Batılılar resmen Rus topraklarını işgale girişti
MOSKOVA
Rusya, 24 Şubat 2022 tarihinde Ukrayna’nın doğusuna özel askeri harekat başlattı. Bu harekat aslında Ukrayna topraklarını işgal hareketi olarak değil, Rus sınırına yakın bölgelerde Rusya’ya karşı tehdidin ortadan kaldırılması ve Ukrayna’nın doğusundaki Rus nüfusuna yönelik saldırıları önlemeye dair harekattı.
Rusya her ne kadar operasyonun amacını her defasında vurgulasa da batılı ülkeler, bu operasyonları, “Ukrayna’yı işgal” olarak yorumlayarak dünyada kamuoyu oluşturmaya çalıştı ve hala da bunu sürdürüyor.
Ancak, 2008 yılında ‘batı’ yanlısı Gürcistan nasıl Kafkasya’da Abhaz ve Güney Osetya halkına karşı acımasızca saldırdıysa bunun altında yatan tek gerçek “Batılıların Gürcü hükümetini kışkırtması” yatıyordu. Asıl amaç Rusya’nın çevresindeki ülkelerde ‘renkli devrimler’ başlatıp Rusya’ya karşı kışkırtmak ve NATO’yu Rus sınırlarına kadar ulaştırmaktı.
Kaldı ki, Belarus’ta da sözde ‘halk ayaklanmaları’ ile bu amaçlanmış ancak Aleksandr Lukaşenko bu isyanları önlemeyi başarmıştı.
Ukrayna’da ise ‘batı’ yanlısı isimler ve hükümetler batılıların ganimetlerine ‘hayır’ diyememiş ve Rusya ile Ukrayna arasındaki ‘kardeşlik’ ilişkilerini yok etmeyi başarmışlardı.
NATO, resmen Ukrayna üzerinden Rus sınırlarına yaklaşmış ve Rusya’ya karşı ‘savaş ilanı’, Kiev rejimi üzerinden yapılmıştı. Sözde NATO tatbikatları ve Kiev rejimi ordusuna yapılan askeri destekler de bunun en büyük göstergeleriydi.
Tüm bu gerekçelerle Moskova tarafı Ukrayna’ya operasyon başlatmış, çatışmaların devamında da Kiev rejimi Rus topraklarına birçok terör saldırıları gerçekleştirmişti.
Özellikle Moskova tarafı, batılıları Kiev rejimine temin edilen silahlar üzerinden uyarmıştı. Çünkü Kiev rejimi bu silahları Rusya’nın sivil ve stratejik tesislerine karşı kullanmaya başlamıştı.
Bu saldırılar günümüzde de hala devam ediyor. Üstelik Fransa, Almanya ve ABD, Rus topraklarında kullanılan silah ve mühimmatların kullanımını engellemeyeceklerini defalarca deklare etti. Kiev rejimi ise batılılara, ‘üç maymun’ yaklaşımıyla cesaret vurdu.
Nükleer santraller başta olmak üzere dünyanın kaderini etkileyecek saldırılarla Rusya’ya zarar verilmeye çalışıldı.
Geçtiğimiz 6 Ağustos tarihinde de Ukrayna ve batılı paralı asker grupları, Rusya topraklarını işgal harekatına başladı.
Kursk Bölgesi’ne yapılan sızma girişimi başarılı olurken bunun basit bir eylem olmadığını da bugünlerde daha net anlamaya başladık. Ukrayna Hava Kuvvetleri Komutanı Mykola Oleshchuk resmi telegram hesabından yaptığı açıklamada batılıların kendilerine sağladığı silah ve mühimmatları Kursk Bölgesi’nde Rusya’ya karşı kullandıklarını itiraf etti.
Kiev rejimi ordusu şu anda Kursk Bölgesi’nde Fransa’dan alınan AASM Hummer füzeleri, ABD’den alınan HIMARS ve JDAM roketlerini ve Almanya’dan alınan Leopar tanklarını aktif bir şekilde kullanmaya devam ediyor.
Elbette Ruslar her ne kadar bugüne kadar sınır bölgelerinde güvenliği sağlama konusunda ihmallerde bulunsa da yakın zamanda Kursk’ta Kiev rejimi birliklerine büyük zararlar verildiği de ortaya çıkıyor. Elbette Rus topraklarından Ukrayna birliklerinin çıkarılacağı da bir gerçek. Ancak bazı gerçekleri görmek gerekiyor.
Tüm uyarılara rağmen batılı ülkeler, kendi silahlarının Rus topraklarında kullanılmasına nasıl izin verdi. Bu silahlar, sivillere karşı kullanılan silahlar oldu. Peki bu savaş suçu sayılmaz mı?
Kiev rejiminin Rus topraklarındaki işgal harekatı nasıl olur da batılılar tarafından destek görür?
Bugün artık daha net anlıyoruz ki, Rusya ve Ukrayna arasındaki çatışmalar, gerçekten de batılıların isteğiyle başladı. Batılılar artık Rus topraklarının işgal edildiğini görmek istiyor.
Batılılar, Kiev rejimini taşeron olarak kullanırken asıl amaçları Rusya’nın gücünü sınamak. Belki yakın zamanda resmen Rusya’ya karşı büyük ölçekli bir savaş ilan edilebilir.
Dünya kamuoyunun gerçek kaygısı Rus ordusunun Ukrayna topraklarındaki varlığı mı yoksa batılıların Rusya’ya karşı savaş ilanı mı olmalı?
Daha önce Kiev rejiminin dizginlenmesi gerektiğini söylerken artık dünyadaki birçok sağduyulu ülkelerin, batılıları ciddi bir şekilde uyarması gerekiyor. Bu artık batılıların şımarıklığından başka hiçbir anlam taşımıyor.
Batılılar aslında resmen Rus topraklarında savaşıyor. Paralı askerlerinin yanı sıra silahlarının Kiev rejimi tarafından kullanılması da bunun somut bir örneği. Batılılar sadece kendi ağızlarında “Rus topraklarında savaşıyoruz” ifadesini kullanmadı. Ancak bugüne kadar Rusya’ya karşı tüm hamleleri zaten bir savaşın içinde olduklarını gösteriyor.
Batılılar ve Kiev rejimi tüm barış olasılıklarını ortadan kaldırıyor. 2. Dünya Savaşı sırasında Naziler nasıl Kursk üzerinden Rus topraklarını işgal etmeye kalkıştıysa bugün de aynı durum yaşanıyor.
Belki de batılılar başarısız olan 2. Dünya Savaşı’nda Sovyetler Birliği’ne karşı kaybetmenin acısını bugün çıkarmaya çalışıyor.
Bana kalırsa böyle düşünceler varsa hemen bu düşünceden çıkmaları gerekiyor. Çünkü böyle çirkin saldırılarla asla bir zafere ulaşamazlar ancak dünyada istikrar her geçen gün batılıların egoları nedeniyle yok olur.