Osmanlı’dan Kıbrıs’a miras kalan görkemli eser: Büyük Han

Osmanlı’dan Kıbrıs’a miras kalan görkemli eser: Büyük Han

OSMANLI'DAN KIBRIS'A MİRAS KALAN GÖRKEMLİ ESER "BÜYÜK HAN"

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) başkenti Lefkoşa'nın kuzey kesiminde bulunan ve Osmanlı döneminde inşa edilen görkemli tarihi bir yapı olan “Büyük Han”, o dönemin mimari özelliklerini taşımaktadır.

Osmanlı Han mimarisinin genel özelliklerini yansıtan Büyük Han iki katlıdır. Sivri kemerli revaklar tarafından desteklenen bu yapı, tüm avluyu çevrelemektedir.

Avlunun ortasında bir köşk ve bir de mescit bulunmaktadır. Osmanlı Hanlarında tipik olarak tek bir giriş kapısı olmasına rağmen, Büyük Han'da iki giriş kapısı vardır.

Selimiye mahallesinde yer alan Büyük Han'ın adresi 85, Asmaaltı Sokak'tır.

Lefkoşa'nın geleneksel ticaret merkezlerinden biri olan ve eskiden “Buğday Pazarı” adıyla bilinen Asmaaltı Meydanı'nın güneybatısındadır.

Han’ın kim tarafından ne zaman yaptırıldığını doğrulayacak bir kitâbe maalesef yoktur.

Osmanlı İmparatorluğu'nun Kıbrıs'ı fethetmesi sonrasında inşa edildiği bilinen Büyük Han, özellikle Alanya’dan gelen tüccarların konaklama yeri olduğundan o dönem “Alanyalılar Hanı” adıyla da bilinmekteydi.

Çoğu kaynakta ise Han’ın 1572'de, Osmanlı yönetimindeki ilk Kıbrıs Beylerbeyi Muzaffer Paşa tarafından başka bir yapının üzerine inşa ettirildiği belirtilmektedir.

1767 yılında Lefkoşa’yı ziyaret eden rahip Giovanni Mariti, Han’ı şu şekilde anlatmıştır:

“Kentin çarşısı geniş olup gıda maddeleri yönünden zengindir, lakin temiz değildir. Bu çarşının ortasında bir han veya çevresinde birçok odalar sıralanan bir avlu bulunmaktadır. Kapısı mermerden olup eski kalıntılardan yapılmıştır.”

Han’ın kullanımı ile ilgili bilgilerin büyük bir bölümü arşiv belgelerine dayanmaktadır.

1878 yılında Kıbrıs'ın Britanya yönetimine geçmesiyle birlikte, hapishane ile Zaptiye yani Polis Merkezi olarak kullanılabilmesi için restore edilmiş ve bu amaçla Evkaf İdaresi ile Sömürge Hükümeti arasında 5.11.1883 tarihli bir sözleşme imzalanmıştır.

Bu dönem, hapishanede yatanlar arasında, hikâyesi dillere destan olan kânun kaçağı Hasan Bulliler de bulunmaktaydı.

1903-1947 yılları arasında özgün maksadına uygun bir Han olarak kullanım gördükten sonra, her odada bir ailenin kalacağı şekilde dar gelirli kesime kiralandığı bilinmektedir.

Han’ın avlusunda bulunan mescitte, hapishane olarak kullanıldığı yıllarda cumaları Mehmed Said Efendi isimli bir vaizin, mahkûmlara vaaz verdiğini biliyoruz.

1927 yılında işlevini yitiren bu mescidin, harabe bir tahıl deposu olarak kullanılmasının hemen ardından restorasyonu için mevcut hükûmetten cevaz talep edildiği yönünde kayıtlarda bilgiler bulunmaktadır.

1 Şubat 2002’de restorasyonu tamamlanan Büyük Han, bu tarihten itibaren içinde çeşitli dükkânların, atölyelerin olduğu, farklı sanatların icra edildiği, konser ve sergilerin düzenlendiği bir sanat merkezi olarak hizmet vermeye başlamıştır.

Günümüzde ise Büyük Han’da geleneksel el işleri, Kıbrıs’a özgü hediyelik eşyaların satıldığı dükkânlar, otantik bir Türk kahvehanesi ve yerel mutfağın seçkin örneklerini sunan bir restoran da bulunmaktadır. 

Geleneksel Kıbrıs el sanatları, bu merkezin en büyük kısmını oluşturmakta olup, kiracıların çoğu üreten Kıbrıslı kadınlardır.

Lefkara işi "kök ayna" yani Türkiye'deki adıyla “taş ayna” gibi geleneksel el sanatları, el dokuma, takı yapımı gibi muhtelif zanaatlar icra edilmekte ve ürünler de satılmaktadır.

.

Hülya Ayhan, dikGAZETE.com

...