İşgal altındaki Batı Şeria'da yer alan Filistin Binicilik Kulübü, İsrail yönetiminin yıkım emri nedeniyle zor günler geçiriyor.
Kudüs'ün kuzeyinde yer alan Kalandiya'da, Kudüs ile Ramallah arasındaki bir dağın tepesinde bulunan, İsrail'in Ayrım Duvarı yakınında, at ahırı, manej ve ahşap bir kafeteryadan oluşan Filistin Binicilik Kulübüne yaklaşık 2 hafta önce, idari yönetimi ve güvenliği İsrail'e bağlı olan "C" bölgesinde ruhsatsız olduğu gerekçesiyle yıkım emri gönderildi.
Kulübün sahibi ve antrenörü Halid el-İfranci, AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
İsrail'in Filistinlileri hedef alan yıkım kararlarına bir yenisi eklendi. Daha önce okul, ev, otel, cami yıkan İsrail, şimdi de Filistinli çocukların binicilik sporunu öğrendiği ve antrenman yaptığı Filistin Binicilik Kulübü hakkında yıkım kararı aldı.
Yıkım kararı hayallerini yıktı
AA muhabirine konuşan 14 yaşındaki at binicisi Abdurrauf Kavasıme, Filistin Binicilik Kulübünde atlı sporlarla ilgilenen onlarca Filistinli çocuktan biri olduğunu, İsrail'in yıkım kararının kendi hayalleriyle beraber onlarca gencin de hayallerini yıktığını söyledi.
Filistin Binicilik Kulübünde antrenman yaptığını, ülkesini temsil etmek ve Filistin'in bu sporda da varlığını göstermesi için uluslararası şampiyonalara hazırlandığını belirten Kavasıme, "İşgalci İsrail her mecrada, sporda bile Filistinlilere savaş açıyor." dedi.
Atıyla 140 santimetre yüksekliğindeki engelden atlayabilen Kavasıme, hedefinin peş peşe 140 santimetre yüksekliğindeki 10 engelden atlayabilmek olduğunu anlattı.
Kavasıme, İsrail'in hayallerini yıkmaya yönelik herhangi bir kararına arkadaşlarıyla beraber karşı çıkacaklarını ifade etti.
"Yıkım için ikna edici bir neden göremiyorum"
Kulübün sahibi ve antrenörü Halid el-İfranci de İsrail yönetiminin kararını "akıl dışı" olarak nitelendirdi.
İfranci, Kulübü yaklaşık 2 yıl önce kurduğunu, o günden bu yana büyük ilerleme kaydettiklerini, yerel ve Arap ülkelerindeki şampiyonalara katıldıklarını dile getirdi.
Kararın değiştirilmesine yönelik Filistin ve İsrail makamlarına başvuruları olduğunu aktaran İfranci, "Yıkım için ikna edici bir sebep göremiyorum. Yahudi yerleşim yerlerine uzak, hiçbir tehdit oluşturmuyor. Ayrım Duvarı ile Kudüs'ten ayrılmış durumda ve dağın tepesinde bulunuyor." diye konuştu.
İfranci, "Biz spordan başka bir şey yapmıyoruz. Bu karar siyasidir." değerlendirmesinde bulundu.
Sahip olduğu her şeyi Filistin Binicilik Kulübünü kurmak için harcadığını söyleyen İrfanci, bu kararla kendisinin ve onlarca binicinin hayallerinin yıkıldığını belirtti.
Kulüpte 50 binici ve 20 atın bulunduğunu, tüm atların binicilik ve engel atlama konusunda eğitildiğini aktaran İfranci, sporcularının uluslararası şampiyonalarda yüksek dereceler almasını ve daha iyi atlara sahip olmayı umut ettiğini dile getirdi.
2008 Pekin Olimpiyatları'nda Filistin'i temsil ettiğini hatırlatan İfranci, binicilik sporunun Filistin'de doğduğunu söyledi.
"İsrail, Filistinlilerin hayatını her alanda karartıyor"
Filistinli aileler de İsrail'in yıkım kararına tepkili.
Filistin Binicilik Kulübünde 3 çocuğu eğitim alan Delal Ureykat, İsrail'in yıkım kararının uygulanmasından büyük endişe duyduğunu ifade etti.
Kulüpte çocuklarının antrenmanlarını seyreden anne Ureykat, buranın çocuklar için çok önemli olduğunu belirtti.
İsrail'in bu arsaya el koyma tehlikesine karşı herkesin Kulübe sahip çıkması gerektiğini vurgulayan Ureykat, "İsrail, Filistinlilerin hayatını her alanda, hatta at binme ve antrenman yapma konularında bile karartıyor." dedi.
Kulübün desteklenmesi ve geliştirilmesi çağrısı
Binicilerin daha iyi performans sergilemesi için Kulübün desteklenmesi ve geliştirilmesi çağrısı yapan Ureykat, bu sporun insanın ruhunu incelttiğini, zihinsel ve bedensel yeteneklerini geliştirdiğini aktardı.
Anne Ureykat, çocuklarının yerel şampiyonalarda derece elde ettiklerine değinerek, bu başarıların uluslararası organizasyonlarda Filistin'i temsil etme şansı vermesinin yanında bir önemi olmadığını ifade etti.
Filistin ile İsrail yönetimi arasında 1995'te imzalanan "İkinci Oslo Anlaşması" çerçevesinde Batı Şeria; A, B ve C bölgelerine ayrılmıştı.
Yüzde 18'i kapsayan "A bölgesi"nin yönetimi idari ve güvenlik olarak Filistin'e; yüzde 21'lik "B bölgesi"nin idari yönetimi Filistin'e, "güvenliği" İsrail'e devredilmiş; yüzde 61'ini oluşturan "C bölgesi"nin ise "idari yönetimi ve güvenliği" İsrail'e bırakılmıştı.
İsrail yönetimi kendi kontrolünde olduğu gerekçesiyle çoğunlukla "C" bölgesinde Filistinlilerin yeni bina veya genişletme çalışması yapmasına izin vermiyor.