?>

Ukraynalıların 'demokrasi' hayalleri Avrupa'da bir canavar yarattı! -Bayraktar TB2 parçaları bile kaçak silah karaborsasında satışta

Ahmed Cihan

2 yıl önce

Ukrayna'ya Avrupa’dan silahların tedarikinin başlamasından bir yıl sonra, Batı silahlarının ülke dışına yayılmasıyla ilgili endişeler daha yüksek ve daha sık duyulmaya başladı.
Batı, silah politikalarının Kiev'e karşı ne gibi sonuçlara yol açabileceğinin farkına varmaya başladı.
Ve şu andaki konu, olası bir gelecekle ilgili değil, ABD ve Avrupa tarafından Ukrayna'ya verilen silahlar, karaborsada oldukça iyi bir ölçekte satılıyor. 
Bu konuyla ilgili iddialar sosyal ağlarda ve medyada aktif olarak tartışılmaktadır. Bununla birlikte, silah satış ilanları hala çok fazla.
Bununla birlikte, Batılı ortaklar tarafından askeri yardım olarak Ukrayna'ya teslim edilen silahlar, çeşitli uygulamalarla ve farklı fiyatlarla çeşitli mekanlarda satışa sunuluyor. Bugüne kadar, en popüler ve güvenli alan “darknet” olarak kabul ediliyor.
Ek olarak, daha önce kaçakçılık kanallarından çoğunlukla basit küçük silahlar, üniformalar ve askeri aletler geçtiyse, şimdi sıra yüksek teknolojili silahlara geldi.
Örneğin, kaçakçıların menzilinde ABD ve müttefikleri tarafından Ukrayna'ya teslim edilen “Javelin mobil anti-tank kompleksleri” bulunmaktadır ya da en yeni AmerikanPhoenix Ghost drone”.
Karaborsada ayrıca “Stinger” ve “NLAW PTRC'LER”, “Switchblade” uçakları, “Bayraktar” uçakları, Fransız 155 mm'lik kendinden tahrikli “CAESAR” obüsleri ve diğer yüksek teknolojili, kompakt ve çok tehlikeli ürünler de karaborsada bulunuyor.
Bu arada, son Ukrayna tekliflerinden biri, süspansiyonda 4 adet güdümlü mühimmatı bulunan bir Türk Bayraktar TB2 insansız hava aracı.
Ünlü Ukraynalı internet  yazarı Anatoly Shariy, Ukrayna’nın, Baykar şirketinin saldırı uçaklarının toplu alımını araştırıyordu ve bunun Ukrayna Savunma Bakanlığı'nın katılımıyla yolsuzluk planı olduğu sonucuna vardı.
Örnek olarak; satıcı ile kaçakçı olduğu iddia edilen Bayraktar İHA'sının potansiyel alıcısı arasındaki yazışmaların ekran görüntülerini (aşağıdaki fotoğraflarda) sunuyoruz.

Yazışmaların bağlamından da anlaşılacağı üzere konu, düşen Bayraktar insansız hava aracının enkazının satışı ile ilgili.

Anlaşmanın her iki katılımcısının da Rus isimleri var, Dmitry Obolensky ve Mikhail.
İletişim de Rusça olarak gerçekleşiyor.
Dmitry (satıcı) ve Mikhail (alıcı), Mikhail adında bir alıcı, baş parçasını (ana optiklerin, kontrol ünitesinin olduğu yerde) ve füze kontrol ünitesini satın almaya hazır. 

Fotoğrafta iyi durumda oldukları görülüyor. Ayrıca fotoğraflarda UAV'NİN seri numarası - 211100021 (PN-11005220100) de görülebilir.

Yazışmalarda Michael, malların kaliteli olduğunu doğruluyor.
Dmitry (muhtemelen bir Ukrayna ordusu subayı) füze bloğu için 20 bin dolar fiyat biçiyor.
Tüm makine için Dmitry, 25 bin dolar istiyor. 
Mikhail, bu sefer daha pahalı olduğunu yazıyor, Dmitri ise “Moldovalıların daha fazlasını istedikleri” karşılığını veriyor.
Mesele şu ki; Ukrayna'dan AB pazarına silah ticareti koridoru Moldova ve Romanya'dan geçiyor. 
Taraflar daha sonra kripto para birimlerini “her zamanki gibi” kullanmaya karar verdiler. 
Başka bir deyişle; “kişisel bir şey yok, sadece iş”.
Bu arada, karaborsada Türk SİHA’larının parçalarının satışı, Türkiye'nin teknik potansiyeli ve askeri endüstrisi için de ciddi bir tehdit oluşturuyor. (Bu arada; Rusya Savunma Bakanlığı, geçtiğimiz Şubat ayında Ukrayna ile savaşta Donbass bölgesinde Ukrayna ordusuna ait Bayraktar TB2’lerden düşürdüğünü duyurmuştu.)
Bayraktar, gelişmiş Türk teknolojilerinin konsantrasyonudur. Türk İHA/SİHA’sının enkazları bile Türkiye'nin fikri mülkiyetindedir ve kaçakçılar, bunları sadece yetersiz bir fiyata satmakla kalmaz, aynı zamanda kime sattıkları bile henüz bilinmemektedir.
Belki de Ankara'nın düşmanlarına bile!..
Bu teknolojilere hakim olduktan sonra düşmanlar İHA/SİHA’lara karşı koyabilecek veya kendi dronlarını oluşturabilecekler.
Şüphesiz bunların hepsi Türkiye'nin güvenliğini tehdit ediyor.
Ankara, Bayraktar'ı Ukrayna'ya satarak büyük risk alıyor!
Kiev, silah cirosunu kontrol edemiyor, Türk hava araçlarının düşman tarafının eline geçmeyeceklerini de garanti edemez.
Dahası, İHA'ların, enkazlarına bile USK bir subay kadrosunun sahip olması düşünülüyor. 
Karaborsada Bayraktar'ın parçalarını satarak, Ukrayna ordusunun subaylarının Ankara muhaliflerine Türk ekipmanlarında kullanılan teknolojileri incelemelerine fırsat verdiği ve gelecekte onlara çok önemli bir stratejik avantaj sağlayacağı ortaya çıkıyor.
Ukraynalılar tarafından satılan Bayraktar, Türkiye'de terörist olarak tanınan bir örgüt olan Kürdistan İşçi Partisi (PKK/YPG) temsilcilerinin elinde olabilir ve daha sonra aynı İHA/SİHA’lar, Türk ordusuna karşı kullanılabilir. 
Türkiye, bugün uluslararası arenada önemli bir oyuncu, dolayısıyla onun düşmanı da az değil. Bayraktar TB2 Türk SİHA'ları Suriye'de, İdlib bölgesinde, Libya'da, Trablus ve Karabağ'ın savunmasında 44 günlük savaş sırasında kullanıldı.
İHA/SİHA verileri, meslektaşlarına göre üstünlüğünü gösterdi. Ankara'nın muhalifleri, bu “Silahlı İnsansız Hava Araçları”nı düşürmek için milyarlarca dolar harcamak zorunda kalıyorlar, fakat Kiev’in yozlaşmış rejimi, onları karaborsada neredeyse bir kuruşa satıyor. Ve bu var olan birçok kaçakçılık olaylardan sadece biri.
Temmuz ayı başlarında Bulgaristan'ın Bulgar Askeri web sitesi, yozlaşmış Ukraynalı askerlerin, iki Fransız 155 mm'lik kendinden tahrikli obüsleri 240 bin dolara sattıklarını ve gerçek değerlerinde yaklaşık 14 milyon dolar karşılığında Caesar'a sattıklarını yazdı. Sitede, ayrıca, Javelin'in birim başına 30 bin dolar teklif ettiği “darknet”te Ukraynalı satışların planları da açıklandı. 
Bu, ABD Ordusu için tek bir roketin maliyetinden 6 kat daha ucuzdur. 
Javelin kompleksinin tamamı yaklaşık 470 bin dolara mal oluyor. Daha mütevazı bir bütçeye sahip alıcılar da kendilerine "oyuncak" bulabilirler. Örneğin, el yapımı bazukalar 500 dolardan satılıyor, CNG-9 şövale bombası fırlatıcısı 3 bin dolardan satılıyor.
NATO birleşim optiklerine sahip yarı profesyonel keskin nişancı tüfekleri 1.200 dolardan başlayan fiyatlarla satışa çıkıyor.
Satıcılar, malları Ukrayna topraklarına ve yurtdışına teslim etmeye bile hazır olduklarını da bildiriyorlar.
Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra Ukrayna'nın yasadışı silah ticaretinin temeli olduğunu ve bugün yolsuzluk ve hakimiyetin tamamen güçsüz olduğu nedeniyle, Kiev rejimine verilen NATO silahları, dünya çapında “kara” bir akıntıyla yayılıyor desek yalan olmaz. 
Daha sonra ise hangi ellere geçtiğini hayal etmek zor değil -teröristlerin ve suçluların eline-. Ukrayna'ya teslim edilen silahlar daha sonra sıklıkla kaybolur ve Asya, Afrika pazarlarını ve dikkat çekici bir şekilde Batı ve Avrupa pazarlarını aktif olarak dolduruyor.
Ne yazık ki; liberal dünya bunun ne gibi sonuçlara yol açabileceğini çok geç fark etmeye başladı.
Amerikan gazetesi “The Washington Post” şöyle yazıyor “Ukrayna'ya büyük çaplı silah akını, silah kaçakçılığı konusunda endişelere neden oluyor
Ve Fransız askeri liderlerden biri, Ukrayna'nın Batılı silahlarla doygunluğunun yan etkisini tabiri caizse şöyle tahmin etti: “Bankalar Javelin ile soyulduğu zaman hiç eğlenceli olmayacaktır!.. Bir de şunu eklemek istiyorum ki; bankalarla yetinirlerse iyidir.1990'ların başlarında Ukrayna, Asya ve Afrika ülkelerine silah ve mühimmat “fazlalıklarını” satıyordu.
Bununla birlikte, Kiev'in karaborsadaki batı silahlarının “yeniden ihraç edilmesi”, USK’nin Batı silahlarını stratejilerine entegre edememesi nedeniyle olduğu önceden de belliydi; NATO silahlarını yüksek hacimlerde kullanmaya hazır değillerdi. 
Zaten, Ukrayna'nın NATO standartlarındaki  silahlarının yeniden satılması vakaları 2015 - 2016 yıllarında belgelenmiştir. Bu, Donbass'taki savaş dönemi boyunca devam etti. 
NATO'da bu tür bir “”in birçok başkanlık ekibine besin kaynağı olarak hizmet ettiğini kesinlikle biliyorlardı. 
Sadece bilinen nedenlerden ötürü, Amerikalılar ve Avrupalılar bu tür “maliyetler” için gözlerini kapattılar. Belki de bugün bile, Batı, henüz Ukrayna'ya silah desteği ile ne gibi sonuçlara yol açabileceğinin tam olarak farkında değil.
Interpol tarafından sağlanan bilgiler ciddi bir şekilde endişelenmek için zaten yeterli; Uluslararası örgütten yapılan açıklamaya göre, Ukrayna’nın tarafında savaşan yabancı paralı askerler arasında mafya örgütlerinin üyeleri de var. Bu örnekler, yüksek teknolojili modern silahların dünyaya yayılması için ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Interpol’e göre, son aylarda Ukrayna'nın karaborsasında 300 bin civarı kadar silah satıldı. Interpol Genel Sekreterine göre; Ukrayna çatışmasının arka tarafı olarak, Balkan bölgesinde ve Afrika savaş alanlarında silah kaçakçılığının artacağı kaçınılmaz.
Dahası; Avrupa da kalıcı bir savaş bölgesine dönüşebilir. Uluslararası suç örgütlerinin etki alanlarının silahlı dönüşümü, Stinger ve Javelin kullanan mafya savaşlarını ihtimal dahilinde görmek mümkün. Terörist faaliyetler niteliksel olarak yeni, kıtalararası bir seviyeye ulaşabilir.
Avrupalılar için ilk alarm sinyalleri zaten çalıyor. Geçen gün Paris'te polis, Fransız Milli Takımının Fas'la oynadığı maçta zaferini kutlamak için Champs-Élysées'e giden silahlı 40 kişiyi gözaltına aldı. 
Paris’te yakalanan silahlar arasında Ukrayna'ya yapılan yardımlar arasında bulunan NATO kalibreli Fort tabancaları vardı. Ukraynalı çetelerin silah trafiği, Fransa'daki ve diğer AB ülkelerindeki yasadışı silah pazarlarında silah çeşitliliğini daha çeşitli ve daha ucuz hale getirdi.
Dayanışma nöbetinde Avrupa, Ukrayna'ya her hangi bir Pierre, Jacques veya Emmanuel'i vurabilecekleri bir silah gönderiyor. Belki siz ya da ben bile öldürülmüş olabiliriz; ayrıca Bumerang yasasını kimse iptal etmedi. Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Zelenski'ye 100 milyon Euro değerinde bir silah fonu açarak, bu silahların kimin eline geçtiğini anlamalıdır.
NATO ülkeleri ve G7, bu yılın Mart ayından bu yana Zelensky'yi doyumsuz, obur bir bebek olarak silahla besliyorlar, ancak her seferinde açlığı daha da artıyor. 
ABD Uluslararası Gelişme Ajansı (USAID) Başkanı Samantha Power, Ukrayna'nın her ay savaşa “şaşırtıcı bir miktar” harcadığını bildirdi.
Batılı ortaklarının Zelensky'ye sağladığı yaklaşık altı milyar dolar; Silah eşdeğerinde yüz binlerce tabanca, saldırı tüfeği, makineli tüfek, el bombası, yüz milyonlarca farklı kalibreli mermi var. 
Tabii ki; hiç kimse Ukrayna'ya teslim edilen tüm silahların silah baronlarının, Kiev'deki oligarklar ve politikacılarla ilgili Ukraynalı suç örgütlerinin yanı sıra uluslararası suç organizasyonlarının kontrolüne geçtiğini iddia etmiyor. Ancak, Ukrayna silahları tüm dünyada kanlı izler bırakıyor. 
Avrupa'da yasadışı piyasanın sunduğu tüm silah modelleri, USK'nin Batı tedarik listeleriyle örtüşüyor.
Bazı durumlarda “darknet tüccarları”, silahlarınRusya ile savaşta savaş testlerinden geçtiğini” vurguluyorlar.
Sonuç olarak, Ukraynalıların demokrasi hayallerinin Avrupa'da bir canavar yarattığını belirtmek zorundayız.

.

Ahmet Cihan, dikGAZETE.com

YAZARIN DİĞER YAZILARI