Zaten ayak izi suya kadardır

Zaten ayak izi suya kadardır

Bugün sözüm kısa ‘gül'üm

Benim boyum da kısa…

Biz dönmesek, güneş ne doğar ne batar.

Günah dediğimiz kendimize hakaretten başka ne ki…

Ey damlalar adedi…

Kederden rahatlığa, rahatlıktan kedere geçerken ağlanabilir ancak.

Çocuk ağlamaz bağırır.

Ağlamak için lisan gerekir.

Turistlerin resmini çektiği, kurumuş çeşmelerimiz var

Hakketmeyenin türlü meziyetlerle övüldüğü, övülenin de “vallahi bunlar bende yoktur” demediği kayboluşlarımız...

Birbiri ardına bir döngü.

Geçmişe özlem, geleceğe ümit.

Ahlak yerine, 'etik'.

Allah yerine”, 'İslam'.

Tabiat yerine doğa.

Her hadisenin manevi bir illeti vardır.

Görenleri sev.

Herkes şikayet eder de bir kendinden etmez.

Bir ele alsak kendimizi, lakırdıya gerek kalmayacak…

Hiddete ve üzüntüye.

Gördüğüm şeyler yaptıklarımdır.

Bir yere gelmek için dostlarımı kullandımsa… 

Bir yere gelmek için beni dost belleyebilirler.

Acıdır

Aradığımız burnumuzun dibinde…

Ben şaşırmıyorum.

Şikayet ettiğim her şeyin bende olduğunu biliyorum artık.

Yaşlanıyorum...

Diyorlar ki haramhelal mi!..

Ayet net, estetik sana kalmış.

İlmi ve sanatı önceleyenler için tabii… 

Yoksa yap yap, yapma yapma.

Hakikati bilenler der ki; oltayla tutma balığı, aldatma!

Gücün yetiyorsa avlan, kaçanı yakala, hak et.

Avlandığında tuttuğun şey helal olan deryaya aitse de şeklini şemalini beğenmedinse yeme!..

Güzelsin, güzel olanı ye; naifsin naifliğini vahşileştirme!..

Ayet ayet yol

Nasıl yürüdüğünse derdin.

Derdin kimin ne dediği değil, hakikatse…

Hakikati bağırarak söyleyenle nazikçe söyleyen de hakikattir.

Güzeli ye” dedilerse bize, onu da çekeriz başkaca yerlere…

Ne halt edersen et.

Güzelsen güzel et.

En iyisini haketmek için gelmediğimiz dünyada zayıfı, çelimsizi seç.

Güzel seç.

En iyisi bize sunuldukça, en azını seç.

Kaliteli bir hırkayla lüks bir ceketi ayır.

Alanını daralt ki yerin sabitleşsin.

Alamazsan vermeyi seç, sende yoksa isteme.

Geri dönecektir…

*

-Bir kimse, Cüneyd-i Bağdâdî Hazretlerine, “Bu Zamanda hakîki kardeşlikler azaldı… Nerede o Allah için olan kardeşlikler, eski dostluklar...” demişti.

Cüneyd-i Bağdâdî, bu sözün sahibine şu karşılığı verdi; eğer senin sıkıntılarına katlanacak, ihtiyaçlarını giderecek birini arıyorsan, bu zamanda öyle bir kardeşi ve dostu bulamazsın ama kendisine Allah için yardım edeceğin, sıkıntılarına Allah rızâsı için katlanacağın kardeş ve dost arıyorsan, böyleleri çoktur.-

ALLAH, rızkınızı güzel, ömrünüzü müjdat etsin!..

.

Arzu Leyal, dikGAZETE.com

Bugün sözüm kısa ‘gül'üm

Benim boyum da kısa…

Biz dönmesek, güneş ne doğar ne batar.

Günah dediğimiz kendimize hakaretten başka ne ki…

Ey damlalar adedi…

Kederden rahatlığa, rahatlıktan kedere geçerken ağlanabilir ancak.

Çocuk ağlamaz bağırır.

Ağlamak için lisan gerekir.

Turistlerin resmini çektiği, kurumuş çeşmelerimiz var

Hakketmeyenin türlü meziyetlerle övüldüğü, övülenin de “vallahi bunlar bende yoktur” demediği kayboluşlarımız...

Birbiri ardına bir döngü.

Geçmişe özlem, geleceğe ümit.

Ahlak yerine, 'etik'.

Allah yerine”, 'İslam'.

Tabiat yerine doğa.

Her hadisenin manevi bir illeti vardır.

Görenleri sev.

Herkes şikayet eder de bir kendinden etmez.

Bir ele alsak kendimizi, lakırdıya gerek kalmayacak…

Hiddete ve üzüntüye.

Gördüğüm şeyler yaptıklarımdır.

Bir yere gelmek için dostlarımı kullandımsa… 

Bir yere gelmek için beni dost belleyebilirler.

Acıdır

Aradığımız burnumuzun dibinde…

Ben şaşırmıyorum.

Şikayet ettiğim her şeyin bende olduğunu biliyorum artık.

Yaşlanıyorum...

Diyorlar ki haramhelal mi!..

Ayet net, estetik sana kalmış.

İlmi ve sanatı önceleyenler için tabii… 

Yoksa yap yap, yapma yapma.

Hakikati bilenler der ki; oltayla tutma balığı, aldatma!

Gücün yetiyorsa avlan, kaçanı yakala, hak et.

Avlandığında tuttuğun şey helal olan deryaya aitse de şeklini şemalini beğenmedinse yeme!..

Güzelsin, güzel olanı ye; naifsin naifliğini vahşileştirme!..

Ayet ayet yol

Nasıl yürüdüğünse derdin.

Derdin kimin ne dediği değil, hakikatse…

Hakikati bağırarak söyleyenle nazikçe söyleyen de hakikattir.

Güzeli ye” dedilerse bize, onu da çekeriz başkaca yerlere…

Ne halt edersen et.

Güzelsen güzel et.

En iyisini haketmek için gelmediğimiz dünyada zayıfı, çelimsizi seç.

Güzel seç.

En iyisi bize sunuldukça, en azını seç.

Kaliteli bir hırkayla lüks bir ceketi ayır.

Alanını daralt ki yerin sabitleşsin.

Alamazsan vermeyi seç, sende yoksa isteme.

Geri dönecektir…

*

-Bir kimse, Cüneyd-i Bağdâdî Hazretlerine, “Bu Zamanda hakîki kardeşlikler azaldı… Nerede o Allah için olan kardeşlikler, eski dostluklar...” demişti.

Cüneyd-i Bağdâdî, bu sözün sahibine şu karşılığı verdi; eğer senin sıkıntılarına katlanacak, ihtiyaçlarını giderecek birini arıyorsan, bu zamanda öyle bir kardeşi ve dostu bulamazsın ama kendisine Allah için yardım edeceğin, sıkıntılarına Allah rızâsı için katlanacağın kardeş ve dost arıyorsan, böyleleri çoktur.-

ALLAH, rızkınızı güzel, ömrünüzü müjdat etsin!..

.

Arzu Leyal, dikGAZETE.com