- 17-09-2025 03:30
- 892

BİR MEDENİYET HAREKETİ: AHÎLİK - FÜTÜVVET EHLİ KADINLAR
Yaygın araştırmalarda gerek fütüvvet gerekse Ahîlik müessesesinin erkeklere mahsus olduğu üzerinde durulur. Oysa kaynaklara bakıldığında birçok kadının bu müesseseye dâhil olduğu; söz ve davranışlarıyla, hâl ve hareketleriyle katkıda bulunduğu, bu özellikleri dolayısıyla fütüvvet ehli arasında saygıyla anıldıkları görülmektedir.
Fütüvvet konusunda örnek söz ve davranışlarıyla öne çıkan, fütüvvet ehli arasında adı saygıyla geçen birçok kadın bulunduğu tespit edilmiştir. Genellikle fütüvvet teşkilatı mensuplarının genç erkeklerden oluştuğu kabul edilmekle birlikte, bazı Fütüvvetnâmelerde teşkilata kabul şartları arasında “erkek ve bekâr olmak” ifadesi yer alır. Ancak bu tespitler eksik kalmaktadır. Zira fütüvvet teşkilatı içerisinde kadınların konumu, İslam ve tasavvuf tarihindeki genel durumdan farklı değildir.
İslam’ın ilk dönemlerinde kadınların, sonraki asırlara kıyasla daha bağımsız ve saygın bir konumda oldukları kabul edilmektedir. Bu bağlamda Fatıma el-Hânkahiyye, teşkilata mensup kadınlardan biridir. Sülemî onun için “zamanın gençlerinden idi” ifadesini kullanır. Yine Hevre adıyla bilinen Emetü’l-Azîz için “kadınlar içinde vaktinin en iyi fetâsı (fütüvvet mensubu) idi” denilmiştir.
Dönemin ruhunu yansıtan bir ifade ise Aişe bt. Ahmed et-Tavîl el-Merveziyye’ye aittir. Yardımsever bir kadın olan Aişe’ye:
“Falanca senin yardımını kabul etmedi; kadınların yardımını kabul etmekte zillet vardır.” denildiğinde,
“Kul, kulluğuyla övünmek istemiş, fakat saçmaladığını göstermiştir.” cevabını vermiştir.
Fatıma el-Hânkahiyye’nin “Fütüvvet, ayrım gözetmeksizin hizmet etmektir.” sözü ise bu konuda son derece anlamlıdır.
Fütüvvet ehlinin kadınlara bakışı…
Fütüvvet ehli arasında kadınlara karşı tutumuyla takdir edilen kimseler de olmuştur. Kadınların hata ve kusurlarını açığa çıkarmamak, onları mahcup etmemek için gönüllü olarak fedakârlıkta bulunan örnek şahsiyetler vardır. Bunlardan biri Hâtemü’l-Asamm’dır.
“Sağır” lakabını almasına sebep olan olay şu şekilde aktarılır: Bir kadın, Hâtem’e bir mesele sormaya gelir. O sırada kazara bir ses çıkarır ve çok utanır. Hâtem, kadının mahcubiyetini fark ederek, “Yüksek sesle konuş, zira ben ağır işitirim.” der. Kadın, onun gerçekten sağır olduğuna inanır ve gönlü rahatlar. Bu olaydan sonra Hâtem’e “Asamm” (sağır) denilmeye başlanır.
Kadınlara karşı incelikli davranışların bir başka örneği ise Ebu’l-Hasan Harakânî’de görülür. Huysuzluğu ile bilinen eşine sabırla tahammül eden Harakânî, sabrının bereketiyle manevî makamını yükseltmiştir. Rivayete göre; bir derviş, onu görmek için uzak yollardan gelir. Harakânî’nin eşinden ağır sözler işitince hayal kırıklığına uğrar. Ancak şeyhi, ormanda aslana binmiş, elinde yılanı kamçı olarak kullanırken görünce hayretler içinde kalır. Harakânî ise ona şöyle der:
“Ben sabredip bu kadının yükünü çekmeseydim, aslan benim yükümü çeker miydi hiç?”
Sonuç…
Burada kadınların fütüvvet ve Ahîlik konusundaki katkılarına örnekler sunmaya çalıştık. Şüphesiz geçmişte olduğu gibi günümüzde de kahramanlık, cesaret, yardımseverlik ve fedakârlık gibi üstün ahlâkî ve toplumsal niteliklere sahip kadınlarımız vardır. Onların hak ettikleri ölçüde dile getirilmesi, takdir görmesi ve sayılarının artması en büyük temennimizdir.
Ahîce kalınız.
Kadın-erkek yan yana,
Hak için çalışan eller,
Gönül kapısı açık,
Kardeşlikte dirilen diller.
.
Hikmet Kara, dikGAZETE.com