Bu yazıyı okuyabiliyor isen; DÜŞÜNÜYORSUN! demektir…

Ülkemiz son yarım asır içerisinde ‘sorgulamayan-kolaycı-şartlanmaya bağımlı’ bir toplum merkezi haline geldi. 

Hal böyle olunca yetişen nesil ise ‘Ben Kimim?’ sorusunu kendine sormaz oldu.

Ülkelerin kalitesi, o ülkede yaşayan insanların bilgi seviyesinin oranıyla alakalıdır. Bilimsel bütün araştırmaların azınlıkta kalan bölümü bu tespiti teyit eder. ‘Azınlıkta’ diyorum çünkü günümüzde bilim dediğimiz camianın çoğu ‘bağımlı - tüketici - sorgulamayan’ toplum inşasını kemikleştirmek için var gücüyle çalışma yürütmekte.

Etrafımıza ve sosyal çevremize göz gezdirdiğimiz vakit, akademisyenin; egosuna, işverenin; parasına, makam ve mevki meraklılarının; siyaset alanında attıkları taklalara şahitlik etmek ve güncel-olağan insan yaşam tarzı haline geldiğini izlemek hiç de zor değildir.

Medya dediğimiz zihin şartlanması mekanizması ise; belli saat aralıklarında şartlayacakları işgal ettikleri zihinlere; kaos, şiddet, ölüm, bilumum adli vakaların sıradan sayılması için rekabet halindeler…

Bunun nedeni; sevginin, bilginin, mutluluğun, kitabın ‘reyting’ yapmaması…

Bir de toplumun vicdanının esir edilmesi, böylelikle şahısların ruhi yapılarına tesir edilmesi hali vardır. Bu tesir edecek etken mekanizma ise; ‘DİN’ dir. İnsanların inançlarını kullanarak, ilk önce vicdanlarına ve daha sonra vicdanı baskı aracı olarak kullanarak cisimlerine hükmederek; şartlanmış büyük bir kitle elde etmek mümkün. Bunu tarihin hangi sayfasını, gözümüz kapalı dahi yoklarsak yoklayalım göreceğiz.

Bu genel durumları sorgulayarak kendisine olumsuz olarak gören bireyin reçetesi nedir?

‘Okumak!’

‘Kitap Okumak!’

Kitaplar insan zihninde bağımlı ve şartlı birey olma yollarını tıkayarak; düşünme, sorgulama, insan olduğunu anlama ve bağımsız bireyler olma sinirlerini tetikleyecek farkındalık yaratan şifa kaynaklarıdır.

Kitlesi okumayan ülkeler ve milletleri, kaos, terör, yanılgılar ile beynini kullanmayan atanan bireyler, atanan bireylerin kiraya verdikleri kendi zihinlerine, istedikleri şekilde hükmeden; okumuş farklı milletlerin ve devletlerin zihinleri etki eder. 

Etki eden bu aklın amacı, kendilerine ve gelecek nesillerine tüketici ve daim itaat eden hizmetçilerin çok olması teminidir.

Dünyada en pahalı etken; ‘Bilgi’dir.

Bilgi ise çok zahmetli elde edilir…

Zahmetli işin adı ‘OKUMAK’TIR!…(!)

Bol zahmetli vakitler dileği ile..

Saygılarımla.

.

Emrah Bekçi, dikGAZETE.com

-Araştırmacı / Yazar / Yönetmen-