıpta meşru ve usule uygun alınmayan her önlem insanoğlunun başını yakmaya devam ediyor.
Koronavirüs pandemisi, gerçek bir pandemi ise, bilim bile itiraf ediyor ki zatürre aşısı ile iş; içinden çıkılmaz bir hale sokuluyor.
.
Dr. Bekir Tok, dikGAZETE.com
---
Cumartesi günü canlı yayın programımıza davetlisiniz.
24 Ekim 2020 Saat: 22.00
Farkındalık için hikayelerde paylaşır ve etiketleme yaparsanız seviniriz.
Programı kaçırmamak için şimdiden Dr. Bekir Tok YouTube kanalına abone olmanızı tavsiye ederiz.