Türk ordusunun yiğit evlatlarını İDLİB’de kim vurdu!
Türk ordusunun yiğit evlatlarını İDLİB’de kim vurdu!
- 29-02-2020 10:29
- 503
- 29-02-2020 10:29
- 503
-Özgür olabilmek vazgeçebilmektir.
İdlip’te canlar toprağa düştü…
Kıyamet kopmaz ama millet ‘KIYAM - ET’miyor da arkadaş!..
Kıyamet ile Kıyam etmek arasında ne fark var ki!..
Öyle ya “bir insan öldüren insanlığı öldürmüş sayılır” diye nasihat edilmez mi!
İtiraf etmek ve hak vermek zorundayız artık;
Gazi Mustafa Kemal Paşa birkaç tane “HOCA, molla kılıklı”yı, adına ne derseniz deyin astırmış ve milletin ruh halini etkileyen ve moral bozukluğuna sebebiyet veren bu tiplere, iyi de etmiştir.
“Neden” diye sorulacak olursa…
Bu çarpık zihniyet, ABD’sinden, Rusya’sından, Almanya’sından, İngiltere’sinden tutun da Afrika’nın en ücra köşesindeki devletine kadar, her kesim ile Türk devletinin itibarını kullanarak, Batı’dan ve dahi Asya sermayesinden aldıkları borç ile birlikte ticari ilişkiler kurup, siyasi ve kültürel etkileşimlere de yelken açarken, ülke içerisinde ekonomik olarak semirttikleri tuhaf tiplerin ağzından “bizden olmayanın canı çıksın” naraları ile tuhaf bir iletişim ağı kurmaktadırlar.
Uluslararası ilişkiler bu şekilde olamaz!..
Hem “benden olmayanın canı çıksın” diyeceksin, ardından her kesim ile sağlıklı bir iletişim kurmaya çalışacaksın…
Bu, tabiatın kanunlarına bile aykırı bir davranıştır…
Etki sahibi devletler neden büyüktür ve etkilidir?
Etkili devletler;
Kendilerine problem oluşturacak coğrafyalardan kendi bünyelerine aldıkları eğitimli ve etkili insanları, kendi saflarına katmayı başarabildikleri ve kendi çıkarları için onlar ile birlikte mücadele edebildikleri için büyük ve etkilidirler.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde ise bu işlem aynı mıdır, yoksa tam tersine mi işletilmektedir?
Kendi bünyemizdeki (beyinler) insanlarımızın, başka ülkelerin çıkarları doğrultusunda (kandırılmayı) çalışmalarını, “bu ülkenin çıkarlarına olduğunu sanarak mücadele etmektedirler” dersek yanılmış olur muyuz.?
“DÜNYADA ETKİLİ VE SÖZ SAHİBİ OLMAK İSTİYORSAN, DÜNYAYI BÜNYENDE BARINDIRACAKSIN”
Bunu anlamak ne kadar zor olabilir ki!
Sürekli vurgusu yapılmasına ve içeriği anlatılmasına rağmen, neden uygulanmaz veya yanlış uygulanır bu yöntem; bilen varsa beri gelsin.
Dış dünyada etkili insanları, Türkiye’ye getirmekten bahsedilmemektedir.
Etkili insanlar, bulundukları bölgelerde kurulması elzem sistemin içerisine, yine o bölgede ele alınarak takıma dahil edilmelidir.
Türk ordusu, nasıl oldu da İdlib’de tek seferde bu kadar şehit verdi?
Konuyu iki aşamalı olarak ele almak mecburiyeti vardır.
1-Türk ordusunun sevk ve idaresinden sorumlu merkezin ortaya koyduğu hamlenin, sıfır hata ihtimali ile planlanıp planlanmadığı konusu.
2-Irak ve Suriye topraklarını “kısmi” birleştirmek için kurulan çoklu (konsorsiyum) idare merkezinin ki bu merkezin amacı, Suriye ve Irak topraklarını, Arap Birliği içinde tutarak, batı eksenli kalmasını kendilerine görev bilmekle birlikte, Türkiye karşıtı bir yapı oldukları, altı çizilerek not edilmek zorundadır.
Son Söz ve Soru;
Türk Ordusunun yiğit evlatlarını İDLİB’DE KİM VURDU?
Arka plandan vurgusu yapılan bu yapının tetikçisi pozisyonuna soyunmak, orduya sahip devlet olsanız dahi bu durum sizi tetikçi olmaktan kurtaramaz…
Suriye ordusunun, Türk askerlerini vurmuş olması, Irak ve Suriye topraklarını kontrol altında tutmak için kurulan uluslararası konsorsiyumun gözlerden uzak kalmasına sebep olamaz.
“Türk ordusunu İdlip’te vuranlar, uluslararası konsorsiyum ve tetikçisi Suriye ordusudur” dersek yanılmış olur muyuz!..
Suriye, Rusya’nın Batı’dan ayrı ve kendi başına hareket ettiğini görme yanılgısından acilen vazgeçmelidir.
Ankara ise Rusya ve ABD arasında denge kurma yanılgısından acilen vazgeçmelidir.
-Özgür olabilmek vazgeçebilmektir!
Bu saatten sonra Ruslar, Araplar ve Batı aynı taraftır.
Kalan sağlar bizimdir.
.
Ali Karani, dikGAZETE.com
-Özgür olabilmek vazgeçebilmektir.
İdlip’te canlar toprağa düştü…
Kıyamet kopmaz ama millet ‘KIYAM - ET’miyor da arkadaş!..
Kıyamet ile Kıyam etmek arasında ne fark var ki!..
Öyle ya “bir insan öldüren insanlığı öldürmüş sayılır” diye nasihat edilmez mi!
İtiraf etmek ve hak vermek zorundayız artık;
Gazi Mustafa Kemal Paşa birkaç tane “HOCA, molla kılıklı”yı, adına ne derseniz deyin astırmış ve milletin ruh halini etkileyen ve moral bozukluğuna sebebiyet veren bu tiplere, iyi de etmiştir.
“Neden” diye sorulacak olursa…
Bu çarpık zihniyet, ABD’sinden, Rusya’sından, Almanya’sından, İngiltere’sinden tutun da Afrika’nın en ücra köşesindeki devletine kadar, her kesim ile Türk devletinin itibarını kullanarak, Batı’dan ve dahi Asya sermayesinden aldıkları borç ile birlikte ticari ilişkiler kurup, siyasi ve kültürel etkileşimlere de yelken açarken, ülke içerisinde ekonomik olarak semirttikleri tuhaf tiplerin ağzından “bizden olmayanın canı çıksın” naraları ile tuhaf bir iletişim ağı kurmaktadırlar.
Uluslararası ilişkiler bu şekilde olamaz!..
Hem “benden olmayanın canı çıksın” diyeceksin, ardından her kesim ile sağlıklı bir iletişim kurmaya çalışacaksın…
Bu, tabiatın kanunlarına bile aykırı bir davranıştır…
Etki sahibi devletler neden büyüktür ve etkilidir?
Etkili devletler;
Kendilerine problem oluşturacak coğrafyalardan kendi bünyelerine aldıkları eğitimli ve etkili insanları, kendi saflarına katmayı başarabildikleri ve kendi çıkarları için onlar ile birlikte mücadele edebildikleri için büyük ve etkilidirler.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde ise bu işlem aynı mıdır, yoksa tam tersine mi işletilmektedir?
Kendi bünyemizdeki (beyinler) insanlarımızın, başka ülkelerin çıkarları doğrultusunda (kandırılmayı) çalışmalarını, “bu ülkenin çıkarlarına olduğunu sanarak mücadele etmektedirler” dersek yanılmış olur muyuz.?
“DÜNYADA ETKİLİ VE SÖZ SAHİBİ OLMAK İSTİYORSAN, DÜNYAYI BÜNYENDE BARINDIRACAKSIN”
Bunu anlamak ne kadar zor olabilir ki!
Sürekli vurgusu yapılmasına ve içeriği anlatılmasına rağmen, neden uygulanmaz veya yanlış uygulanır bu yöntem; bilen varsa beri gelsin.
Dış dünyada etkili insanları, Türkiye’ye getirmekten bahsedilmemektedir.
Etkili insanlar, bulundukları bölgelerde kurulması elzem sistemin içerisine, yine o bölgede ele alınarak takıma dahil edilmelidir.
Türk ordusu, nasıl oldu da İdlib’de tek seferde bu kadar şehit verdi?
Konuyu iki aşamalı olarak ele almak mecburiyeti vardır.
1-Türk ordusunun sevk ve idaresinden sorumlu merkezin ortaya koyduğu hamlenin, sıfır hata ihtimali ile planlanıp planlanmadığı konusu.
2-Irak ve Suriye topraklarını “kısmi” birleştirmek için kurulan çoklu (konsorsiyum) idare merkezinin ki bu merkezin amacı, Suriye ve Irak topraklarını, Arap Birliği içinde tutarak, batı eksenli kalmasını kendilerine görev bilmekle birlikte, Türkiye karşıtı bir yapı oldukları, altı çizilerek not edilmek zorundadır.
Son Söz ve Soru;
Türk Ordusunun yiğit evlatlarını İDLİB’DE KİM VURDU?
Arka plandan vurgusu yapılan bu yapının tetikçisi pozisyonuna soyunmak, orduya sahip devlet olsanız dahi bu durum sizi tetikçi olmaktan kurtaramaz…
Suriye ordusunun, Türk askerlerini vurmuş olması, Irak ve Suriye topraklarını kontrol altında tutmak için kurulan uluslararası konsorsiyumun gözlerden uzak kalmasına sebep olamaz.
“Türk ordusunu İdlip’te vuranlar, uluslararası konsorsiyum ve tetikçisi Suriye ordusudur” dersek yanılmış olur muyuz!..
Suriye, Rusya’nın Batı’dan ayrı ve kendi başına hareket ettiğini görme yanılgısından acilen vazgeçmelidir.
Ankara ise Rusya ve ABD arasında denge kurma yanılgısından acilen vazgeçmelidir.
-Özgür olabilmek vazgeçebilmektir!
Bu saatten sonra Ruslar, Araplar ve Batı aynı taraftır.
Kalan sağlar bizimdir.
.
Ali Karani, dikGAZETE.com