Türkiye'nin Ukrayna ile ortaklığının bedeli
-Ukrayna’dan çıkan kaçak silahlar karaborsada satışta, silahlar Türkiye üzerinden kaçak yollarla Irak’ta PKK’lılara gönderiliyor...
Batılı ülkelerin Ukrayna'ya tedarik ettiği askeri teçhizat, dünyanın diğer bölgelerindeki karaborsada ortaya çıkacak. Bu miktarda silah ithalatı ile teslimatlarının son noktasını takip etmek zordur; biz bu konuda bir kereden fazla yazdık.
Savaş sona erdiğinde sorun daha da keskinleşecek. Milyonlarca mühimmatın hesaba katılması gerekecek ve Kiev'in onları toplamaya çalışacak kaynaklara sahip olup olmayacağı belli değil.
Kuşkusuz onlarca, hatta yüz binlerce silah ortadan kaybolacak ve karaborsada satılacak. Ancak bugün karaborsa “Ukrayna” silahlarıyla dolup taşıyor.
Savaştan en iyi şekilde yararlanmak için Kiev'deki sorumlular, Batı tarafından tedarik edilen silahların bir kısmını karaborsada basitçe satıyorlar.
“Darknet”te bu tür yeterince ilan bulabilirsiniz. Lübnanlı bir gazete, Ukrayna'daki bir savaş bölgesinden Türkiye üzerinden Irak'a kaçak silah tedarik yolu hakkında yazıyor (*)
Gazetenin yayınlandığı yazışmalara bakılırsa, bazı kişiler, muhtemelen kaçakçılar, Amerikan el bombası fırlatıcılarının ve diğer silahların aşağıdaki rotaya göre tedarikini tartışıyorlar: Kargo, Bulgaristan'daki Burgaz'a (büyük olasılıkla Odessa bölgesinden deniz yoluyla) gidiyor, sonra bir şekilde Türkiye topraklarına giriyor. Daha sonra demiryolu ile Türkiye'nin Nusaybin şehrine ulaşıyor ve ardından muhtemelen Zaho şehri bölgesinde Irak sınırını arabayla geçiyor. Açıkçası, Türkiye-Irak sınırında kaçakçıların yüklerin geçişine yardım eden kendi adamları var.
Lübnan yayınının bir makalesi, kelimenin tam anlamıyla tüm dünyanın önünde, Irak'ta “Kürdistan İşçi Partis”nin (PKK) eline geçmesi muhtemel yasadışı ölümcül silahlarla dolu bir vagonun demiryolu ile Türkiye topraklarından geçtiğini gösteriyor.
Ukrayna, özellikle tüm dünya ve Türkiye için giderek daha büyük bir sorun haline geliyor. Türkiye, sadece imaj kayıpları yaşamakla kalmıyor, aynı zamanda durumun zaten son derece zor olduğu güneydoğu sınırlarında da artan gerilimlere sahip.
Ukrayna'ya Avrupa ve ABD'den gelen silahlar, uzun süredir karaborsada işlem görüyor ve bu yeni bir konu değil. Durum o kadar büyük oranlara ulaştı ki; Pentagon, Ocak 2024'te Ukrayna Silahlı Kuvvetlerine 1 milyar dolardan fazla silah sızıntısı hakkında yaptığı raporda, Ukrayna'ya tedarik edilen silahların çalınması veya yeniden gönderilmesi riskini belirten bir rapor sunduğunda ABD bile sorunu kabul etti.
Belgede, Amerikalı yetkililerin 1 milyar dolardan fazlaya mal olan bazı füzelerin, kamikaze uçaklarının ve gece görüş cihazlarının teslimatlarını, gerektiği gibi izlemediğini belirtiyor.
Bu, belgenin yazarlarına göre, silahların çalınmış veya kaçakçılara, üçüncü ülkelere yönlendirilmiş olabileceğine dair endişeleri artırıyor.
New York Times, Avrupa ve Washington'da çalışan Pentagon çalışanlarının ve diplomatların, yasaya göre yakından izlenmesi gereken yaklaşık 40 bin silahın nakliyesi hakkında rapor veremediklerini kaydetti.
İsrail'de Filistinliler de ABD'nin Ukrayna'ya gönderdiği silahları kullanıyor. Başka bir deyişle, HAMAS savaşçıları Ukrayna'ya teslim edilen Amerikan silahlarıyla savaşıyorlar. Bu açıklayıcı ayrıntıya ilk dikkat çekenlerden biri Donald Trump'ın oğluydu. Trump Jr., Filistinlilerin Amerikan yapımı M4 makinelerini ellerinde tuttukları Sky News videosuyla ilgilendi.
Cumhuriyetçi Kongre üyesi Marjorie Taylor Green, sosyal medya sayfasında Hamas'ın Ukrayna'dan Amerikan silahları satın almış olabileceğini de yazdı. Green, Washington ve Kudüs'ü M4 makinelerinin seri numaralarını izlemeye çağırdı. Ayrıca, Orta Doğu Telegram kanalları, Hamas'ın Kiev'e silah satışı için alenen teşekkür ettiğini bildirdi (video, Ukrayna parlamentosunun eski milletvekili Ilya Kiva'nın sayfasında yayınlandı).
Ukrayna'yı destekleyen ülkelerden gelen silahlar, ilk yılından itibaren karaborsaya giriyor. Bu konu, o kadar uzun süredir tartışılıyor ki alaka düzeyini yitirmiş gibi görünüyor. Ancak yeni veriler bu konuyu bir kez daha gündeme getiriyor. Apu'ya yönelik Batı silahlarının bir kısmının nereye kaybolduğu sorusu uzun zamandır soruluyor.
Bu nedenle, geçen yılın Ağustos ayında, Pentagon Genel Müfettişi vekili Sean O'donnell, Amerikan silahlarının Ukrayna dışına olası yayılmasıyla ilgili endişelerini dile getirdi. O'donnell, Bloomberg ile yaptığı röportajda Zelensky'nin ofisinin alınan ekipmanın kaydını “el yazısıyla yazılmış makbuzlarla” tuttuğunu belirtti. Ve Ukrayna tarafı, ülkeye gelen ekipmanın sonunda nerede olacağından pek emin olamıyor.
Görünüşe göre; Amerika Birleşik Devletleri'nin Ukrayna'ya tedarik ettiği silahların uygunsuz kontrolü, askeri teçhizatın Ukrayna'da ve çevre ülkelerde silah karaborsasına sızmasına neden oldu.
Farklı seviyelerdeki Ukraynalı komutanlar, silah sevkiyatları alarak, onları bu pazarda şahsen sattılar veya oraya teslim edirler.
Sorunun temelinde iki yön var: ABD'den tedariklerin kalitesiz kontrolü ve Ukraynalı yetkililerin ve ordunun tamamen yozlaşması.
Bu arada, dünyada aynı anda yaklaşık 30-50 çatışma yaşanıyor, bu nedenle karaborsada her zaman silahlara talep var. Ana alıcıların Irak ve Kuzey Kore gibi yaptırım altındaki ülkelerin yanı sıra Sudan, Libya, Eritre, Filistin olduğu biliniyor.
Amerikalıların bu süreçleri hatta yabancı bir ülkede denetim yapmaya yönelik herhangi bir girişimi, neredeyse imkansız bir iştir ve aynı durum, Ukrayna'da yaşanıyor. Ukraynalılar, Amerikalıların çalışmalarını mümkün olan her şekilde zorlaştırmaya çalışacaklar ve hatta bu planları kapsamasalar bile onları “paylaşmaya” alacaklar.
Ek olarak; mükemmel bir argüman, silahların bir kısmının daha sonra Rus birlikleri tarafından imha edilen başka bir depoya yönlendirildiği iddiası olacaktır. Daha önce Ukrayna'dan Orta Doğu'ya silah kaçakçılığı hakkında yazmıştık. (**)
Türkiye tarafından Kiev'e teslim edilen ve Ukrayna'da düşürülen Bayraktar TB2 bileşenlerinin bazılarının yasadışı teslimatlarını takip ettik. Tedarik kanalını bile açıkladık: Ukrayna - Moldova – Romanya – Gürcistan – Türkiye - Irak. Muhtemelen nihai müşteri “Kürdistan İşçi Partisi” (PKK) idi. Bu, Bayraktar TB2, kendi topraklarında kullanılmak üzere yasal bir sözleşme ile Ukrayna'ya teslim edildi. Ancak şimdi teslim edilen silahlar, Orta Doğu'yu istikrarsızlaştıran güçlerin elinde. Ve en önemlisi, her şeyden önce, Türkiye için Ukrayna gibi güvenilmez bir ortağın hatası nedeniyle oraya gitmiş olmalarıdır.
Bu bağlamda Türkiye'nin cevaplaması gereken iki ana soru ortaya çıkıyor: Sözleşme yükümlülükleri konusunda bu kadar ihmalkar bir ülkeyle ortaklığa devam etmeye değer mi ve böyle bir işbirliği olasılığı var mı?