Yeni Dünya Düzeni: Sivilleştirilmiş şirketler dünyası; şirketograsi
Yeni Dünya Düzeni: Sivilleştirilmiş şirketler dünyası; şirketograsi
- 03-03-2024 07:07
- 7860
- 03-03-2024 07:07
- 7860
Yeni Dünya Düzeni: Sivilleştirilmiş şirketler dünyası; şirketograsi
Konsantre olunması gereken konu şu olmalı aslında; “Sivilleştirilmiş yeni dünya” adı altında kurgulanmak istenilen sistem, var olan devlet sisteminin tam tersi bir karakteristiğe sahiptir diyerek giriş yapalım.
Nasıl mı?
Devlet mekanizması, karma da olsa kendi milletini inşa eden ve hâkim olduğu alanı korumak ve muhafaza etmek adına hamleler yapan bir karakteristiğe sahip iken, içinde bulunduğumuz yüzyılda şirketlerin, işleyen sisteme hakim kılınmaya çalışılması ile birlikte oluşan yeni kaosların yansımaları incelenmelidir diyebiliriz.
Ucuz ve kalifiye işgücü olsun da kim olursa olsun mantığı ile işleyen ticari akıl yapısının, sürekli olarak büyümek ve pazar alanını artırarak tüketim pazarı adı verilen coğrafyaları, kendi mülkü gibi görmesi ve dahi yüksek nüfuslara sahip şehirlerin oluşturulması, tüketimi en yüksek noktaya taşırken, iştahları kabartan kârların artması da yığınların oluşmasını beraberinde getirdi maalesef.
Kısacası; devletler, kendi kimliklerini devam ettirmek için belli etik sınırlar içerisinde kalmaya gayret ederlerken, sınır tanımayan şirketler dünyası da kendi tüketim toplumlarını inşaa etmenin gayretindedirler.
Şirketler için “tüketici olsun da kim olursa olsun” mantığı daima hakim olacaktır ve bu durum sosyal yapının sağlıklı kalabilmesini imkansız kılmaktadır.
Vergilerini ödeyen ve devlet mekanizmasının devamlılığını besleyen, millete karşı hiçbir sorumluluğu olmayan şirketograsi, her şeyin üzerinde bir konuma sahip oldu ve sistemi, kendi doyumsuz hırsları doğrultusunda bir rotaya soktu maalesef.
Onlar için “tüketici olsun da kim olursa olsun” gerçeği vardır.
Tedarik zincirinde kısa mesafe, maliyeti azaltır. Yüksek nüfusa sahip şehirler, şirketlerin bayıldığı pazarlardır.
Ülkenin sosyal yapısı kimin umurunda ki!..
“Sivilleştirilmiş şirketler dünyası” var; “Yeni Dünya Düzeni” diye bir şey yok.
.
Ali Karani, dikGAZETE.com
Yeni Dünya Düzeni: Sivilleştirilmiş şirketler dünyası; şirketograsi
Konsantre olunması gereken konu şu olmalı aslında; “Sivilleştirilmiş yeni dünya” adı altında kurgulanmak istenilen sistem, var olan devlet sisteminin tam tersi bir karakteristiğe sahiptir diyerek giriş yapalım.
Nasıl mı?
Devlet mekanizması, karma da olsa kendi milletini inşa eden ve hâkim olduğu alanı korumak ve muhafaza etmek adına hamleler yapan bir karakteristiğe sahip iken, içinde bulunduğumuz yüzyılda şirketlerin, işleyen sisteme hakim kılınmaya çalışılması ile birlikte oluşan yeni kaosların yansımaları incelenmelidir diyebiliriz.
Ucuz ve kalifiye işgücü olsun da kim olursa olsun mantığı ile işleyen ticari akıl yapısının, sürekli olarak büyümek ve pazar alanını artırarak tüketim pazarı adı verilen coğrafyaları, kendi mülkü gibi görmesi ve dahi yüksek nüfuslara sahip şehirlerin oluşturulması, tüketimi en yüksek noktaya taşırken, iştahları kabartan kârların artması da yığınların oluşmasını beraberinde getirdi maalesef.
Kısacası; devletler, kendi kimliklerini devam ettirmek için belli etik sınırlar içerisinde kalmaya gayret ederlerken, sınır tanımayan şirketler dünyası da kendi tüketim toplumlarını inşaa etmenin gayretindedirler.
Şirketler için “tüketici olsun da kim olursa olsun” mantığı daima hakim olacaktır ve bu durum sosyal yapının sağlıklı kalabilmesini imkansız kılmaktadır.
Vergilerini ödeyen ve devlet mekanizmasının devamlılığını besleyen, millete karşı hiçbir sorumluluğu olmayan şirketograsi, her şeyin üzerinde bir konuma sahip oldu ve sistemi, kendi doyumsuz hırsları doğrultusunda bir rotaya soktu maalesef.
Onlar için “tüketici olsun da kim olursa olsun” gerçeği vardır.
Tedarik zincirinde kısa mesafe, maliyeti azaltır. Yüksek nüfusa sahip şehirler, şirketlerin bayıldığı pazarlardır.
Ülkenin sosyal yapısı kimin umurunda ki!..
“Sivilleştirilmiş şirketler dünyası” var; “Yeni Dünya Düzeni” diye bir şey yok.