- 29-06-2021 17:48
- 18944
Tüm dünyada koronavirüse karşı aşılama telaşı hakim. Ülkeler, ekonomik ve siyasi güçlerine göre aşı temin edebiliyor ve deneme aşamasında sorun çıkaran aşılar ‘tıbbi yardım’ adı altında aşıya erişemeyen ülkelere veriliyor.
DSÖ, “yeter ki içinde sıvı olsun” der gibi her aşıya onay verirken AB ülkeleri, hatta Ortadoğu’da da bazı ülkeler, aşılar konusunda ayrıma gidiyor ve ülkelerine giriş için bazı aşıları geçerli kabul etmiyor.
Türkiye’de, “BionTech” ve “Sinovac” olmak üzere iki farklı aşı uygulanıyor. Geçtiğimiz hafta itibarıyla 18 yaş üstü her vatandaşa aşı randevu ekranı erişime açıldı.
Son 20 yıllık dönemde, sağlık alanında yapılan devrimleri anlatmaya gerek yok. Türkiye, aşı konusunda da bir temin sorunu yaşamıyor.
Peki, sorun nerede? Bilmiyorum.
AŞILARIN HEPSİ “FAZ-3 İNSAN DENEYİ” AŞAMASINDA…
Bilimsel açıklamalar ve bilim kurallarına göre, aşıların hepsinin “FAZ-3 insan deneyi” aşamasında olduğu bir gerçek. Yani dünyada uygulanan aşıların hiçbiri ruhsatlı değil. Yalnızca “acil kullanım onayı”na sahipler.
Tarihte meydana gelen salgınlardan bugüne kadar teknolojinin geliştiği de bir gerçek. Bu sayede virüslere karşı daha hızlı aşı geliştirilebiliyor.
Ancak “zamanda yolculuk” henüz mümkün olmadığı için aşıların orta ve uzun vadedeki yan etkilerini, sebep olabileceği sağlık sorunlarını daha kısa sürede tespit etmek mümkün değil.
KOVİD BİR SALGIN MIDIR?
7.9 milyarlık dünya nüfusunun yüzde (iddiaya göre) 2.2’sini etkilemiş ve sıfır nokta küsüratlı yüzdeler ile ifade edilecek kadar kişinin (iddiaya göre) ölümüne neden olmuş bir “hastalık”tan bahsediyoruz.
Türkiye özelinde değerlendirecek olursak, koronavirüsün ülkemizdeki ilk tespitinin ardından geçen 450 günlük sürede, 81 ilde 49 bin kişi koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetmiş. Bu da salgının başından bu yana günlük olarak il başına 1 kişinin vefat ettiğini gösteriyor.
Bu veriler ile alınan tedbirler ve dünyanın içinde bulunduğu cinnet arasında, üzerinde kafa yormaya değer bir uçurum bulunuyor.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: AŞI OLANLA OLMAYAN ARASINDA AYRIMCILIK OLMASIN!..
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, daha önce İsrail’in Filistin topraklarını işgali ile ilgili BM kürsüsünden yaptığı konuşmada “Dünya beşten büyüktür” dediği gibi, aşı zorbalığına karşı da sessiz kalmadı.
Ülkelerin keyfine göre aşı ayrımı yapamayacağını söyleyen Erdoğan, aşı olan ile aşı olmayan insan arasında ayrımcılık yapılmaması konusunda 2021 Küresel Sağlık Zirvesi’nde şu önemli açıklamayı yaptı:
"Sağlık ve ekonomi arasındaki hassas dengeyi gözetmeli ve Dünya Sağlık Örgütü’nün merkezi konumunu pekiştirmelidir. Bu bağlamda, aşılanmış ve aşılanmamış olanlar arasında yeni duvarlar örülmesine ve yeni tür bir ayrımcılığa yol açılmamalıdır.”
VAN VALİSİ MEHMET EMİN BİLMEZ: AŞI OLMAYANA YAPTIRIM GETİREBİLİRİZ!
Van Valisi Mehmet Emin Bilmez, iki ilginç açıklama ile son günlerde sosyal medya gündeminde yer alıyor.
İlki, Yavuz Donat’ın aktardığı bir diyalog.
Van’da birkaç kadın öğretmen aşı olmamakta direnmişler.
Gerekçe olarak, aşı hakkında yeterli bilgi olmadığını, çocuklarının olmamasından endişe ettiklerini söylemişler.
Van Valisi Mehmet Emin Bilmez bu noktada sertçe çıkışmış. “Çocuklarımız sizlere emanet... Aşı olacaksınız. Yoksa yetkimi kullanır, sizi açığa alırım” demiş.
Dahası, Vali Bilmez, 6 muhtarı görevden almış!
Halkın seçtiği muhtar, aşı olmadığı gerekçesiyle görevden alınıyor...
İkinci ilginç açıklama ise önceki gün geldi.
Aynen şöyle:
“Aşılamada başarı sağlayamazsak bazı kısıtlamalara gidebiliriz. Kamu kurumlarına girişlerde aşı olma şartının aranması, uçak bileti, şehirlerarası toplu taşımada aşı olma şartı aranabilir. Vatandaşlarımızın da mağdur olmaması için şimdiden aşılarını yaptırmaları gerekiyor.”
Erdoğan bir yandan aşı zorbalığı ve ayrımcılığına karşı küresel arenada sesini yükseltirken, içeride birilerinin halkı “bak aşınızı yaptırın yoksa şuraya giremezsiniz, mağdur olursunuz” diye tehdit etmesi bence vatandaşın ağrına gidiyordur.
.
Abdulhay Selim Dündar, dikGAZETE.com