- 10-11-2025 21:12
- 692
Gazetecilerin odağı Rusya ve Avrasya
MOSKOVA
Geçtiğimiz günlerde Türkiye’de 41 ülkeden yaklaşık 400 gazeteci bir araya geldi. Antalya’nın Alanya ilçesinde gerçekleşen medya buluşmasında özellikle güçlükle mesleklerini sürdürmeye çalışan gazetecilerin güncel durumu ele alındı.

Küresel Gazeteciler Konseyi’nin düzenlediği bu organizasyonda, kendi alanında başarılı birçok gazeteci ile sohbet etme fırsatı buldum. Aynı zamanda gazetecilerin yaşadığı sorunlara dair hazırlanan raporlar da beni kaygılandırdı. Çünkü dijital savaşın en merkezindeki kişiler yine gazeteciler. Çok zor koşullarda ve düşük imkanlarda mesleklerini sürdüren gazeteciler, doğru bilgiye ulaşmak için bazen canını bile hiçe sayabiliyor. İşte Alanya’daki bu zirvede de gazeteci arkadaşlarımızla bu konuyu uzun uzun konuştuk. Küresel Gazeciler Konseyi Başkanı Mehmet Ali Dim’in organize ettiği bu özel zirveye Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, TBMM NATO PA Türk Delegasyonu Başkanı ve AK Parti Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu, Kuzey Makedonya Meclis Başkanı Afrim Gashi, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, Antalya Valisi Hulusu Şahin ve çok sayıda gazeteci ve gözlemci katıldı. Bakan Uraloğlu da olmak üzere tüm katılımcılar fikirlerini sundu, bölgesel konuları ele aldı.

Rus medyasının önde gelen isimlerinden olan ve Rus diplomasisinin önemli isimlerinden olan Mikhail Gusman ile de tanışma fırsatı buldum.
Gazeteci Nalan Yazgan’dan bahsetmek isterim. Kendisi hemen hemen her akşam Türk ulusal TV kanallarında dünya ve Orta Doğu gündemine dair yorumlarda bulunur. O’nun bilgilerinden çokça faydalandım. Zaten geçmişte de bölgesel durumlara dair yaklaşımlarımız açısından fikir alışverişinde bulunuyorduk.
Venezuela merkezli Latin Amerika’da yayın yapan TeleSur’un Türkiye muhabiri Yunus Soner, analizleriyle dikkat çeken Harici medya kuruluşu muhabiri Mehmet Kıvanç ve daha birçok özel gazeteci ile önemli konuları ele aldık.

Ufkumuzu açan bu değerlendirmelere dair yorumda bulunmak isterim. Hemen hemen birçok gazeteci, Rusya’nın Ukrayna’da saldırgan değil, meşru müdafaa operasyonları sürdürdüğüne inanıyor. Çatışma konuşlarının batılı ülkeler tarafından oluşturduğu konusunda hemen hemen her gazeteci aynı fikirde.
Çünkü, Rusya – Ukrayna çatışmasının kronolijisine her gazeteci hakim. NATO’nun tüm anlaşmaları askıya alıp Rus sınırlarına yaklaşma politikası gerçeğiyle yüzleşilmiş.
Beşar Esad rejiminin devrilmesinden sonra Rusya’nın Akdeniz’deki konumu da gazeteciler arasında oldukça merak konusu. Ancak kişisel düşüncem her ülke, kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettiği için hükümetler, duruma daha pragmatistçe yaklaşabiliyor. Bu nedenle Rusya’nın Orta Doğu politikasının değiştiğini düşünmüyorum. Rusya’nın her zaman bölgede güçlü bir diplomasisi var. Gazetecilere de bundan bahsettim.
Güney Kafkasya’da Azerbaycan – Ermenistan çatışmasının son bulması ve Ermenistan’ın yenilgiyi kabul etmesi, her gazeteci tarafından olumlu yorumlanan bir durumdu. Çünkü Azerbaycan’ın adil bir zafer kazandığını, Dağlık Karabağ’ın zaten Azerbaycan toprağı olduğu gerçeğinden yola çıkılarak Azerbaycan’ın askeri operasyonları ve Dağlık Karabağ Zaferi gazeteciler tarafından da karşılık bulmuş.
ABD Başkanı Donald Trump’ın, Venezuela’ya tehdidi de gazetecilerin gündemindeydi. Gerçekçi olmak gerekirse ABD’nin olası Venezuela saldırısı dünyada karşılık bulmayacak ve küresel gazeteciler, böyle bir askeri saldırıya olumlu yaklaşmayacak. Çünkü olası Amerikan müdahalesinin uluslararası hukuka dayalı hiçbir geçerliliğinin olmayacağı biliniyor. Gazeteciler bunun üzerinde duruyor. Aynı zamanda Rusya’nın Venezuela ile müttefiklik ilişkisi ve askeri desteği de göz önüne alındığında ABD’nin Venezuela’ya saldırı olasılığı pek görülmüyor.
Çin’in ekonominin yanı sıra askeri gücünü de arttırması, Afrika kıtasında batılıların gücünü kaybetmeye devam etmesi gibi konuları da yüzeysel olarak ele aldık.
Daha önce birçok diplomatik görüşmede bulundum. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birebir görüşmelerini, Soçi mutabakatının imzalandığı süreç ve birçok liderin görüşmelerinde bulundum. O zamanlar da gazeteciler ile böyle sohbetler gerçekleştirirdik. Ancak en verimli sohbeti Alanya’daki gazeteciler zirvesinde yaptık.

Ancak kişisel düşüncem şu; dünyanın neresini konuşursak konuşalım sonuç dünyanın merkezinin Avrasya olduğu ve Rusya’nın da merkezde en etkili ülke olduğudur.
Önümüzdeki yıllarda da dünyanın neresinde ne olursa olsun Rus etkisini ve diplomasisini de hep görecek gibiyiz.
.
Erhan Kuadzba, dikGAZETE.com