- 06-10-2025 07:26
- 569

R.4: Yenicesivrisi [Pion tepe] kuzey-doğu eteği: 17 Eylül 1176 Cuma günü, Saat 14.30 civarı, Bodvin’in [Baudouin] nâçar kaldığı yerde gidiyoruz [RT]. Foto: Halil Korkmaz. 07.07.2012.
SERZENİŞ
[Pion Tepesi: Cybrilcymani: Sivri’l-Semmânî: Yağcı Sivrisi]
Ramsay, “Bizans Asya'sının Şehir ve Piskoposlukları” başlığı altında, 18 sayfada 46 madde inceler. 1. Md. “Tam Bizans manasiyle Asya bence o kadar müphem ve az bilinen bir eyalettir ki, buna ait şehirlerin yerlerini inceden inceye münakaşa edemeyeceğim” der [1960: 117]. Hâlbuki Asia eyaleti, Uluborlu dâhil Kemer Boğazı ile Çarşamba çayı arasıdır.
1. Buna rağmen tarihçi, Ramsay’ı kaynak alır. Md. 19’daki Efes- Ayasluk için Selçuk der; ilim olur. Biz, Ramsay yanılıyor; Timur tarihine göre Afyon-Sincanlı- Başkimse [Baş-kilise], Selçuk-Efes ve Gelendost-Kiremitli Burun önü olmak üzere üç Ayasluk; Selçuk ve Kiremitli Burun önü olmak üzere iki Efes var deriz, ama ilim olmaz.
2. Senirkent-Garip köyünün adı için 1-Kimsesiz, 2-Yakın anlamlarını verirler; ilim olur. Biz, “garip” adı Garp, [Batı] ile ilgilidir deriz, ama ilim olmaz. İbn Hordazbih [820-912] ve İbn Bîbî’den [öl. 1286] deliller getiririz:
İbn Hordazbih, Garip ve civarındaki köyler için “Harab köyler” der. Çoğu kişi bunu Harap, yâni tahrip olmuş köyler olarak anlar. Ben bununla yetinmem, Mısırlı Velid’e sorarım: Hı ile “harap”, Ha ile olursa “muhalif, karşıt” demek; burada Ha ile yazılmış der. Ben, Kemer Boğazı’nın şarkının Asya [Doğu], garbının Avrupa [Batı] olduğunu bildiğim için, Garip köyünün anlamını “Garp” ile ilişkilendirir ve bunu Hocamla paylaşmak isterim; O bana kızar ve “Ramazan Bey, öyle ilim olmaz” der. Bu defa İbn Bîbî’nin, “Isparta, Mağrib diyarı denizi sahillerindedir”; ifadesini gösteririm; Hocam: Ramazan Bey, “Garip konusunda haklı olabilirsin” der; bu defa ilim olur.
3. 25 yıl Emirdağ-Hisarlıkaya’da yanlış Amorion kazısı yapılır, milletin parası toprağa gömülür, ilim olur; ben, Amorion’un Uluborlu olduğunu ispat ederim; ama ilim olmaz.
4. Tüm tarihçiler, Kelainai ve Apameia için Dinar der, yanlış kazı yapar, ilim olur; ben, onların yanılgılarını gösterir ve Kelainai ve Apameia’nın Kemer Boğazı bölgesinde bulunduğunu ispat ederim, ama ilim olmaz.
5. Kurat, Peçenekler diye bir kitap yazar. Lebunyon [Lebounion] harbini, bütün dünya gibi Edirne-Enez’de gösterir; ilim olur; ben tüm dünya ve Kurat’ın yanıldığını; Lebunyon harbinin Eski Eğirdir Gölü’nün kuzey sahilinde yapıldığını ispat ederim. Hatta tarihçinin Tuna, Azak Denizi ve Hazar Denizi civarında arayıp da bulamadığı “kokar gölün [Ozolimne: Uz Gölü], Eski Eğirdir Gölü, “Yüz Tepeler” denilen yerin Senirkent ovası olduğunu ispat ederim; ilim olmaz. Kimse sorgulamaz, ilim olur; ben sorgular ve ispat ederim; ilim olmaz.
6. Çaka Bey ki, gerçek adı belli değildir; onun unvanı, yönettiği bölgeden gelir; doğru unvanı Suka olabilir derim; tarihçi onu, Şam denizine götürür; Kanûnî’nin 23 bin şehit vererek beş ayda fethettiği Rodos’u fethettirir. Osman Beye kuşattırır; ilim olur. Ben, adı geçen Rodos’un, Eğirdir Gölü’ndeki Gülistan adası, İzmir’in ise iki göl arasındaki ırmağın kıyısındaki İzmir [Mirya: Myria: Myrina] ve Apameia olduğunu ispat ederim; ilim olmaz.
7. Biri çıkıp: “akıl var, yakın var”, “Çaka kim, Rodos kim” demez; doçent, profesör, hatta ünlü bir tarihçi olur. Çaka Beyin kardeşi Yalavaç Bey, Yalvaç ovasının beyidir; Yalavaç, onun unvanıdır. Yalav-aç, yalav’dan [alevden] hâsıl, yâni Kekaumenos ve Muhterika adlarında olduğu gibi “yanık” demektir; dese, onunki ilim olmaz.
8. Tarihî coğrafya, yâni yollar, kentlerin yerleri ve Türk-Roma sınırı bilinmeden makale yazılır, tez yazılır, ilim olur. Biz, 20 yıldır yolları, hududu ve tarihimizdeki tevil götürmez onlarca yanlışı açıklarız; ilim olmaz [bk.Har.3].
9. Okuru yormayalım; kısa keselim; “aydın havası” olsun derim; ama Aydın deyince aklıma Tralleis gelir: Biz, Eski Tralleis veya Yeni Truva [Neutroja], Barla kentidir. Eski Truva neresi, hiç düşündünüz mü deriz? Düşünmeye ne gerek var; Schliemann amcaları, Çanakkale demiş ya, yetmez mi, Saksıyı çalıştırmak yazık değil mi?
10. Ramsay, Aydın-Tralleis’ten gayri, Büyük Menderes’i geçtikten sonra Denizli-Alaşehir yolunun sağına bir Tralleis daha yerleştirir. Büyük Menderes ile yolun kesiştiği yerin yanına Tripolis, aynı bölgede yolun soluna bir Nikaia daha yerleştirir [bk. Har.1: Ramsay, 1960: 100-101 arası, Asia, Lydia ve Caria haritası]. Ramsay, ikinci Tralleis ile Tripolis’i [Derebol] ve Nikaia’yı yanlış yerleştirmişti. İlk ikisi Barla, Nikaia ise Senirkent-Uluğbey’di.
11. Pion Tepesi: 27-30 Eylül 2010 Kayseri’deki Milletlerarası Selçuklu Bilgitoyu’nda “Semmâni Sivrisi Zaferi” adlı bir tebliğ sundum; Miryokefalon harbinin Semmâni Sivrisi önünde yapıldığını iddia ettim. İmparator Manuel’in Cybrilcymani, Kinnamos’un Tzibrelitzemani, Osman Turan’ın Sybrize dediği ismi Sivri’l-Semmâni yorumladım. Semmâni = Yağcı idi. Çünkü Selçuklular devrinde Sivas ve Tokat’ta Semmâni hanları vardı [bk.Har.2; R.1-5].
Ramsay, [1960: 117]’de: Efes, Ayasluk, Tzouka ovası, Luka ve Pion Tepesi’nden bahseder: Md.19. Efes'in yanındaki ovaya Tzoukanisterin derlerdi. Şimalindeki dağın Galesion olduğu genellikle kabul edilir; dağda bir manastır vardı. Efes'in içinde, şimaldeki küçük müstakil tepeye Roma devrinde Pion deniyordu. Ashabı Kehf’in uyuduğu mağara Chaos, Celeos, Caelius, Ochlon, Χειλαιον dağında idi. Teofanes s.469: Paul tarikine mensup olanlar Thrakesia vilâyetine girdikleri zaman Ayasluk'a kadar nüfuz etmişler ve kiliseyi atlarına ahır yapmışlardır. Son senelerde St. Luka'nın mezarı diye tanılan yer de, ziyaretgâh olmuş ve panayıra dâhil edilmiştir” der.
Açıklama: Bu Efes, Selçuk değil, Gelendost-Kiremitli Burun önündeki Efes, Tzoukanisterin ovası ise, iki göl arasındaki Menderes’in solunda/şarkında kalan ve Efes’in bulunduğu ovadır. Aziz Jan/John kilisesi de Selçuk’ta değil, Kiremitli Burun önündedir. Pavlusçular, kiliseyi atlarına ahır yapmışlardı. İbn Hordazbih, [1889: 106]’e göre: “Terkasis [Thrakesion], el-Avasi [Kurtlar] sancağında kalesi olan müstahkem Efes kenti ve dört kaleyi kapsar. Efes, Yedi Uyurlar’ın kentidir. Kentin kiliseden çevrilmiş camisinde Mesleme'nin, Romalıların ülkesine muzaffer girişinin anısına yapılmış Arapça bir kitabe vardır”. Yedi Uyurların ini, Gelendost-Yakaköy-Karain’dir [bk.Har.2].
Bu Efes, Aziz Jan/John kilisesi ve Yedi Uyurlar, Selçuk’a götürülmüştü. Hâlbuki Pavlusçular ve Mesleme’nin Selçuk ile hiçbir ilgisi yoktu ve olamazdı. İşte böyle, her şeyi yanlış yaptın mı ilim oluyordu.
Pion Tepesi, Ramsay’nin izahına göre, iki tepeli kale [Yenicesivrisi] idi. Müstakildi ve MÖ 333’de İskender, her yanı dik bayır Kelene Hisarına [Yenicesivrisi] saldırmamıştı (Arrianos, 1945: 66). Miryokefalon harbini veren Ebû’l-Ferec, iki tepeden ötürü buraya Bet-Toman [Beth Thomas] demişti ki, Yunanca karşılığı Didyma’ydı [Sevan Nişanyan]. Pion’un bir anlamı var mı diye, Prof. Fafo Telatar’a sordum: “Pion, kadîm Yunancada yağ saklanan yer veya yağ” dedi ve ister istemez aklıma tekrar, Yağcı Sivrisi [Semmâni Sivrisi], yâni Yenicesivrisi geldi.
Bunu Hocamla paylaşmak isterim: “Pion, satranç oyununda asker denilen taştır, gerçekte yaya askeridir, bir yer adı ve anlamıyla tarih olmaz” diye bize nasihat eder. Dövse yeridir. Küçüklüğümüzde bize, “Hoca’nın vurduğu yerde gül biter” derlerdi. Ne yapalım, bizim de inatçı bir yapımız var.
Afyon Lisesi 6-Fen’de Nuri Özer Hocamız tahtaya, “Cos -A = - Cos A” yazınca itiraz ettim. “Bak, hiçbir şey bilmediğine kanaat getireceğim” dedi. Ben ise direttim. Hoca tahtaya baktı, baktı ve nihayet, “arkadaşınız galiba haklı çocuklar” demişti. Allah rahmet eylesin. Aynı inadı tarih konusunda da sürdürüyorum. Çünkü: Lebunyon kelimesinin, Sevan Nişanyan’ın yardımıyla “aslancık, küçük aslan”, onun da Lebounes adlı Bizans kumandanının Küçük Firikya’daki bölgesi [Barla önü, ova] olduğunu ilk kez ben iddia ettim. Zompos, “kambur, kemer” demekti. Bunu, Gemi Müh. Ö. Faruk İskenderli Sofokles lügatten buldu. Kibotos’un da, sandık ve “kambur, kemer” anlamı vardı. İzmit körfezindeki Kibotos Yalova-Taşköprü; diğer Kibotos ve Zompos ise Kemer Boğazı idi.
Bugüne kadar tarihçi, Menteş ve Menteşe isimlerine bir mânâ veremedi. Menteş adının Türkçe Biñtaş; Menteşe’nin de Menteş-şah, Menteş-şâ ve Menteşe gibi değiştiğini ilk ben iddia ettim. Tarihçi, Monolykos adlı beyimiz için Monoluk, yok efendim Bunlug gibi yanlış yorumlar getirdi. Monolykos, beyin adı değil, unvanı idi, o da Lykos ve Monolykos nehriyle ilgiliydi. Çaka, Yalavaç, Kontagmen [Kundan Bey], hepsi de beylerin unvanlarıydı.
Tarihçi, yıllardır, Amourios, Ales Amorios ve Koterinus’u çözmedi. Amourios için Omur, Umur, Emir; Ales için ise Ali dedi. Koterinus için kafa bile yormadı. Biz, bir bakışta Amourios için Amorion’lu veya Amorion’un sahibi anlamına Hamid Beyin unvanı dedik ve Amorion’un Emirdağ değil, Uluborlu olduğunu ispat ettik. Ales, Ali değil; 1305/1306 yılında Kılıçaslan Geyûmers’in, Konya’da altı oğluyla beraber şehit ettiği Hamid Beyin, katliamdan mucize eseri kurtulan oğlu İlyas idi. Koterinus, Kötürnekli veya Kötürnek bölgesinin beyi anlamına, büyük bir Türk ailesine mensup Ahmet Beyin sıfatıydı [bk. İbn Bîbî, 2014: 545-546].
Tarihçi, Anadolu’daki ilk yedi kiliseyi, Efes, İzmir, Bergama, Filâdelfiya [Alaşehir], Laodikya [Denizli] ve Sart gibi isimlere bakarak yerleştirdi. Hâlbuki Pavlos ve Barnabas buralara hiç gitmediler. Onlar, Asya ili ve Mukaddes Firikya’daki 1- Efes [Gelendost], 2- Laodikya [Eğirdir], 3- Sart [Barla], 4- İzmir [Apameia], 5- Thyateira [Arkadiopolis], 6- Bergama [Gaziri Ad.], 7- Yalvaç’a [Filâdelfiya: Alaşehir] geldiler. Demek: Pion tepesi ile de ilim olurmuş [Har.2].
Buradan, Sivri’l-Semmânî [Cybri’l-Cymani: Sivri’s-Semmâni: Semmânî Sivrisi: Yağcı Sivrisi: Tzibrelitzemani] ve Pion Tepesi’nin Yenicesivrisi olduğu anlaşılmaktadır. Sivri’de bir in vardı ve yağ-peynir saklanıyordu.
Har.1: Nymphaion, Efes [Selçuk], Tralleis [Aydın], Nyssa [Nazilli], Nikaia, Philadelphia [Alaşehir], Tripolis, Tralleis, Laodiceia ve Kolassai, kırmızı yazılar ile işaretlendi. Aslında Nymphaion ile Nikaia aynı yer ve Senirkent-Uluğbey; Tripolis, Barla önü, Tralleis ise Barla idi. Bir Efes, Gelendost-Efes [Apasa: Arzawa]; bir Nyssa da, Barla önündedir. Bir Philadelphia Yalvaç, bir Laodiceia ve Lâdik ise Eğirdir. Eğirdir’in Akrokos, Akroterion, Denizli, Eğridir, Felekâbâd, Felekbâr, Felekiyye, Hierakoriphitis, Klaudiopolis, Claudiolaodiceia gibi adları var. Denizli, denizi olan demektir; Denizli adını, Denizli [Eğirdir] beyi Yinanç, Domuzlu’ya taşımıştı. Bâr [vâr], kale olup, Felekbâr, Felek kalesi demektir.
Sonuç
Üniversite sayısı 209 oldu. Tarihimizin dönüm noktalarından biri olan Miryokefalon harbinin yerine hâlâ bir karar verilemedi. Altta görüldüğü gibi: Yalvaç Kundanlı bölgesi, Çivril Kûfi Boğazı, Afyon-Kızılören, Yalvaç-Karamıkbeli, Uluborlu Popa Boğazı, Konya- Beyşehir Bağırsakdere Boğazı gibi yerleri iddia eden onlara tarihçi ve coğrafyacı doktor, doçent, profesör var. Biz, 27 Ey. 2010’da Kayseri Uluslararası Selçuklu Sempozyumunda Bizans’ın, Hoyran ve Eğirdir Gölleri arasındaki Kemer Boğazı köprüsünden itibaren Türk toprağına girdiğini ve harbin, 15 km’lik yol boyunca yapıldığına dair “Sivri’l-Semmâni Zaferi” adlı bir tebliğ sunduk. 1176’da göl, iki parça idi; iki göl arasında bir ova; bu ovada suları Hoyran’dan Eğirdir’e doğru [kuzeyden güneye] akan bir ırmak ve ırmak üzerinde bir köprü vardı. Zompos, Pontogephyra gibi birçok adı olan köprü, arşivde Yenice Köyü Köprüsü; Kemer Boğazı ise Firigos Boğazı kaydedilmişti. “Göller iki parçaydı ve 1614 yılında birleşti” dedik, ama inanmadıkları gibi, bu konuda araştırma da yapmadılar. Sanki 16 yıldır bir tiyatro oynanıyor. Bir yetkilinin iddia sahiplerini toplayarak, Miryokefalon harbinin yeri işine artık bir nokta koymalıdır. Allah’ın hikmeti göl, 21 Eylül 2025 tarihinde tekrar ikiye ayrıldı [bk.R.5, Eğirdir Gölü ikiye bölünmüştür]. https://www.kureselakdeniz.com/haber-egirdir-golu-ikiye-bolunmustur-34998.html
İddia edilen yerler ve iddiacılar: 1. Yalvaç-Kundanlı bölgesi: W. M. Ramsay, Osman Turan, Ekkehard Eickhoff, Wilhelm Tomaschek [ölü], Behset Karaca, 2. Düzbel ve Kızılören: Feridun Dirimtekin [ölü], Kızılören Belediyesi. 3. Yalvaç-Karamıkbeli: M. Abdülhaluk Çay, Kemal Göde, 4. Çivril-Işıklı ile Sandıklı arası Kûfi Boğazı: Kemal Turfan, Bilge Umar, Salim Koca [ölü], Levent Kayapınar, A. Tayfun Özcan, Muharrem Kesik, Murat Keçiş, Hasan Kara, Tülay Metin, Doç. İbrahim Balık. 5. Kemer Boğazı: Yılmaz Öztuna [ölü], Y. Müh. Ramazan Topraklı, 6. Uluborlu Popa Boğazı: Doç. Abdullah Bakır. 7. Konya- Beyşehir Bağırsak Boğazı: M. Akif Ceylan, Adnan Eskikurt, Ö. Soner Hunkan, Ahmet Çaycı. Açıklama: Öztuna hariç diğerleri profesör.
.
Ramazan Topraklı, dikGAZETE.com
Har.2: Yedi Uyurlar İni [Gelendost-Yaka-Karain], İlk yedi kilise: 1-Efes, 2-Eğirdir, 3-Barla, 4-İzmir [Apameia], 5-Thyateira [Arkadiopolis], 6-Gaziri, 7-Yalvaç.
R.1: Akkeçili köyü Karababa’dan Yenicesivrisi’ne bakış. Foto: Veysel Yoylu.
R.2: Gelendost-Bağıllı köyünden Yenicesivrisi’ne bakış. Foto: İsmail Esen.
R.3: Gelendost-Kiremitli Burun önündeki Efes’in [Apasa: Arzava] bulunduğu yerden Pion tepesine [Yenicesivrisi] bakış. Foto: İsmail Esen. Soldaki tepe Keçi Sivrisi [Küçük Sivri] 1186, sağdaki Büyük Sivri 1304, arkadaki Çirişli Dağı 1884 rakımındadır. Sivri’de bir in vardır. Resimler yakınlaştırılarak çekilmiştir.
R.4: Yenicesivrisi [Pion tepe] kuzey-doğu eteği: 17 Eylül 1176 Cuma günü, Saat 14.30 civarı, Bodvin’in [Baudouin] nâçar kaldığı yerde gidiyoruz [RT].
Foto: Halil Korkmaz. 07.07.2012.
Har.3: 1176 Selçuklu- Roma [Bizans] sınırı, Kıral Yolu [via regia], diğer bazı yollar ve Harp yeri hakkındaki 10 farklı görüş görülmektedir. 1. Homa-Düzbel, 2. Yalvaç-Kundanlı Bölgesi, 3-10. Eğirdir Gölü’nün az kuzeyi: Kemer Boğazı, 4. Karamıkbeli [Kermeşkîbeli], 5. Gelendost ovası, 6. Kûfi Boğazı 7. Popa Boğazı, 8. Devrent Çam geçidi, 9. Bağırsakdere Boğazı.
R.5: Eğirdir Gölü, 21 Eylül 2025’de Hoyran [sol] ve Eğirdir [sağ] olmak üzere tekrar ikiye ayrıldı. Karşıda Galesion, Sigriane, Athos, Killene, Dindymon ve Troad gibi birçok adı kaydedilen Çirişli Dağı görülüyor. Sağdaki tepe ise, Kelainai hisarı, Cybrilcymani, Tzybritzi, Sybrize, Sivrisi [Sivrice], Didymai, Bet-Toman ve Pion Tepe gibi adları kaydedilen iki tepeli [1186 Keçi Sivrisi, 1304 Büyük Sivri] Yenicesivrisi’dir.