Trump’ın Twitter hesabı askıya alındı, bu da 'en büyük dijital faşizm tatbikatı' anlamına geliyor

Whatsapp sözleşmesi, Twitter kuralları, Facebook verileri… Geçtiğimiz yıl Dünya Çalışan Gazeteciler Günü’nde kaleme aldığım yazıda bahsini geçirmiştim.

‘Twitter flood’ özelliği ile kullanıcıları nasıl cezbedebileceğinizi, flood görünümünün psikolojik olarak Twitter kullanıcılarında uyandırdığı gereksiz güveni kısaca özetlemiştim.

Twitter floodları, bir ‘haber kaynağı’ haline gelmişti. Her ne kadar bu dijital devler tüm verilerinizi, sizi tavuk gibi yolarak alsa da, doğru bilgiler barındırdığı sürece –ki bu genel olarak imkansız- özgür fikir mecrası olarak kabul ediliyordu sosyal medya…

Artık o kısmi özgürlük de yok.

Dijital faşizm, son olarak ABD Başkanı Donald Trump’ın Twitter hesabının askıya alınmasıyla bir kez daha kendini gösterdi.

Bu faşizme yabancı değiliz, yine Trump’ın, Amerikan seçimlerinde hile yapıldığı, bazı bölgelerde posta yoluyla kullanılan oyların yüzde 100’ünün Biden’a gittiğini iddia eden tweetleri, Twitter tarafından sorgusuz sualsiz ‘güvensiz bilgi’ olarak işaretlenmişti.

Halbuki bazı bölgelerde posta yoluyla kullanılan oyların yüzde 100’ünün Biden’a gittiği resmi seçim kurulları tarafından da onaylanmıştı.

Trump bir lider olamadı, en üst düzey adamı, Başkan Yardımcısı Mike Pence, daha ilk günlerde onu yarı yolda bıraktı.

Dışişleri Bakanı Pompeo sonuna kadar zorladı, kaçamayacağı sonu görünce o da diğer ülkelere karşı intikam kamikazesine başlayarak “Biden’ı nasıl kabul edersiniz” diyerek kinini kustu.

Evet, Trump bir lider olamadı ancak bir dünya lideri oldu.

Başta Twitter olmak üzere, bir kaos anında nasıl dijital faşizme maruz kalacağımızı ve sosyal medya devlerinin dijital faşizm ile nasıl kaos yaratabileceğini tüm dijital vatandaşlara gösterdi.

‘ÇİNLİ VİRÜS’ SÖYLEMLERİNE MÜDAHALE ETMEDİLER

İşin tek güzel tarafı, bu dijital faşizmi, Trump’ın sadece ABD seçimleri ile ilgili attığı tweetlerde görmemizdi.

Trump’ın, koronavirüs salgını ile ilgili en sert tepkilerini paylaştığı dönemde, insanların tam olarak hipnotize olmamış olmasından olsa gerek, Twitter, Trump’ın covid tweetlerine dokunmadı, cesaret edemedi. Çünkü bu mesele, tüm dünyayı ilgilendiren bir meseleydi.

ABD seçimleri ise sadece ABD’yi

Bu seçim, dünyadaki dengeleri baştan sona değiştirecek olsa da tüm dünya ülkelerinde ABD’nin polis, karakol görevine karşı birikmiş bir nefreti var.

Trump, virüsün Çin’den çıktığı ve Çin’den hesap sorulması gerektiğini ifade eden birçok tweet attı.

Küresel medya ve sosyal medyanın, DSÖ’nün ve bilim insanlarının vızıltılarına tuttuğu megafonla, dünyada hayatı kâbusa çeviren koronavirüs salgını Çin’den şüpheli bir şekilde çıktığı için Trump, bu virüsü ‘Çinli virüs’ olarak adlandırdı.

Bu açıklamalara herhangi bir sansür uygulanmadı ancak ‘akli melekelerden yoksun ABD Başkanı’ yaftasıyla fikir ve iddiaları itibarsızlaştırıldı.

Sonra ne mi oldu?

KÜRESEL MEDYADAN ÖN HAZIRLIK

CNN International, New York Times, Washington Post, BBC ve daha nice küresel medya şirketleri, Çin’in salgını ne güzel yendiği, ekonomisinin ne güzel toparladığı ile ilgili methiyeler dizdi.

SOSYAL MEDYADA ÇİN’İN İMAJINI DÜZELTMEK İÇİN ALGORİTMA ASKIDA

Küresel medya bunları yaparken, sosyal medya devleri, öylece durur mu? Hayır. Facebook’ta ‘gariban, zor durumdaki insanlara yardım eden Çinlileri’ gösteren kısa filmler, Instagram’da Çin mutfağının reklamını yapan ‘satisfying’ yani gözleri tatmin edici ve bağımlılık yaratan videolar keşfet sayfasını, explore ekranını işgal etmeye başladı.

Sosyal medya platformlarının algoritmalarına göre keşfet ekranlarının kişiselleştirilmiş gönderiler içermesine rağmen, Çin ile ilgili ‘imaj düzeltici’, ‘tatlı’ gönderiler sardı buraları.

YAŞANANLAR NEYİN PROVASI?

Sonuç ne oldu?

ABD tarihindeki en şaibeli seçim sonuçları, Trump’ın dört yılda emniyetini sağlayamadığı resmi kurum ve organlar tarafından açıklandı, Twitter tarafından bu bilgiler ‘tartışılamaz’ olarak kabul edildi.

Trump’ın, seçim ile ilgili attığı neredeyse her tweete ‘güvenilir olmayan bilgi’ etiketi yapıştırıldı, etkileşim ve geniş kitlelere erişim engellendi.

Google’a koronavirüs yazdığınızda, sanki bir ‘Alman disiplini’ gibi belirlenmiş sizi karşılayan kurallar, kılavuzlar ve bu disiplin algısının oluşturduğu karşı konulamaz ‘salgın korkusu’ makaleleri karşılamaya başladı.

ABD seçim sonuçları yazdığınızda karşınıza çıkan haritalı seçim sonucu, Google’ın AFP’den çektiği bir ‘paralı özel ajans’ bilgisi olarak sizi karşılamaya başladı.

DAHA NET ÖRNEK

Yani, yarın Türkiye’de seçim olsa ve Fetullahçıların Cihan Haber Ajansı, ABD merkezli olarak yeniden kurulsa, Google, Cihan Haber Ajansı’nın sonuçlarını bilgi kutucuğu olarak arama sonuçlarının en başında çıkarabilir ve bu Google tarafından ‘sorgulanamaz bilgi’ olarak kabul edilir.

EN NET ÖRNEK

Türkiye’de, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, herhangi bir siyasinin Twitter hesabı hiç yoktan askıya alınabilir, erişim engeli getirilebilir.

Bu noktada Türkiye’nin bir avantajı var.

Bu avantaj, on yıllarca siyasette hakim olan ‘Our boys did it’ kültürüne karşı Türk milletinin bağışıklığa sahip olması. Ancak bu, dijital alanlardaki gelecek savaşlar için Türkiye’nin hazırlıklı olduğu anlamına gelmiyor. Hala kat edilecek çok yol var.

.

Abdulhay Selim Dündar, dikGAZETE.com

...