Hedef; Ortadoğu Türkiye, Afrika Türkiye, Türkistan Türkiye, üçlü sac ayağı sonrası tam entegrasyon
Hedef; Ortadoğu Türkiye, Afrika Türkiye, Türkistan Türkiye, üçlü sac ayağı sonrası tam entegrasyon
- 11-07-2023 07:06
- 5335
- 11-07-2023 07:06
- 5335
HAMMADDE ARZININ GÜVENLİ VE İSTİKRARLI ŞEKİLDE PAZARA SUNULMASI, GÜÇLÜ BİR ÇEKİM MERKEZİ OLUŞTURUR.
Belli bir kültür dairesi içerisinde bulunan coğrafyalarda kendilerini konumlandıran halklar, kendi geliştirdikleri hayat tarzı ve iletişim yöntemleri sayesinde “var olabilme yolunda mesafe kat ederler” diyerek kurulan bir cümle, doğru bir cümle olsa gerek.
Bu kültür dairesi içerisinde, etik sınırlara bağlı kalarak, doğru şekildeki yaşanmışlıkların biriktirilmesi ve geliştirilmesi, bir medeniyetin kurulmasına da hizmet eder.
Giriş cümlemizden sonra konumuza geçiş yapalım…
Dünya ekonomisinin sürekliliği, ihtiyaç duyulan hammaddelerin güvenli ve devamlılık arz eden bir şekilde dünya pazarına ulaştırılması ve dahi ticaretinin de etik sınırlar içerisinde gerçekleştiriliyor olması, alıcılar ve satıcılar arasında kalıcı bir güven inşa eder.
Türkiye’nin son yetmiş yıldan bu yana hayata geçirmeye gayret ettiği Siyasi-Politik, ticari ve kültürel açılımları sayesinde, gönül coğrafyası olarak gördüğü bölgelerde hatırı sayılır anlaşmalar ile birlikte “Türkistan’da, Ortadoğu’da, Afrika’da, Kafkaslar’da ve Balkanlar’da” çok yönlü entegrasyonunu tamamlamak üzeredir.
Bu entegrasyonun gerçekleşmesinin altında yatan ana sebep ise dünya barışını inşa etmek üzere kurgusu yapılmış stratejik bir planlamayı barındırmaktadır.
Açılımları yapılan çok yönlü ve çok katmanlı hamleleri biraz açalım isterseniz…
- Türkiye’nin Ortadoğu ile siyasi, ticari ve kültürel entegrasyonu…
- Türkiye’nin Türkistan coğrafyası ile siyasi, ticari ve kültürel entegrasyonu…
- Türkiye’nin Afrika ile siyasi, ticari ve kültürel entegrasyonu…
- Türkiye’nin Kafkasya ile siyasi, ticari ve kültürel entegrasyonu…
- Türkiye’nin Balkan coğrafyası ile siyasi, ticari ve kültürel entegrasyonu…
Her bir başlık, birer makale yazmayı gerektireceği için sadece başlıklar halinde geçmeyi tercih ettik.
Kısacası; Türklüğün ve İslam’ın derin izler bıraktığı bahsi geçen bu coğrafyalarda hem siyasi birlikteliği artıracak hem de ticari birlikteliği artıracak olan eşgüdümlü çalışmaların adım adım hayata geçiyor olması, coğrafya insanları olarak hepimizin gurur duyması gereken çalışmalar olarak değerlendirilmelidir.
Aşağıda başlıklarını paylaştığımız makalelerimizde anlatmaya gayret ettiğimiz konuları ucu ucuna bağladığımızda ise görülecektir ki tüm çalışmalar aksamadan hayata geçirilmektedir.
- Türkiye, devasa bir lojistik üs olma yolundaki çalışmalarının son aşamasına geçmiştir
- İstanbul bir ‘Şehir Şirket’ olacak ve tarihte hak ettiği yerini alacak!
- Değişen, dönüşen, gelişen Türkiye ve Türk Lirası’nın stok para olarak çevre ülkelerde kullanılması
- Türkiye lojistik üs olmalı ve Cumhurbaşkanı da sıkıştırıldığı kimliğinden kurtulmalı
- Borçlanma ekonomisi ve kalkınma stratejisine farklı bir öneri (*)
İlgi duyanlar, bu başlıklar altındaki linklerden ilgili makaleleri okuyabilir.
Anlatımını yapmaya gayret ettiğimiz konunun ana çerçevesini oluşturan temel hedef, öncelikle kendi aralarında siyasi ve ticari entegrasyonlarını hızlıca gerçekleştirmeleri kolay olan komşu coğrafyaların (Türkiye ve Türkistan coğrafyası, Türkiye ve Ortadoğu, Türkiye ve Kafkasya, Türkiye ve Afrika, Türkiye ve Balkanlar) kendi aralarında ortak yapılanması ve ardından bu parçaların bir üst yapı ile birleştirilerek, ortak ve eşgüdümlü hareket etmeleri sağlanarak büyük resim (birliktelik) oluşturulmalıdır.
Devamında merkez üs olarak Anadolu coğrafyasının belirlenmesi sayesinde devasa bir coğrafya, yeraltı ve yerüstü tüm potansiyelleri ile birlikte konfedere olarak ve eşgüdümlü şekilde hareket ettirilmelidir.
Hedefteki iş birliğini kapsayan coğrafyanın güvenliğini sağlayacak olan insan faktörünün, askeri teknoloji ile de desteklenerek tamamlanması, emniyet konusundaki tereddütleri ortadan kaldıracaktır.
Hammaddelerin keşfedilmesi, çıkartılması ve tüketime hazır hale getirilmesi konusunda yapılması elzem iş birliğini destekleyecek teknolojik bilgi paylaşımları ise iç işleyişteki endişe ve kaygıları ortadan kaldıracaktır.
Uluslararası ticarette, banka iletişimi ve kalite standartlarını belirleyen sertifikalandırmalar konusunda eksikleri olan müstakbel ortakların önlerinin açılması noktasında verilecek destekler, oluşturulacak büyük gurubun eksik yönlerini tamamlayacaktır.
Türkiye’nin, gönül coğrafyası ile ayrı ayrı gerçekleştirmesi gereken siyasi, ticari, askeri ve kültürel entegrasyonunu, tüm alt yapısı ile birlikte eksiksiz şekilde tamamlaması hem kendi iç pazarını oluşturacaktır hem de bu büyük gurubun dışında kalan coğrafyaları, bizlere pazar olarak sunacaktır.
Hammaddenin kontrol altında tutulması, güvenli ve istikrarlı şekilde uluslararası arenaya arz edilmesi, dünya ticaretinin sağlıklı şekilde aksamadan devam etmesine önemli katkılarda bulunacaktır.
Bundan dolayı, Batı ve uzak doğu menşeili global ölçekte boy gösteren devasa şirketlerin, vurgusunu yaptığımız coğrafyalarda istedikleri gibi at koşturmalarına müsaade edilmemeli ve belli sınırlar içerisinde kalmaları sağlanmalıdır.
Coğrafyamıza ait ve coğrafyamızı kalkındırması öngörülen “Devlet - Özel sektör ortaklığı” şeklinde yapılandırılmış şirketlerin büyütülerek, global oyuncu olmalarının önünün açılması da gerekmektedir.
Sonuç olarak; Coğrafyamızın tüm yeraltı ve yerüstü kaynaklarının artık, coğrafyamızın kalkınmasına hizmet ettirilmesi olmazsa olmaz ön şartımız olmak zorundadır.
Siyasi, ekonomik ve kültürel alanlarda eşgüdümlü şekilde hareket etmesi hedeflenen coğrafyamızın tüm sakinlerine rahat bir hayat sunabilmek adına, Batı kampı tarafından aramıza ekilen nifak tohumlarından sıyrılıp kurtularak gelecek planlarımızı hep birlikte yapmamızın zamanı gelmedi mi?
Sahibi olduğumuz coğrafyaların tüm yeraltı ve yerüstü kaynaklarına sahip çıkarak, sömürülmesinin önüne geçebilmemiz demek, batının elindeki -sömürü amaçlı- tüm ileri teknoloji unsurlarının, birer birer çöp haline dönüşmesi anlamına gelmektedir.
Çünkü işleyebileceğiniz bir hammaddeniz olmazsa, elinizdeki teknoloji, çok üstün bir teknoloji olsa bile hiçbir işe yaramaz!..
Dip Not:
Belirlenmiş olan ülkelerin kendi aralarında ekonomik iş birliği topluluğu kurmaları ve kendi aralarında ekonomik olarak hudutlarını kaldırmaları çalışmalarının acilen hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Öncelikli olarak Ortadoğu Türkiye, Afrika Türkiye, Türkistan Türkiye, bu üçlü sac ayağı ayrı ayrı yerli yerine oturtulmalı, ardından bu üç gurup, birbirleri ile entegre edilmelidir.
Saygılarımla.
.
Ali Karani, dikGAZETE.com
(*)
HAMMADDE ARZININ GÜVENLİ VE İSTİKRARLI ŞEKİLDE PAZARA SUNULMASI, GÜÇLÜ BİR ÇEKİM MERKEZİ OLUŞTURUR.
Belli bir kültür dairesi içerisinde bulunan coğrafyalarda kendilerini konumlandıran halklar, kendi geliştirdikleri hayat tarzı ve iletişim yöntemleri sayesinde “var olabilme yolunda mesafe kat ederler” diyerek kurulan bir cümle, doğru bir cümle olsa gerek.
Bu kültür dairesi içerisinde, etik sınırlara bağlı kalarak, doğru şekildeki yaşanmışlıkların biriktirilmesi ve geliştirilmesi, bir medeniyetin kurulmasına da hizmet eder.
Giriş cümlemizden sonra konumuza geçiş yapalım…
Dünya ekonomisinin sürekliliği, ihtiyaç duyulan hammaddelerin güvenli ve devamlılık arz eden bir şekilde dünya pazarına ulaştırılması ve dahi ticaretinin de etik sınırlar içerisinde gerçekleştiriliyor olması, alıcılar ve satıcılar arasında kalıcı bir güven inşa eder.
Türkiye’nin son yetmiş yıldan bu yana hayata geçirmeye gayret ettiği Siyasi-Politik, ticari ve kültürel açılımları sayesinde, gönül coğrafyası olarak gördüğü bölgelerde hatırı sayılır anlaşmalar ile birlikte “Türkistan’da, Ortadoğu’da, Afrika’da, Kafkaslar’da ve Balkanlar’da” çok yönlü entegrasyonunu tamamlamak üzeredir.
Bu entegrasyonun gerçekleşmesinin altında yatan ana sebep ise dünya barışını inşa etmek üzere kurgusu yapılmış stratejik bir planlamayı barındırmaktadır.
Açılımları yapılan çok yönlü ve çok katmanlı hamleleri biraz açalım isterseniz…
- Türkiye’nin Ortadoğu ile siyasi, ticari ve kültürel entegrasyonu…
- Türkiye’nin Türkistan coğrafyası ile siyasi, ticari ve kültürel entegrasyonu…
- Türkiye’nin Afrika ile siyasi, ticari ve kültürel entegrasyonu…
- Türkiye’nin Kafkasya ile siyasi, ticari ve kültürel entegrasyonu…
- Türkiye’nin Balkan coğrafyası ile siyasi, ticari ve kültürel entegrasyonu…
Her bir başlık, birer makale yazmayı gerektireceği için sadece başlıklar halinde geçmeyi tercih ettik.
Kısacası; Türklüğün ve İslam’ın derin izler bıraktığı bahsi geçen bu coğrafyalarda hem siyasi birlikteliği artıracak hem de ticari birlikteliği artıracak olan eşgüdümlü çalışmaların adım adım hayata geçiyor olması, coğrafya insanları olarak hepimizin gurur duyması gereken çalışmalar olarak değerlendirilmelidir.
Aşağıda başlıklarını paylaştığımız makalelerimizde anlatmaya gayret ettiğimiz konuları ucu ucuna bağladığımızda ise görülecektir ki tüm çalışmalar aksamadan hayata geçirilmektedir.
- Türkiye, devasa bir lojistik üs olma yolundaki çalışmalarının son aşamasına geçmiştir
- İstanbul bir ‘Şehir Şirket’ olacak ve tarihte hak ettiği yerini alacak!
- Değişen, dönüşen, gelişen Türkiye ve Türk Lirası’nın stok para olarak çevre ülkelerde kullanılması
- Türkiye lojistik üs olmalı ve Cumhurbaşkanı da sıkıştırıldığı kimliğinden kurtulmalı
- Borçlanma ekonomisi ve kalkınma stratejisine farklı bir öneri (*)
İlgi duyanlar, bu başlıklar altındaki linklerden ilgili makaleleri okuyabilir.
Anlatımını yapmaya gayret ettiğimiz konunun ana çerçevesini oluşturan temel hedef, öncelikle kendi aralarında siyasi ve ticari entegrasyonlarını hızlıca gerçekleştirmeleri kolay olan komşu coğrafyaların (Türkiye ve Türkistan coğrafyası, Türkiye ve Ortadoğu, Türkiye ve Kafkasya, Türkiye ve Afrika, Türkiye ve Balkanlar) kendi aralarında ortak yapılanması ve ardından bu parçaların bir üst yapı ile birleştirilerek, ortak ve eşgüdümlü hareket etmeleri sağlanarak büyük resim (birliktelik) oluşturulmalıdır.
Devamında merkez üs olarak Anadolu coğrafyasının belirlenmesi sayesinde devasa bir coğrafya, yeraltı ve yerüstü tüm potansiyelleri ile birlikte konfedere olarak ve eşgüdümlü şekilde hareket ettirilmelidir.
Hedefteki iş birliğini kapsayan coğrafyanın güvenliğini sağlayacak olan insan faktörünün, askeri teknoloji ile de desteklenerek tamamlanması, emniyet konusundaki tereddütleri ortadan kaldıracaktır.
Hammaddelerin keşfedilmesi, çıkartılması ve tüketime hazır hale getirilmesi konusunda yapılması elzem iş birliğini destekleyecek teknolojik bilgi paylaşımları ise iç işleyişteki endişe ve kaygıları ortadan kaldıracaktır.
Uluslararası ticarette, banka iletişimi ve kalite standartlarını belirleyen sertifikalandırmalar konusunda eksikleri olan müstakbel ortakların önlerinin açılması noktasında verilecek destekler, oluşturulacak büyük gurubun eksik yönlerini tamamlayacaktır.
Türkiye’nin, gönül coğrafyası ile ayrı ayrı gerçekleştirmesi gereken siyasi, ticari, askeri ve kültürel entegrasyonunu, tüm alt yapısı ile birlikte eksiksiz şekilde tamamlaması hem kendi iç pazarını oluşturacaktır hem de bu büyük gurubun dışında kalan coğrafyaları, bizlere pazar olarak sunacaktır.
Hammaddenin kontrol altında tutulması, güvenli ve istikrarlı şekilde uluslararası arenaya arz edilmesi, dünya ticaretinin sağlıklı şekilde aksamadan devam etmesine önemli katkılarda bulunacaktır.
Bundan dolayı, Batı ve uzak doğu menşeili global ölçekte boy gösteren devasa şirketlerin, vurgusunu yaptığımız coğrafyalarda istedikleri gibi at koşturmalarına müsaade edilmemeli ve belli sınırlar içerisinde kalmaları sağlanmalıdır.
Coğrafyamıza ait ve coğrafyamızı kalkındırması öngörülen “Devlet - Özel sektör ortaklığı” şeklinde yapılandırılmış şirketlerin büyütülerek, global oyuncu olmalarının önünün açılması da gerekmektedir.
Sonuç olarak; Coğrafyamızın tüm yeraltı ve yerüstü kaynaklarının artık, coğrafyamızın kalkınmasına hizmet ettirilmesi olmazsa olmaz ön şartımız olmak zorundadır.
Siyasi, ekonomik ve kültürel alanlarda eşgüdümlü şekilde hareket etmesi hedeflenen coğrafyamızın tüm sakinlerine rahat bir hayat sunabilmek adına, Batı kampı tarafından aramıza ekilen nifak tohumlarından sıyrılıp kurtularak gelecek planlarımızı hep birlikte yapmamızın zamanı gelmedi mi?
Sahibi olduğumuz coğrafyaların tüm yeraltı ve yerüstü kaynaklarına sahip çıkarak, sömürülmesinin önüne geçebilmemiz demek, batının elindeki -sömürü amaçlı- tüm ileri teknoloji unsurlarının, birer birer çöp haline dönüşmesi anlamına gelmektedir.
Çünkü işleyebileceğiniz bir hammaddeniz olmazsa, elinizdeki teknoloji, çok üstün bir teknoloji olsa bile hiçbir işe yaramaz!..
Dip Not:
Belirlenmiş olan ülkelerin kendi aralarında ekonomik iş birliği topluluğu kurmaları ve kendi aralarında ekonomik olarak hudutlarını kaldırmaları çalışmalarının acilen hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Öncelikli olarak Ortadoğu Türkiye, Afrika Türkiye, Türkistan Türkiye, bu üçlü sac ayağı ayrı ayrı yerli yerine oturtulmalı, ardından bu üç gurup, birbirleri ile entegre edilmelidir.