- 07-08-2022 19:16
- 2374
MOSKOVA
Bilindiği gibi son günlerde dünya gündemindeki yoğunluk başka bölgelerden gelen yeni gerilimlerle artmaya devam ediyor.
Bu nedenle Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, Rusya’nın Soçi kentine ikili görüşme yapmak için davet etti.
Erdoğan, artan dünya gündeminde Putin’in davetini hemen kabul etti. Bu davetin kabul edilmesindeki en önemli unsur Türkiye ve Rusya arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerdi.
Her iki ülke, son dönemlerde birbirine çok fazla ihtiyaç duyuyor. Özellikle batılı ülkelerin uluslararası hukuka uygunsuz bir şekilde Rusya’ya çeşitli ambargolar koyması elbette Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin boyutunu önemli kılıyor.
Görüşme öncesi hemen Türk gazeteciler olarak akredite edildik ve İstanbul’dan Soçi’ye hareket ettik. Görüşmede ne gibi sonuçların çıkacağını çok çok merak ederken görüşmeden bir önceki gün Soçi’de çeşitli sorunlarla karşılaştık.
Öncelikle Rusya’ya uçak biletlerini almak oldukça zordu. Çünkü Türkiye, Amerikan bankacılık sistemlerinin altyapısını kullanıyordu. Biz de “VISA” ve “Master Card” sistemlerini kullandığımızdan Rusya’ya uçak bileti alamadık. Ancak Rusya merkezli turizm acenteleri üzerinden bu sorunu çözdük.
Türkiye’den yaptığımız otel rezervasyonlarını ve ödemelerini Soçi’deki oteller göremedi. Bu nedenle dolar veya ruble üzerinden otel odaları kiralayabildik.
Genel olarak Soçi’ye baktığımızda insanlar, Ukrayna’daki çatışmalardan çok etkilenmemiş gibiydi. Örneğin insanlar gayet normal yaşantılarına devam ediyor; sanki Ukrayna’da Kiev rejimi ile Rus ordusu arasında bir çatışma yokmuş gibi davranıyordu.
Doğal olarak Moskova’nın kendi toplumuna uluslararası ambargoları hissettirmediği çok açıktı.
Ülkede panik hali neredeyse hiç yoktu.
Telefon hattı almak için bir ofise gittiğimizde “VISA” ve “Master Card” ödeme sistemleri ile ödeme yapılıp yapılmadığını sorduğumuzda burada çalışan bir kişi, ödeme yapılabileceğini söyledi. Biz “kart” ile ödeme yapmak istediğimizde tabii ki banka ödemeyi reddetti.
Biz burada çalışan arkadaşa Amerikan ambargosu olduğunu ve Rusya’da “VISA” ve “Master Card” sistemleri ile ödeme yapamadığımızı anlattık. Birkaç yerde daha denediğimizde asla ödemelerimizi de gerçekleştiremedik.
Rusya, Ukrayna’daki operasyonlardan sonra oldukça dersine iyi çalışmış. İnsanlar kolayca hayatlarını sürdürebiliyordu. Bu tabii ki Rusya’nın “MIR” sisteminin başarısıydı.
Erdoğan ve Putin arasındaki görüşmede her 2 ülkenin heyetleri de bulunuyordu.
Heyetler, turizm ve ticaret alanında 2 ülke arasında ödemelerin kolaylaştırılması üzerine bankacılık sistemlerinin geliştirilmesi konusunda mutabık kaldı.
Kısa süre içerisinde Türkiye ve Rusya’da ortak bankacılık sistemleri üzerinden kolay para transferleri gerçekleşebilecek.
Örneğin bir Rus turist, Türkiye’de kolaylıkla kendi banka kartıyla alışveriş yapabilecek veya bir Türk, Rusya’da tüm ödemelerini gerçekleştirebilecek.
Bu görüşmede, bu sorunun çözülmesi üzerine atılan adımdan her 2 ülke de kazançlı çıkacak.
Görüşmeden çıkan bir başka kritik sonuç; Türkiye’ye Rusya tarafından sevk edilen doğalgazın ödemeleri konusuydu.
Bilindiği gibi Rusya, Donbass harekatının hemen ardından dost olmayan ülkelere doğalgaz satışının Rus para birimi olan Ruble ile gerçekleşeceğini duyurmuştu.
Soçi’deki zirvede Türkiye, Rus gazının ödemelerinin kısmi olarak ruble ile yapılmasını kabul etti.
Kendi para biriminin değerini korumaya çalışan Rusya, burada istediğini aldı. Ancak önceki anlaşmalara göre Rusya ile Türkiye arasında yapılan ticari ödemelerin Türk Lirası ve Ruble ile ödenmesi için de bir anlaşma vardı.
Haliyle Türk Lirası’nın da korunması anlamında zaten mevcutta bir anlaşma var. Her 2 ülke de kendi para birimleriyle ticaret yapma amacını Soçi’deki görüşmelerde de sürdürdü.
Suriye’nin kuzeyinde PKK – PYD terör örgütlerinin Türkiye’yi rahatsız edecek boyutta faaliyetlerini arttırması son dönemlerde Türkiye’nin tepkisini çekmiş, Türkiye bu bölgede askeri operasyonların yapılması yönünde istediğini duyuruyordu.
Daha önce İran’ın karşı çıktığı bu operasyonlara Rusya da karşı çıkmayı sürdürdü. Böyle bir operasyonun bölgede istikrarsızlığa yol açacağı mesajı Rusya tarafından doğrudan Türkiye’ye iletildi.
Mersin’de inşası süren Akkuyu Nükleer Santrali’nin son durumu hakkında da bir görüşme oldu. Buradaki çalışmaların arttırılması ve ülkelerin daha fazla inisiyatif alması yönünde konuşmalar yapıldı. Elbette şirketlerin buradaki çalışmaları da masaya yatırıldı.
Erdoğan ve Putin arasında 4 saat süren görüşmede, ortak bildiri yayınlandı.
Akkuyu Nükleer Santrali’ndeki çalışmaların yoğunlaştırılması ve aksaklıkların giderilmesi yönünde ortak bir mesaj verildi.
Suriye konusunda ise Rusya’nın talepleri yerini buldu.
Suriye’nin egemenlik haklarına vurgu yapıldı.
Türkiye’nin rahatsızlığını dile getirdiği Suriye’nin kuzeyindeki bölgede terör örgütlerine karşı net bir mesaj verilerek bu gibi yapılara gözdağı verildi.
Sonuç olarak kısa vadede Türkiye, bu bölgede bir operasyon gerçekleştirmese bile bölgedeki riskleri ortak metinde Rusya’ya kabul ettirdi.
Dolayısıyla Türkiye, bundan sonra bu bölgede yapacağı herhangi bir askeri operasyonunu meşrulaştırma yolunda önemli bir adım attı.
“Görüşmeden kim ne kazandı?” sorusunun yanıtı da ortak metinde gizli.
Rusya ve Türkiye tüm alanlarda kazanan oldu.
Ülkeler kendi para birimlerini güçlendirme yolunda birer adım daha attı, ülkeler arası para transferlerinde yaşanan krizlerin aşılması için fiili girişimlerin başlatılması kararı alındı, Rusya, Türkiye’nin, Suriye’nin kuzeyinde yapacağı olası bir askeri operasyonun önüne geçti Türkiye ise her an böyle bir operasyona hazır olduğunu ilan etti.
Sonuç olarak; Soçi’deki Erdoğan ve Putin görüşmesinin kazananı hem Rusya hem de Türkiye oldu.