- 02-06-2025 10:33
- 1296

Prof. Dr. Bedri Gencer yazdı;
Aklama Olarak Karalama
Bilindiği gibi Cübbeli (Ahmet Mahmut Ünlü), açıkça kâfirleri öven biridir. Mantık icabı, kâfirleri öven, müminleri yerer. Yani Cübbeli’nin bir mümini karalaması, Ümmet nezdinde onu aklaması demektir. Artık Müslümanlar, “O kişi, hakkı söyleyen samimî bir mümin olmasaydı Cübbeli saldırmazdı.” diye Cübbeli’nin birini kötülemesini tersinden o kişi hakkında tezkiye olarak alıyorlar.
Cübbeli, Takî Osmanî’den Mahmut Eren’e, Fatih Ustaosmanoğlu ve Abdülhalik Ustaosmanoğlu’dan Burak Kızıldaş’a, Ebubekir Sifil’den İhsan Şenocak’a, İsa Erdoğan’dan Muhittin Ödemiş’e, İsmail Koç’tan Ahmet Furkan’a, Cafer Bayazıt Yıldırım’dan Yakup Hocaoğlu’na pek çok samimî mümine, hocaya, sırf hakkı söyledikleri için, yalan ve çarpıtmalarla saldırdı. O, Hüseyin Avni Kansızoğlu, Şefik Kocaman gibi kişileri karşısındayken yerin dibine batıran, yanına geçince göklere çıkaran, ahlak, istikamet, fikir namusu gibi kavramları tamamen lügatinden çıkarmış biriydi.
Cübbeli, İsmailağa’ya çektiği kirli operasyona karşı çıktığım için, aramızda hiç geçmeyen, tamamen kafasından uydurduğu “Bedri Gencer, İslâm âlimlerine ırkçılık yapıyor.” iftirasıyla bu fakire bile saldırmıştı. Rabbimden niyazım, Cübbeli’nin iftirasını, dünyada verdiğimiz hak mücadelemizin uhrevî vesikası kılmasıdır.
Muhammed Takî Osmanî (1943-), üç dilde (Urduca, Arapça, İngilizce) verdiği eserlerle dünya çapında tanınmış, örnek bir İslâm âlimi olarak takdir kazanmış, peygamber varisi mücahid bir âlim olarak defalarca suikast teşebbüsüne uğramış, ümmetin yüzakı bir şahsiyet. Ama Cübbeli, sırf İsmailağa’nın düzenlediği Hadis Meclisine katıldığı için, İslâm düşmanlarıyla birlikte ona saldırdı. Zira Cübbeli’nin hoşuna gitmeyen, tezgâhını bozan, hakkı söyleyen, İmam Gazâlî bile olsa, yok edilmesi gereken bir düşmandır.
Cübbeli’nin “reddiye” kılıfıyla çıkardığı tartışmalarda maksadı, üzüm yemek değil bağcıyı dövmekti. Maksadı, asla ilmî, yapıcı bir müzakereyle hakkı ortaya çıkarmak değil, her türlü yalan, tehdit, tezvir ve tahrif ile rakibini karalamak, ezmek ve üste çıkmaktı. Onun dilinde “reddiye”, müminlere çamur atmak demekti. O, 7 Şubat 2015 tarihli Bursa sohbetinde, Ebubekir Sifil için, “Birkaç zaman sonra onun da adını vereceğim, şu anda konjonktür müsait değil. Adını fena şekilde deşifre edeceğim, onu hallaç pamuğuna çevireceğim.” diye bu kin siyasetini açıkça itiraf etmişti. Cübbeli, Nisan-Mayıs 2015 tarihlerinde yayınladığı Noel ve Hz. İsa’nın doğumuna dair beş makalelik yazı dizisinde İncil’den yaptığı iktibaslar yüzünden Ebubekir Sifil Hocaya “Diyalogcuların ekmeğine yağ sürüyor.” iftirasını atmıştı.
Ne tesadüf ki Cübbeli, klasik kelam literatüründe geçen fetret ehli konusundaki sözlerini çarpıtarak Mahmut Eren Hocaya da aynı iftirayı atmıştı. Müfteriye göre Mahmut Eren, dinler arası diyaloğu savunuyor ve medreselerinde İncil okumayı tavsiye ediyordu. Düşünün ki İbni Hazm, Cüveynî, Gazâlî, Fahreddin Râzî gibi ümmetin en büyük âlimleri, Hıristiyanlığı tenkit için İncil’den iktibaslar yapacaklar, İngiliz kraliyet armalı kol düğmeleri taktığı, Murat Bardakçı tarafından fark edilen Cübbeli, bu büyük âlimleri “İncil okuyan diyalogcular” diye karalayacak!
En son Mehmet Yalçın Hoca (*) @mehmetyalcinhc, Cübbeli’nin sözlerini çarpıtarak saldırdığı samimî müminler kervanına katıldı. Böylece Cübbeli, her zaman olduğu gibi, tersinden tezkiye yaparak, ilim, takva ve ahlak olarak pırlanta gibi genç bir hocayı tanıtmaya vesile oldu.
Ne mutlu Cübbeli’nin saldırdığı samimî müminlere!
.
Prof. Dr. Bedri Gencer, dikGAZETE.com
(*) ÇARPITMANIN ASLI:
Biz Allâh'ın belli tasarrufları evliyaya keramet olarak verebileceğini delillerle anlatmamıza rağmen çeşitli amaçlarla "demediğimiz şeyleri" bize isnâd ettiler.
Halbuki ilk paylaşımda da yazının hemen altında kaynak vardı. (Diğer nakillerde olduğu gibi.)
Altta…