Safları belirlemek mi gerekiyor!
Safları belirlemek mi gerekiyor!
- 20-04-2019 19:03
- 424
- 20-04-2019 19:03
- 424
‘Birey'in akıl ve düşünce kodlaması hangi yönde sabit ise değerlendirmesi de o yönde olacaktır.
Ön yargılardan arınarak değerlendirme yapmak en sağlıklı olandır. Olmuş olanı tartışmak değil de olacak olanlara konsantre olmak doğru olandır.
"Oylar çalındı..." ve "Bir Rum işbaşına getirildi..." demek ne kadar doğrudur!
Aslında eleştiri yaparken lafın gittiği yeri de iyi tahlil etmek gerekir.
Oyların çalındığını iddia etmek ve "sahtecilik yapıldı" demek, devletin yıpratılması anlamına gelir ki bunu kabul etmek olmaz.
İdareye kimin geldiği muhakkak önemlidir fakat devletin olduğu yerde, idareci önünü iliklemek zorundadır ve önemli olan da budur.
"Kadim Devlet"in adamı değilsen bile, “Devlet" seni kendi adamı yapar!..
Bu “Kadim Devlet" böyle bir Devlet’tir.
"Usulsüzlük yapıldı... Oylar çalındı…" demek, gelmiş-geçmiş herkesi ZAN altında bırakır. Siyasi çıkarlar uğruna Devlet’i yıpratmak olmaz!
Artık ayrıştırıcı dil kullanmaktan vazgeçip, uluslaşma yolunda, kaynaşma yolunda gayret etmek elzemdir. Ulusun almış olduğu karar bu yöndedir.
Hiç kimsenin kimseyi, hiçbirinin diğerini sevmek zorunda bırakılması diye bir şey olmaz. Lakin karşılıklı Saygı ve Nezaket şarttır.
Benim safım, kadim ulusumun ve kadim Devlet’imin yanıdır.
Bu topraklarda doğan ve yaşayan herkes devletimin birer parçasıdır.
Şiddete ve teröre bulaşanlar gereken bedeli hukuk önünde vereceklerdir. Lakin, bedel ödenmesinin ardından ulusa hizmet etmesi yönünde kazanılmaları da gerekmektedir.
Sürekli olarak dillendirilen dış tehditlerden söz edenler, bu söylemin ardından Ulus’u ve Devlet’i zaafiyete uğratacak ayrıştırıcı dil kullanmamalıdırlar. Bu kabul edilir bir durum değildir.
Safları belirlemek mi gerekiyor! Herkes devletin etrafında toplanacak o zaman...
HDP'nin tasfiye süreci çoktan başlatıldı zaten, merak buyurulmasın.
Teröristlere karşı da gerekeni, Türk ordusu ve polisi yapmaktadır.
Bu ulusun normal vatandaşlarını, kurunun yanında yakmadan, titizlik ile hareket etmek ise her zaman yapıldığı gibi bugün de elzemdir.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde yolsuzluk yapılmış olduğunu iddia etmek, geçmiş seçimlerde dahi yapıldığını kabul etmek anlamına gelir ki bundan dolayı kimseyi ZAN altında bırakmadan ilerlemek, Devlet’in devamlılığı adına elzemdir.
Sayın Cumhurbaşkanı’nın, yerel seçimler ile bir alakası yoktur!
Kendisi, bu ulusun en üst makamında görevini ifa etmektedir. İsmini yerel seçimlere karıştırmak doğru değildir. Çünkü, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde cumhur, gereken şekilde davranmış ve fikrini, kullandığı oylar ile beyan etmiştir.
Bu kadim Ulus’a ve Devlet’ine karşı herkes haddini bilmek zorundadır.
Kör olan gözlerin görmesine gayret ettiğim konuya gelince; Global ekonomik çete, devletleri yıpratma ve yıkma operasyonuçekerken, bizlerin de devleti yıpratıcı açıklamalar yapması ne kadar doğrudur! Bir de bu açıdan düşünmek gerekir.
Birey, başka fikirleri dinleyebilir, lakin kendisinden başka akıl hocası olamaz. Birey, iradesini hiç kimseye teslim etmemelidir.
Kimler bu ulusun ve devletinin menfaatine karşı hareket ediyorsa onlar ayıklanacaktır. Bundan sonra o partili, bu partili, şu cemaatli, bu cemaatli olmamalıdır. Devlet var ve bu Devlet hepimizin devletidir.
Ayrıca; bu devlet, hanedanlıklar devleti de değildir.
Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve daha öncesinde Padişahlar tarafından alınan kararlarla, muasır medeniyetlerin üzerine çıkma stratejisini gerçekleştirebilmek için öncelikle, uluslaşarak kaynaşmayı sağlamalı ve iç çekişmelerden hep birlikte sıyrılarak kurtulmalıyız. Ardından bu itici güçle birlikte üreterek muasır medeniyetler seviyesini geçmek için hep birlikte gayret etmeliyiz.
Unutmayalım ki; Ulus belirleyendir, Devlet uygulayandır. Ulus’a rağmen bir şey yapılamaz ve müsaade edilemez.
Dünyadaki tüm kan emicilerin korkulu rüyası olan uluslaşabilmiş Devletlerdir. Bundan dolayıdır ki devletleri yıkma kararı aldılar. Bu oyuna alet olunamaz.
1071 tarihini inkar edenin dili kurusun!
1071 yılı tarihte çok önemli bir kırılma noktasıdır; tarihe vurulan bir çok önemli mühürlerimizden bir tanesidir. Fakat, kadim akıl ve düşünce sistematiğinin başlangıç tarihi de “1071” değildir!
Daha Göbeklitepe’nin incelemeleri tam olarak açıklanmadı. Orası dünya tarihinin yeniden yazılması için de önemli bir referanstır.
Söyleyen üstadlar doğru söylemişler; “Tarihten Türk çıkarılırsa, tarih diye bir şey kalmaz."
Dediğim gibi, seçimde "Oy hırsızlığı yapıldı-yapılmadı"yı tartışmıyorum. Bunun muhatapları ilgili ve gerekli mercilerdir. Vatandaş olarak dikkat edilmesi gereken noktayı işaret etmeye gayret ediyorum.
Bu da Devlet’in yıpratılmaması hususudur.
Bir çok vatandaşın da söylediği gibi, “Geçmişte bile, seçimlerde bu tür kayırmalar yapıldı" ve bunu herkes biliyor. Ama o zamanlarda “Devlet yıpratılmasın” diyenler, yaygara kopartmadan konu sorumlu mercilere bırakılmıştı.
Dediğim o ki, AK Parti, 16-17 yıldır iktidar, tüm atamaları yaptı, defaatle uyarılmasına rağmen, gerekli hamleleri yeterince yapamadı. Hala iddia edilen FETÖ konusunda, velev ki AK Parti’nin sorumluluk payı olmasın; “Tüm idari sorumluluk ve yetkiler elinizdeydi, neden önlem almadınız ve bu durum yaşandı!.." diye İnsanlar sorarsa cevap ne olabilir!
Aslında, iki yıl öncesinden işaret ettiğimiz ve hep kulak ardı (menfaatleri gereği) edilen, "Başbakanlık, Külliye’ye vakumlanacak, siyaset kulvarı atıl duruma getirilecek" uyarılarını, yanlış stratejiler üzerinden gidilerek ve dahi, Cumhurbaşkanı’nın, çevresindeki dalkavukların kuşatmasını yaramaması sebebiyle gelinen son durum budur.
Devletin birimleri zamanında gerekli uyarıları ve raporları gereken yerlere iletti. Lakin bu noktada, Devlet’in tasfiyesi ve yeni bir sistem kurgulama havucunun peşinden koşmak söz konusuydu.
Bundan dolayı diyoruz ki; bu kokuşmuş siyaset, lüks, şatafat düşkünlüğü, bu debdebe acilen tasfiye edilmeli ve kaynaşarak ulus olabilmeliyiz. Bunun da yegane yolu, siyasetin ayrıştırıcılığından kurtulup, Devlet’in etrafında toplanmaktır.
Devlet mekanizması, temiz ve doğru bir idari sistemi, akli melekeleri güçlü ve doğru kodlamalara sahip olan vatan evlatları içerisinden seçilim yaparak kurgular. Siyaset maalesef sınıfta kalmıştır.
"Devlet Silkeleniyor" derken de ciddiye almamışlardı.
Mevlâ görelim neyler, neylerse güzel eyler.
Kalın sağlıcakla.
.
Ali Karani, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @KARANIAli , @dikgazete
‘Birey'in akıl ve düşünce kodlaması hangi yönde sabit ise değerlendirmesi de o yönde olacaktır.
Ön yargılardan arınarak değerlendirme yapmak en sağlıklı olandır. Olmuş olanı tartışmak değil de olacak olanlara konsantre olmak doğru olandır.
"Oylar çalındı..." ve "Bir Rum işbaşına getirildi..." demek ne kadar doğrudur!
Aslında eleştiri yaparken lafın gittiği yeri de iyi tahlil etmek gerekir.
Oyların çalındığını iddia etmek ve "sahtecilik yapıldı" demek, devletin yıpratılması anlamına gelir ki bunu kabul etmek olmaz.
İdareye kimin geldiği muhakkak önemlidir fakat devletin olduğu yerde, idareci önünü iliklemek zorundadır ve önemli olan da budur.
"Kadim Devlet"in adamı değilsen bile, “Devlet" seni kendi adamı yapar!..
Bu “Kadim Devlet" böyle bir Devlet’tir.
"Usulsüzlük yapıldı... Oylar çalındı…" demek, gelmiş-geçmiş herkesi ZAN altında bırakır. Siyasi çıkarlar uğruna Devlet’i yıpratmak olmaz!
Artık ayrıştırıcı dil kullanmaktan vazgeçip, uluslaşma yolunda, kaynaşma yolunda gayret etmek elzemdir. Ulusun almış olduğu karar bu yöndedir.
Hiç kimsenin kimseyi, hiçbirinin diğerini sevmek zorunda bırakılması diye bir şey olmaz. Lakin karşılıklı Saygı ve Nezaket şarttır.
Benim safım, kadim ulusumun ve kadim Devlet’imin yanıdır.
Bu topraklarda doğan ve yaşayan herkes devletimin birer parçasıdır.
Şiddete ve teröre bulaşanlar gereken bedeli hukuk önünde vereceklerdir. Lakin, bedel ödenmesinin ardından ulusa hizmet etmesi yönünde kazanılmaları da gerekmektedir.
Sürekli olarak dillendirilen dış tehditlerden söz edenler, bu söylemin ardından Ulus’u ve Devlet’i zaafiyete uğratacak ayrıştırıcı dil kullanmamalıdırlar. Bu kabul edilir bir durum değildir.
Safları belirlemek mi gerekiyor! Herkes devletin etrafında toplanacak o zaman...
HDP'nin tasfiye süreci çoktan başlatıldı zaten, merak buyurulmasın.
Teröristlere karşı da gerekeni, Türk ordusu ve polisi yapmaktadır.
Bu ulusun normal vatandaşlarını, kurunun yanında yakmadan, titizlik ile hareket etmek ise her zaman yapıldığı gibi bugün de elzemdir.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde yolsuzluk yapılmış olduğunu iddia etmek, geçmiş seçimlerde dahi yapıldığını kabul etmek anlamına gelir ki bundan dolayı kimseyi ZAN altında bırakmadan ilerlemek, Devlet’in devamlılığı adına elzemdir.
Sayın Cumhurbaşkanı’nın, yerel seçimler ile bir alakası yoktur!
Kendisi, bu ulusun en üst makamında görevini ifa etmektedir. İsmini yerel seçimlere karıştırmak doğru değildir. Çünkü, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde cumhur, gereken şekilde davranmış ve fikrini, kullandığı oylar ile beyan etmiştir.
Bu kadim Ulus’a ve Devlet’ine karşı herkes haddini bilmek zorundadır.
Kör olan gözlerin görmesine gayret ettiğim konuya gelince; Global ekonomik çete, devletleri yıpratma ve yıkma operasyonuçekerken, bizlerin de devleti yıpratıcı açıklamalar yapması ne kadar doğrudur! Bir de bu açıdan düşünmek gerekir.
Birey, başka fikirleri dinleyebilir, lakin kendisinden başka akıl hocası olamaz. Birey, iradesini hiç kimseye teslim etmemelidir.
Kimler bu ulusun ve devletinin menfaatine karşı hareket ediyorsa onlar ayıklanacaktır. Bundan sonra o partili, bu partili, şu cemaatli, bu cemaatli olmamalıdır. Devlet var ve bu Devlet hepimizin devletidir.
Ayrıca; bu devlet, hanedanlıklar devleti de değildir.
Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve daha öncesinde Padişahlar tarafından alınan kararlarla, muasır medeniyetlerin üzerine çıkma stratejisini gerçekleştirebilmek için öncelikle, uluslaşarak kaynaşmayı sağlamalı ve iç çekişmelerden hep birlikte sıyrılarak kurtulmalıyız. Ardından bu itici güçle birlikte üreterek muasır medeniyetler seviyesini geçmek için hep birlikte gayret etmeliyiz.
Unutmayalım ki; Ulus belirleyendir, Devlet uygulayandır. Ulus’a rağmen bir şey yapılamaz ve müsaade edilemez.
Dünyadaki tüm kan emicilerin korkulu rüyası olan uluslaşabilmiş Devletlerdir. Bundan dolayıdır ki devletleri yıkma kararı aldılar. Bu oyuna alet olunamaz.
1071 tarihini inkar edenin dili kurusun!
1071 yılı tarihte çok önemli bir kırılma noktasıdır; tarihe vurulan bir çok önemli mühürlerimizden bir tanesidir. Fakat, kadim akıl ve düşünce sistematiğinin başlangıç tarihi de “1071” değildir!
Daha Göbeklitepe’nin incelemeleri tam olarak açıklanmadı. Orası dünya tarihinin yeniden yazılması için de önemli bir referanstır.
Söyleyen üstadlar doğru söylemişler; “Tarihten Türk çıkarılırsa, tarih diye bir şey kalmaz."
Dediğim gibi, seçimde "Oy hırsızlığı yapıldı-yapılmadı"yı tartışmıyorum. Bunun muhatapları ilgili ve gerekli mercilerdir. Vatandaş olarak dikkat edilmesi gereken noktayı işaret etmeye gayret ediyorum.
Bu da Devlet’in yıpratılmaması hususudur.
Bir çok vatandaşın da söylediği gibi, “Geçmişte bile, seçimlerde bu tür kayırmalar yapıldı" ve bunu herkes biliyor. Ama o zamanlarda “Devlet yıpratılmasın” diyenler, yaygara kopartmadan konu sorumlu mercilere bırakılmıştı.
Dediğim o ki, AK Parti, 16-17 yıldır iktidar, tüm atamaları yaptı, defaatle uyarılmasına rağmen, gerekli hamleleri yeterince yapamadı. Hala iddia edilen FETÖ konusunda, velev ki AK Parti’nin sorumluluk payı olmasın; “Tüm idari sorumluluk ve yetkiler elinizdeydi, neden önlem almadınız ve bu durum yaşandı!.." diye İnsanlar sorarsa cevap ne olabilir!
Aslında, iki yıl öncesinden işaret ettiğimiz ve hep kulak ardı (menfaatleri gereği) edilen, "Başbakanlık, Külliye’ye vakumlanacak, siyaset kulvarı atıl duruma getirilecek" uyarılarını, yanlış stratejiler üzerinden gidilerek ve dahi, Cumhurbaşkanı’nın, çevresindeki dalkavukların kuşatmasını yaramaması sebebiyle gelinen son durum budur.
Devletin birimleri zamanında gerekli uyarıları ve raporları gereken yerlere iletti. Lakin bu noktada, Devlet’in tasfiyesi ve yeni bir sistem kurgulama havucunun peşinden koşmak söz konusuydu.
Bundan dolayı diyoruz ki; bu kokuşmuş siyaset, lüks, şatafat düşkünlüğü, bu debdebe acilen tasfiye edilmeli ve kaynaşarak ulus olabilmeliyiz. Bunun da yegane yolu, siyasetin ayrıştırıcılığından kurtulup, Devlet’in etrafında toplanmaktır.
Devlet mekanizması, temiz ve doğru bir idari sistemi, akli melekeleri güçlü ve doğru kodlamalara sahip olan vatan evlatları içerisinden seçilim yaparak kurgular. Siyaset maalesef sınıfta kalmıştır.
"Devlet Silkeleniyor" derken de ciddiye almamışlardı.
Mevlâ görelim neyler, neylerse güzel eyler.
Kalın sağlıcakla.
.
Ali Karani, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @KARANIAli , @dikgazete