Sınavdaki amaç!..

Sınavdaki amaç!..

Sınav, kişinin kendi kalite ve niteliğini gösterebilmesi için verilen fırsattır.

Allah (cc), sevdiği kuluna sınavlar gönderirmiş!..

Sınavı geçmek elbette gerekir.

Lakin!..

Önemli olan  sınavı geçip geçmemek değildir, önemli olan sınandığında gösterdiğin tavırdır.

Çözmek için bulduğun ve uyguladığın yöntemdir asıl olan!..

Aslında sınavdaki amaç, kişinin kendi kalite ve niteliğini gösterebilmesi için verilen fırsattır.

Ölçü budur, kişinin kalitesi ve niteliği de bu şekilde meydana çıkar zaten.

Gönül denen cennet bahçesi ise, insana sorunlar (sınavı) karşısında çözümler gösterir.

Yaptıkların değil, yapacakların, gönlünde yatan güzelliği veya çirkinliği meydana serecektir.

Buna göre, ya vazife (insiyatif) alırsın, ya da rüzgârın estiği yöne göre savrulan yaprak misali yaşarsın. 

İnsanoğlu, bu minvalde konuları ele alacak olursa şayet, iki rota arasında kalır.

SORU;

Kendi çıkarların uğruna mı çabalayacaksın? Yoksa, emir olunduğu gibi salih ameller mi işleyeceksin?”

İnsan kendi kendisine sormadan edemiyor değil mi?

Vefa, merhamet, fedakarlık gibi asil duygular, insanın davranışlarını disipline eden faktörler değil midir ki, bu duyguları insanoğlu tüketerek yaşamaktadır!

İnsanlık, duygusal zekâsını geliştirdikçe ve asil duygularına bağlandıkça “Tanrı”sına yaklaşacaktır. Yok oluştan kurtulabilmek için gerekçe bu olmalıdır.

Aksi taktirde, insanın mekanik bir robottan farkı ne olabilir ki?

Tüm insanlığın karar vermek için zorlandığı ve dahi getirildiği ayırışma noktası tam da bu noktadır.

Asilleştirdiğimiz duygularımızdan vazgeçip mekanikleşecek miyiz? 

Yoksa, insanlığın mirası olarak kabul gören ASİL duygularımıza sahip çıkıp, daha ilerilere taşıyarak geliştirecek miyiz!

İnsanlık adına bireyin kendi kendisine sorması gerken soru tam olarak bu soru olmalıdır.

Son Söz;

Bütün canlar  ve dahi bu canları taşıyan bedenler bile emanettir.

Emanetin kıymetini bilmek ise elzemdir. Yoksa kalitemiz ve niteliğimiz ne olur!..

İnsanoğlu, maddeye tahakküm altında mı kallacak? Yoksa mana’nın (hakikatin) sırrına mı erecek.

Asil duygularınız ile birlikte kalın sağlıcakla…

.

Ali Karani, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @KARANIAli , @dikgazete

Sınav, kişinin kendi kalite ve niteliğini gösterebilmesi için verilen fırsattır.

Allah (cc), sevdiği kuluna sınavlar gönderirmiş!..

Sınavı geçmek elbette gerekir.

Lakin!..

Önemli olan  sınavı geçip geçmemek değildir, önemli olan sınandığında gösterdiğin tavırdır.

Çözmek için bulduğun ve uyguladığın yöntemdir asıl olan!..

Aslında sınavdaki amaç, kişinin kendi kalite ve niteliğini gösterebilmesi için verilen fırsattır.

Ölçü budur, kişinin kalitesi ve niteliği de bu şekilde meydana çıkar zaten.

Gönül denen cennet bahçesi ise, insana sorunlar (sınavı) karşısında çözümler gösterir.

Yaptıkların değil, yapacakların, gönlünde yatan güzelliği veya çirkinliği meydana serecektir.

Buna göre, ya vazife (insiyatif) alırsın, ya da rüzgârın estiği yöne göre savrulan yaprak misali yaşarsın. 

İnsanoğlu, bu minvalde konuları ele alacak olursa şayet, iki rota arasında kalır.

SORU;

Kendi çıkarların uğruna mı çabalayacaksın? Yoksa, emir olunduğu gibi salih ameller mi işleyeceksin?”

İnsan kendi kendisine sormadan edemiyor değil mi?

Vefa, merhamet, fedakarlık gibi asil duygular, insanın davranışlarını disipline eden faktörler değil midir ki, bu duyguları insanoğlu tüketerek yaşamaktadır!

İnsanlık, duygusal zekâsını geliştirdikçe ve asil duygularına bağlandıkça “Tanrı”sına yaklaşacaktır. Yok oluştan kurtulabilmek için gerekçe bu olmalıdır.

Aksi taktirde, insanın mekanik bir robottan farkı ne olabilir ki?

Tüm insanlığın karar vermek için zorlandığı ve dahi getirildiği ayırışma noktası tam da bu noktadır.

Asilleştirdiğimiz duygularımızdan vazgeçip mekanikleşecek miyiz? 

Yoksa, insanlığın mirası olarak kabul gören ASİL duygularımıza sahip çıkıp, daha ilerilere taşıyarak geliştirecek miyiz!

İnsanlık adına bireyin kendi kendisine sorması gerken soru tam olarak bu soru olmalıdır.

Son Söz;

Bütün canlar  ve dahi bu canları taşıyan bedenler bile emanettir.

Emanetin kıymetini bilmek ise elzemdir. Yoksa kalitemiz ve niteliğimiz ne olur!..

İnsanoğlu, maddeye tahakküm altında mı kallacak? Yoksa mana’nın (hakikatin) sırrına mı erecek.

Asil duygularınız ile birlikte kalın sağlıcakla…

.

Ali Karani, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @KARANIAli , @dikgazete