- 14-12-2025 09:06
- 548
EGO ÜZERİNE KÜÇÜK BİR NOT
Son zamanlarda kelimeler de aceleci.
Birine katlanamadığımızda “egolu” diyoruz.
Canımızı acıtan bir cümleyi kurup arkasına “iyiliğin için söyledim” ekliyoruz.
Sonra da vicdanımızı sakinleştirip yolumuza devam ediyoruz.
Oysa ego, bu kadar kolay harcanacak bir kelime değil.
Ve bu kadar rahat kullanıldığında, asıl anlamını yitiriyor.
Ego, insanın kendini sevmesi değildir.
Ego, sınır koyması da değildir.
Yüksek sesle konuşması, kendinden emin durması, hayır demesi hiç değildir.
Ego, insanın kendini koruyabilmek için başkasını ezmeye mecbur hissettiği yerde başlar.
Gerçekten egolu olan insan, çoğu zaman kendini çok seven biri gibi görünür.
Ama biraz dikkatle bakınca şunu fark edersiniz:
- Kendini seven biri, bu kadar sert savunmaz.
Egosu yüksek olan kişi, sürekli haklı olmak ister.
Çünkü haksız olmayı taşıyacak bir iç dayanağı yoktur.
Eleştiriyi tehdit sayar; çünkü içi zaten çatlaklarla doludur.
Empatiyi küçümser; çünkü başkasına yer açarsa kendisinin silineceğini sanır.
Ve en çok da şunu yapar:
Kendi yarasını iyileştirmek yerine, başkasının yarasına dokunur.
“İyiliğin için söylüyorum” cümlesi her zaman bir merhem değildir.
Bazen sadece üstü kapalı bir üstünlük ilanıdır.
Gerçek iyilik, karşıdakini küçültmeden konuşabilmektir.
Gerçek açıklık, can yakmadan net olabilmektir.
Gerçek cesaret ise birini incitmeden de doğruyu söyleyebilmektir.
Ego bunu beceremez.
Çünkü ego, şefkatle konuştuğunda dağılacağını zanneder.
Bir de şu var:
Her güçlü görünen insan gerçekten güçlü değildir.
Bazıları sadece çok iyi saklar.
Yüksek sesle konuşan herkes kendinden emin değildir.
Bazıları içindeki boşluğu susturmaya çalışıyordur.
Başkalarını “egolu” diye etiketlemeye çok hevesli olanlar ise bazen sadece kendi tahammülsüzlüklerini kamufle ediyordur.
Ego çoğu zaman kibir değildir.
Ego, tedavi edilmemiş bir yaradır.
Ama yara olmak, yaralamayı meşru kılmaz.
İnsan acı çekebilir.
İnsan eksik hissedebilir.
İnsan korunmak isteyebilir.
Ama kimsenin yarası, başkasının kalbine basma hakkı vermez.
Belki de artık şunu öğrenmemiz gerekiyor:
Birine “egolu” demeden önce, kendimize sessizce şu soruyu sormayı;
- Ben şu an gerçeği mi söylüyorum, yoksa gücümü mü gösteriyorum?
Ve yazıyı şuraya bırakıyorum:

En çok incitenler, en çok incinmiş olanlar değildir; incinmişliğini iyileştirmek yerine savunmaya çevirenlerdir.
.
Arzu Leyal, dikGAZETE.com